Kazlıçeşme'de Görülmemiş Kalabalık: 1.250.000 Katılımcıyla Tarihî Rekor



Kazlıçeşme'de mahşeri bir kalabalık var. Erdoğan'ın halka hitabı sırasında açılan Türk Bayrağı ve Erdoğan Bayrağı muhteşem bir görüntüye imza attı.

AK Parti'nin dün Ankara Sincan'da ilkini gerçekleştirdiği "Milli İradeye Saygı" mitinginin ikincisi bugün Zeytinburnu Kazlıçeşme Meydanı'nda düzenleniyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, meydanı dolduran kalabalığa sesleniyor.

Konuşmasına meydanı dolduran kalabalığı selamlayarak başladı Erdoğan. "Aziz İstanbul seni saygıyla selamlıyorum, seni sevgiyle selamlıyorum, seni en kalbi muhabbetle selamlıyorum ey aziz İstanbul" dedi.

MAHŞERÎ KALABALIK

Miting alanı muhteşem görüntülere sahne oluyor. Mahşerî bir kalabalığın bulunduğu meydanda ellerde Türk Bayrakları ve ilginç pankartlar yer alıyor.

DEVASA TÜRK BAYRAĞI VE ERDOĞAN BAYRAĞI

Ancak en dikkat çeken görüntü, Başbakan Erdoğan'ın konuşmasının arasında vatandaşların elden ele açtığı devasa Türk Bayrağı ve Erdoğan Bayrağı oldu.

Helikopter kamerasına yansıyan görüntüler de alandaki atmosferi muhteşem bir şekilde yansıtıyor.

İnternethaber 16.06.2013

Polis Raporuna Göre 16 Haziran 2013 AK Parti İstanbul Mitingi'ne 1.250.000 Kişi Katılımda Bulunmuş

Başbakan Erdoğan'ın danışmanı AK Parti Milletvekili Yalçın Akdoğan'ın açıklamasına göre, 16 Haziran 2013 AK Parti İstanbul Mitingi'ne 1.250.000 kişi katılmış.

Yalçın Akdoğan, Star gazetesindeki 18 Haziran 2013 tarihli Hodri Meydan başlıklı makalesinde şunları söylüyor: "Kazlıçeşme mitingi, Cumhuriyet tarihinin belki de en büyük, en coşkulu mitingidir. Polis raporuna göre 1 milyon 250 bin kişinin katıldığı, yüzbinlerce insanın alana giremediği bu büyük mitingin mesajını alamayan insanlara sadece üzülürüz."

Kaynak

Star 18.06.2013

Erdoğan, İstanbul Mitinginde Konuştu



Başbakan, Milli İradeye Saygı Mitingleri kapsamında İstanbul'da seçmenlere seslendi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gezi Parkı protestolarının ardından AK Parti'nin düzenlediği Milli İradeye Saygı mitinglerinin İstanbul ayağında konuştu.

1.000.000'U GEÇTİ İDDİASI

Erdoğan, dün Ankara Sincan'da büyük bir kalabalığa seslenmişti. Bugün ise İstanbul'da, Ankara'dakinden daha büyük bir kalabalığın karşısında konuşuyor. Kanal 24'ün bildirdiği son dakika bilgisine göre alandaki insan sayısı 1.000.000'u geçti.



(Miting alalına gitmek isteyen vatandaşlar kilometrelerce yürümek zorunda kaldılar)

İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları...

Küçükçekmece, Maltepe, Pendik nerede? Sizleri saygıyla selamlıyorum. Sarıyer nerede Silivri nerede? Şişli, Tuzla, Ümraniye, Üsküdar ve şu anda Zeytinburnu... Hanfendiler Beyfendiler, 7'den 70'e tüm istanbullular. Sizleri selamlıyorum. Geleceğimiz, umudumuz çocuklarımızı görüyorum onları selamlıyorum. Bu coşkunuz bu samimiyetiniz için size teşekkür ediyorum. İstanbul demek Türkiye demektir. İstanbul demek Ortadoğu demektir, Balkanlar, Kuzey Afrika demektir. Avrupa, Asya, Afrika demektir. İşte bu kadim Osmanlı Başkenti'nden tüm yeryüzünün yeryüzündeki tüm dostlarımızı gönülden selamlıyorum. Alanda duymayan yok değil mi? Şöyle elleri bir göreyim duyuyor muyuz? Anlıyorum ki şu anda dünya bizi izliyor. Bir çok dost şehrinde bizim için haykırıyor. Yalana dolana talana hayır diyenler bizimle yürüyor. Günlerdir dünyanın değişik yerlerinde bizler için gösteriler yapıyorlar. Bilsinler ki onların kalbi nasıl İstanbul'da atıyorsa İstanbul'un kalbi de o şehirlerden atıyor.

LAHOR, BOSNA, ÜSKÜP BURADA MI?

Şu alana giremeyen kardeşlerim var; büyük yekünler halinde geliyorlar aslında; ama maalesef bu alan giremeycekler. Malezya Kuala Lumpur burada mı? Pakistan Lahor burada mı? Makedonya Üsküp burada mı? Prizren, Bosna Hersek, Zenitsa burada mı? Angola, Somali burada mı?

BBC, CNN, REUTERS BUNU DA GÖRME

Ortadoğu'da, Amerika'da, Asya'da bizi bağrına basan tüm kardeşlerimi İstanbul'dan yürekten selamlıyorum. Dün Ankara'da söyledim; bugün İstanbul'da yine söylüyorum: Eğer Türkiye fotoğrafı görmek isteyen varsa fotoğraf burada. Uluslararası medya bunu da gizleyin olur mu? Hadi bakalım BBC bunu da gizle. CNN bunu da gizle, Reuters bunu da gizle. Günlerdir yalan haberler ürettiniz; dünyaya Türkiye'yi farklı gösterdiniz. Bu millet sizin dünyaya tanıttığınız millet değil. Bu millet gece tencere tava çalan millet değil. Bugün üniversite giriş imtihanları var. Sabah saat 4-5'e kadar tencere tava çalanlar bu milletin gençlerini düşündü mü? Bu milletin gençlerini sevdikleri için mi yaptılar? Çevreci oldukları için mi?

YAKANLAR, YIKANLAR, TAŞ ATANLAR BURADA YOK

Buradaki yüz binler eline çelik bilyeler alanlar değildir. Eline molotof alan hainler burada yok. Polise taş atan, yıkanlar, yağmalayanlar burada değildir. Ve biz söyleyeceğimizi demokratik yollarla söyleriz. Hukukun bize tanıdığı yerlerde söyleriz. İstanbul'un miting alanı neredeyse orada sözümüzü söyleriz. Bana günlerce heyetler geldi. Taksim Platformu'ndayız dediler. Görüşmeler yaptım. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak onlarla görüşmeler yaptım ve kendileriyle konuştuk görüştük; dedim ki niye bu gençler burada duruyor? Yani yeşili korumak için mi burada duruyor? Eğer yeşili korumak için duruyorsa niçin yargı sürecine uyarım diyen bir iktidar var bunu görmüyor mu? Yargı velev ki lehimizde karar verdi halk oylaması yapalım halkımız ne diyorsa onu yapalım dedik. Ne deseler beğenirsiniz; büyük bir çoğunluğu evet dedi fakat çok enteresan, dışarıya çıktılar bir bayan ne derse beğenirsiniz? Önce saygı duydum sonra üzüldüm. Bize böyle bir teklif yapılmadı dedi. Bir başka grubu kabul ettik; onlara da aynı şeyi söyledik.

GEZİ PARKI BOŞALTILDI; BELEDİYEMİZ ÇİÇEK EKİYOR

Çoğu dedi ki güzel. Gider gitmez Gezi Parkı'nı boşaltsınlar dedim. Orası belli kişilerin parkı değildir. Tüm meydana gelenlerin parkıdır. Bu parklar asla işgal altında olamaz ve benim sabrım buraya geldi. Boşaltmazsanız bedeli ne olursa olsun Kılıçdaroğlu'na rağmen, terör örgütlerine rağmen burayı boşaltacağız dedik. Şu anda Taksim Meydanı boşaltıldı. Belediye, Gezi Parkı'nın içini boşalttı. Gerçek çevreciler şu anda iş başında. Atatürk Anıtı'nın oranın da çevresindeki çiçeklendirmeler yapıldı. Kim bu? Çevreci AK Parti iktidarı. Bunların çevrecilikle alakası yok. Bunlar yeşili duman ederler. Bunların dikili ağacı yoktur bu ülkede.

AKLISELİME SESLENİYORUM

Aklıselime çağrı yapıyorum; saat 16.00'da çağrı yaptılar oyuna gelmeyin. Efendi değilim hizmetkârım. Bu Başbakanınız İstanbul'da çöp dağlarını ortadan kaldıran bir belediye başkanıdır. İstanbul'un susuzluğunu gideren bir belediye başkanıyım. Benden önce CHP'li başkan vardı. Kirlilik vardı, susuzluk vardı. Ah gençler, özellikle 20 yaşındaki gençlere sesleniyorum. Onlara doğruyu anlatmak lazım. 180 km'den İstanbul'a su getiren bir belediye başkanı var. 2 yılda İstanbul'daki hava kirliliğini temizleyen bir belediye başkanı. Haliç'in nasıl koktuğunu biliyorsunuz değil mi? 2.5 milyar çamuru oradan çıkardık ve Alibeyköy'deki maden ocaklarına taşıdık. 650 bin metrekarelik bir oyun alanı yaptık. Haliç'in yanından geldim, ey Allah'ım sana hamdolsun bize bu günleri de gösterdin.

TÜRKİYE ÜZERİNDE OYUN OYNAYANLAR TİR TİR TİTREYECEK

Biz sabrederiz ve hesabımızı sandıkta sorarız. 28 Şubat'ı merhum Erbakan'dan önce millete karşı yaptılar. Bunlar Cumhuriyet mitinglerini partimizi kapatma senaryolarını bize karşı hukuka karşı tertip ettiler. Bu millet sabretti sükût etti; 12 Haziran'da bunun hesabını sordu. Bu millet demokrasiye her zaman sahip çıktı. Ey Aziz İstanbul, şimdi sizlere soruyorum. Öyle bir haykıracaksınız ki sesiniz tüm Türkiye'den duyulacak; Ankara'dan, Van'dan, Hakkâri'den, Bursa'dan duyulacak. Saraybosna sizi duyacak. Öyle bir haykıracaksınız ki Şam, Gazze sizi duyacak. Türkiye üzerine oyun kuranlar; ofislerinde, stüdyolarında, bilgisayarlarının başında tir tir titreyecekler.

İSTANBUL SADECE TAKSİM'DEN İBARET DEĞİL

İstanbul hazır mıyız? Demokrasiye sahip çıkıyor muyuz? Hukukuka sahip çıkıyor muyuz? Milli iradeye sahip çıkıyor muyuz? Bizimle misin İstanbul? Beraber miyiz, bir miyiz İstanbul? Kardeş miyiz? ( Mitinge katılanların hepsi "Evet" dedi ) İşte bu. İşte Türkiye bu. Yazılı ve görsel medya bunu da saptırmazsınız inşaallah. Ama cibilliyeti belli, gerçek fotoğraf burada. Dost da düşman da şunu anlasın; Türkiye sadece Taksim'den ibaret değildir, Kuğulu Park'tan ibaret değildir. Türkiye; Kasımpaşa'dır, Fatih'tir, Üsküdar'dır.

TÜRK BAHARI 3 KASIM 2002'DE OLDU

Hiç kimsenin oyunu bize işlemez, çirkin senaryoları bize dokunamaz. Türkiye, uluslararası medya kuruluşlarının üzerinde operasyon yapabildikleri bir ülke değildir. Arap Baharı'nı gördük şimdi de Türkiye Baharı'na hazır olun diyorlar. İçeride de uzantıları olan be hey gafil, be hey cahil, Türkiye'de Türk Baharı 3 Kasım 2002'de oldu; ama onlar bunun farkında değil. Bunların gözü var görmez, kulağı var duymaz, gerçeği söylemez. Ama işte millet işte karar. Türkiye, sosyal medya üzerinde oynanan oyunlarla üzerinde operasyon yapılacak bir ülke değildir. Daha ilk gün AP'ye dedik: Sizin aldığınız kararı tanımıyoruz. Türkiye şu anda AB üyesi değil, müzakereci. Eğer siz dürüstseniz diyorum ki, Yunanistan'da bu kadar eylemler oldu, yakıldı yıkıldı, kalktınız 100 milyarlarca avro onlara yardım ettiniz. İngiltere'de daha yeni G-8'le ilgili olarak 50 tane gösteri yapanı gözaltına aldılar. İngiltere ile ilgili ne karar aldın söyler misin? Fransa'da onca olaylar oldu karar alabildin mi?

OTELLERİNDE EYLEMCİLERİ YATIRANLARDAN HESAP SORACAĞIZ

Yazılı ve görsel medyaya sesleniyorum: Dürüst olun, namuslu olun namuslu. Bu gerçekleri yazın. Eğer Tayyip Erdoğan'dan dürüst olmamayı bekliyorsanız yanılıyorsunuz. Bunlar bugüne kadar güdülen iktidarlara alışmıştı. İstedikleri gibi hükümet kuruyorlardı. İstediklerini indiriyorlardı. Türkiye'de bazı medya kuruluşları aynı oyunun içinde. Hepsi turnusol kâğıdı gibi ortaya çıktı. Faiz lobisi çok güzel ortaya çıktı. Taksim Meydanı'na 30 bin kumanyayı gönderenlerini de, otellerde eylemcileri yatıranları da çok iyi biliyoruz. Eğer biz bunların hesabını sormazsak bu millet bizden hesap sorar.

Eğer Türkiye'yi gerçekten tanımak isteyenler varsa, gerçek bir Türkiye fotoğrafını yansıtmayan örgütlere değil, kitlesel örgütlerden tanımaya özellikle AK Parti'den Türkiye'yi tanımaya çalışsınlar.

Kendi ideolojilerini, kendi yaşam tarzlarını Türkiye'nin geneli gibi yansıtanlar, Avrupalı muhattaplarını yerinde görsünler. Avrupa'nın da bunlara karşı dikkatli olmasını, oradaki dostlarımızın bu konuda dikkatli olmasını özellikle rica ediyoruz.

ÇAPULCU DEDİM RAHATSIZ OLDULAR, YARASI OLAN GOCUNUR

10.5 yıldır iktidardayız. Şuraya özellikle dikkatleri çekmek istiyorum; yaşı 20 olan samimi gençler vardı. Onlar çekildi. Çapulcu dedim rahatsız oldular. TDK'nın çapulcu tanımını yaptım. Çapulcu, kamu düzenini bozanlara denir. Bunlar kamu düzenini bozmak isteyenler değil mi? Bunları görmeyecek miyiz? Biz gençlerimizin bunu bilmesini istiyoruz. 10.5 yıl önce polisin sınırsız güç kullanma hakkı vardı. Biz bunu sınırladık. Gözaltı sürelerini bizim kısaltmamıza rağmen, polisin toplumsal olaylara müdahalesini hukuk çerçevesine almamıza rağmen bizi anlamak istememeleri mümkün değil. İşkenceye sıfır tolerans dedik. Keyfiliğe yok dedik. Üstünlerin hukukundan hukukun üstünlüğüne geçişi biz sağladık.

BEYOĞLU'NDA 30 BİN YATAK BOŞALDI

Dediler ki, biz istediğimiz yerde miting yapmalıyız. Ben onlara kibarca davrandım. Bu ülke yolgeçen hanı değil. İstediğin yerde istediğin gibi miting yapamazsın. Neresi gösterilirse orada yaparsın. Neden, şu anda Beyoğlu'nda 30 bin yatak kapasitesi var; hemen hepsi boşaldı. O çevredeki esnaf kan ağlıyor. 18 gündür cam çerçeve hep kırıldı ve oradaki esnafımıza yazık değil mi? Bunların zararlarını kim karşılayacak? Aynı şey Ankara... Bütün otobüs durakları yakıldı yıkıldı, canım seramikler yerlerde. 200 sivil vatandaşımızın aracı yakıldı yıkıldı.

PAÇAVRALARI 24 SAAT İÇİNDE İNDİRİN DEDİM

Şimdi buradan Türkiye'ye sesleniyorum: AKM bir kamu kuruluşudur, işgal edildi; legal ve illegal örgütler tarafından. Teröristlerin resimleri vardı orada. Paçavralar vardı. Bu arada Türkiye Başbakanı'na hakaret edenler vardı. Onları oradan indirmeyecektik te ne yapacaktık? Döner dönmez şunu söyledim: 24 saat içinde bunlar temizlenecek. Bu ülkede biz bu teröristlere burayı bırakamayız. Bitmedi... Cumhuriyet Anıtı'nda ne vardı? Bölücübaşı yanında Atatürk'ün resmi, yanında Türk Bayrağı. Bi dakika buradan ulusalcılara sesleniyorum: Ey CHP ve ulusalcılar! Terörist bayrağı ve Atatürk'ü nasıl yan yana getirdiniz. Milletvekilleriniz bunların önüne geçiyor, niye bunları temizlemediler? Polisimiz görevini yaptı ve 24 saat içinde oralar temizlendi. Bazıları diyor ki özgürlük bu. Ne özgürlüğü ya?

CHP NİYE ABİDİK GUBİDİK NUMARALAR YAPIYOR?

O park bu işgal güçlerinin değil, samimi duygularla oraya gelen gençlerin de değil, tüm İstanbullular'ın. Ben buraya çadır kuracam diyor, kuramazsın kardeşim. Yaylalar çok, git orada kur. Efendim bir tanesi olsun da diğerleri de mesajlarını versin. Dert başka dert. Ne diyor bi tanesi, sözüm ona sanatçı? Terör estiren kişi sanatçı olmaz. Ne diyor: 'Mesele Gezi Parkı mı ya, hâlâ anlamadın mı?' Şu hâle bak. Mesele Gezi Parkı değil, mesele bu iktidarı devirmek. Bu iktidarı indirmek istiyorsan bunun yeri seçimdir. Niye dürüst olmuyorsun da abidik gubidik numaralar yapıyorsunuz?

Karanlık suç örgütlerini yok ettik. Sanat ve sanatçı üzerindeki baskıyı biz kaldırdık. 10.5 yıl önce böyle gösterileri yapmayı hiç kimse akıl edemezdi. 10.5 yıl önce süreç çok daha farklı çalışıyordu. Medyanın, internetin bu kadar özgürce kullanılması o zaman tahayyül edilemiyordu. Şu anda yüzlerce balıkçı teknesiyle denizde olan kardeşlerimiz, Gezi'de değil denizde yanınızdayız diyorlar.

POLİSİMİ KARNINDAN KURŞUNLA VURDULAR

Şu 18 günde hukukun, demokrasinin dışına çıkılmasına asla müsaade etmedik. Gaz kullanmayacak dedi. Ne o kullanmayacak mıyız? En ileri ülkelere bak; biber gazını kullanma yetkisi var. En ileri ülkelerde hatta kurşun sıkarlar ölümüne. Önce uyarı atışı yaparlar, arkasından daha serti. Şu anda hastanelerde 3 kişi var; bunlardan bir tanesi benim komiserim. Akşam ona kurşunla ateş açtılar. Bir diğeri de ayağından yaralandı. Bir sivil vatandaşımız da biber gazıyla gözünden yaralandı. Böyle bir tablo içinde; polisimiz, yargımız, demokrasimiz çok zorlu bir sınava tâbi tutuldu. Biz bu sınavı başarıyla aştık.

MOBESELERDE HEPSİNİ TEK TEK TESPİT ETTİK

Hatalar yapılmış olabilir, istenmeyen manzaralar ortaya çıkmış olabilir. Ankara'da baktım ki yürüyen bir grubun önünde CHP'li vekiller yere çökmüş şov yapıyorlar. Sen milletvekilisin, teröre fırsat vermemelisin. Ülkesine devletine yardımcı olmak. Ama bunlar terör estirmek isteyenlerin önünü açmıştır. İstanbul'da Divan Oteli'ne giden CHP milletvekili benim Vali'me hakaret ediyor. Kim bu CHP milletvekili? Bunların meşrebi, cibilliyeti bu. Bunların tarihi bu; çünkü sandıkta alamadıkları neticeleri buralardan alacaklarını zannediyorlar. Şunu herkesin çok iyi bilmesini istiyorum: Polisimizin yanlışı varsa onu sorgularız; ama polisimize şiddet gösterenleri de tek tek inceleyeceğiz ve araştıracağız. Bütün MOBESE kameralarında kayıtlar var. Sosyal medyada provokasyon yapanları da araştıracağız. Arkadan lojistik destek verenleri de deşifre edeceğiz. Dünyanın değişik yerlerinden gelip Taksim'deki olaylara karışanların ne işi var? Hatay'da da bunları gördük. Bu olayları organize edenler olarak gördük.

BAZI OKUL MÜDÜRLERİ OKULA GELMEYİN DİYOR

Şimdi ben buradan bazı okulların müdürlerine, öğretmenlerine sesleniyorum: Ben, bu tür okul müdürlerini okullarımızın başında görmeyi asla kabul emiyorum. Bu yavrularımızı size teslim ettik; anarşist olsun diye teslim etmedik. Birilerinin mitingine derslerden çıkararak gönderen değil. İmtihan var bugün okula gelmeyin diyorlar.

Sabah 4'e 5'e kadar tencere tava hep aynı hava. Bunları çalanlar hava mı görmek istiyorsunız buyurun size hava. Bak burada başı açığıyla başı örtülüyle yediden yetmişe bir dayanışma var. Burada beraberlik var, kardeşlik var, burada vatanseverlik var, burada kavga yok, burada gürültü yok, yakma yıkma yok. Şefkat var.

BAŞÖRTÜLÜ KARDEŞLERİME EL UZATANLARDAN HESAP SORACAĞIZ

Benim başörtülü kardeşime, yanında yavrusu olmasına rağmen orada şiddet uygulayanlara, camiye ayakkabılarıyla girip orayı işgal edenlere, orada alkol kullanan saygısızlara hukuk çerçevesinde gereken hesabı mutlaka soracağız. Dün Ankara'da ifade ettim. Sizlerin de bunu iyi görmenizi istiyorum. Geçtiğimiz Mayıs ayı bizim için gerçekten çok farklı bir aydı. Mayıs ayında neler oldu biliyor musunuz? Televizyonlarda izlediniz dinlediniz. Aramızda bulunan MHP'li kardeşlerime sesleniyorum: Bahçeli rahatsız olmuş. Niye rahatsız oluyor her zamanki üslubuyla.

SAADET PARTİLİ BİRİ KALKMIŞ RANT DİYOR. YAZIKLAR OLSUN!

Saadet Partili kardeşlerime... Aralarındaki bazıları bunun siyasi bir rant olduğunu iddia ediyor yazıklar olsun! Nasıl böyle dersin? 46 milyar dolarlık, İstanbul'a 3. havalimanı ihalesini gerçekleştirdik. Devletin kasasından tek kuruş çıkmadan dünyanın en büyük havalimanını yap işlet devret modeliyle ihale ettik. Bunu tabi hazmedemediler. 2017'de hizmete giriyor. Atatürk Havalimanı ihtiyaca cevap veremiyor. Alan ihtiyaca cevap vermiyor. Ama şimdi yılda 100 milyon yolcu kapasiteli havalimanını yapıyoruz.

Japonlar'la nükleer enerji ihalesini yapıyoruz ve daha sonra 3. enerji santralini biz yapacağız.

3. köprünün temelini attık. İzlediniz değil mi? Bu köprüde 4 gidiş 4 geliş var; aynı zamanda burada raylı sistem olacak.

FAİZ LOBİSİ ÇILDIRIYOR

İstanbul borsası 93.000'e çıktı. Merkez Bankası döviz rezervi 27.5 milyar dolardan 135 milyar dolara çıktı; rekor kırdı. Gösterge faizi % 63'tü. Devlet bu rakamlarla borçlanırken bu faiz tarihinin en düşük seviyesine 4,61'e indi. Bizim kazancımız 642 milyar. Faiz lobisi çıldırıyor. Niye? Bu para onların cebinde kalacaktı. Bu yol oldu 16 bin kilometre ile. Okul oldu, hastane oldu, enerji santralleri oldu, adalet sarayları oldu, emniyet binaları oldu. Türkiye'nin her yerinde 2 milyar 800 milyon ağaç ve fidan oldu.

IMF'YE BORCU BİTİRDİK

Çıkmış bir partinin başkanı, hesap yaptım, 780 bin metrekarelik Türkiye'ye bu kadar ağaç dikilmez diyor. Sen matematikten de anlamazsın çevrecilikten de. Senin başka mesailerin var; ama git Orman Bakanıma bir tezgahından geç.

4 kredi derecelendirme kuruluşu art arda Türkiye'nin kredi notunu Mayıs ayı içinde arttırdı. Biz göreve geldiğimizde Türkiye'nin IMF'ye borcu 23.5 milyar dolardı. 14 Mayıs'ta son taksidi ödedik ve borç defterini kapattık. Çıkıyor MHP konuşuyor, CHP konuşuyor, tabi yapacaktın diyor. Bizden öncekiler niye yapamadı peki? Şimdi buraya geldiler.

Açılım süreci hayırlı bir şekilde yürüyor. 63 âkil insan sahada çalıştı, raporlarını hazırlayacak; biz de onların bilgilerini toparlayıp analiz edeceğiz. Artık benim milletim köyüne geri dönebiliyor. Dağlarında pikniğe gidebiliyor.

DÜNYANIN HİÇBİR YERİNDE BENİM GİBİ BAŞBAKANI BULAMAZSIN

Bu ülke demokratik, laik bir hukuk devleti. Neden bu yollara düştünüz. Dolmabahçe'ye giderken yollarda tek bir kilit taşı göremedim. Aman Yarabbim; oralar tanınmaz hâle getirilmiş. Bu nasıl vatanseverlik, bu nasıl vatanseverlik? Çevreciyim diyenler bunları aralarında nasıl barındırdılar? Buradan tüm gençlere sesleniyorum: Bakanlar kurulu toplantısında daha fazla vakit ayırdım. Geldiler dertlerini anlattılar; ama çıkınca başka bir şey diyorlar. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir başbakan da göremezler hiç kusura bakmasınlar.

Bu nasıl bir diktatör ki samimi eylemcilerle bir araya gelebilecek. Biz bu milletin hizmetkârıyız. Biz bütün adımlarımızı sevgi üzerine bina ettik.

Mesele Gezi Parkı değil diyorlardı ya, mesele başka. Önce partimin genel merkezine lav silahıyla saldırdılar. Odama saldırdılar, ardından Reyhanlı'da 53 kardeşimi katlettiler. Şimdi bu olaylar da zincirin bir parçası. Bu gösterilerde yer alan kardeşlerime sesleniyorum: Mesele Gezi Parkı, ağaç çevre değil. Mesele demokrasi, milli irade; mesele millet. Asıl mesele Türkiye'dir. O gösterilerde yer alan kardeşlerim artık bunu görsün. Bu oyunu hep beraber bozmalıyız. O gösterilerde yer alan kardeşlerim hedefin birliğimiz bütünlüğümüz olduğunu görsün.

ULUSALCIYIZ DİYORLAR AMA BÖLÜCÜLERLE YAN YANA

Ellerinde Türk Bayrağı'yla geziyorlar, Türk Bayrağı'nı yakanlarla birlikte oluyorlar. Bu arada Gazi Mustafa Kemal'i de istismar ediyorlar. Ulusalcıyız diyorlar; ama her türlü bölücü örgütle beraber hareket ediyorlar. Buradan CHP'ye, ulusalcılara sesleniyorum: AKM'ye asılan o paçavralar içinize sindi mi? Cumhuriyet Anıtı'na asılan o paçavralar içinize sindi mi? 18 gündür sokaklara yazılan küfürler içinize sindi mi? Bunlar karakterlerinin gereğini yapıyorlar.

Seka'yı park yapacağız dedik. Şimdi o devasa alan parktır park. Kocaeli Halkı şimdi orada geziyor, dinleniyor. Belli bir kısmı da şehir müzesi olarak kullanılıyor. Biz, Taksim'e şehir müzesi dedik. Oradaki 500 ağaç yerinde duracak. Bütün araçlar Taksim'de artık yer altına alınıyor. Egzos kokusunu artık tenefüs etmeyeceğiz. Hayır olmaz diyorlar; ama biz de diyoruz ki, halk ne derse o olur. 1 hafta önce CHP Genel Başkanı çıktı halk oylaması dedi; dün çıktı ne plebisit, ne yargı, ne de halk oylaması diyor. Sen kimsin ya? Millete rağmen sen bir şey söyleyemezsin? Bu neyin kafası? Sorsan plebisit de bilmez. Geçti o günler. 27 Mayıslar gerilerde kaldı. İstesen de istemesen de egemenlik milletindir. Demokrasinin sahibi millettir, sandığın sahibi millettir. Bunu kabul edeceksin.

63 YIL ÖNCE BUGÜN EZAN KENDİ DİLİNDE OKUNMAYA BAŞLANDI

Bugün 16 Haziran. Çok anlamlı bir yıldönümünü yâd ediyoruz. Bundan 63 yıl önce Menderes Başbakanlığı'ndaki hükümet, şu İstanbul'un minarelerinden ezan iç karartıcı kulak tırmalayıcı bir sesle Tanrı Uludur diyorlardı; 1950'de merhum Adnan Menderes, bu büyük zulme son verdi. Minarelerde ezan aslıyla Allahu Ekber diyerek okunmaya başlandı. Önce hükümeti devirdiler, sonra da 2 arkadaşıyla birlikte götürüp astılar. Sayın Başbakan çok sert, diktatör diyenlere sesleniyorum: Sayın Menderes çok kibardı, nazikti. Bu kadar nazik insanı ipe götürdünüz astınız be vicdansızlar. Şimdi Erdoğan için bunu kullanıyorsunuz. Biz ölüm haktır, Allah'ın verdiği ömrü Allah'tan başka alamaz, biz buna inanmış insanlarız. Biz, milletimizle kucaklaşmışız. Milletimizle bütünüz. Bizi ayırmaya kimsenin gücü yetmeyecek.

BİZ ALEVİ-SÜNNİ, HIRİSTİYAN-MÜSLÜMAN AYRIMI YAPMADIK

Biz % 50 ile geldik; ama biz % 100'ün hükümetiyiz. Kardeşlerim, Hakkâri'de bizim milletvkilimiz yok; ama oraya hizmet gitmiyor mu? Üniversitesi var, yolları yapılıyor, şimdi de havalimanı yapılıyor. Iğdır'da havaalanını yaptık, yollar yapıldı, hastane yapıldı. Ayrım yok. Benim milletvekilim var ya da yok diye bir ayrım düşünmedik. Bu ülkede Alevi-Sünni, Hristiyan-Müslüman ayrımı yapmayan tek iktidar AK Parti iktidarı.

CUMHURİYETİ BİRLİKTE KURDUK BİRLİKTE YAŞATACAĞIZ

Gezi Parkı'nda ağaçların arkasına saklanıp kirli hesaplar yapanların kimler olduğunu biliyoruz. Faiz lobisini de biliyoruz. Kaymak tabakayı çok iyi tanıyoruz. Sandıktan başka bir yol arayanlara sandıktan başka bir geçit vermeyeceğiz. Terör örgütlerinin vandallıkla, ahlâksızlıkla milletin huzurunu bozmalarına imkân vermeyeceğiz. Sadece AK Partililer olarak değil, bugün tüm Türkiye olarak demokrasiye vurgu yapıyoruz. Bu Cumhuriyeti hep birlikte kurduk, hep birlikte yaşatacağız.

Şimdi, tencere tava çalanlara sesleniyorum: Sizler de benim vatandaşlarımsınız. Bu tencere tavayı gece yarılarında çalacağınıza gelin meydanlarda çalın, verin buradan mesajınızı. Hiç kimseyi dışlamadan, kimseye hor bakmadan, kimsenin hayat tarzına müdahale etmeden kardeşlik hukukunu gözeterek yaşayacağız.

Kaynak

En Son Haber 16.06.2013

Erdoğan'ı duasıyla bir an olsun yalnız bırakmadı



Dün yapılan ve 1 buçuk milyona yakın katılımın olduğu Kazlıçeşme miting alanında çekilen bu fotoğraf, sosyal medyada günün en çok paylaşılanları arasında yer aldı.

Milli İrade'ye Saygı mitingine katılan isimler arasında yer alan Uğur Işılak'ın çektiği bu fotoğraf, Twitter'da en çok retweet yapılanlar arasına girdi.

Erdoğan'ın konuşma yaptığı sahnenin hemen arkasında mitingin başından sonuna kadar devamlı elleri açık dua eden ve zaman zaman gözyaşlarını tutamayan yaşlı adamın görüntüsünü çeken Işılak'ın, not olarak yazdığı, 'Başbakanı konuşması boyunca gözyaşlarıyla bir an bile yalnız bırakmayan koruması. Bu koruma diğerlerine benzemiyor.' sözleri dikkat çekti.



UĞUR IŞILAK: NEDEN Mİ ORADAYDIM!



Haber 7'ye konuşan Uğur Işılak, mitinge katılma gerekçesini, 'Bu bir parti üstü meseledir.' diye özetleyerek şunları söyledi:

Bu bir parti mitinginden ziyade, milli iradeye saygı duyanların medeniyet ve irade gösterisiydi.

Neden oradaydım...

Yaklaşık 20 gündür devam eden ulusal ve küresel oyunun kurucuları ve bilinçli-bilinçsiz destekçilerine, millet burada demek için oradaydım.

Tahrik ve tahrip edenlerin, sokakları yakıp yıkarak hiçbir yere varamayacaklarını, bu kafanın artık değişmesi ve milli iradeye saygı duyması gerektiğini göstermek için oradaydım.

İnsanların farklı düşünce ve görüşe sahip olabileceklerini, ancak bu farklılığı şiddet ve yağma olmadan sunmaya mecbur olduklarını ifade etmek için oradaydım.

Millet için hayır olan her şeye "hayır" diyenlere karşılık, milletin hayrına olan her şeye evet demek için oradaydım.

Küresel oyuncaların aciz bir Başbakan portresi çizmek üzere, özür beklemelerine mukabil, en ufak bir taviz vermeksizin, Milletinin itibarını önde tutup dik duran bir Başbakanın yanında olduğum için oradaydım.

Türk Baharı arayanlara, bu baharın ağaç altında, sokak aralarında değil, Türkiye'nin küçük bir yansıması olan Kazlıçeşme'de olduğunu göstermek için oradaydım.

Meşru bir iktidara karşı gayrimeşru oluşumları savunanlara ibret olsun diye oradaydım.

Duyun "sol" olabilir, fakat bu ülkeye sahip çıkmak için sağduyulu olmalıyız demek için oradaydım.

Eşkiyalar değil, evliyalar diyarından olduğum için oradaydım.

Baronların, lobilerin, çetelerin değil, Hakk'ın ve haklının yanında olduğum için oradaydım.

Son olarak şunu ifade etmek isterim ki: "Yarının en büyük müflisi, bugünün 'nefret' , 'nifak' ve 'isyan' yatırımcısıdır. Unutma!!! Bu millet unutmaz.

Kaynak

Haber 7 17.06.2013

Türk Siyasi Tarihi'nin Gelmiş Geçmiş En Büyük Siyasi Parti Mitingi Olan 16 Haziran 2013 AK Parti İstanbul Mitingi'nin Fotoğrafları

Türk Siyasi Tarihi'nin Gelmiş Geçmiş En Büyük Siyasi Parti Mitingi Olan 16 Haziran 2013 AK Parti İstanbul Mitingi'nin Videoları

AK Parti Genel Başbakanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan: Eğer Türkiye Fotoğrafı Görmek İsteyen Varsa Fotoğraf Burada

YouTube Video

YouTube Video

YouTube Video

YouTube Video