AK Gençliğin Buluşma Noktası
Köşe Yazıları Köşe yazıları burada paylaşılıyor.



 
Stil
Seçenekler
 
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 05-22-2009, 04:29   #1
Kullanıcı Adı
Gölge
Standart "Türkan Saylan'ın savaşları"

M. Emin Parlaktürk
[email protected]


Yaşamında da ölümünde de olay oldu Türkan Saylan .

Yakınlarının ifadesiyle kendi inanç ve ideallerini bir bir hayata geçirdi ve ölüme hazır olduğunu söyleyerek bu dünyadan göçüp gitti.

:“Büyük Hesap Günü”ne hazır olarak gitti ise, ne mutlu ona!

Bizim de dileğimiz; “yaptıklarının karşılığını hakkıyla görmesi”dir.

Zaten zerre miktarı da olsa yapılan her “hayır ve şer”, “iyilik ve kötülük” orada karşılığını bihakkın bulacaktır.

***

Beğeniriz beğenmeyiz ama şu bir vakıa:

Türkan saylan, inandığı değerlerin gerçekten yılmaz bir savaşçısı idi.

İnandığı değerler tartışılabilir.

Ama bunları hayata geçirmedeki kararlılığını, azmini, sabrını ve savaşçılığını kimse tartışamaz...

Keşke her insan onun gibi inanç ve ideallerinin savaşçısı olabilse!

***

Günlerdir dostları, hayat boyu yaptığı mücadeleleri anlatıyorlar.

Hatta bu mücadelelerini “savaşçı” kimliğiyle niteliyorlar.

“Türkan Saylan’ın Savaşları” bir bir sıralanıyor:

O, bir “eğitim savaşçısı” idi.

O, muhtaç öğrencilere el uzatan bir “yoksulluk savaşçısı” idi.

(Hatta ona “iyilik meleği” diyenler de var ki, Cahiliye dönemi müşrik Arap toplumunda meleklerin dişi olduğuna inanılır ve kızlar melek diye nitelendirilirdi).

O, çok sayıda hastayı sağlığına kavuşturan bir “cüzzam savaşçısı” idi.

İnsanların korkulu rüyası kansere “savaş” açan bir “sağlık kahramanı” idi O...

Onun görevi “cehaletle savaş”tı...

O, hep, örnek bir “yurtsever” ve “aydınlanmacı” olarak “savaş”ını sürdürdü...

O, “çağdaş yaşam savaşçısı” idi.

O, darbelerin savunucusu değil “devrimlerin savaşçısı” idi...

.....

Dostları hep böyle sıralıyordu Saylan’ın “savaşçı” özelliklerini...

***

Bunların hepsi doğru olabilir.

Ama Saylan’ın sayılanlardan başka “savaşçı” özellikleri de var.

Bunlar sayılmaz ve unutulursa ona haksızlık yapılacağını düşünüyorum.

İşte Saylan’ın diğer “savaşçı” özellikleri:

O çetin bir “başörtüsü savaşçısı” idi.

Dindar kızların üniversitelere alınmamasının “savaş”ını verdi.

Burs verdikleri öğrenciler arasında “imam hatiplilere savaş” açmıştı.

İmam Hatip Liselerinin kapatılması kampanyalarının en önde gelen “savaşçı”larındandı.

O Kur’an okuyanlara, ve dini tahsil yapanlara “savaş” açanların “amiral köşkü”ndeydi hep.

“Kur’an Kursları Yönetmeliği”ne karşı “savaş açanlar”ın başında geliyordu.

İlköğretim öğrencilerin Kur’an Kursu’na gitmesini yasaklayan yönetmeliğin yılmaz savunucusu ve İHLlerin orta kısmını kapatan“kesintisiz eğitim”in en ateşli savaşçısı idi.

El.Ezher Üniversitesi mezunlarının devlette görev almamaları için “savaş”tı.

“Katsayı” engelini koyan ve kalkmaması için çaba sarf eden bir “savaşçı” idi O.

Devlet kademelerinde “namaz kılan bürokratlara karşı savaş” açanlardandı.

“Dindar Cumhurbaşkanı” seçtirmemek için düzenlenen toplantı ve mitinglerin “savaşçı aktör”lerindendi O.

Türkiye’de “müslümanlık istemeyen”lerin safında yer almış ve “İslami değerler”in topluma yansımasını isteyenlere karşı savaş açmıştı...

Üniversite koridorlarında “türban avı”na çıkan “savaşçı tim”lerin hocası , “ikna odaları”nda beyin yıkayan “militarist ekip”lerin bayan komutanıydı O...

Başlarının içiyle değil dışıyla uğraşıp giyim kuşamları yüzünden genç kızların hayatlarını zehir eden, istikballerini karartan ve birçoğunun ruhsal travma geçirmesine ve hastanelik olmasına sebep olan bir zihniyetin “baş mimarları”ndan biriydi .

Mezun olmaya ramak kalmış yüzlerce “beyin gücü”nün kariyer ve diplomasını çöpe atan ve üniversite kapılarına yığılmış binlerce ilim yolcusunu eğitim dışına itip ülkeyi tek düşünce kalıbına mahkum eden faşizan bir uygulamanın yılmaz bir “savaşçısı”ydı O.

“Katsayı engeli” ve “başörtüsü yasağı” yüzünden öz vatanını terk edip Avrupa yollarına düşen ve maddi manevi nice zorluklar içinde yabancı üniversitelerde başörtülü olarak okumaya mecbur bırakılan öğrencilerin âhını alan bir anlayışın yılmaz savaşçısıydı Türkan Saylan...

***

Niyetimizi kötüye yorup ölen bir kişinin arkasından bunları söylemeyi bize yakıştıramayanlar olabilir.

Onlara sözümüz şu:

Türkan Saylan bu yaptıklarını inkâr etmiyordu ki!

Aksine bundan kıvanç ve onur duyduğunu söylüyordu...

Arkadaşları da bunu iftiharla anlatmıyorlar mı?..

Biz de bunları hatırlayıp ona bu yönde şahitlik yaparak vefa gösterelim dedik.

Ölen bir kişinin arkasından yapacağımız dua da şu:

“Allah dünyada yaptıkları tüm eylemlerinin karşılığını versin.”

 

Gölge isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi