![]() |
#31 | |
![]() Alıntı:
tamam inşallah bende değiştirmeyi düşünüyorum ![]() |
||
![]() |
![]() |
#32 |
![]() iki arkadasada katiliyorum.. mitinge gidince söyle bir gözlem yaptim ve abinin birisi bagiriyor "kahrolsun emperyalizm" baktim gömlegin cebinde "malboro" var abi herhalde icerek, emperyalizmi bitirecek diye düsündüm..
evet mitingler, protestolar toplumsal tepkidir, hic yoktan iyidir de denilebilir ancak getiri olarak bir artisi oldugu söylenemez.. 5 milyon kisi toplansa ne degisecek, israil korkup vahsete son mu verecek yukarida bir arkadasta dile getirmis cogunluk, kalabalik önemli degil önemli olan islevsel tepkidir.. tabiki bir birey olarak elimizden dua ve protesto disinda birsey gelmiyor ancak toplum olarak cok cabuk "galeyana" gelip tepkiyi nereye verecegimizi sasiriyorum.. bende mitingde basbakanimiza, hükümetimize, bakanlarimiza yapilan hakarete varan sloganlari görünce olayin siyasi sova dönüstürüldügünü düsündüm.. |
|
![]() |
![]() |
#33 | |
![]() Alıntı:
Ruhu süzülmüş ekonomik şartları değişmiş bizlerin bir takım ürünleri boykot etmesi ile bu zafer gerçekleşmez. Bunların dışında tarımda teknolojide bilimde her alanda etkili olan bu güce karşı bu boykot cılız kalır sadece direnebildiklerimiz için vicdanımızı rahatlatırız. Eğer dünya ya hükmetmek insanlığı bu vahşetten kurtarmak istiyorsak öyle bir nesil yetiştireceksin ki kalbi iman aklı ilim ile dolu olan asrın duruşunu sergileyebilen her sahada lobisel faasliyetlerde etkili olan hatta iktidarlar vasıtası ile diplomatik baskılar ile insanlığn sağduyusunu harekete geçirerek vahşet sergileyenleri aciz bırakma ile olur. Sanırım bu söylediklerimizde artık yavaş yavaş oluyor. |
||
![]() |
![]() |
#34 |
![]() konuyu açan kardeşimin üzüntüsüne ben de katılıyorum.
dün Zaman gazetesinde türkçe olimpiyatlarına ilk 3 sayfa ayrılırken israil gündemden düşmüştü. israili protesto haberi ilk sayfada küçük bir bölümde yer aldı. ayrıca gazetenin iç sayfalarında İran haksız yere eleştirilmiş. "İran'ın müzakereleri kabul etmemesi ve yapmış olduğu gizli işler ortaya çıkınca Rusya'da İran'a yaptırım konusunda ABD ile anlaştı" diye bir haber vardı zamanda. nedir bu gizli işler? İran 3 hafta önce Türkiye ve Brezilya ile müzakerelerde bulunmadı mı? 1200 kg uranyumu Türiyeye teslim edeceğini açıklamadı mı? Zaman gazetesi ve STV nin İsrail karşısında takındığı "müspetliği" İran ve cemaatin kendince radikal gördüğü gerçek İslami örgütlerine de takınmasını bekliyorum. ayrıca gazetede Netanyahu'nun sözleri uzun uzun yer alıyor. israilin kendini savunan ifadelerine geniş şekilde yer verilmiş. haberin sonlarına doğru "İsrail kendi limanlarına gelecek gemilerdeki yardımları Gazze'ye ulaştırıyor" gibi mesnetsiz ifadeler yer alıyor. çünkü BM ve Kızılhaç gibi kuruluşlar bile Gazze'ye yardım için gönderilen malzemelerin %78'ine İsrail'in el koyduğunu meyve suyunun bile Gazzeye girişine izin verilmediğini belirtiyor. zaman'a göre yardımlar hemen gazze halkına ulaştırılıyor? ayrıca "türkiye israilden izin almalıydı" sözüne bir eleştiri getiremeyecek kadar körü körüne bağlanmış cemaatler üyeleri bulunuyor. dün birkaç cemaat üyesi kardeşimle konuştum. neymiş efendim? hocaefendi öyle demeseydi 40 yıllık çalışması boşa gidecekti? Hocaefendi'nin bir bildiği var ki söylüyor. gibi ifadeler kullanıyor cemaat üyeleri. Öte yandan İsrail'in ABD deki Yahudi kuruluşları Gülen'in sözlerini örnek göstererek Türk cemaat liderinin bile İsrail'i haklı gördüğü konusunda kendilerini savunuyorlar. ben birkaç gün boyunca hocaefendiden bir açıklama bekledim. merakla bekledik, acaba neler diyecek bu saldırı konusunda? susması daha hayırlı olurdu gibime geliyor. sert bir eleştiri zaten beklemiyorduk ama böyle bir korsanlığa da bir tepki vermeliydi diye düşünyordum ama hyal kırıklığına uğradım. yüreğinde imanı olan herkesin kahrolduğu bir açıklamada bulundu kendileri. |
|
![]() |
![]() |
#35 |
![]() Hocam bir kaç gündür takip ediyorum da sizi , sizde paranoya başlamış bu konularda iyi niyetli olmadığınızı düşünüyorum bakın size Ali ünalın bir yazısı var onu veriyorum.
İkinci olarak, Türkiye'de İslâm temelli hareketlerden neo-İslâmcı hareket, daha çok muhalefet eksenli, teorik, reaksiyoner ve ideolojik bir aydın hareketi olarak doğmuş, bu harekete yakın görünen siyasî oluşum ise, nihayet büyük çoğunluğu itibarıyla demokrat-muhafazakâr bir tutumu benimsemiştir. Fikir planında Hocaefendi'yle irtibatlı gösterilen hareket ise, müsbet harekete, aksiyona dayalı, iman, ibadet, ahlâk ve muamelâta ağırlık veren iman ve Kur'an hizmeti olarak ortaya çıkmıştır. Neo-İslâmcı hareket, Beylikler döneminde Anadolu'da diğer beyliklerin birbirleriyle uğraşması gibi İslâmî geleneği, diğer Müslümanları ve hareketleri sürekli eleştirirken, iman-Kur'an hizmeti hareketi, Osmanlı Beyliği gibi sürekli dışa yönelmiş ve açılmıştır. Yani, Hocaefendi, daima "deplasman"da bulunmuş, "deplasmandan" konuşmuştur ve yine böyle devam etmektedir. Üçüncü olarak, üstad Ahmet Selim Bey'in bir sözünü nakletmişlerdi: "Kendilerini ispat etmiş büyüklere ait o anda düşünceme ters bir söz veya davranış okuduğum veya işittiğim zaman asla tenkide gitmem; onların bildiği, benim bilmediğim bir şey vardır der ve susarım." Herkes medeniyetler çatışmasından bahsederken, İslâm bir muhalefet ideolojisi gibi anlaşılıp takdim edilirken Hocaefendi, diyalog, hoşgörü, demokrasiden geri dönüş olmaz, medeniyetler uzlaşması dedi. O zaman onu ağır biçimde tenkit edenlerin pek çoğu, 8-10 yıl sonra aynı noktalara geldiler. Daha önce Hocaefendi'yi "rejim, ABD, İsrail yanlısı" olmakla itham edenlerden samimi olanları, 1999 Haziran'ından sonra Hocaefendi'den helâllik dilediler. Hocaefendi'nin de üslûbu ve bazı sözleri sebebiyle daha sonra kendisini eleştirdiği de elbette olmuştur. Sorumlu her Müslüman, Hocaefendi gibi zatlarla imtihan olmaktan kaçınmalıdır. Hocaefendi, bir defa daha kendisini feda etmiştir. Gazze'ye özgürlük filosu konusundaki şahsî düşünceme gelince: Filoda bulunmak isterdim, bulunamadım. Ama uğurlamada bulundum; İsrail başkonsolosluğu önündeki gösterilere bir gece katılıp sadece dua ettim. Bu kadarcık bir iştirakim olmasaydı, kendimi vicdanımda sürekli mahkûm hissederdim. Neo-İslâmcı kesimden bazıları, zamanla biraz da cemaat hareketlerinden etkilenmeyle müsbet faaliyetlere giriştiler. Nihayet, Gazze'ye özgürlük filosuyla Gazze ve Filistin trajedisi, İsrail'in kanun tanımazlığı, acımasızlığı, bir defa daha dünya gündemine geldi. İsrail, kendisini dünyada mahkûm eden büyük yanlışlara sürüklediği gibi, Türkiye karşısında bileği bir defa daha büküldü; bir defa daha büyük ölçüde mazlum, mağdur ve samimiyet kazandı. Türkiye baştan filoya resmen destek verseydi, İsrail'le ta baştan resmen karşı karşıya gelirdi ve bir çıkmaza sürüklenebilirdi. Gazze'ye seferi düzenleyenler de, hükümetimiz de akıl dolu davrandı. Mısır, hem kendisini kurtarmak hem İsrail'i rahatlatmak için Gazze'ye yardım kapısını açma mecburiyeti hissetti. Bilinen fakat resmen dile getirilemeyen İsrail-PKK bağlantısı resmen dile getirilir oldu ve gündeme oturdu. Şehitlerimiz de, Allah rahmet etsin, asla boşa ölmedi. Yapılan, bir kahramanlıktır |
|
![]() |
![]() |
#36 |
![]() ![]() ![]() ![]() doğrudur ben iyi niyetli değilim. sizler iyi niyetli güzel insanlarsınız, kartel medyası şehitlerimize "ölü" deyince kıyameti koparan lanet yağdıran, dini hassasiyetleri kabaran insanlar; kartel medyasının yaptığını ZAMAN ve STV yapınca ve ben bunu eleştirince, dini hassasiyetleriniz gereği zaman ve stv ye tepki vereceğinize kalkıp beni "iyi niyetli" olmamakla, provokatör olmakla suçluyorsunuz..! sizin hassasiyetiniz şehitlik veya dini konular değil, sizin niyetiniz başka. sizin niyetiniz "iyi niyet!" maşşşallah. gülen cemaati israile karşı "müspet" davranılması gerektiğini söylüyor. şiddete hepimiz karşıyız yalnız bu müspet tutum ne hikmetse İran'a ve kendilerince radikal olan bazı islami örgütlere gösterilmiyor. Gülen'in İran konusundaki düşüncelerini görünce hayal kırıklığına uğradım. nerdeyse "Allah İran'ın belasını versin" diyecek. böylesine güzel düşünen, böylesine nazik, ince bir cemaat liderinin; ateistlere, yahudilere "müspet" davranılması gerektiğini söyleyen Hocaefendinin İran konusundaki bu sert tutumunu anlayamıyorum. bunu cemaate mensup kardeşlerimle tartışınca da sağlıklı, doyurucu bilgiler alamıyorum.. tabi iyi niyetli olsaydım bunları merak edip araştırma gereği duymazdım? cemaatin yaptığı herşeyi sorgulamadan, düşünmeden kabul etmek eğer iyi niyetlikse kusura bakmayın ben iyi niyetli değilim.. ve son olarak hiç kusura bakmayın, ben kalkıp da tüm dünyanın lanet ettiği saldırı için, neredeyse tüm ülke liderlerinin eleştirdiği İsrail için hocaefendinin kalkıp "türkiye israil'den izin almalıydı" sözüne alkış tutamam..!! çünkü iyi niyetli değilim sizin deyiminizle..! hocaefendinin bu sözleri malesef ülkemize israil konusunda avantaj kaybettirdi. israil bu sözleri çok iyi kullanıyor dünya medyasında.. bir zaman gazetesi abonesiyim, cemaatte de hatrı sayılır yerimiz var. arkadaşlarla birlikte maddi manevi destek veriyoruz hocaefendinin cemaatine. şimdi cemaate bağlı yurda gidecem. 12 gün boyunca yokum. cemaatin dersanelerinde üniversite sınavına hazırlanan öğrencilere ücretsiz olarak özel dersler verecem. onlarla yatıp onlarla kalkacam. sanırım bu durum benim "iyi niyetli" olmamamdan kaynaklanıyor? aslında ben bir provokatörüm de..!! |
|
![]() |
![]() |
#37 |
![]() [QUOTE=M--U--R--A--T;750104]
![]() ![]() ![]() doğrudur ben iyi niyetli değilim. Özde iyi niyetlisinizdir lakin dışarı sızdırdıklarınız size karşı kötü algılarımızı yükseltiyor. ![]() sizler iyi niyetli güzel insanlarsınız, kartel medyası şehitlerimize "ölü" deyince kıyameti koparan lanet yağdıran, dini hassasiyetleri kabaran insanlar; kartel medyasının yaptığını ZAMAN ve STV yapınca ve ben bunu eleştirince, dini hassasiyetleriniz gereği zaman ve stv ye tepki vereceğinize kalkıp beni "iyi niyetli" olmamakla, provokatör olmakla suçluyorsunuz..! sizin hassasiyetiniz şehitlik veya dini konular değil, sizin niyetiniz başka. sizin niyetiniz "iyi niyet!" maşşşallah. Bak kardeş bir yayın kuruluşunun vahşet derecesindeki olaylara yanaşma şekli hassas olan müslümanın hissine öncülük etip etmemesi ile değerlendirilemez. Her yayın kuruluşunun hitap ettiği veya hitap etmesi gerekli olduğu yerlere göre başlık atması doğal. Nasıl bir mantıkki ölüye şehit demedi diye bir basın organını bu denli linç etmenin kutsal sayılması başka işimiz mi yok bizim ne gerek var böyle niyet okuyuculuğuna girerek nifak üretiyoruz. Tamam senin kadar hassas olmamışlar ne yani şimdi bunlar israil yanlısımı oldu haspinAllah Ali Ünalın yazısını derinlemesine okuyun Hocayı anlamak güçtür bazen bir asır beklemek gerekir. Kısır bakışlarımız hayatımızın her safhasında var ne demek istediğini geleceği görmek bazen kolay olmaz . Radikal müdahaleler ile islama hizmet edilememesinin ceremelerini islamdünyası olarak cektik . Hoca efendinin islama ve insanlığa hizmet etme şeklinin medotları farklıdır bekleyin on yıl sonra hizmetleri ve ne demek istedikleri ortaya cıkar. O vakit helallik almak için sizde sıraya girersiniz. Hocaefendi gayet yerinde hoş söylemlerde bulundu bakın bu konu hakkında Ekrem beyin bir yazısı var onu paylaşayım. Diyelim ki, BM Güvenlik Konseyi'nden İsrail hakkında bir kınama kararı çıkarılamadı ya da veto yetkisine sahip ülkeler 9 insanın hayatını kaybetmesine bile aldırış etmeden kararı veto etti; ne yapacaktı Türkiye? Savaşacak mıydı? Dışişlerimiz yoğun bir çaba sarf etti ve İsrail'in hapse attığı insanlar 36 saat içinde serbest bırakıldı. Ya bırakılmasaydı? Ya bu işkence aylarca devam ettirilseydi? Ne yapacaktı Türkiye? İsrail'e savaş mı ilan edecekti? Sokağın sesine kulak verirseniz, "Evet, savaşmak gerekiyor." gibi bir sonuca ulaşabilirsiniz. Fakat büyük devletler sokağın anlık hissiyatıyla yönetilmez. Savaşın ne getireceği, ne götüreceği, bunu kimin isteyeceği, nerelere kadar dayanacağını kim kestirebilir ki? Milliyet'te Taha Akyol, Zaman'ın yayınlarının farklı olduğunu, "öbür gazeteler şehitliği, şehitlerin cenaze törenlerini, İsrail katliamını, 'Gazâ'yı manşet" yaparlarken Zaman'ın manşetinin "Uluslararası soruşturmaya ilk delil Adli Tıp'tan" şeklinde atıldığını söylüyor. Doğru bir tespit. Uluslararası krizler yaşanırken popülizm yaparak manşetler döşemek, aklıselimi devre dışı bırakabileceği gibi tamiri imkânsız olan kazalara da neden olabilir... Olaydan sonra, hükümet adına ilk açıklamayı Başbakan Vekili sıfatıyla Bülent Arınç yaptı. İsrail hükümeti hakkında ağır ve haklı eleştiriler yönelten Arınç, "Hiç kimse bizden savaş beklemesin." diyerek Türkiye'nin büyük devlet olduğunu ve bu yüzden öncelikle diplomatik yolları tercih ettiğini ispat etti. Başbakan Erdoğan da 'uluslararası hukuk yolları'na vurgu yaptı ki doğru bir yaklaşımdı bu. Çünkü Türkiye gibi yükselen bir değerin diplomatik yolları tüketmeden vereceği bir karar, başka güçlerin işine gelse bile bu ülkeye zarar verir. En ucuz atlatılacak bir savaş bile bugünkü istikrarı yerle bir eder, onlarca yıl tamir edilemeyecek hasara sebebiyet verir. ULUSLARARASI MECRADA HAKLILIĞIMIZI KAYBETMEMEK ESASTIR Tam bu noktada Fethullah Gülen'in uyarılarına dikkat etmek, bu ikazları soğukkanlılıkla dinlemek gerekiyor. Sağduyunun zamanı yoktur; o her zaman için bir ihtiyaçtır. Devletlerarası hukuka riayet ederek hak aramak, diplomatik yolları sonuna kadar zorlamak ve bütün bunlar yaşanırken ülke vizyonunu daha geniş açılar üzerine kurmak doğru bir stratejidir. Olaylar, fert olarak ruhumuzda büyük bir infiale yol açsa bile, devlet olarak akılla hareket etmek, uluslararası meşruiyeti kaybetmemek esas alınmalıdır. Bazıları buna, "Uzaktan bakınca öyle görünüyor." demiş olabilir. Bu bir ufuk meselesi, uzaktan değil, yukarıdan bakılınca (tepeden bakmak değil) görünen manzara önemli... Türkiye sadece 'bölgesinde güçlü bir aktör' olarak kalamaz; o aynı zamanda bölge ve dünya dengelerinin kuruluşunda senaristlerin arasına girmek zorundadır. Böyle bir misyon için tarihi de müsait, şuuraltı birikimleri de. Gelişmeler Türkiye'nin önemini ve etkisini artırdı. Ne var ki savaş gibi sonu asla tahmin edilemeyecek bir maceranın, gelinen noktayı da yerle bir etmesi kaçınılmaz. Tam da bu sebeple sağduyulu davranmak, bir fitnenin içine çekilmemek, başka mahfillerde hazırlanmış senaryolarda bilmeden de olsa aktörlük yapmamak gerekiyor. Daha zor olanı da koro halinde konuşulurken ezber bozacak bir yaklaşım ortaya koyarak herkesi sağduyuya davet etmek. Çünkü meseleyi sadece öfkeye dayayanların (bu öfkenin haklı sebepleri olsa bile) büyük fotoğrafı görmesi hiç de kolay gözükmüyor... Bu arada konunun dışına cıkmış olabiliriz . Yönetici arkadaşlar uygun görmezlerse müdahale edebilirler. |
|
![]() |
![]() |
#38 | |
![]() Alıntı:
![]() ![]() yeşil yaptığım kısımda az önce de belirttiğim gibi linç ettiğim felan yok, öyle bir niyetim de yok. öyle olsaydı zaman gazetesi aboneliğini iptal ettirirdim, cemaat öğrencilerine ücretsiz dersler vermezdim, kendileri için burda uğraşmazdım. malesef eleştirince tüm yaptıklarımız bazı kişiler tarafından sıfırla çarpılıyor. kendini geliştirin biraz, geniş düşünün, öz eleştiri yapamadıkça ilerleyemeyiz. benim medya kuruluşlarına olan tepkimi özeleştiri olarak görmeniz gerekir. pembe yaptığım kısım da yine yanlış bir ifade, yine yanlış yönlendirme. Allah Peygamber için güzel okuyun yorumlarımı, iyice idrak edin sonra yapın yorumlarınızı. bana yapılan her türlü eleştiriye açığım ama böyle mesnetsiz, benim kullanmadığım ifadelerden dolayı suçlanmam ağrıma gidiyor. ben cemaat için ne zaman İsrail yanlısı dedim? öyle bir düşüncem olsaydı cemaate hizmet etmezdim? öyle olsaydı zaman okumaya stv izlemeye devam etmezdim, öyle olmasaydı şimdi yurda gidip 12 gün evden uzak kalmak istemezdim. bu yüzden yorumlarınızı dikkatli bir şekilde yaparsanz sevinirim. ben zaman ve stv ye israil yanlısı demedim. sadece "şehit" yerine "ölü" ifadesinin kullanılmasından dolayı hayal kırıklığına uğradığımı söyledim. siz bu sözümü bile çarpıtıp cemaati israil yanlısı olarak göstermekle bana iftira atıyorsunuz. son olarak bu tür konulara yorum yapmayacağım artık. şehit ifadesinin yerine ölü ifadesinin kullanılmasını eleştirdiğim için hep saldırıya uğradım, canım sıkıldı, yoruldum artık. sözlerimi hep çarpıtıyorsunuz. şimdi cemaate bağlı yurda gidip ders vermeye başlıyacam, 12 gün yokum. hepinizi Allah'a emanet ediyorum. hoşçakalın. |
||
![]() |
![]() |
#39 |
![]() Hizmet yörüngeniz ne güzel sevindim. Bu arada bu tür faaliyetleri eleştirenlerin hep söylediği şeyler bende onlarıniçindeyim demesi muhakkak öylesinizdir ama onların içinde olmanız eleştirilerinizin hakszı boyutlarını dile getirmemize engel değildir. Ölü kelimesi ile şehit kelimesi arasında ki ince fark ile bu denli sıkıntı içine girmeniz gereksiz bence . Takıldığınız kısım ufak ama eleştirileriniz bir hayli geniş . Bir gazete bir kelime ile linc edilmez veya sizin yaptığınız gibi bu boyutta eleştirilmez buda benim düşüncem sizin hassas olduğunuzu her noktanın islami olması için verdiğiniz doğal refleks benim için gazete manşetlerinde pek uygun değil bunun uygun olmamasını dile getirmem de sizler için islami hassasiyetsizlik ile değerlendirikmemesi gerekir. Gazete haberciliği başka bir şey sizin söylediğiniz başka bir şey kaldıki zaman gazetesinin ve stv nin içinde derinlerinde yayın ekranlarında sizin hassasiyetlerinizi gözeten çok insan var siz bardağın dolu tarafını görmek ile mükellefsiniz . Bir damla mürekkep okyonusu kirletemez öyle değilmi.
|
|
![]() |
![]() |
#40 |
![]() sonuç mtinig protesto slogan gibi eylemlerle İsraille mücadele edilmez
yapılması gereken ciddi bir lobi faaliyetidir sağolsun Fethullah hocamızda bunu yapıyor düşünce kuruluşları ,enstitüler, kültür merkezleri, okullar ,dil kursları, medya, ticari kuruluşlar vs. belki şimdi bunu anlayamıyorsakta ilerde öyle gelişmeler yaşanacak ki bu lobi faaliyetlerinin ne kadar gerekli olduğu ve Fethullah hocanın metodunun çok doğru bir metod olduğu kendisini gösterecek mesela önüne gelen zaman gazetesini eleştiriyor ama bugün ergenekon konusunda Zaman gazetesini eleştiren muhafakar medya onun yaptığının binde birini bile yapmıyor ben buna bakarım kaldı ki TUSKON gibi Uluslararası ticaret kuurluşu olan bir kuruluş sayesinde ülkemizi dış ticaret hacmi artmakta ihracatı artmakta bu kuruluş sayesinde her geçen gün ülkemiz yeni yerler keşfetmekte örneğin bir afrika gibi bir yerde bundan 7-8 sene önce türkiye hiç faaliyet göstermezken şimdi TUSKON ve okullar sayesinde Türkiyenin bir yatırım kıtasına dönüştü afrika ve hiç elçiliğimiz olmayan yerlerde bir sürü elçilikler açıldı aynı şey Amerika içinde geçerli Hocamızın Amerikada bulunduğundan dolayı eleştirenler yarın ortyaya çıkan manzara karşısında hayretye düşecekler ve hocamızın orda bulunmasının ne kadar önemli olduğunu yapmakta olduğu lobi yatırımlarının ne kadar yerinde olduğunu görecektir ilerde bu lobi faaliyetlerinden dolayı Türkiye ve dünya çok farklı şekillenecektir bu faaliyetlerinden dolayıda Fethullah hocamı seviyorum Konu montenegro tarafından (06-07-2010 Saat 14:16 ) değiştirilmiştir.. |
|
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|