![]() |
#1 |
![]() Türkiye bu iddiayı çok konuşacak! ![]() ROJ TV'de PKK'nın Komite Temsilcisi'ne bağlantı yapıldı. Canlı yayında. Başbakan Erdoğan'ın "görüldüğü yerde imhası" istendi. Murat Yetkin'in yazısının ilgili bölümü: Anadili Kürtçe olan bir AK Parti milletvekili dün telefonda, “Akşam ROJ TV izledim” diye söze başladı; “ve kulaklarıma inanamadım. Başbakan’ın bugünkü (dünkü) Diyarbakır ziyareti üzerine inanılmaz yayınlar yaptılar. Komite temsilcisi diye birisine canlı bağlantı yaptılar. Adam Başbakan için isim vererek görüldüğü yerde imha edilmesini istiyordu. Bunlar işi iyice çığrından çıkarmak istiyorlar.” İŞTE YETKİN'in bugünkü yazısı... Hal ve gidiş Anadili Kürtçe olan bir AK Parti milletvekili dün telefonda, “Akşam ROJ TV izledim” diye söze başladı; “ve kulaklarıma inanamadım. Başbakan’ın bugünkü (dünkü) Diyarbakır ziyareti üzerine inanılmaz yayınlar yaptılar. Komite temsilcisi diye birisine canlı bağlantı yaptılar. Adam Başbakan için isim vererek görüldüğü yerde imha edilmesini istiyordu. Bunlar işi iyice çığrından çıkarmak istiyorlar.” Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır’a gidişi Dicle Üniversitesi’nin öğretim yılı açılışı gerekçesiyle oldu. Ama asıl neden, PKK’nın son haftalarda giderek artan meydan okumaları karşısında bölgede bayrak göstermek idi. Ziyareti izleyen muhabirimiz Tarık Işık, gün boyunca birkaç kez yaptığımız telefon görüşmelerinde böylesi bir gerginliği ve sindirilmişliği hiç görmediğini söylüyor, şehrin değişik yerlerinden PKK’lıların yaktığı eski otomobil lastiklerinin dumanlarının yükseldiğini, kepenklerin çoğunun PKK uyarısı sonucu kapalı olduğunu, birkaç meslektaşla yemek için girmek istedikleri bazı lokantaların sahiplerinin korktukları için kendilerine yemek veremeyeceklerini söylediğini aktarıyordu. Aynı saatlerde Doğubeyazıt’ta gösteri yapan PKK’lılarla polisin çatışmasında bir kişi öldü. Sadece Diyarbakır ve Doğubeyazıt değil, dün belediyelerinde DTP’nin işbaşında olduğu bütün şehir ve kasabalarda, ya da doğudan alınan göç nedeniyle batıda DTP örgütlülüğü olan her şehir ve kasabada benzeri gösteriler vardı. Gösterilerin amacı Abdullah Öcalan’ın hapishanede tutulmasını protesto idi. Halihazırda DTP’nin bir numaralı gündem maddesi de bu. AK Partili Dengir Fırat ile konuşmalarını da bir diyalog fiyaskosuna çevirdikten (ve muhtemelen AK Parti ile konuşma imkânlarını böylece iyice zora soktuktan) sonra, DTP’nin PKK nezdinde zaten zayıf olan temsil niteliği muhtemelen daha da azaldı. PKK, saldırılarını giderek bir intihar saldırısı niteliğine tırmandırarak, Türkiye Cumhuriyeti devletiyle bire bir muhatap olacak zemini yakalayacağına inanıyor. İran’daki kolu PJAK’a ABD’ye hitaben bildiri yayımlatarak Türkiye’ye istihbarat vermeyi bırakması, aksi halde İran’daki rejime karşı hareketi zafiyete düşüreceğini söylemesi kendince ABD’ye şantaj girişimi. Böylece, beni daha zor durumda bırakırsan, İran’da kendimi kullandırtmam mı demek istiyor? Bugün Ankara’da olacak ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Dan Fried’e sorup öğreniriz. Ancak dünkü Diyarbakır, bir anlamda Türkiye’nin diğer gündemine ortak oldu. Silivri’de görülmeye başlanan Ergenekon duruşmasından söz ediyorum. Aslında iddianamenin hazırlanmasından, gözaltı ve tutuklama yöntemlerine dek her aşaması tartışma konusu olduğu gibi, duruşma salonu ve yargılamanın başlaması da sorunlu oldu. Neyse ki savcılığın sürecin sulandırılmasına neden olan acemiliklerine rağmen kamuoyu, Ergenekon’un yalnızca AK Parti muhaliflerini sindirmek için kurulmuş bir propaganda tezgâhı olduğuna inananlarla, Egenekon davasının görülmesiyle Türkiye’deki bütün pisliklerin bir anda temizleneceğine inananlar arasında bölünmüş değil. Bir de konuyu, belki medyaya yansıyandan da büyük bir ciddiyetle izleyen, aslında neler olup bittiğini anlamaya çalışan ve bunun ülkenin daha demokratik bir yapıya kavuşmasına vesile saymak isteyenler var. Herkes merakla iddianamenin eksik kalan kısımlarının tamamlanmasını, o kısımlarda 2002-2004 dönemi darbe girişimlerine, Özden Örnek günlükleri olarak bilinen metinlere, 2004 sonrasında ucu Daniştay cinayetine varan kışkırtma tezgâhlarının olup olmadığına dokunulup dokulmayacağına bakıyor. Ergenekon davası ülke gündemi işgal etmeye devam ediyor. Oysa dünyanın mali krizden kurtulmaya çalıştığı bir ortamda hükümet nihayet dün Ekononomik Koordinasyon Kurulu toplantısında Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in ağzından krizin Türkiye’yi de etkilemekte olduğunu kabul etti. Aynı gün, 2009 Bütçe Kanunu’nun ayrıntıları belli oldu. 2009 bütçesinde krize göre düzenlemeler yapılacak mı? Ülke insanının iş ve alım gücü kaybına neden olacağı endişesi altında bütçede değişiklikler yapılacak mı? Ekren’in sözlerinde bunun işaretleri var, ama kâğıt üzerinde yok. Bunları tartışabiliyor muyuz? Dün tartıştık mı? Hayır. Dün Ergenekon’la Diyarbakır arasında sıkışıp kaldık. Bakalım bugün, bakalım yarın ne gösterecek? ![]() ![]() ![]()
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Böyle kuru tehditlerle bir şey yapamazlar..
kolaysa yapabiliyorlarsa yapsinlar.. böyle bir şey oldumu değil kandil IRAK ortada kalmaz... Başbakandan bahsediyoruz... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() bu adiler günlerdir yüzlerce cana kıyıyorlar...
bu laflarda hiç şaşırmadım |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() Evet ülkemin kaderi bu olsa gerek.
Birgün ülkenin başına geleceksin, ülkeyi batakliktan gün yüzüne oradan da aydinlik yarinlara taşıyacaksın. Engelleri aşarken ömründen ömür vereceksin. Milletim rahat, huzur içerisinde olsun diye kendini mahfedeceksin. Bu arada gazetelerde alay konusu olacaksin. Hatta mahkemelerde ismin dolaşacak. yanında olanlardan çok karşındakilerin varlığını hissedeceksin. ama yılmayacak davandan kopmayacaksın. inadına hizmet diyecek, göğsünü cansiperane edeceksin. fakat gel görki seni onca şeyle engelleyemeyenler çikacak ve bu yazinin yazilmasina sebep olan o konuşmaları yapacak. ve sonrasi ALLAH'a emanetsin CANİM BAŞBAKAN'İM. Rabbim yardimcin olsun. Amin |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|