Türkiye, G-20 kulübünde Çin ile birlikte en hızlı büyüyen ülke oldu - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

**M.Atilla** · 09-15-2010, 09:00

Yüzde 10,3'lük ikinci çeyrek büyümesi, ekonomi yönetiminde yüzleri güldürdü. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, yakalanan yüksek büyüme ivmesinin anayasa değişikliği oylamasının kabul edilmesiyle bundan sonra da güçlü bir şekilde devam edeceğini söyledi. Devlet Bakanı Zafer Çağlayan da çift haneli büyümenin, çift haneli ihracat artışı sayesinde elde edildiğini aktardı.

Büyüme, beklentileri aştı milli gelir kriz öncesine döndü

Yılın ikinci çeyreğinde de yakalanan yüzde 10,3'lük çift haneli büyüme rakamı, ekonominin kurmay heyetini de sevindirdi. Ekonominin koordinasyonundan sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye'nin Çin ile aynı oranda büyüme kaydederek G-20 ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ülke olduğunu söyledi.

Konuyla ilgili yazılı bir açıklama yapan Babacan, TÜİK tarafından açıklanan 'Gayri Safi Yurtiçi Hasıla' verilerinin 2009 yılı son çeyreğinde başlayan, 2010 yılı ilk çeyreğinde de önemli ölçüde güçlenen büyüme eğiliminin, yılın ikinci çeyreğinde de devam ettiğini gösterdiğini belirtti.

Yılın ilk yarısında yakalanan büyümenin yüzde 11'i bulduğunu hatırlatan Bakan Babacan, "Bu oran, Türkiye ekonomisinin küresel krizden çıkış sürecinde dünyada en hızlı büyüyen ekonomilerden birisi olduğunu ortaya koymaktadır." dedi. Türkiye ekonomisinin son üç çeyrektir yeniden yakaladığı güçlü büyüme performansında, 16 Eylül 2009 tarihinde açıkladıkları Orta Vadeli Program'ın (OVP) da önemli ölçüde belirleyici olduğunu ifade etti. Yakalanan ekonomik başarının temelinde güven ve istikrarın bulunduğunu vurgularken, 12 Eylül'de yapılan halk oylamasında kabul edilen anayasa değişikliğinin, Türkiye'de istikrarı güçlendirecek çok önemli bir dönüm noktasını teşkil ettiğini de bildirdi. Türkiye'nin krizden sonra hızlı bir şekilde toparlanmasının pek çok göstergede yansıma bulduğunu, Türkiye'nin bu yıl Cumhuriyet tarihinde ilk defa iç piyasada 10 yıllık vadeyle borçlandığını belirten Ali Babacan, bu durumun yatırımcıların TL'ye ve Türkiye'ye olan güvenine işaret ettiğini dile getirdi.

Başbakan Yardımcısı, yurtdışına ihraç edilen Eurobondların vadesinin 30 yılı aştığını, söz konusu senetlerin faizlerinin, kredi notu Türkiye'den yüksek olan ülkelerin çıkardıkları senetlerin faizlerinden düşük gerçekleştiğini, Türkiye'nin risk primi göstergelerinin bazı gelişmiş ekonomilerin de altına indiğini, Türkiye'yi yatırımcıların daha az riskli kabul ettiği bir ülke olduğunu da anlattı. Ayrıca pek çok gelişmiş ülke krizle boğuşurken, Türkiye'nin kredi notunun iki defa artırıldığına da dikkat çekerken, "2010 yılı Ocak-Haziran döneminde toplam sermaye girişleri, rezervler (Merkez Bankası ve bankalar) hariç tutulduğunda, 20,1 milyar dolar seviyelerinde gerçekleşmiştir." açıklamasını yaptı.

Büyümeyi sürükleyen temel unsurların özel tüketim ve yatırım harcamaları olduğunu aktaran Ali Babacan açıklamalarını şöyle sürdürdü: "Bu çerçevede bakıldığında, önümüzdeki dönemde maliye politikasına büyük görev düşmektedir. Bu görev, bütçe dengelerini bozmadan üretim, yatırım ve istihdamı destekleyecek bir bütçe yapısının oluşturulmasıdır. Bu, hem kamu harcamalarını özel sektör faaliyetlerini daha çok destekleyici alanlarda yoğunlaştırmayı hem de devletin kaynaklarının verimli bir şekilde kapsamlı ve kaliteli hizmet verme bilinciyle kullanılmasını zorunlu kılmaktadır."

'GSYH, İLK KEZ 1 TRİLYON DOLARI BULDU'

Büyüme rakamlarını değerlendiren Dış Ticaret'ten sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan ise, GSYH'de (gayri safi yurtiçi hasıla) tarihte ilk defa cari fiyatlarla 1 trilyon doların üzerine çıkıldığını belirterek, "Türkiye, bu yıl sonunda sabit fiyatlarla değerlendirdiğiniz zaman 2008'den daha yüksek bir GSYH'ye sahip olacaktır. Bu da ekonomimizin ne kadar dinamik ve güçlü olduğunun çok net bir göstergesi ve kriz öncesi döneme kriz sonrasında çok daha fazla güçlü bir şekilde girdiğimizin göstergesidir." değerlendirmesini yaptı. Çağlayan, yıl sonunda da rahatlıkla yüzde 6'lık büyüme rakamının yakalanacağını, 1 Ocak-13 Eylül tarihleri arasında da ihracatın 76 milyar doları geçtiğini sözlerine ekledi.

ZAMAN

09-15-2010, 09:00	#1
Kullanıcı Adı M.Atilla	Türkiye, G-20 kulübünde Çin ile birlikte en hızlı büyüyen ülke oldu Yüzde 10,3'lük ikinci çeyrek büyümesi, ekonomi yönetiminde yüzleri güldürdü. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, yakalanan yüksek büyüme ivmesinin anayasa değişikliği oylamasının kabul edilmesiyle bundan sonra da güçlü bir şekilde devam edeceğini söyledi. Devlet Bakanı Zafer Çağlayan da çift haneli büyümenin, çift haneli ihracat artışı sayesinde elde edildiğini aktardı. Büyüme, beklentileri aştı milli gelir kriz öncesine döndü Yılın ikinci çeyreğinde de yakalanan yüzde 10,3'lük çift haneli büyüme rakamı, ekonominin kurmay heyetini de sevindirdi. Ekonominin koordinasyonundan sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye'nin Çin ile aynı oranda büyüme kaydederek G-20 ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ülke olduğunu söyledi. Konuyla ilgili yazılı bir açıklama yapan Babacan, TÜİK tarafından açıklanan 'Gayri Safi Yurtiçi Hasıla' verilerinin 2009 yılı son çeyreğinde başlayan, 2010 yılı ilk çeyreğinde de önemli ölçüde güçlenen büyüme eğiliminin, yılın ikinci çeyreğinde de devam ettiğini gösterdiğini belirtti. Yılın ilk yarısında yakalanan büyümenin yüzde 11'i bulduğunu hatırlatan Bakan Babacan, "Bu oran, Türkiye ekonomisinin küresel krizden çıkış sürecinde dünyada en hızlı büyüyen ekonomilerden birisi olduğunu ortaya koymaktadır." dedi. Türkiye ekonomisinin son üç çeyrektir yeniden yakaladığı güçlü büyüme performansında, 16 Eylül 2009 tarihinde açıkladıkları Orta Vadeli Program'ın (OVP) da önemli ölçüde belirleyici olduğunu ifade etti. Yakalanan ekonomik başarının temelinde güven ve istikrarın bulunduğunu vurgularken, 12 Eylül'de yapılan halk oylamasında kabul edilen anayasa değişikliğinin, Türkiye'de istikrarı güçlendirecek çok önemli bir dönüm noktasını teşkil ettiğini de bildirdi. Türkiye'nin krizden sonra hızlı bir şekilde toparlanmasının pek çok göstergede yansıma bulduğunu, Türkiye'nin bu yıl Cumhuriyet tarihinde ilk defa iç piyasada 10 yıllık vadeyle borçlandığını belirten Ali Babacan, bu durumun yatırımcıların TL'ye ve Türkiye'ye olan güvenine işaret ettiğini dile getirdi. Başbakan Yardımcısı, yurtdışına ihraç edilen Eurobondların vadesinin 30 yılı aştığını, söz konusu senetlerin faizlerinin, kredi notu Türkiye'den yüksek olan ülkelerin çıkardıkları senetlerin faizlerinden düşük gerçekleştiğini, Türkiye'nin risk primi göstergelerinin bazı gelişmiş ekonomilerin de altına indiğini, Türkiye'yi yatırımcıların daha az riskli kabul ettiği bir ülke olduğunu da anlattı. Ayrıca pek çok gelişmiş ülke krizle boğuşurken, Türkiye'nin kredi notunun iki defa artırıldığına da dikkat çekerken, "2010 yılı Ocak-Haziran döneminde toplam sermaye girişleri, rezervler (Merkez Bankası ve bankalar) hariç tutulduğunda, 20,1 milyar dolar seviyelerinde gerçekleşmiştir." açıklamasını yaptı. Büyümeyi sürükleyen temel unsurların özel tüketim ve yatırım harcamaları olduğunu aktaran Ali Babacan açıklamalarını şöyle sürdürdü: "Bu çerçevede bakıldığında, önümüzdeki dönemde maliye politikasına büyük görev düşmektedir. Bu görev, bütçe dengelerini bozmadan üretim, yatırım ve istihdamı destekleyecek bir bütçe yapısının oluşturulmasıdır. Bu, hem kamu harcamalarını özel sektör faaliyetlerini daha çok destekleyici alanlarda yoğunlaştırmayı hem de devletin kaynaklarının verimli bir şekilde kapsamlı ve kaliteli hizmet verme bilinciyle kullanılmasını zorunlu kılmaktadır." 'GSYH, İLK KEZ 1 TRİLYON DOLARI BULDU' Büyüme rakamlarını değerlendiren Dış Ticaret'ten sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan ise, GSYH'de (gayri safi yurtiçi hasıla) tarihte ilk defa cari fiyatlarla 1 trilyon doların üzerine çıkıldığını belirterek, "Türkiye, bu yıl sonunda sabit fiyatlarla değerlendirdiğiniz zaman 2008'den daha yüksek bir GSYH'ye sahip olacaktır. Bu da ekonomimizin ne kadar dinamik ve güçlü olduğunun çok net bir göstergesi ve kriz öncesi döneme kriz sonrasında çok daha fazla güçlü bir şekilde girdiğimizin göstergesidir." değerlendirmesini yaptı. Çağlayan, yıl sonunda da rahatlıkla yüzde 6'lık büyüme rakamının yakalanacağını, 1 Ocak-13 Eylül tarihleri arasında da ihracatın 76 milyar doları geçtiğini sözlerine ekledi. ZAMAN

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)