04-14-2010, 23:43 | #1 |
Türkiye Halkına Sesleniş
Bismillahirrahmanirrahim. Elhamdulillah. Salât ve selam peygamberimiz Muhammed’in, onun âli’nin, ashabının ve yardımcılarının üzerine olsun.
Saygıdeğer kardeşler! Kudüs Haftasında Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. Hepinizi selamlıyor, Kudüs ve Filistin’le dayanışmada gösterdiğiniz çabayı mübarek kılması için Allah’a dua ediyorum. Sizin aracılığınızla, İslam’ın ve Müslümanların davalarına, bunların başında da Filistin ve Kudüs davasına canı gönülden inanan ve bu davalara yoğun bir sevgi besleyen kardeş Türk halkını selamlıyorum. Ey özgür insanlar! Ey dininin, ümmetinin ve mukaddesatının üzerine titreyenler! Birkaç gün önce, Kudüs’ün Yahudileştirildiği bir zamanda bir Arap zirvesi düzenlendi. Ne yazık ki zirvede zirve seviyesinde, Kudüs seviyesinde, misafir lider, zirvedeki seçkin konumuyla dünyadaki bütün özgür ve şerefli insanların kalplerine, vicdanlarına ve akıllarına dokunan Türkiye’nin cesur ve saygıdeğer Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’dan başka kimse yoktu. Recep Tayyip Erdoğan ve onun gibileri doğuran ümmet ve halka ne mutlu! Kardeşler! Bugün hepimiz iyi biliyoruz ki Kudüs tehlikededir, Filistin, Filistin halkı ve Mescid-i Aksa tehlikededir. Ama bu tehlikeyi ortadan kaldırmak, Kudüs’ü, Filistin’i ve Aksa’yı kurtarmak zirveden çıkan karar misali avuçla para sayarak ya da birkaç milyon dolar vererek olmuyor. Bu dolarlar Kudüs’ün geleceğinin belirlenmesini ne öne alacak ne de erteleyecek. Ve en nihayetinde de Kudüs’te bir şey yapılması için bu paraların İsrail’in izni olmadan Kudüs’e girmesine izin verilmeyecek. 1980 yılından bu yana Kudüs’ü kendi topraklarından sayan ve “Kudüs bir yerleşim birimi değildir ve orada bina yapmak Tel Aviv’de bina yapmak gibidir” diyen Netanyahu’nun başkanı olduğu İsrail’in izni olmadan bu paralar Kudüs’e giremez. Kardeşler! İsrail şuan tek başına Kudüs’ün geleceğini belirlemeye çalışıyor. Ümmet ise aldırmıyor, gaflette ya da derin bir uyku içinde. Amerika’nın hegemonyası altındaki dünya da orman kanunlarının ve gücün hüküm sürdüğü, zayıfın ezildiği bir ormana döndü. Bugün Kudüs’te yerleşim birimleri, toprakların müsadere edilmesi, evlerin yıkılması, halkının göçe zorlanması, Kudüs’te yaşayanların kimlik kartlarının ellerinden alınması, şehirdeki tarihi yapıların Yahudileştirilmesi ve Batı Şeria’dan ayrılması ve Yahudi karakterinin hâkim olması için yeni yapıların icat edilmesi alanında neler yaptığını ayrıntılarıyla biliyorsunuz. Dün Harab Sinagogu yakında da “İsrail’in Onuru” adında Aksa’dan 200 metre uzaklıkta başka bir sinagog. Bunların yanı sıra Mescid-i Aksa’nın altındaki kazılar ve tüneller de durmuyor. Çünkü bu, Mescid-i Aksa’nın yıkımın gerçekleştirileceği ve sözde heykelin inşa edileceği senaryo ve araçtır. Kardeşler! Bugün Kudüs’te olanlar, kutsal şehrin İslamiliği ve Araplığına yapılan sondan bir önceki saldırıdır. Kudüs’te olanlar, hala yaşayan bir ümmet olduğumuzu kanıtlamak için bu kavgada bize verilen son fırsattır. Kudüs’te olanlar bizim dinimiz, mertliğimiz, ahlakımız ve insanlığımızın sınavıdır. İsrail gizli çalışmıyor. Planları ve fiillerinin ne olduğu biliniyor. Eğer Kudüs’ü Yahudileştirme ve yutma hedeflerini gerçekleştirmesine olanak sağlanırsa yolu açılacak ve hâkimiyeti ümmetin bütün başkentlerine dayatılacaktır. İstanbul’a, Ankara’ya, Kahire’ye, Şam’a, Amman’a, Riyad’a ve bütün başkentlere hâkim olacaktır. Hatta onun yolu Mekke ve Medine’ye de açılacaktır. Mescid -i İbrahim ve Beytüllahim’deki Mescid-i Bilal’e yaptıkları gibi çok geçmeden Hayber, Beni Nadir ve Haremeyn içinde Yahudilerin yaşadığı diğer yerler Yahudi mirası listesine eklenecektir. Bu şekilde durmaya devam edersek Mescid-i Aksa’ya da aynısını yapacaklar. Değerli kardeşler! Konuşmamın sonunda çabanızı, desteğinizi ve Gazze’deki halkımızın, Kudüs’ün ve bütün Filistin’in yanında izzetli ve cesur duruşunuzu tebrik ediyorum. Ama biz diyoruz ki; bugün Kudüs’ü saran tehlikenin hacmi bizi “İsrail’le olan savaşı yönetebilmek için yeni bir bakışa ve yeni bir iradeye ihtiyacımız var” demeye sevk ediyor. Bu, İsrail’in şiddet ve terörü kullanarak ve bütün dünyaya meydan okuyarak dayatmaya çalıştığı koşullara teslim olmayacak bir irade olmalıdır. Kudüs’ü ve onun özgür olması için çalışmayı, İslam âlemindeki her evde, caddede, kurumda, camide ve her yerde yaşayan bir dava haline getirecek yeni bir bakışa ve yeni bir kültüre mutlak ihtiyaç var. Her düzeyde, her alanda sorumluluk sahibi ve ciddi adımlara ihtiyaç var. Topluca harekete geçmeliyiz. Vakit çok geç olmadan Kudüs’ü kurtarmak için ayağa kalkmalıyız. Sevgili kardeşlerimiz! Medeniyet, izzet ve İslam ülkesi Türkiye’deki kardeşlerimiz! Bu, Kudüs’ün halkının, Filistin halkının çığlığıdır. Bu çığlığı İstanbul’a, diğer şehirlere ve Türkiye’nin sevgili köylerine gönderiyoruz. Özgür kardeşlerimiz! Kudüs Allah’ın, İslam’ın ve insaniyetin omuzlarınıza yüklediği emanetidir. Beraberce emaneti koruyalım. Sizleri emanetini zayi etmeyecek olan Allah’a emanet ediyorum. Esselamu Aleykum. İslami Cihad Hareketi lideri Dr. Ramazan Şallah'
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|