![]() |
#1 |
![]() Türkiye'de Başörtülü Kadın Olmak...
![]() Gazeteci Ali Bayramoğlu, TESEV raporuyla da belgelenen başörtülü olmanın zorluğunu yazdı. Başörtülü olmak; görünmez olmak, mümkünse hiç olmamak... Başörtülü olmak; görünmez olmak, mümkünse hiç olmamak... İnsan olup, kadın olup; insan hakları ve kadın hakları kapsamının dışında bırakılmak üzerine önemli tespitler... Ali Bayramoğlu/Yeni Şafak Kadın olmaktan da öte: Başörtülü kadın olmak... Başörtülü kadın olmak sanıldığından daha zor. Zira bugün başörtüsü Türkiye'de ayrımcılığın temel hedeflerinden birisi haline gelmiş durumda. Başörtülü kadın, okulda, üniversite, iş hayatında, hatta zaman zaman sokakta ayrımcılığa maruz kalıyor. Ve "başörtüsü" ile "kadın, hak ve özgürlük" arasındaki ilişki bu çerçevede her geçen gün daha görülür, hatta katmanlı hale geliyor. Böyle oldukça "başörtüsü sorunu" kimilerinin sandığı gibi "tek bir kesimin talepleriyle sınırlı" olmanın çok ötesine taşıyor. Tüm ülkenin, tüm düzenin, "demokratik doku"nun meselesi olmaya başlıyor. Kabul etmek lazım ki, sorunun birinci derecede muhatapları dışında, Türkiye, özellikle seküler Türkiye bu durumu yeni yeni fark ediyor... Üniversitelerde örtü yasağının kaldırılması söz konusu olduğunda bazı liberallerin ve liberal solcuların "tek kesime yarar sağlar itirazlar"ı, "Kemalizm kokan bir zihniyet hali" henüz çok taze örneğin... Örtü konusunun akademik araştırmalar arasında kendisine henüz yer bulmaya başlaması da bu zihniyete paralel bir durum... Başörtülü genç kız ve kadınlar üzerine yapılan araştırmalar (bazı istisnalar dışında) yeni kabul edilebilecek çalışmalar. Başörtüsünün dinsel bir olgu olmak yanında ve dışında bir sosyal olgu olarak kabulü ve bu sosyal olgunun türevi olan çatışma, kimlik, değişme, özgürlük ve hak gibi temel sorunlar etrafında ele alınması henüz oluşma aşamasında. Yerleşik akademik anlayışta başörtüsü olgusu daha çok bir "hastalık hali" olarak ele alınıyor, kutuplaşmalar içinde ve salt siyasal işlevleriyle ele alınıyor. Aksi yönde araştırmalara, anlamaya, sorunu görmeye yönelik çalışmalara ihtiyaç büyük oysa... İhtiyaç, bilginin siyasete akmasına... İhtiyaç, siyasi zihniyet-toplumsal zihniyet ilişkisi ve etkileşimine... Bu tarz araştırmalar az olmakla birlikte, hiç yok değil. TESEV Demokratikleşme Programı etrafında yapılan çalışmalar tam da bu çerçeveye oturuyor. TESEV son olarak, "Başörtüsü Yasağı ve Ayrımcılık: İş Hayatında Meslek Sahibi Başörtülü Kadınlar" başlıklı bir çalışma yayınladı. Bilkent Üniversitesi Siyasal Bilimler Bölümü'nde öğretim üyesi Dilek Cindoğlu imzalı yüz yüze görüşmelerle gerçekleştirilmiş, titiz ve önemli bir çalışma bu... Çalışmanın meselesi, adı üzerinde, uzman meslek sahibi ve çalışan başörtülü kadınların iş piyasalarına girişlerinde ve iş piyasalarında yer aldıkları sürede, başörtüsünden ötürü karşı karşıya kaldıkları durumlar ve ayrımcılık... İş piyasalarında aktörler ve ayrımcılık açısından ele alındığında öncü çalışmalardan birisi... Önemli bir bulgusu var. Şöyle: Başörtüsü kadına yönelik yerleşik ayrımcılığı daha da artırıyor, onu daha yaygın ve meşru kılıyor. Diğer yandan yerleşik kadın ayrımcılığı başörtüsünü dışlamak ve tasnif etmek için fazladan bir araç olarak kullanıyor. Kamusal alandaki yasak, özel sektörü de etkiliyor ve başörtülü kadın ile iş piyasasının her temas noktasında karşımıza ayrımcılık çıkıyor. Başörtüsü, tesettürlü kadınların işe alınmaları sırasında, ücret politikalarında, çalışma döneminde ve terfilerinde aleyhlerine kullanılıyor... Cindoğlu'nun çalışmasının daha pek çok önemli bulgusu var... Arzu eden herkes TESEV sitesinden ulaşabilir bu çalışmaya... Ulaşmalı da... Bu tür çalışmaları en çok okumaya ihtiyacı olanlar, özellikle da başörtüsüne hak, kadın ve özgürlük sözleriyle karşı çıkanlar... Kadın haklarını bayrak edinenler...
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Güzel bir yazı. Emeğine sağlık.
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|