10-26-2011, 01:26 | #1 |
Türkiye'nin deprem gerçeği...
Ülkemizde artık bu son depremden sonra bir değişime girmelidir.
Depremle yaşamak.. malesef deprem kuşağında ülkemiz.... bu gerçek hep gözardı edildi yıllarca.. insan hayatı hiçe sayıldı. bence bu değişim yapılmak zorundadır Binalarımız, evlerimiz, iş yerlerimiz,v.s nasıl olmalıdır? eğitimimize girmelidir, bilinçlenmelidir insanlar. sizlerde burda fikirleriniz aktarabilirsiniz.. artık geçmişle tartışmak zamanı geri getirmez...geleceğimizi tartışalım birazda olsa... .
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
10-26-2011, 01:28 | #2 |
Bişeyler yapılmalı o kesinde, bunun için büyük bir bütçeye ihtiyaç var.
O bütçede bizde yok. |
|
10-26-2011, 01:31 | #3 |
EĞİTİM VE TOPLUM BİLİNCİ
• Eğitim, uygarlıkların vazgeçilmez gereksinimidir. Eğitimin amacı, insan ve toplum yaşamını kolaylaştırmak, güzelleştirmek, zenginleştirmek, iyileştirmek, kişiyi ve toplumu mutlu kılmaktır. Eğitim bilgi, akıl, zekâ, kültür, zevk, etik gibi değerlere dayanan ve kişinin doğuşundan başlayıp hayatının sonuna kadar devam eden bir süreçtir. • Eğitimde atılan her bir adım, toplumun duyarlılık bilincini, yaratıcılığını, akılcı düşünme gücünü, doğal yeteneklerini ve becerilerini geliştirmek için gereken gücü artırmaktadır. Afet Türleri “Avrupa Atlantik Afet Müdahale Merkezi Yönergesi” ekinde ise afet türleri aşağıdaki şekilde tasnif edilmiştir. a. Doğal Afetler: Bu kapsamda deprem, dev dalgalar, volkanik patlamalar, toprak kaymaları, tropikal siklonlar, sel, kuraklık, çevre kirlenmesi, ormanların yok edilmesi, çölleşme, veba salgını gibi afetler bulunmaktadır. b. Teknolojik Afetler: Nükleer santral kazaları, kimyasal ve endüstriyel kazalar, uçak kazaları, demiryolu afetleri, gemi kazaları, terörizm ile ilgili eylemler bu sınıf içinde yer almaktadır. Teknolojik afetler kendi başına tetiklenebileceği gibi tabii bir afet tarafından da tetiklenebilir. Büyük oranda doğal afetlere maruz kalan ülkemizde, doğal afetlere ilişkin sorumluluk kanunen İçişleri Bakanlığı ile Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’na aittir. * İdeal Bir Afet Yönetimi; 1- Afet Öncesi 2- Afet Esnası 3- Afet Sonrası, safhalarından oluşmalıdır. . a. Afet Öncesi: Afet öncesi dönemde afet yönetimi, genel olarak, afet zararlarını en aza indirebilmek amacıyla gerekli önlemleri almayı, mümkün olan hallerde önlemeyi,mümkün olmayan durumlarda ise acil kurtarma ve yardım çalışmalarının etkin bir biçimde yapılmasını sağlamayı, afet zararlarının azaltılması çalışmalarını kalkınmanın her aşamasına yaymayı ve insanları bu konularda eğitmeyi amaçlamaktadır. b. Afet Esnasında: Afet yönetiminin afet sırasındaki amaçları, mümkün olan en fazla sayıdaki insanı kurtarmak, afetlerin doğurabileceği ek tehlike ve risklerden insan canını ve malını korumak; afetten etkilenen toplulukların hayati gereksinimlerini en kısa zamanda karşılamak ve hayatın normale dönmesini sağlamaktır. Bu amaçların gerçekleşmesi, afet öncesi yapılan plan ve hazırlık çalışmalarının, kurulacak teşkilatın afet anında etkin bir biçimde harekete geçirilmesiyle mümkün olabilmektedir. c. Afet Sonrası: Afet sonrası dönemde afet yönetiminin amacı, afetin doğurabileceği ekonomik ve sosyal kayıpların en düşük düzeyde kalmasını veya etkilerin en kısa sürede düzeltilmesini ve afetten etkilenen topluluklar için emniyetli ve gelişmiş yeni bir yaşam çevresi oluşturulmasını sağlamaktır. * Türkiye'de Afet Yönetimi Afet, insanlar için fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplara neden olan, normal yaşamı ve insan faaliyetlerini durdurarak veya kesintiye uğratarak, toplulukları olumsuz etkileyen doğal, teknolojik veya insan kökenli olaylar olarak tanımlanmaktadır. Bir olayın afet olarak adlandırılabilmesi için, insan toplulukları ve yerleşim yerleri üzerinde kayıplar meydana getirmesi ve insan faaliyetlerini durdurarak yada kesintiye uğratarak bir yada daha fazla yerleşim birimini etkilemesi gerekmektedir. Bu tanımlamalardan da anlaşılabileceği gibi afet, olayın kendisinden çok doğurduğu sonuçlar olarak görülmektedir. Bir afetin büyüklüğü ise insanlar açısından neden olduğu can ve ekonomik kayıplarla ölçülmektedir. Başta depremler olmak üzere çeşitli afet türlerinin etkisinde olan ülkemizde meydana gelen tabii veya teknolojik afetler özellikle ekonomik açıdan büyük kayıplara yol açmaktadır. Bunlara yakın zamanlarda meydana gelmiş örnekler 1992 Erzincan, 1995 Dinar depremleri, 1995 Senirkent heyelanıdır ve 17 Ağustos 1999 Gölcük depremi. Marmara havzasında İstanbul’u etkisi altına alabilecek bir büyük depremin ülkenin tamamını durma noktasına sürüklemesi akılda tutulması gereken bir ihtimaldir. Böyle bir durumda resmi kuruluşların da etkisinin yetersiz kalmaması beklenmelidir. Afet zararlarının azaltılması inşa edilmiş insan çevresinin iyi planlama ve teknik hizmetlerle afetlere dayanıklı hale getirilmesi ile mümkündür. DEPREMLER Depremin yol açacağı zararları azaltmak için; • Üretim kalitesinde yüksek bir standart sağlamak, denetim mekanizmalarını etkili işletmek gerekir. Dolayısıyla devlete, yerel yönetimlere, meslek odalarına, sivil toplum kuruluşlarına, mimar, mühendislere ve medyaya çok büyük sorumluluk düşmektedir. • Yukarıda sayılan bütün unsurları denetleyecek, standartları yüksek tutmaya zorlayacak olanlar; bilgili, bilinçli ve sorumlu bireyler olmalıdır. Yurttaşlar sadece tüketici değildir. Deprem kayıplarından bireyler de doğrudan doğruya sorumludur. Sonuç olarak, • Depremden korunmanın ilk ve tek yolu, bilgili, bilinçli, sorumlu yurttaşlar yetiştirmektir. Bütün bunların başarılabilmesi için de afet eğitimine okul öncesinden başlanmalıdır. • Çağdaş eğitimin gereği olan düşünme, araştırma, irdeleme ve tartışma yeteneklerini geliştirmek için eğitim programlarında yeniden düzenleme yapılması zorunludur. • Geçmişte yaşanan can ve mal kayıplarına yol açan büyük depremlerden ders alınarak öncelikle deprem olmadan yapılması gereken çalışmaların tamamlanması halinde deprem zararlarının en aza indirilmesi büyük ölçüde eğitim çalışmalarına verilecek ağırlıkla mümkün olacaktır. Birey ve toplumun deprem konusunda eğitilip bilinçlendirilmesi öncelikle örgün eğitim sistemi tarafından gerçekleştirilmeli, aynı zamanda yaygın eğitim yoluyla örgün eğitim dışında kalan geniş halk kitlesinin eğitimine önem verilmelidir. Bilinmelidir ki; İnsanlarımız deprem sırasında kendilerine öğretilenlerin tümünü özümsese bile yıkılan bir binadan kurtulma şansları çok düşüktür. Bu nedenle Türkiye’deki tüm binaların sağlamlık envanterleri çıkarılarak deprem sırasında yıkılması olası binaların nasıl güçlendirileceği konusundaz toplumun bilgilendirilmesi gerekir. Ülkemizde, • Gerek kent merkezleri, gerekse kırsal alanlarda bulunan ve kültürel mirasımızı oluşturan tescilli veya tescilsiz sivil mimarlık örneklerinin, anıtsal ve antik yapıların, arkeolojik alanların, özgün kentsel dokuların korunması ve gelecek nesillere aktarılması, kültürel mirasımızın sürdürülebilirliğinin ve yaşanılabilirliğinin sağlanması adına önem taşımaktadır • Deprem sonrası hasar tespiti, önlem ve uygulamalara yönelik yapılan işlemlerin, deprem öncesinde mevcut yapı stokunun envanter çalışmaları sırasında ele alınarak, güçlendirme gerektiren yapılar için; sağlamlaştırma, bütünleme, yenileme, yıkılacak durumundaki yapılar için, yeniden inşa etme önerilerinin getirilerek yapısal dayanımın artırılması ve kullanıcıların eğitilerek bilinçlendirilmesi ve bu konuda uzman mühendislerin yetiştirilmesi, çok çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapmış olan ülkemizdeki zengin kültürel mirasın korunarak yaşatılmasına katkı sağlayacaktır. Deprem Konusunda, 1. Çok disiplinli araştırmaların kurumsallaştırılması için yöntemler geliştirilmeli, ulusal araştırma programı çerçevesinde iki yılda bir ulusal sempozyum yapılmalı, genç araştırmacılara burslar, başarılı araştırmalar için ödül programları geliştirilmelidir. 2. Kamu yöneticileri için afet yönetimi konusunda, risk belirleme, zarar azaltma, müdahale ve iyileştirme gibi konuları kapsayan bir eğitim programı gereklidir. Kamu kuruluşlarının gereken önlemleri alması ve tüm personelin eğitimli olması açık bir sorumluluktur. Bu programda afet yönetiminde halk katılımının önemi ve gerekliliğine yer verilmelidir 3. Üniversitelerimizde jeoloji, jeofizik, inşaat mühendisliği, mimarlık, kent planlaması v.b. meslek öğretimi yürüten bölümlerde günümüzde uygulanan öğretim programlarında deprem konularına yeterli önemin verilmesi gerekmektedir. |
|
10-26-2011, 01:31 | #4 |
EĞİTİM VE TOPLUM BİLİNCİ
• Eğitim, uygarlıkların vazgeçilmez gereksinimidir. Eğitimin amacı, insan ve toplum yaşamını kolaylaştırmak, güzelleştirmek, zenginleştirmek, iyileştirmek, kişiyi ve toplumu mutlu kılmaktır. Eğitim bilgi, akıl, zekâ, kültür, zevk, etik gibi değerlere dayanan ve kişinin doğuşundan başlayıp hayatının sonuna kadar devam eden bir süreçtir. • Eğitimde atılan her bir adım, toplumun duyarlılık bilincini, yaratıcılığını, akılcı düşünme gücünü, doğal yeteneklerini ve becerilerini geliştirmek için gereken gücü artırmaktadır. Afet Türleri “Avrupa Atlantik Afet Müdahale Merkezi Yönergesi” ekinde ise afet türleri aşağıdaki şekilde tasnif edilmiştir. a. Doğal Afetler: Bu kapsamda deprem, dev dalgalar, volkanik patlamalar, toprak kaymaları, tropikal siklonlar, sel, kuraklık, çevre kirlenmesi, ormanların yok edilmesi, çölleşme, veba salgını gibi afetler bulunmaktadır. b. Teknolojik Afetler: Nükleer santral kazaları, kimyasal ve endüstriyel kazalar, uçak kazaları, demiryolu afetleri, gemi kazaları, terörizm ile ilgili eylemler bu sınıf içinde yer almaktadır. Teknolojik afetler kendi başına tetiklenebileceği gibi tabii bir afet tarafından da tetiklenebilir. Büyük oranda doğal afetlere maruz kalan ülkemizde, doğal afetlere ilişkin sorumluluk kanunen İçişleri Bakanlığı ile Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’na aittir. * İdeal Bir Afet Yönetimi; 1- Afet Öncesi 2- Afet Esnası 3- Afet Sonrası, safhalarından oluşmalıdır. . a. Afet Öncesi: Afet öncesi dönemde afet yönetimi, genel olarak, afet zararlarını en aza indirebilmek amacıyla gerekli önlemleri almayı, mümkün olan hallerde önlemeyi,mümkün olmayan durumlarda ise acil kurtarma ve yardım çalışmalarının etkin bir biçimde yapılmasını sağlamayı, afet zararlarının azaltılması çalışmalarını kalkınmanın her aşamasına yaymayı ve insanları bu konularda eğitmeyi amaçlamaktadır. b. Afet Esnasında: Afet yönetiminin afet sırasındaki amaçları, mümkün olan en fazla sayıdaki insanı kurtarmak, afetlerin doğurabileceği ek tehlike ve risklerden insan canını ve malını korumak; afetten etkilenen toplulukların hayati gereksinimlerini en kısa zamanda karşılamak ve hayatın normale dönmesini sağlamaktır. Bu amaçların gerçekleşmesi, afet öncesi yapılan plan ve hazırlık çalışmalarının, kurulacak teşkilatın afet anında etkin bir biçimde harekete geçirilmesiyle mümkün olabilmektedir. c. Afet Sonrası: Afet sonrası dönemde afet yönetiminin amacı, afetin doğurabileceği ekonomik ve sosyal kayıpların en düşük düzeyde kalmasını veya etkilerin en kısa sürede düzeltilmesini ve afetten etkilenen topluluklar için emniyetli ve gelişmiş yeni bir yaşam çevresi oluşturulmasını sağlamaktır. * Türkiye'de Afet Yönetimi Afet, insanlar için fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplara neden olan, normal yaşamı ve insan faaliyetlerini durdurarak veya kesintiye uğratarak, toplulukları olumsuz etkileyen doğal, teknolojik veya insan kökenli olaylar olarak tanımlanmaktadır. Bir olayın afet olarak adlandırılabilmesi için, insan toplulukları ve yerleşim yerleri üzerinde kayıplar meydana getirmesi ve insan faaliyetlerini durdurarak yada kesintiye uğratarak bir yada daha fazla yerleşim birimini etkilemesi gerekmektedir. Bu tanımlamalardan da anlaşılabileceği gibi afet, olayın kendisinden çok doğurduğu sonuçlar olarak görülmektedir. Bir afetin büyüklüğü ise insanlar açısından neden olduğu can ve ekonomik kayıplarla ölçülmektedir. Başta depremler olmak üzere çeşitli afet türlerinin etkisinde olan ülkemizde meydana gelen tabii veya teknolojik afetler özellikle ekonomik açıdan büyük kayıplara yol açmaktadır. Bunlara yakın zamanlarda meydana gelmiş örnekler 1992 Erzincan, 1995 Dinar depremleri, 1995 Senirkent heyelanıdır ve 17 Ağustos 1999 Gölcük depremi. Marmara havzasında İstanbul’u etkisi altına alabilecek bir büyük depremin ülkenin tamamını durma noktasına sürüklemesi akılda tutulması gereken bir ihtimaldir. Böyle bir durumda resmi kuruluşların da etkisinin yetersiz kalmaması beklenmelidir. Afet zararlarının azaltılması inşa edilmiş insan çevresinin iyi planlama ve teknik hizmetlerle afetlere dayanıklı hale getirilmesi ile mümkündür. DEPREMLER Depremin yol açacağı zararları azaltmak için; • Üretim kalitesinde yüksek bir standart sağlamak, denetim mekanizmalarını etkili işletmek gerekir. Dolayısıyla devlete, yerel yönetimlere, meslek odalarına, sivil toplum kuruluşlarına, mimar, mühendislere ve medyaya çok büyük sorumluluk düşmektedir. • Yukarıda sayılan bütün unsurları denetleyecek, standartları yüksek tutmaya zorlayacak olanlar; bilgili, bilinçli ve sorumlu bireyler olmalıdır. Yurttaşlar sadece tüketici değildir. Deprem kayıplarından bireyler de doğrudan doğruya sorumludur. Sonuç olarak, • Depremden korunmanın ilk ve tek yolu, bilgili, bilinçli, sorumlu yurttaşlar yetiştirmektir. Bütün bunların başarılabilmesi için de afet eğitimine okul öncesinden başlanmalıdır. • Çağdaş eğitimin gereği olan düşünme, araştırma, irdeleme ve tartışma yeteneklerini geliştirmek için eğitim programlarında yeniden düzenleme yapılması zorunludur. • Geçmişte yaşanan can ve mal kayıplarına yol açan büyük depremlerden ders alınarak öncelikle deprem olmadan yapılması gereken çalışmaların tamamlanması halinde deprem zararlarının en aza indirilmesi büyük ölçüde eğitim çalışmalarına verilecek ağırlıkla mümkün olacaktır. Birey ve toplumun deprem konusunda eğitilip bilinçlendirilmesi öncelikle örgün eğitim sistemi tarafından gerçekleştirilmeli, aynı zamanda yaygın eğitim yoluyla örgün eğitim dışında kalan geniş halk kitlesinin eğitimine önem verilmelidir. Bilinmelidir ki; İnsanlarımız deprem sırasında kendilerine öğretilenlerin tümünü özümsese bile yıkılan bir binadan kurtulma şansları çok düşüktür. Bu nedenle Türkiye’deki tüm binaların sağlamlık envanterleri çıkarılarak deprem sırasında yıkılması olası binaların nasıl güçlendirileceği konusundaz toplumun bilgilendirilmesi gerekir. Ülkemizde, • Gerek kent merkezleri, gerekse kırsal alanlarda bulunan ve kültürel mirasımızı oluşturan tescilli veya tescilsiz sivil mimarlık örneklerinin, anıtsal ve antik yapıların, arkeolojik alanların, özgün kentsel dokuların korunması ve gelecek nesillere aktarılması, kültürel mirasımızın sürdürülebilirliğinin ve yaşanılabilirliğinin sağlanması adına önem taşımaktadır • Deprem sonrası hasar tespiti, önlem ve uygulamalara yönelik yapılan işlemlerin, deprem öncesinde mevcut yapı stokunun envanter çalışmaları sırasında ele alınarak, güçlendirme gerektiren yapılar için; sağlamlaştırma, bütünleme, yenileme, yıkılacak durumundaki yapılar için, yeniden inşa etme önerilerinin getirilerek yapısal dayanımın artırılması ve kullanıcıların eğitilerek bilinçlendirilmesi ve bu konuda uzman mühendislerin yetiştirilmesi, çok çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapmış olan ülkemizdeki zengin kültürel mirasın korunarak yaşatılmasına katkı sağlayacaktır. Deprem Konusunda, 1. Çok disiplinli araştırmaların kurumsallaştırılması için yöntemler geliştirilmeli, ulusal araştırma programı çerçevesinde iki yılda bir ulusal sempozyum yapılmalı, genç araştırmacılara burslar, başarılı araştırmalar için ödül programları geliştirilmelidir. 2. Kamu yöneticileri için afet yönetimi konusunda, risk belirleme, zarar azaltma, müdahale ve iyileştirme gibi konuları kapsayan bir eğitim programı gereklidir. Kamu kuruluşlarının gereken önlemleri alması ve tüm personelin eğitimli olması açık bir sorumluluktur. Bu programda afet yönetiminde halk katılımının önemi ve gerekliliğine yer verilmelidir 3. Üniversitelerimizde jeoloji, jeofizik, inşaat mühendisliği, mimarlık, kent planlaması v.b. meslek öğretimi yürüten bölümlerde günümüzde uygulanan öğretim programlarında deprem konularına yeterli önemin verilmesi gerekmektedir. |
|
10-26-2011, 01:32 | #5 |
DEPREM VE MEDYA
Medya toplumun deprem konusunda bilinçlendirilmesinde, depremin yol açtığı kayıp ve zararlarda da kendini sorumlu hissetmelidir. • Resmi kurumlar ve medya arasında daha önceden kurulmuş sıkı koordinasyonla, doğru ve güvenilir bilgi akışı sağlanarak, yanlış ve abartılı bilgi akışı önlenmeli, böylece toplumun aldığı bilginin doğruluğuna güveni sağlanmalıdır • Deprem konusunda, eğitsel, psikolojik ve bilimsel olarak konunun uzmanlarınca hazırlanmış materyalin, topluma aktarılmasında yayın organlarının kullanılması ve bunun gelişigüzel değil, bir plan dahilinde ve süreklilik arz edecek şekilde yapılması gerekmektedir. • Bilgiye en hızlı ulaşacak ve medyaya sürekli olarak ilk elden bilgi aktaracak yetkili bir birim oluşturulmalıdır. Bu birim yetkin ve tarafsız kişilerden oluşmalıdır. ÖRGÜN VE YAYGIN EĞİTİM Doğal afetlerin etkisini azaltmak, kayıpları en aza indirmek toplumun her ferdinin ve her kesimin bilinçli ve etkin katılımı ile olacaktır. Deprem konusunda halkın bilinçlendirilmesi, eğitimin tüm öğelerinin seferber edilmesiyle mümkündür. Afet Eğitimi; • Örgün Eğitim Sistemi • Yaygın Eğitim Sistemi • Hizmet İçi Eğitim • Meslek İçi Eğitim • Halk Eğitimi Örgün Eğitim Sistemi İçinde Afet Eğitimi • Okul Öncesi Afet Eğitimi • İlk Öğretim • Orta Öğretim Yaygın Eğitim Sistemi İçinde Afet Eğitimi Halk eğitiminin nasıl ve nerede yapılacağı, hangi metot ve yolla kimin tarafından verileceği, ilgili kurum ve kuruluşlarca kararlaştırılıp plan ve programlar hazırlanmalıdır. Bu kuruluşlar; • Milli Eğitim Bakanlığı, • Görsel ve yazılı kitle iletişim kuruluşları, • Sivil toplum örgütleridir. Kalfalık, Ustalık ve Taşeronluk Temiz Belgesi • İşverenlerce yaptırılan iş tarif edilerek yapılan anlaşmalara uygun olarak işin fen ve sanat kurallarına, ahlaki değerlere uygun olarak tamamlandığı ve çalışmalar sırasında verilen işi zamanında tamamlandığını belirten belgedir. DEPREMDEN VE DEPREMDEN KORUNMA YOLLARI KİŞİSEL VE AİLE HAZIRLIKLARI BİNA GÜVENLİĞİ VE EV HAZIRLIĞI TOPLUM HAZIRLIĞI DEPREM SONRASINDA YAPACAKLARINIZ ÇOCUKLARIN BİR DEPREM FELAKETİYLE BAŞA ÇIKMALARINA NASIL YARDIM EDEBİLİRSİNİZ? DOĞAL AFET SONRASI ORTAYA ÇIKABİLECEK PSİKOLOJİK SORUNLAR DEPREMİN PSİKOLOJİK ETKİLERİ İLE NASIL BAŞA ÇIKILIR? KİŞİSEL VE AİLE HAZIRLIKLARI Aileniz için bir deprem anında nasıl hareket edeceğinizi düşünün ve kendinize göre planlama yapın. Bu amaçla; Evinizin her odasındaki güvenilir yerleri belirleyin. Evin tehlikeli noktalarını bilin, (pencereler, aynalar, asılı eşyalar, şömineler ve yüksek mobilya) Pratik egzersizler yapın. Çocuklarınızla evin içerisindeki güvenilir noktalara yerleşin. Bölgenizdeki Kızılay, Sivil Savunma veya diğer toplum kuruluşlarından ilkyardım kurallarını öğrenin. Birbirinizden ayrı olmanız halinde ailenizin nerede buluşacağını belirleyin; Bu yerler herkesin bildiği yakın çevreden olsun. Örneğin; Komşunun veya size yakın oturan akrabaların evi, mahallenizdeki okul ve camilerin avluları ile parklar.... gibi. Belirlemiş olduğunuz bu yerlerde buluşmanız mümkün olmayabilir çünkü bu yerler de depremden zarar görmüş olabilirler. Bu sebeple oturduğunuz şehirden en az 100 km. uzakta yaşayan bir akrabanızı haberleşme aracı olarak seçin. Yukarıdaki bilgileri içeren kartlardan hazırlayın. "AİLEYLE TEKRAR BİR ARAYA GELME" kısmındaki boşlukları doldurun ve tüm aile bireyleri için çoğaltın. Evde herkese cüzdanlarında, çantalarında veya ceplerinde taşımaları için verin. Bu isim ve telefon numaralarını daima yanınızda taşıyın. Tüm aile üyelerinin, depremden sonra en kısa sürede, önceden belirlemiş olduğunuz bu kişiye haber vermelerini söyleyin. Ve sizde aynı şekilde bu kişiye nerede ve nasıl olduğunuzu söyleyin. Eğer tüm aile üyeleri seçmiş olduğunuz kişiye haber verebilirse, birkaç gün bir araya gelemezseniz dahi, birbirinizin nerede ve nasıl olduğundan haberdar olabilirsiniz. Birbirinizden haberdar olabilmek kaygı ve stresinizi oldukça azaltacaktır. Aracı kişiler dışında ihtiyacınız olabileceğini düşünerek bazı önemli telefon numaralarını saklamanızda fayda vardır. Bu telefon numaralarını ACİL TELEFON NUMARALARI çizelgesine kaydediniz. Bir deprem sırasında aileniz için yaşamsal önem taşıyan belgeleri kaybetmemek için önlem almak gerekir. Senetler, vasiyet, vergi kayıtları, doğum belgeleri, nüfus kağıtları ve diğer yaşamsal önem taşıyan belgeleri ateşten etkilenmeyecek bir yerde saklayın. Bu belgeleri emanet kasada saklayabilirsiniz, yada su geçirmeyen bir poşetle afet çantasına koyabilirsiniz. Bu belgelerin arasına bir de ÖNEMLİ AİLEVİ BİLGİLER çizelgelerini doldurarak saklarsanız yararlı olacaktır. Aile bireyleri için; bilek veya boyunda taşınabilen madeni künyeler (Adı, soyadı, doğum yeri, doğum tarihi, dini ve kan grubu) hazırlayın. Aileniz için taşınabilir bir ilkyardım çantası hazırlayın ve ulaşılabilir bir yerde hazır bekletin BİNA GÜVENLİĞİ VE EV HAZIRLIĞI Evlerinizi yetkililerin size verdiği kurallar doğrultusunda inşa edin. İmar planında konuta ayrılmış yerler dışındaki alanlara evlerinizi inşa etmeyin. Evlerinizi deprem yönetmeliğine uygun olarak yapılıp yapılmadığını araştırın. Evlerinize izinsiz kat inşa etmeyin ve balkon eklemeleri yapmayın veya yaptırmayın. Bu ilave kat bir deprem sırasında evinizin tamamen yıkılmasına sebep olabilecektir. Oturduğunuz binanın güvenliğinden emin değilseniz ve bilgi almak isterseniz şehrinizdeki Mühendisler ve Mimarlar odasından bu konuda yardım ve bilgi alabilirsiniz. Hatların zarar görmemesi halinde, gaz, su ve elektriğin nasıl kapatılacağını öğrenin. Evinizdeki bütün odaların en güvenli yerlerini önceden belirleyin. Bu yerler arasında: İki duvarın birleştiği köşe, sağlam bir masanın altı veya yanı, kaloriferlerin veya buzdolaplarının yanı, çekyat veya kanepelerin yanı olabilir. Deprem anında panik yaşayabilir ve doğru düşünemeyebilirsiniz. Böyle bir durumda önceden nerelere saklanabileceğiniz belirlemeniz, bunu ailedeki herkese öğretmeniz ve zaman zaman denemeniz faydalı olacaktır. Ayrıca her odanın en güvenli kısımlarını EK-E’deki DEPREM GÜVENLİK PLANI formatında boş bırakılan yerleri not edip keserek herkesin görebileceği yere yapıştırın. Evinizde hasar görebilecek ve/veya verebilecek eşyaları planın uygun yerine not edin. Acil durumlar için yiyecek, su, ilaç, ilkyardım çantası, alet ve giyecek bulundurun. Büyük bir deprem eşyalarınıza önemli zarar verebilir. Aslında, deprem zararlarının üçte birinin bina ile ilgili olmayıp, içindeki eşyalardan ve aletlerden kaynaklandığı tahmin edilmektedir. Bu mobilyalar, ev aletleri ve diğer eşyaları kapsar. a) Ağır Eşyaları ve Su Tanklarını Sabitleme; Kitaplık, vitrin ve raflı üniteler gibi yüksek, bir yere bağlı bulunmayan eşyaları “L” dirsekler, köşe dirsekleri yada alüminyum kornişler kullanarak duvar çivileriyle duvara veya döşemeye sabitleyin. İçindeki eşyaların kayıp düşmesini önlemek için dolap kapaklarına tahta yada metalden bir sürgü takın. Bu özellikle, pek çok cam eşyanın bulunduğu durumlarda son derece önemlidir. Ağır ve/veya eşyaları alt raflara yerleştirin. Su kazanını altından ve üstünden sağlam bir zincir veya bantla sarın. Bu bantları duvardaki çivilere sıkıca bağlayın. Yakıt borusu biraz esnek kalsın. b) Eşyaları Raf Üstlerine Sabitleme; Televizyon, müzik seki, bilgisayar ve mikrodalga fırın gibi raf üzerindeki eşyaları depremlere eşlik eden ileri geri hareketlere karşı korunmak için sabitleyin. Bu eşyaları ve hatta vazo gibi kırılabilecek diğer hassa eşyaları da çift taraflı bantlarla kullanarak bulundukları mobilyanın üzerine yapıştırıp sabitleyebilirsiniz. c) Ayna ve Tabloları Sabitleme; Depremler duvardaki ağır tabloları ve aynaları aşağıya indirir. Eğer bunlar üzerinize düşerse ciddi şekilde yaralanabilirsiniz. Bu nedenle, ağır çerçevesi olan tüm tabloları ve aynaları yataklardan, koltuklardan ve sandalyelerden uzak bir yere koyun. Bu tür eşyaları alt ve üst kısımlarına vidalar yerleştirerek yada bunları bir telle bağlayarak sabitleyebilirsiniz. Çift tarafı yapışkan bantlar tabloları, aynaları, duvar saatleri ve benzeri eşyaları duvara sabitlemek için de kullanabilirsiniz. d) Asılı Duran Eşyaları Sabitleme; Asılı duran tüm eşyaların yerini dikkatlice kontrol edin. Bunların, bir deprem sırasındaki şiddetli sarsıntıda pencerelere çarpacak kadar yakın olup olmadığına kara verin. Eğer bu kadar yakınlarsa, onların yerini değiştirin. Evinizde tavandan asılı olan avize ve saksılar varsa onların sarsıntı sırasında yere düşmeyeceğinden emin olun. Eğer bu avize ve saksılar tavanda ucu açık bir kancaya asılılarsa saksı kancadan kurtulup düşebilir. Bunu engellemek için saksının asılı durduğu kancanın diğer ucunun da tavana girmesini sağlayın yada kancanın ucu kalmayacak şekilde tel bağlayın. e) Mutfak ve Banyo Dolaplarını Sabitleme; Mutfak ve banyo dolap kapakları yer hareketi ile birlikte genellikle kendiliğinden açılır ve içindekilerin hepsi yere düşer. Sürgü takmak dolapların içindekileri yerinde tutmaya yardım eder. Acil durumlar için yiyecek, su, ilaç, ilkyardım çantası, alet ve giyecek bulundurun. Aileniz için bir deprem anında nasıl hareket edeceğinizi düşünün ve kendinize göre planlama yapın. Bu amaçla; Evinizin her odasındaki güvenilir yerleri belirleyin. Evin tehlikeli noktalarını bilin, (pencereler, aynalar, asılı eşyalar, şömineler ve yüksek mobilya) Pratik egzersizler yapın. Çocuklarınızla evin içerisindeki güvenilir noktalara yerleşin. Bölgenizdeki Kızılay, Sivil Savunma veya diğer toplum kuruluşlarından ilkyardım kurallarını öğrenin. Birbirinizden ayrı olmanız halinde ailenizin nerede buluşacağını belirleyin; Bu yerler herkesin bildiği yakın çevreden olsun. Örneğin; Komşunun veya size yakın oturan akrabaların evi, mahallenizdeki okul ve camilerin avluları ile parklar... gibi. Belirlemiş olduğunuz bu yerlerde buluşmanız mümkün olmayabilir çünkü bu yerler de depremden zarar görmüş olabilirler. Bu sebeple oturduğunuz şehirden en az 100 km. uzakta yaşayan bir akrabanızı haberleşme aracı olarak seçin. Yukarıdaki bilgileri içeren kartlardan hazırlayın. "AİLEYLE TEKRAR BİR ARAYA GELME" kısmındaki boşlukları doldurun ve tüm aile bireyleri için çoğaltın. Evde herkese cüzdanlarında, çantalarında veya ceplerinde taşımaları için verin. Bu isim ve telefon numaralarını daima yanınızda taşıyın. Tüm aile üyelerinin, depremden sonra en kısa sürede, önceden belirlemiş olduğunuz bu kişiye haber vermelerini söyleyin. Ve sizde aynı şekilde bu kişiye nerede ve nasıl olduğunuzu söyleyin. Eğer tüm aile üyeleri seçmiş olduğunuz kişiye haber verebilirse, birkaç gün bir araya gelemezseniz dahi, birbirinizin nerede ve nasıl olduğundan haberdar olabilirsiniz. Birbirinizden haberdar olabilmek kaygı ve stresinizi oldukça azaltacaktır. Aracı kişiler dışında ihtiyacınız olabileceğini düşünerek bazı önemli telefon numaralarını saklamanızda fayda vardır. Bu telefon numaralarını ACİL TELEFON NUMARALARI çizelgesine kaydediniz. Bir deprem sırasında aileniz için yaşamsal önem taşıyan belgeleri kaybetmemek için önlem almak gerekir. Senetler, vasiyet, vergi kayıtları, doğum belgeleri, nüfus kâğıtları ve diğer yaşamsal önem taşıyan belgeleri ateşten etkilenmeyecek bir yerde saklayın. Bu belgeleri emanet kasada saklayabilirsiniz, yada su geçirmeyen bir poşetle afet çantasına koyabilirsiniz. Bu belgelerin arasına bir de ÖNEMLİ AİLEVİ BİLGİLER çizelgelerini doldurarak saklarsanız yararlı olacaktır. Aile bireyleri için; bilek veya boyunda taşınabilen madeni künyeler (Adı, soyadı, doğum yeri, doğum tarihi, dini ve kan grubu) hazırlayın. Aileniz için taşınabilir bir ilkyardım çantası hazırlayın ve ulaşılabilir bir yerde hazır bekletin |
|
10-26-2011, 01:32 | #6 |
TOPLUM HAZIRLIĞI
Bölgenizde bulunan Sivil Savunma ve diğer toplum kuruluşları tarafından düzenlenecek depreme hazırlık seminer, konferans, kurs gibi eğitim faaliyetlerine, ilkyardım, yangın söndürme, zarar değerlendirme ile arama ve kurtarma eğitimlerine katılın. Araç, teçhizat, materyal listeleri ve paylaşılabilecek özel beceri ve kaynaklara sahip olan bölge sakinlerinin yer aldığı listeler hazırlayın ve yakın komşular arasında kendi kendine yardım ağları geliştirin. Özel ihtiyaçları olan veya özel yardıma gereksinimleri olacak olan komşularınızı belirleyin. Depremden sonra can kaybı olmadığını anlamak için beyaz bir bez (çarşaf) asılması için komşularla anlaşın ve arama kurtarma çalışmalarının beyaz işaret bezi asılı olmayan yerlerden başlamasını sağlayın. HALK TARAFINDAN HAZIRLANACAK İLKYARDIM ÇANTASI Acil durum sonrasında ilkyardım çantaları önemlidir. Ayrıca günlük yaşamdaki yaralanmalar için de çok kullanışlı olabilir. Evde ve arabanızda bulunması gereken ilkyardım çantasının yararlı olabilmesi için ulaşılabilir bir yerde ve hazır olması gerekir. Yılda iki kez tüm ilkyardım malzemelerinizi kontrol ederek değiştiriniz. Bir ilkyardım çantasında bulunması gerekenler; (a) İLAÇLAR Oksijenli su ve Tentürdiyot Antibiyotik merhem Aspirin veya ağrı kesiciler İshal ilacı Göz damlası Soğuk algınlığı/öksürük ilacı Haşere ilacı Kulak ve burun damlası Deri için dezenfektan (mikrop öldürücü) ilaç (püskürtme) Reçete ile satılan ilaçlardan yedek (Aile fertlerinin kullanmak zorunda olduğu) Kullananlar için yedek numaralı gözlük Vitamin Bir kalıp sabun Hijyenik kadın bağı (b) TIBBİ MALZEMELER Yara bandı Kauçuktan yapılmış ameliyat eldiveni Ameliyat maskesi Tekli sargı Kelebek sargı Gazlı bez İlaç sürmeye veya yara temizlemeye yarayan pamuk parçaları Yapışkan bant Sterilize sargı bezi Kırıklar için malzeme Eşyaları dezenfekte etmek için %10 çamaşır suyu içeren şişe (püskürtmeli) Termometre İlkyardım el kitabı (c) YİYECEKLER Kurutulmuş besinler, Konserve et/balık, Konserve sebzeler, Meyve suları, Hazır çorbalar, Şeker, Tatlı-tuzlu bisküviler, Kuru üzüm-incir, Kuruyemişler saklamak için uygundur. Bu besinler her zaman evinizin karanlık, rutubetsiz bir köşesinde saklanabilir. Pişirilmesine gerek olmayan hazır besinler tercih edilmelidir. Depolanan besinler her an kullanılma hazır, taze olmalıdır. Depolanan besinler sağlam bir kutuda evdeki gaz, gibi zehirli olabilecek maddelerden uzak, farelerin veya böceklerin erişemeyecekleri yerlerde saklanmalıdır. Yiyeceklerin yanında evde her zaman fazladan bir iki paket peçete, kağıt bardak-tabak ve plastik çatal, kaşık, şişe/konserve açacağı bulundurmakta da fayda vardır. Evde her zaman haftalık ihtiyacımızdan fazla su bulundurmaya çalışın. Deprem sonrası temiz su ihtiyacımızın bir süre karşılamak için kullanabilirsiniz. 5. HALK TARAFINDAN HAZIRLANACAK MALZEME VE TEÇHİZAT ÇANTASI Deprem için malzeme hazırlarken, bu malzemelere deprem evinizi alt üst ettikten sonra ulaşmanız gerektiğini unutmayın. Söz konusu malzemeleri koymak için düşen eşyalar altında kalma şansı az olan, kolay bulunur bir yer seçin. Yeriniz darsa, büyük bir çöp bidonu mükemmel bir saklama yeri olabilir. Apartmanda yaşıyorsanız, malzemeleri sakladığınız kabı güzel bir masa örtüsüyle kapatabilirsiniz. Deprem malzeme ve teçhizat çantasında bulunması gerekenler: İş eldiveni Balta/tokmak Kürek (yassı başlı ve sivri uçlu) Süpürge Çekiç ve çivi Tornavida Kriko Plastik kaplama rulosu İp bobini Tel bobin Çadır (aile) Katranlı muşamba, bez (PVC veya çadır bezi, en ,az 2 mt. Olacak) Uyku tulumu, battaniye Tülbent bezi (sudaki pislikleri süzmek için) Bir miktar para Kurutulmuş yiyecek Su Giysi Yürüyüş ayakkabısı ve çorap, bölgenin yol haritası Yangın söndürme aleti Düdük Pusula Su geçirmeyen bir kapta, el feneri ve piller veya kimyasal ışık çubuğu, kibrit, küçük radyo (taşınabilir pilli) Eğlence paketi-aile resimleri, not defterleri, kitap gibi malzemeler. SIHHİ MALZEMELER Plastik torba-çöp bidonuna uygun dayanıklı torba ile daha küçük boyutlarda fermuarlı torba. Toz halinde klor kireci (oksitleyici ve aşındırıcı olduğu için uygun bir şekilde saklanmalıdır) Tuvalet kağıdı Susuz temizlik için hazır, nemli temizlik peçeteleri Tuvalet malzemeleri-havlu-şampuan-diş fırçası ve macunu, deodorant Böcek, sinek, sivrisinek ve karınca için ilaç. Çift tarafı yapışkan bantlar tabloları, aynaları, duvar saatleri ve benzeri eşyaları duvara sabitlemek için de kullanabilirsiniz. |
|
10-26-2011, 13:06 | #7 |
Yeni yapılarda az da olsa istenilen bilinc seviyesi oluşturuluyor. Zamanın geçmişte yaşanılan her şeyi unutturma gibi alışkanlığı ile bireye yalnış kararlar aldırabiliyor. Taze acılarımız varken duyarlı davranabilir binalarımızda hassas olabiliriz bir vakit sonra ise maddi beklenti yüzünden kolonlarımıza müdahale edebilir hayatımızı hayatlarımızı hafife alabiliriz.
|
|
10-26-2011, 13:43 | #8 |
|
|
10-26-2011, 14:02 | #9 |
Ahmet hocam bu konu hakkında güzel bilgiler sızdırmış.
Bundan sonrası için neler yapılabilir? Şöyle bir şey meselâ: Eski-yeni demeden, istisnâsız her bina için bir inşaat hüviyet kartı ve sicili düzenlesek (Bu bilgiler, başta belediyeler olmak üzere ilgili bakanlık arşivlerinde mevcut zaten). Her binanın kimlik belgesini standart boyutlarda tanzim ederek metal bir plakaya kazıtıp her binanın girişine görünecek şekilde sergilesek... İnşaatı üstlenen yüklenici firma kimdir? Binayı hangi mimarlık şirketi tasarladı; hangi inşaat firması ve hangi teknik adamlar yapıyı tamamladı, hangi teknik elemanlar zemin etüdlerini, statik hesaplarını yaptı? Binayı merkezi hükümet adına (isim isim) kimler denetledi, mahalli idareden hangi birim hangi teknik elemanıyla inşaatı ve binayı inceleyip yapının sağlıklı yapıldığına dair olumlu görüş bildirdi? Elektrik, sıhhi tesisat projesinin sorumluları kimlerdir? Yüklenici firma kimdir? Binanın teknik açıdan mûtad kontrol aralığı nedir; binalar ebediyyen ayakta kalamayacağına, eskiyeceğine, yıpranacağına göre en son hangi tarihte hangi teknik eleman tarafından kontrolden geçirilmiştir? Plaketin altına şöyle yazsak: "Bu binayı bu insanlar, filan tarihler aralığında teknik bilgi ve tecrübeleriyle inşa edip tamamladılar. Bu plakette adı geçen kişi ve kurumlar, binanın sağlığından ortaklaşa sorumludur ve garanti ettikleri tarihler içinde meydana gelen her türlü deprem, sel ve yangından doğacak zarardan ve tazmininden, görevleri çerçevesinde sorumlu tutulurlar." Yeni bir kanun düzenlemesine ihtiyaç var mıdır bilmem ama mantıken ihtiyaç olmaması gerekir; her bina bir dizi teknik elemanın emeği mahsûlü zaten ve onların sorumluluğu altındadır. Bina sahipleri de bu iş için gerekli parayı dolaylı veya doğrudan te'lif ücreti veya vergi olarak ödediklerine göre bizde eksik olan, mevcut sorumlulukların altının çizilmesi ve fikr-i takibe konu teşkil etmesi. Marmara depreminde yüzlerce, binlerce bina yıkıldı; 20 bine yakın insan öldü; aklınızda Veli Göçer'den başka teknik sorumluluk yüzünden ceza görmüş kim var? Başkanından imar dairesi personeline, encümen üyesine kadar bir belediye mensubu; bir mimar, bir mühendis, bir haritacı, bir elektrik uzmanı? Sakarya'da yoğurt gibi zemin üzerine yapı izni veren teknik elemanlar, belediyeciler kimlerdi mesela, hep merak etmişimdir. Devlet bu gibi büyük felâketler ertesinde hesap defterini açmak, sorumluları hesaba çağırmak yerine, "Bir kazâdır oldu; şimdi milli birlik ve beraberlik zamanıdır; elbirliği ile yaraları saracağız; zarar gören vatandaşı mağdur etmeyeceğiz" yaklaşımını tekrarlayarak gerçek sorumluları gizliyor, görünmez hale getirip hedef şaşırtıyor. Tek suçlu, günâh keçisi haline getirdiğimiz yükleniciler olabilir mi? Bu bir deprem şikesi değilse nedir? "İdare edelim, herkes hata yapar, şu acılı günde eski defterleri açmanın kime ne faydası var" denilerek suç kolektifleştiriliyor. Sorarım; dağ başındaki samanlıktan bahçedeki kümese kadar her bina için bu uygulamayı ciddiyetle takib etsek ne olur? Ben söyleyim: Ortalık birbirine girer; siyasetçilere, mahalli yönetimlere karşı ağır politik baskı oluşur; vatandaş feryad eder, teknik adamlar sızlanır, odalar harekete geçer, uygulama rayından çıkarılır ve unutulur. Şu kadarcık çareyi, politikacılar benden daha iyi bilirler elbet. Niçin uygulamazlar? Not: Vanlı kardeşlerimin acısını paylaşıyor başsağlığı diliyorum; bu sene iki kurbandan birisi "Kimse Yok mu" derneği aracılığı ile Güneydoğu'ya gidecek inşallah. |
|
10-26-2011, 16:33 | #10 |
Her yapının bir kimliği olmalıdır... katılıyorum..
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|