![]() |
#1 |
![]() Ufuk Ulutaş
![]() Fos-Modern Darbe: 28 Şubat Bugün 28 Şubat. Dostmodern darbenin atası olan postmodern darbenin yıldönümü. Hani şu 1.000 yıl devam edecek denilen sürecin kâğıt üzerinde başlayışının yıldönümü. Rakamla 1.000, yazıyla bin yıl. 28 Şubat yazılıyor, "irtica" yaftasıyla İslami kesimlerin kıyımı olarak okunuyor. 17 sene geçse de 28 Şubat'ın göbeğinde yer alan kesimler için 28 Şubat hiçbir zaman unutulmayacak. Sincan'da yürütülen tanklar, tankları tekrar yürütenler, Bollywood kıvamındaki gösterileriyle Aczmendiler, uçan Şeyh Ali Kalkancılar, hangi kafada yaşadığını ve yaşatıldığını bilmediğimiz Reha Muhtar'lar, Merve Kavakçı'ya karşı yüzündeki nefreti unutamayacağımız Ecevit'ler, ikna odalarının mucitleri eski akademisyen yeni CHP vekilleri, başörtüsü yüzünden okuldan atılanlar, İslami kimliği yüzünden başına gelmeyen kalmayanlar, eşi başörtülü olduğu için sürülen hâkimler, üniversitelere atanan asker kökenli genel sekreterler, "kaosa kalkan eller"... Tüm gözlerin çevrildiği MGK'lar, YAŞ kararları, adlarını ezberlediğimiz komutanlar, komutanların dizinden ayrılmayan siyasetçiler, gazeteciler, çağdaş yaşamı destekleyen siviller (!). Demireller, Mesut Yılmaz'lar, Ecevitler, Cindoruklar, Vural Savaş'lar, Alemdaroğlu'lar, Kemal Gürüz'ler... Bugünü anlamak için... Bunların hiçbirisi unutulmadı ve unutulmamalı. Özellikle 90'lardan itibaren doğanların şu an yaşadıkları Türkiye'nin atlatılan ne badireler sonucu bugünlere ulaştığını anlamaları açısından unutturulmamalı. Bugün yaşadıklarımızla 17 sene önce yaşadıklarımız arasında bağlantının kurulabilmesi için o günler unutulmamalı. 28 Şubat demokrasiye rot balans ayarı yapmamış, demokrasiyi hurdaya çıkarmıştı. Aynen şimdi olduğu gibi, seçilmiş hükümete içeriden ve dışarıdan operasyonlar ardı ardına gelmişti. 28 Şubat, "Bir güneş doğuyor" ezgilerini "kara zulüm yağar gökten üstüne toprağın" ezgilerine döndürme çabasıydı. Evet, 28 Şubat dış destekli bir darbeydi. Aynen şimdi yapıldığı gibi, Türkiye'ye haddini bildirme müdahalesiydi. Türkiye'yi Camp David düzeni içerisinde tutma çabasıydı. 28 Şubat mevzu bahis olunca hep anlatırım, Neoconların bülteni Middle East Quarterly dergisinde Çevik Bir'in yazdığı yazıyı. İsrailli Martin Sherman ile beraber yazdıkları makalede 28 Şubat'ın asan kesen paşası Bir, "İsrail ile ilişkilerimizi İslamcı bir hükümetin tehlikeye atmasına müsaade edemezdik ve etmedik." diyerek 28 Şubat'ı neden yaptıklarını anlatmıştı. Uydurma örgütler Yine aynı dergide 28 Şubat'ın ABD'li mimarlarından, İsrail lobisinin önemli ismi Alan Makovsky, aynen şimdi Obama'ya "Başbakan Erdoğan'a sert davranın." minvalinde mektup yazanlar gibi "Erbakan'a sert tepkiler verin." ve "Amerikan dostu çevreleri destekleyin." diyordu. Türkiye'den bazı çevreler de Amerika'ya "bizi seç, bizi seç" diye şirinlikler yapıyor, ittifaklar kovalıyordu. 28 Şubat Amerikan dostu çevreleri sivriltirken, İslami cemaatlerin üzerinden silindir gibi geçti. Vakıfların mallarına el konuldu, bazıları hâlâ hapiste olan İslami kesimden birçok kişi hapse atıldı, hak gaspına ve zulme uğradı. Hakyol'dan MGV'ye, 14 yaşında tutuklanan Yakup Köse'den ihtimallere binaen hâlâ hapiste yatan Zekeriya Şengöz'lere, Nurettin Kayan ve Fahri Memur'lara, 28 Şubat trajikomik haksızlıkların ve Türkiye'deki İslami geleneği biçme çabalarının zirve noktasıydı. Aynen 17 Aralık süreci gibi, 28 Şubat'ta da insanlar hangi örgütten olduklarını, hangi eylemde bulunduklarını, hangi söyleme sahip olduklarını savcılardan öğrendiler. Selamun aleyküm diyeni 28 Şubat'ın "Selam Terör Örgütü" versiyonunun içine soktular. Aynen şimdiki gibi savcılar örgüt uydurdu, insanlar mağdur edildi. 28 Şubat, 17 Aralık ve diğerleri fos çıkıyor... Çünkü kilit halkta, halk irade ortaya koyduğu zaman kader ona icabet ediyor. Kaynak Akşam 27.02.2014
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|