AK Gençliğin Buluşma Noktası
Yeni Şafak , Akit ve Milat "Yeni Şafak" ve "Vakit" Gazetesi köşe yazıları / Vakit'ten Hafızalardan Silinmeyen Habercilik Başarıları..



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 01-06-2012, 03:44   #1
Kullanıcı Adı
BeldeiTAYYIBe
Standart Uludere’de ne oldu? ; Yavuz Bahadıroğlu
Uludere’de ne oldu?
Uludere olayı, kimsenin onaylaması mümkün olmayan bir olay: Çoğu çocuk ve genç olmak üzere otuzbeş vatandaşımız öldü.

Elbette bu olay “Afedersiniz bir yanlışlık yaptık” türünden geçiştirecek bir olay değil. Nitekim de geçiştirilmedi: Önce devletin kaymakamı (kışkırtmalar sonucu az daha linç ediliyordu), sonra da bakanlar yakınları ölen ailelere başsağlığına gittiler, Başbakan ve yardımcısı (Bülent Arınç) üzüntülerini dile getirdiler. Yüksek miktarda tazminat ödeneceği açıklandı. Ayrıca da sorumlular hakkında soruşturma açıldı. Ancak soruşturma tamamlandığında tüm detayları öğreneceğiz.

Biliyorsunuz, daha önce bu tip olaylarda (meselâ Kıbrıs Harekâtı sırasında Kocatepe muhribimizin kendi uçaklarımız tarafından batırılmasında) yapıldığı gibi, olayın üzeri örtülmeye çalışılmadı. Anında haberdar olduk. Bu, Türkiye’nin “açık rejim” kararlılığını vurgulayan ve yabana atılmaması gereken bir gelişme...

Buna benzer “hata”ları geçmişte günler, aylar, hatta yıllar sonra ancak öğrenebilirdik. Bazılarını ise hiç öğrenemezdik. Üzeri örtülür ve unutturulurdu. Ölen de öldüğüyle kalırdı.

Kabataslak olay şudur: Şırnak/ Uludere’ye bağlı Ortasu ve Gülyazı köylerinde yaşayan 50 kişi, ucuz fiyata mazot, sigara, şeker ve çay gibi şeyler alıp Türkiye’ye getirmek üzere, alışageldikleri gibi, katırlarıyla Kuzey Irak tarafına geçiyor.

Neresinden bakarsanız bakın, bu bir “kaçakçılık” faaliyeti. Yani suç! Ama bölgede yeteri kadar iş sahası olmadığı, yapılan iş yerleri de PKK tarafından tahrip edildiği için, güvenlik kuvvetleri bu tür kaçakçılığa göz yumuyor.

Akşam üzeri kaçakçı kafilesi Türkiye sınırına geliyor. Heronlar tepelerinde gözlem yapıyor. Tespit ediliyorlar. Yalnız kafilenin kaçakçı mı, yoksa PKK militanları mı oldukları anlaşılmıyor. Küçücük bir ihmal onlarca askerimizin (daha önce olduğu gibi) şehadetiyle sonuçlanabilir. Nitekim daha önce böyle olmuştur.

Sınırı geçenlerin kaçakçı mı yoksa PKK militanı mı olduğunu tespit etmek gerçekten zordur. Bölge karışıktır. Böyle bir durumda güvenlik görevlilerine düşen, her ihtimali hesaba katmak ve PKK sızmasını önlemektir.

PKK’nin bu kış, şartlar sebebiyle Kuzey Irak’a çekilmeyip Türkiye’de kalması da gerginliği artırmıştır. Bu durum, her an, her yerde her şey olabilecek bir durumdur. Tabiatıyla bu da güvenlik güçlerini tedirgin etmektedir.

Bir an için şöyle düşünün: Güvenlik güçlerimiz, sınırı geçmeye çalışan kafileye “kaçakçı” muamelesi yapıp göz yumsa, ama kafile PKK’lı çıksa ve karakol basıp onlarca askerimizi şehit etse, o zaman güvenlik güçleri suçlanmayacak mıydı? Daha önceki birkaç baskında yapıldığı gibi, “İstihbarat alındı ama harekete geçilmedi” denmeyecek miydi?

Evet büyük bir hata yapıldı. Ama bu hata terörle mücadelenin olması en istenmeyen bir parçasıdır. Daha önce yapılan benzer hatalar (militanların kaçakçı sanılması gibi) onlarca askerimizin hayatına mal olmuştur. Eleştiri yaparken, bunu dikkate almak lâzım...

Ne malum, belki de, bu olayı kökleri hâlâ yolunamayan Ergenekon plânlamış, terörle mücadelenin son aşamasında ciddi sonuçlar alan (ki bunu ordunun asli görevine dönmesiyle ve siyasete artık karışmamasıyla ilişkilendiriyorum) güvenlik güçlerimizi zaafa uğratmak istemiştir. Bunlar olmadık şeyler değil.

Neresinden bakarsanız bakınız, 28 Aralık gecesi Uludere sınırında yaşananlar terörle mücadele tarihinin en dramatik olaylarından biridir.

Çünkü değil otuzbeş kişinin, tek masumun bile ölmesi vicdanlara sığacak şey değildir.

Ama unutmayalım ki, 90’lı yıllarda aynı devlet sokak ortasında infaz yapıyor, suçu el altından kurdurduğu örgütlere (biri Hizbullah) atıyordu.

“Dün” denebilecek kadar yakın tarihte ise, devletin Genelkurmay Başkanı, topraktan çıkan lâv silahına “boru”, ıslak imzalı belgeye “kâğıt parçası” (sayın komutan şimdi savcı tarafından sorgulanmayı bekliyor) diyordu.

Bazı hatalar yapılsa da o günden bugünlere gelmek, büyük aşama.

Ne “gizli” kalıyor, ne de yapanın yanına “kâr”..

Öncelikle okumamız gereken bence bu.



Yavuz Bahadıroğlu - Yeni Akit
http://www.habervaktim.com/yazar/462...e_ne_oldu.html

 

BeldeiTAYYIBe isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi