AK Gençliğin Buluşma Noktası
Yeni Şafak , Akit ve Milat "Yeni Şafak" ve "Vakit" Gazetesi köşe yazıları / Vakit'ten Hafızalardan Silinmeyen Habercilik Başarıları..



Cevapla
Seçenekler
 
Alt 11-02-2008, 16:12   #1
Kullanıcı Adı
Fasl-ı Gül
Arrow Unutmak istediklerimiz/unutamadıklarımız
Unutmak istediklerimiz olabilir. Yalnızca unutmak istediğimiz değil, unuttuklarımız da olur. Bilinçli ya da bilinçsiz…

Ama biz onları unuttuk diye onların da bizi unuttuğunu kabul edebilir miyiz?

Biz, unuttuklarımızdan ayrılabilir miyiz?

Unuttuğumuz bir yanda, biz bir yanda hayat sürdürebilir miyiz?
Mümkün mü?

Acaba unuttuğumuz ya da unutmak istediğimiz, sahiden unutulmuş olsa bile, onlar gene de bizde yaşıyor değil midir?

Ve biz bir anlamda, o unuttuğumuzun da bir parçası olarak günün içinde hayat sürdürmüyor muyuz?


Biz unutsak da o bizi unutuyor mu?

Biz reddetsek de, bu ret geçerli midir?

Bireyin hayatında olduğu gibi ulusların hayatında da aynı şey çevrimde değil mi?

Bir ulus, beğensin, beğenmesin kendi tarihinin ürünü olarak zuhur etmiyor mu?

Kişi de aynen, kendi geçmişiyle ortada değil mi?

Rüyalarının, hülyalarının, düşündüklerinin ürünü değil mi?

Rüyalar, hülyalar, düşünceler, tasarılar, onun yapıp etmelerinin bir başka yüzü olarak ortaya çıkmıyor mu?

Peki, tövbeyi nereye koyacağız? Tövbe çevrimin neresinde duruyor?
Tövbe eden acaba tövbeyi gerektiren fiilini unutulmuşluğa mı terk etmiş oluyor?

Burada sanıyorum farklı bir düzlem üzerinde bulunuyoruz. Tövbe eden fiilinin bilincindedir. O, söz konusu fiilin hiç yapılmamış olmasını dilemektedir. Böyle bir pişmanlık duygusunu yaşamaktadır. Ancak tövbeyi gerektiren fiilin kendisi tarafından unutulup unutulmamasından çok, o fiilin bir daha tekrarlanmaması durumu öne çıkmaktadır.

Kaldı ki, tövbe eden kişinin kendisi bağışlama makamında durmamaktadır; o, işlediği fiilden duyduğu nedameti bildirmekte, o fiilin işlenmemiş olmasını talep etmekte; bu talebinin yerine getirilmesi için benzer bir fiili bir daha işlemeyeceğine dair azmini ileri sürmektedir.


Burada, unutulmadan çok, fiilin iptali talebi, işlenmemiş sayılması talebi ön almaktadır.


Oysa unutulmaya terkedilmiş olan fiil, işe yaramaz sayıldığı için unutuluşa terk edilmektedir. Onu unutuşa mahkûm eden bilinç nedametinden dolayı değil, fakat başka bir nedenden dolayı, diyelim vicdanı ile o fiili karşı karşıya getirmek istemediğinden dolayı o fiili dıştalamaya bırakmaktadır.

Biz, unutmak istediklerimizle varız. Unutmak istediklerimiz, unutmaya bıraktıklarımız, kimi zaman bilmeden unuttuklarımız, belleğimizin ya da vicdanımızın bir oyunu ile kovup attıklarımız, sildiklerimiz.. her ne varsa ve her ne yok sayılmak isteniyorsa, biz bir bakıma onların toplamının hasılası olarak varlık alanına çıkıyoruz. Onlarla birlikte bir anlam taşıyoruz. Unutulanların ve unutulamayanların hâsılası olarak bu dünyada bir işaretimiz oluyor veya bizzat kendimiz bu dünyada bir işaret haline geliyoruz.


Rasim ÖZDENÖREN

 

Fasl-ı Gül isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla

Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim
rasim özdenören, unutmak


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi