07-15-2008, 12:08 | #1 |
Uyanış!
Kara bulutlar dağıldı, Karadeniz'de güneş açtı. Trabzon artık, ligin favorileri arasında, havası ise bambaşka. Taraftarın olağanüstü ilgisi futbolcu ve yöneticilerin gözlerini parlatıyor, bir efsane Bolu'da küllerinden doğuyor.
Havadan ayrı, karadan apayrı güzelliklerinden de bahsettim, o kentin insanının futbolu ne kadar çok sevdiğinden de... Elbetteki o halka futbolu sevdirenin Trabzonspor olduğundan da... Rahmetli Mehmet abi ve Ergun abi de ayrı bir sevdirdi hem bana hem servis arkadaşlarıma bu takımı. Onlar seviyorsa bir bildikleri vardır, biraz içine girelim işin dedik... Kimisi şans, kimisi şanssızlık sayılabilecek olayları gördüm kısa sayılabilecek Trabzonspor maceramda. Gökdeniz ve Fatih’i Bordo-Mavili formayla izledim, Marcelinho gibi bir dünya yıldızının Trabzonspor günlerine tanıklık ettim. Hayatımın sonuna kadar hayatımda kalmasını istediğim insanlar tanıdım, dostluklar yaşadım. Yeni dostlarımın çok üzüldüğü, şanssızlık dediğim anlar da zaten onlar oldu. Tarih yazdığı periyoda yetişemedim ama hayal kırıklıklarını en yakından bilenlerdenim. Anılarımı yazacak değilim ama tek bildiğim bir an önce Trabzonspor ile olmak istediğim. Çünkü öyle sanıyorum ki, birçok insan gibi ama daha yakından bir tarihe tanıklık edeceğim... Büyük aşama kaydedildi Erol abiyi kıskanıyorum, inşallah günlük yazıyor ya da yaşadıklarının tamamını aklında tutuyordur... Ben sadece anlattıklarını duyup resimlere bakıyorum, heyecanlanıyorum. Dün geçtiği bir fotoğrafla geçmişe gidiyor, etrafıma soruyorum; ‘Hatırlıyor musunuz, ne kadar zaman oldu?’ Çok uzaklara giden de var, doğru tarihi kestiren de. Ben ise net hatırlıyorum; maç sonu stadın çevresinin boşalmasını bekleyen Trabzonspor kafilesini de, yumurtayla karşılanan takımı da, kaptanına sataşanı da... Meydandaki parkta oturanların Avni Aker’deki kalabalıktan fazla olduğu, havanın-suyun Trabzonspor’dan çok konuşulduğu anları da... Oyuncuların şehre inmekten çekindiği, siyah camlı tanklarına rağmen tanınıp zor ilerledikleri günlerdi. Asıl unutamadığım ise, asker! Tesisleri bekleyen, sevenin sevdiğine bir ‘arıza’ çıkarması olasılığına karşılık nöbet tutan erler! Asker yine nöbette ama... Ve askerler önceki gün yine nöbetteydi... Bu kez adres Bolu’ydu konu ise Trabzonspor. Çok zaman geçmedi ama çok şey değişmişti. Jandarmalar bu kez sevenlerin sevdiğine aşırı sevgiden bir arıza çıkarmaması için gelmişti. Kimisi kombine, kimisi forma alıyor, kimi de idmanlara koşuyor... Oyuncuların gözleri doluyor, yöneticilerin göğsü kabarıyor. Kısacası uyanış sürüyor. Bunda, yönetimin büyük fedakarlıklarla yaptığı transferlerin de, teknik heyetin planlı çalışmasının da, oyuncuların tamamının ‘aç’ isimlerden oluşmasının da hatta muhalefetin bile yönetim içindeymiş gibi destek veriyor olmasının da payı var. Taraftar da verdiği destekle yelkenleri şişiriyor. Kısacası artık rüzgar Trabzon’dan esiyor, İstanbul’u da fazlasıyla etkisi altına alacağa benziyor... Serhat DEMİRTAŞ [email protected]
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
07-15-2008, 13:08 | #2 | |
Uyanış!
Alıntı:
Taraftarlarımız yiyecekler futbolcuları ya, geçen oteli bastılar; yapıştılar Yattara'nın yakasına Yattara idmana geç kalıyor zaten fırça yemiş Ersun Hoca'dan.. :D BİR EFSANE BOLU'DA KÜLLERİNDEN YENİDEN DOĞUYOR! Ey Kahpe Rüzgar Artık Ne Yandan Esersen Es! |
||
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|