![]() |
#1 |
![]() İnsan yaratılışı gereği gündüz çalışmakta ve yorulmakta; gece ise dinlenmek için uyumaktadır. Bünyemiz gece uykusuna muhtaçtır. Kur’ân’da Cenâb-ı Hak, “Uykunuzu dinlenme vakti kıldık”1 âyetiyle bu nimete ve bu beşerî ihtiyaca işâret eder.
Günde en az altı saat uyuyan bir insan, ömrünün en az dörtte birini uyku ile geçiriyor demektir. Ki, küçük bir rakam değildir. Hayatımızda böylesine önemli bir yere sahip olan uykuya sünnet-i seniyye gözetilerek girilirse, âdi bir hareketten ibâret olan uykumuza—inşaallah—ibâdet mahiyeti kazandırmamız mümkün olacaktır. Yatma esnasında uymamız tavsiye edilen sünnet-i seniyyeler: Yatağa abdestli girmek, sağ yanı üzerine yatmak ve yatarken “eûzü-besmele” çekerek duâ okumaktır. * Bera’ bin Âzib (radıyallahu anh) bildirmiştir: Peygamber Efendimiz(aleyhissalatu vesselam) (asm) buyurdu ki: “Yatağa vardığında önce namaz abdesti gibi abdest al. Sonra sağ tarafına uzan ve şu duâyı oku: ‘Allah(celle celalüh)’ım, nefsimi Sana teslim ettim. Yüzümü Sana çevirdim. İşimi Sana bıraktım. Sırtımı Sana dayadım. Senden hem rahmetini umuyorum, hem korkuyorum. Senden sığınacağım ve kurtuluş bulacağım yer, Senden başkası değildir. İndirdiğin kitabına inandım. Gönderdiğin Peygamberine îmân ettim.) Eğer o gece ölecek olursan, İslâm fıtratı üzerine ölmüş olursun. Bu sözleri, yatarken söylediğin sözlerin sonuncusu kıl.”2 * Hazret-i Âişe (radıyallahu anh) bildirmiştir: Nebiyy-i Ekrem Efendimiz(aleyhissalatu vesselam) (asm) her gece yatağa girdiği zaman iki elini birleştirerek, “Kul hüva’llâhü Ehad”, “Kul Eûzü Birabbi’l-Felak” ve “Kul Eûzü Birabbi’n-Nâs” sûrelerini okur ve ellerine nefes verirdi. Sonra iki eliyle vücudundan yetiştiği yerleri; başını, yüzünü, vücudunun önünü, arkasını sıvazlar ve meshederdi. Bunu üç defa tekrarlardı.”3 * Amr bin Hureys (radıyallahu anh) anlatmıştır: Resûlullah Efendimiz(aleyhissalatu vesselam) (asm) buyurdu ki: “Temiz ve abdestli olarak uyuyan kimse, gündüz nafile olarak oruç tutup, gece ibâdet yapan kimse gibidir.”4 * Ebû Hüreyre (radıyallahu anh) bildirmiştir: Resûl-i Ekrem (asm) şöyle buyurdu: “Sizden biriniz yatarken sağ tarafı üzerine yatsın. Sonra şu duâyı okusun: ‘Rabb’im, isminle yanımı yere koydum, adınla kaldıracağım. Eğer ruhumu alırsan, ona merhamet et. Eğer almazsan, iyi kullarını muhafaza ettiğin gibi muhafaza et.’)5 * Huzeyfe (radıyallahu anh) bildirmiştir: Allah(celle celalüh) Resûlü (asm) gece yatağına girdiği vakit sağ elini yanağının altına koyardı. Sonra şu duâyı okurdu: ‘Hamd, bizi öldükten sonra dirilten Allah(celle celalüh)’a mahsustur. Son gidiş de ancak O’nadır.’)6 * Yine Peygamber Efendimiz(aleyhissalatu vesselam) (asm) yatarken “Âyet’el-Kürsî” okuyan kişi için, Allah(celle celalüh)’ın sabaha kadar bir muhafız görevlendirdiğini, onu tehlikelerden emin kıldığını ve ona şeytanın yaklaşamayacağını bildirmiştir.7 Görüldüğü gibi, uykuya girerken okunan duâların genelinde Allah(celle celalüh)’a sığınma, ölüm ve diriliş temaları işlenmiştir. Çünkü uyku ölümün küçük kardeşidir ve uyku halinde alıp verdiğimiz nefesler bilinç dışıdır. Bu duâlardan herhangi birini veya bir kaçını okuduğumuzda, Allah(celle celalüh)’a sığınmış oluruz. Yatarken, Peygamber Efendimiz(aleyhissalatu vesselam)’in (asm) uyardığı tek davranış, yüzükoyun, yani karnı üzeri yatmaktır. Allah(celle celalüh) Resûlü (asm) karnı üzerine yatıştan Allah(celle celalüh)’ın razı olmadığını bildirmiştir.8 Bunun dışında diğer yatış biçimleri mubah bulunmaktadır. Ancak, necip milletimizde bir saygı alâmeti olarak, yatarken, zorunlu hallerin dışında, ayakların kıbleye getirilmemesine özen gösterilir. Bu içten gelen bir saygı ve hürmettir. Biz de saygı duyuyoruz. Sağ yanımız üzerine yatmanın bir hikmetini ilk bakışta şöyle açıklamak mümkündür: Bilindiği gibi kalbimiz sol yanımızdadır. Sol yanımız veya karnımız üzerine yattığımız zaman, uyku halinde kalbimize baskı yapmaktan kendimizi koruyamayız. Sıkışan ve rahat çalışması engellenen kalbimiz ise bize uykuda rahat yüzü göstermez; kâbuslar yaşatır. Sabahleyin dinlenmiş olarak değil, tam tersine yorgun olarak uyanırız. Ve bu yorgunluk, gün boyu bütün işlerimizi, verimliliğimizi, aktivitemizi, başarımızı ve iş heyecanımızı engeller. Ayrıca, rahat çalışmaktan alı koyulan kalbimizin “sekteye ve durmaya” daha yakın bir hal içine girdiğini, bunun da sağlığımızı tehdit ettiğini unutmayalım. Dipnotlar: 1- Nebe’ Sûresi, 78/9 2- Buhârî, Vüdû, 183; Riyâzu’s-Sâlihîn, 80, 811, 812 3- Buhârî, Kur’ân’ın Fazîletleri, 1772 4- Câmiü’s-Sağîr, 2/2607 5- a.g.e., 1/292 6- Riyâzu’s-Sâlihîn, Uyku, 814 7- Buhârî, Vekâlet, 10 8- Riyâzu’s-Sâlihîn, 815
![]() |
|
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() KİMSE UYKUYA GEÇMEDEN NE YAPMASI GEREKTİĞİNİ MERAK ETMİYORMU :'(
|
|
![]() |
![]() |
#3 | |
![]() [center]
Alıntı:
|
||
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() Allah (c.c.) razı olsun paylaştığın için Sümeyra +
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
![]() teşekkürler :D :D
|
|
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|