![]() |
#1 |
![]() ![]() ETÖ’nün tutuklu sanığı Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ ve ekibinin görev yaptığı dönemde “Vakit gazetesi ile mücadele edilmesi” için andıç hazırlanırken, Cumhuriyet gazetesi ise arka bahçe gibi görülüp TSK’nın çok gizli belgeleri bu gazeteye servis edilmiş. Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklu bulunan Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ ve ekibinin görev yaptığı dönemde “Vakit gazetesi ile mücadele edilmesi” için andıç hazırlanırken, Cumhuriyet gazetesi arka bahçe gibi görülüp TSK'nın çok gizli belgeleri bu gazeteye servis edilmiş. BELGELER ELE VERİYOR Başbuğ ve ekibinin Cumhuriyet gazetesiyle ilişkisini, yine ETÖ sanığı olan Cumhuriyet gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay'ın bilgisayarından çıkan ve soruşturma dosyasına yansıyan bilgi ve belgeler ortaya koyuyor. TSK'DAN CUMHURİYET'E, CUMHURİYET'TEN İSRAİL'E Mİ? Balbay'ın bilgisayarında şifrelenmiş halde, TSK'nın İran, Irak ve Suriye'nin askeri ve beşeri yapısına ilişkin istihbarat raporlarının çıktığı biliniyor. Mustafa Balbay'ın bu istihbarat raporlarını, kaynağı İsrail olan bir e-posta adresine gönderdiği iddiası da daha önce basında yer almıştı. İŞTE GİZLİ BELGELER Mustafa Balbay'ın el konulan bilgisayarında bulunan ve silindiği anlaşılıp uzmanlar tarafından kurtarılan şifreli belgeler arasından çıkan 74, 75 ve 82 numaralı klasörlerde yer alan gizli belgelerden bazıları şöyle: 74 NUMARALI KLASÖR Genelkurmay Başkanlığı 2. Başkanı Orgeneral Ergun Saygun'a ait ve ‘sağ yarısı' isimli 23 Kasım 2006 tarihli doküman. 75 NUMARALI KLASÖR Başbakanlık Güvenlik işleri Başkanlığı'ndan çıktığı anlaşılan belgeler. Yine aynı klasörde gizli ibareli, “Türkiye Cumhuriyeti'nin iç Güvenliğinin Tesis Edilmesi ve İç Güvenlik Konsepti” içerikli doküman. TSK'ya ait askeri terimler içeren gizli ibareli ve İran'la ilgili gizli askeri değerlendirme raporu. TSK'ya ait psikolojik harekat ile ilgili doküman. Komşu ülke (İran) kara kuvvetlerine ilişkin silah araç ve gereçlerinin belirtildiği doküman. “Türkiye'ye Komşu Ülkelerin Davranış İlkeleri” isimli, Silahlı Kuvvetler tarafından hazırlanmış rapor. 82 NUMARALI KLASÖR TSK tarafından hazırlanıldığı belirtilen Türkiye'ye komşu ülkeler İran, Irak, Suriye'nin askeri durumu, mevcut silah kapasitelerine ilişkin önemli bilgilerin yer aldığı doküman, Türkiye'ye komşu ülkelerin etnik ve dinî yapısına ilişkin doküman. Yine Genelkurmay Başkanlığı'nın çok gizli ibareli komşu bir ülkeye ilişkin stratejik istihbarat kitabı ve bu kitabın ekindeki gizli ibareli bölümler. Üzerinde gizli kaşeli, Türk Silahlı Kuvvetleri'nce hazırlanmış, komşu bir ülkenin (Suriye) istihbarat silahlı kuvvetlerine ilişkin istihbarat raporu ve bu raporun ekindeki aynı ülkeye ait sivil savunma teşkilatı, askeri okullar ve bu ülkenin istihbarat teşkilatına ilişkin dokümanlar, aynı ülkenin bakım onarım tesisleri ve bu ülkenin kara kuvvetlerinin konuşlanması, birliklerinin konumlarına ilişkin ayrıntılı dokümanlar, çok sayıda gizli ibareli rapor. BALBAY'IN SAVUNMASI Balbay'ın bilgisayarından çıkan bu gizli belgelerle ilgili savunması da hayli dikkat çekiyor. Mahkeme, Cumhuriyet temsilcisine “TSK tarafından hazırlanan komşu bir ülkenin silahlı kuvvetlerine ilişkin ‘gizli' ibareli istihbarat raporlarının kendisinde ne aradığını” sormuş; Balbay, belgelerin gazetecilik mesleğinden dolayı kendisine ulaştığını savunmuştu. Emekli Jandarma Kurmay Binbaşı Kemal Şahin, cuntacıların karşılarında gördükleri Vakit gazetesini düşman, yanlarında gördükleri Cumhuriyet'i ise “dost” olarak algıladığını, bu çerçevede tavır aldıklarını söyledi. SORUNUN TEMELİ Hazırlanan andıç belgeleri ile Cumhuriyet'e destek faaliyetlerinin bu tavrın tezahürü olduğunu ifade eden Şahin, sorunu şöyle değerlendirdi: “Mevcut askeri eğitim sistemi ve sosyal yapı içerisinde subaylarımızın kafasında siyah-beyaz algısı oluşmuştur. Dost-düşman yani. Ortası yoktur onlar için. Ergenekon, Balyoz, andıç soruşturmalarına baktığımız zaman da bunu görüyoruz. Mevcut siyasi iktidar irticacı olarak değerlendirilerek, tehdit kategorisine oturtuluyor. Gayet açıktır ki; Vakit'in andıçlanması, Cumhuriyet'in korunup kollanması bunun içindir. Buraya kadar böyle. Peki ama bu faaliyetler milletin, devletin menfaatine midir, değil midir? Bana göre değildir, sana göre değildir, milletin çok önemli bölümüne göre de değildir. Ama bu adamlar aksine inanmış. İşte sorunun temeli burada yatmaktadır. Nasıl böyle düşünebiliyorlar, buna odaklanabiliyorlar? Bu noktada nasıl yetiştirildikleri, nasıl eğitildikleri irdelenmelidir. Anadolu'nun bir ilinden gelip girmiş askeriyeye. Teğmen olup çıkmış. Durup dururken darbeci olmuyor bu insanlar. Aldıkları eğitimle alakalı bir durum bu. Bugün bile Ergenekon, Balyoz zihniyetini savunan pek çok muvazzaf, vatan millet için bunu yaptığını düşünüyor aslında. Öyle eğitilmiş, öyle inandırılmış.” YENİ AKİT
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|