![]() |
#1 |
![]() Vedat Bilgin
![]() Vatansızlar hareketi Herkes neredeyse anlaşmış gibi aynı soruları sorup duruyor. Bu adamlar bunu nasıl yapar? Bu alçaklar nasıl bu kadar insanlıktan uzaklaşmış olabilirler? Bu örgüt, göz göre göre bu ihaneti nasıl yapar? Dahası, ordu içinden devşirilmiş olan bu darbeci askerler, kendi halkına, içinde doğdukları ülkenin insanlarına karşı nasıl bu kadar kan dökücü, kitlesel katliam yapacak kadar gözleri kararmış, kan içici vampirlere dönmüş olabilirler? Bu ve benzeri sorular uzayıp gidiyor. Peki cevap nerede aranmalıdır? Bu tür normal dışı davranışların, toplumsal şizofreninin dışa vurumu olan belli bir grup davranışının sosyal/psikolojik, siyasal kültür, komüniter yapıların içinde yer aldığı veya benimsediği, inanç ve ideoloji gibi alanlar bağlamında değerlendirilmesine, sosyolojisinin araştırılmasına ihtiyaç vardır. Bunlar yeterli midir? Elbette sosyal bilimler için bu tür analitik veriler çok önemlidir fakat bu verilerin uluslararası sistemde yaşanan eğilimler, bölgesel ve küresel ölçekte meydana gelen dalgalanmalarla bağlantısını kurmadan yapılacak değerlendirmeler yetersiz kalacaktır. ÖZGÜR BİREYİN DÜŞMANI Fethullahçı Terör Örgütünün (FTÖ) bu hâle gelmesinin tesadüf olmadığını, onun benimsediği örgütlenme biçiminin ve dünya görüşünün bu yapıyı böyle bir davranış biçimine götürdüğünü açıklamak için bazı kavramlaştırmalar yaparak analiz etmek istiyorum. Daha önce de altını çizmeye çalıştığım bir kavram ‘vatansızlaşma’ veya ‘vatansızlar hareketi’ kavramıdır. Bunu bu örgütlenmenin mantığından ve yönteminden çıkarmak mümkündür. “Bu örgüt için kutsal olan (bir çeşit mehdi inancı, kâinat imamı söylemi) şahsın varlığı ve onun söylediklerinden şüphe etmeden inanılması, onu kutsayan bir itaat anlayışını üreten örgüt kültürü zaman içinde artık şahsın kültleşmesini, putlaşmasını ortaya çıkartacaktır.” Bu tür örgüt yapılarının geleneksel dini tarikat yapılarından farklı olduğunun altının çizilmesi gerekir. Gelenek, kendi iç mekanizmalarıyla çeşitli tarikat yapılarında bütünüyle manevi/metafizik bir iç aydınlanmaya yönelerek bireysel alanda zenginleştirici bir işleve yönelmişken, (en azından ilkesel olarak) bu yeni cemaat örgütlenmesinde otoriteryan, ‘bireyi itaat içinde yok eden, dünyevi otoriteye tabi kılan bir anlayışın’ hâkim olduğu görülmektedir. Putlaştırılmış örgüt şefi karşısında insanların psikolojik olarak ezilmesi, henüz bireyleşme sorunları yaşayan bir toplumda insanlarının şahsiyetsizleştirilmesi otoriteryan kişilik tipolojisi mekanizmasını üretmektedir. Artık burada soru sormaya yer yoktur, itaat etmek esastır. MÜDAHALEYE AÇIK YAPI FTÖ yapılanmasının bu örgütsel mekanizmasının bu zeminde üretilmiş olan bir dünya anlayışı ve eylem tarzıyla bütünleştiğinde ‘vatansızlar hareketine’ dönüşmesi zor olmamaktadır. “Bu anlayışa göre Örgütün Şefi herşeyin mutlak bilgisine sahiptir. Dolayısıyla onun gayesini güden bütün örgüt üniteleri nerede olurlarsa olsunlar, hangi ülkede olduklarının hiç önemi yoktur, kutsal mekânlardır. Bu sebeple örgütün eylem alanı küreseldir. Bu durumda örgüt kendi kutsalını savunmak için millî olan her şeye rağmen hareket edecek bir eylem alanına sahiptir. Bu anlayışa göre, millet, millî devlet, vatan, millet hâkimiyeti, demokrasi bir değer olarak görülmediği için küresel ölçekte örgüte destek veren herkesle/her kurumla iş birliği yapmak mubahtır.” Şimdi bu örgütün ‘kendi vatanına karşı nasıl bu ihaneti yaptığını’ sormanın bir anlamı olmadığını açıkça söyleyebiliriz, çünkü bu yapı tam anlamıyla ‘vatansızlar hareketi’ konumunda olduğu için bu tür sorularla meseleyi açıklamak mümkün değildir. FTÖ yapılanması her türlü ihanete açık bir zihniyet dünyasında yaşadığı için onun nasıl küresel güç merkezlerinin operasyonel aracı hâline geldiğini gösteren daha birçok örnek olaydan bahsedilebilir. Netice olarak bugün, Türkiye bu vatansızlar hareketini mağlup etmiştir. Kaynak Akşam 27.07.2016
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|