04-20-2009, 11:48 | #1 |
Velev ki darbe...
Tamam kabul, varsayalım ki bütün iddialar doğru. Hatta bazı yalakaların dediği gibi, "Bu daha buz dağının görünen kısmı" olsun. Bir adım daha ötesine gidelim ve farz edelim ki, buz dağının tamamı ortaya çıkartıldı ve yüzlerce, belki binlerce kişi daha gözaltına alındı. Emekli veya faal askerlerden siyasetçilere, mafya babalarından eski polis şeflerine, gazeteciden işsiz, aylak takımına, profesöründen kalp cerrahına kadar binlerce kişi yakalanmış olsun. Aileleri ve arkadaşlarıyla birlikte onbinlerce kişi olduğunu düşünelim. Yani AKP yalakası şakşakçı medyanın bile hayalini kuramayacağı kadar büyük, bir o kadar organize ve tüm Türkiye'ye yayılmış bir örgüt olduğunu kabul edelim.
Sen gözlüklü AKP'li çok mu korktun yukarıda yazdığım örnekten? Yok yok korkma. Sen ihaleleri götürmeye devam et, sana dokunan kimse yok. Bu şaka, şakacıktan yazdım. Bugüne kadar, varsa Ergenekon da buna dahil, yargı ve polisteki 'F tipi'nin yarattığı korkudan daha büyüğünü kimse yapamadı. O yüzden senin endişelenmen için bir neden yok. Neyse örneğimizi geliştirmeye devam edelim. Evet binlerce kişi ve buna bazı utanmazların, ahlaksızların, ar damarı çatlamışların söylediği gibi, geçen gün Anıtkabir'e giden onbinleri de sempatizan olarak ekleyelim. Ne çıktı ortaya? Muazzam büyüklükte bir yapı değil mi? Belki örgüt üyesi sayısı, pasif üyelerle birlikte yüzbinleri bulan dev bir 'terör' örgütü. Breh breh breh. Şimdi mevzuya gelelim. Bu kadar adamın, dolayısıyla Ergenekon'un amacının ne olduğu iddia ediliyor? "Darbe yaparak, AKP Hükümeti'ni yani Başbakan Erdoğan'ı devirmek." Bu kadar adamın ortak hissettiği duygu ne? "Nefret!" Evet abartısız olarak bunu yazıyorum. Varsa bu kadar kişiyi bir araya getiren en önemli duygu Erdoğan'a karşı olan 'nefret' duygusudur. Daha sonra endişe, korku ve bıkkınlık… Birisi size, "Senden nefret ediyorum" dese hemen nedenini öğrenmeye çalışırsınız. Zira nefret, o kadar kolay kazanılmaz. Mutlaka bilerek ya da bilmeyerek yanlış veya yanlışlara imza atmış olabilirsiniz. İşte burada başta Erdoğan ve sırasıyla tüm AKP'lilerin kendilerine sorması gereken en önemli soru şu olmalı: "Bu kadar insan bizden neden nefret ediyor? Neden 70 yaşındaki adam bile bizi devirmeye çalışıyor?" "Bugüne kadar gelmiş geçmiş tüm hükümetler içinde Erdoğan kadar 'nefret' duyulan bir başka başbakan olmadı" denilse, sanırım yanlış olmaz. Rahmetli Ecevit'in başbakanlığı sırasındaki rahatsızlığı nedeniyle çok eleştiren hatta öfke duyan olduğunu hatırlıyorum ama kimseden, "nefret" kelimesini duymadım. Kızgınlık ile çaresizlik arasında bir yerdeydi Ecevit için sarfedilen. Keza kırk yıllık siyasetçi Süleyman Demirel, Türkiye'de önemli bir döneme imza atan Turgut Özal. Sevenleri olduğu kadar sevmeyenleri de vardı hiç kuşkusuz. Marjinaller haricinde Demirel ve Özal için "Nefret ediyorum" diyen pek çıkmamıştır. Kırdığı bütün potlarıyla Çiller, kardeşiyle ilgili bir sürü iddia ortaya atılan Mesut Yılmaz, "Kanlı mı kansız mı?" sorusuna rağmen Erbakan'a karşı bile Erdoğan'a duyulan 'nefret' duygusu hissedilmedi bu ülkede. Velev ki, darbe yapacaklardı. İnsan kendine sorar, "Bunlar beni neden istemiyor? Darbeyi göze alarak devirmek için bu kadar yedi benzemez adam bir araya neden geliyor? Bu kadar kişi benden neden nefret ediyor?" diye. Ama nerdeeeee HasanTahsin.com
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|