AK Gençliğin Buluşma Noktası
Önden Giden Atlılar Önlerinde okyanus, Kızgın bir çöl arkada, Asıl içlerindedir, Zaptedilmez bir deniz, Önden giden atlılar...



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 02-11-2009, 14:22   #1
Kullanıcı Adı
Cerrah
Standart Veysel Karani
Veysel Karani Hz.leri, Peygamberimiz (sav)'i görmeye geldi. Annesinin vasiyeti üzerine, Medine'de eğlenmiyecekti. Peygamberimiz (sav), Uhud dağının dibinde Yedi Mescitler derler, oraya davet ederlerdi. Peygamberimiz (sav) oraya gider, namaz kılar dua ederdi. Veysel Karani Hz. lerinin, Medine'ye geldiği günü oraya davet edilmişti. Eve gelince Veysel Karani Hz.leri, Hz. Resulullah' ın o mescitlerden hane-i saadete dönüşünü bekleyememiş gitmişti. Peygamberimiz (sav), kapıda Veysel Karani Hz. lerinin nûr'unu gördü:

– Bu gün eve kim geldi, diye sordu. Hz. Fatıma Anamız:

– Yemen'in Karan köyünden, Üveys adında bir miskîn geldi. Peygamberimiz (sav) tekrar mescide geldi.

– Ey Ümmeti Ashâbım! Benim gözüme iyi bakın. Ashâb:

– Ya Resulullah senin gözüne her zaman bakıyoruz. Peygamberimiz (sav):

– Bu gün benim gözüm, Üveysi gören'i gördü, dedi.

Hz. Fatıma anamıza Veysel Karani Hazretleri:

– Babanı gördün mü? Fatıma anamız:

– Gördüm, dedi. Kaşı, gözü, endamı, vücut yapısını tarif etti. Veysel Karani Hz. leri:

– Bu vücuttan başka vücutla gördün mü? Fatıma Anamız:

– Görmedim, dedi.

– Babana söyle kendini sana göstersin. Peygamberimiz (sav)' e Fatıma anamız söyleyince, Hz. Resulullah (sav) mübarek elini Fatıma anamızın yüzüne sürdü. Peygamberimiz (sav)'in mübarek başını, Arş-ı Â'lâ'dan yukarda; ayaklarını, tahtes-serâ'dan aşağıda buldu.



(Sahih-i Müslim, Cild 7, No: 223 (2542))

Manâ'sı: Uzeyr ibn Câbir'den (şöyle demiştir):

Kûfe halkı, Ömer'iön yanına hey'et halinde geldiler. Bu hey'etin içinde Uveys ile alay eden kimselerden biri vardı. Ömer:

– Burada Karan kabilesi mensuplarından bir kimse var mı? diye sordu. Uveys'i hakir görüp, eğlenen o kimse Ömer'in yanına geldi. Bunun üzerine Ömer şunları söyledi:

– Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Size Yemen'den Uveys denilen bir zat, Yemen'de yalnız annesini bırakarak gelecektir. Onda bir beyazlık meydana gelmişti. Allah'a dua etti, Allah da o beyazlığı vücudundan giderdi. Ancak dinar yahut dirhem büyüklüğü kadar bir yer kaldı. Sizlerden her kim ona kavuşursa, Uveys' den size istiğfar etmesini istesin. (Açıklamasında: Uveys ibn Âmir el-Karanî, Peygamber zamanında yaşamış, fakat Peygamber’le görüşemediği için tabı’î sayılmıştır, Yemenlidir. Teşvik ve irşâd edilmeden kendiliğinden Peygamber’i ve İslâmiyeti kabul etmiştir. Çok sade ve derin bir zühd hayatı yaşamış, mütefekkir bir kimsedir. Annesine çok itaatlı bulunması dillerde dolaşır. Ömer (ra)’in halifeliği zamanında Medine’ye gelmiş. Ömer (ra) tarafından hürmet ve muhabbetle karşılanmıştır. Ömer (ra), ondan kendisi için dua etmesini istemiştir. Sonra Basra’ya gidip orada ikamet etmiştir. Bilahare Sıffıyn muharebesinde Hz. Ali’nin maiyyetinde olduğu halde 37. Hicret yılının 17 Şevvâlinde şehit, olmuştur. (Kamûsu’l-A’lâm, II, 1110).)



Peygamberimiz (sav) vefat edince hırkasını, tacını Yemen'in, Karan köyünde bir deve çobanı olan, Üveys'e gönderiyor. Hz. Ömer (ra)'in müşküllerini Üveys hallediyor. Bütün ilimlerin başını bir kaç cümle ile Hz. Ömer (ra)'e söyleyip ikaz ediyor. Peygamberimiz (sav) ana rahmine düşünce, bir de doğunca Veysel Karani Hazretleri yatmayıp, sabaha kadar aşk ile zikredip döndü ve gördü. Bu gece ahîr zaman peygamberi Muhammed Mustafa ana rahmine düştü. Bu gece ahîr zaman Peygamberi Muhammed doğdu, diye herkese müjdeleyip, herkese ilân etti.

Peygamberimiz (sav):

– Her Ashâp yetmiş bin kişiye kadar şefaat eder. (Kurtarır) demiştir. Veysel Karani'ye gelince:

– Mudir kabilesinin koyunlarının, kıllarının sayısınca kimseye şefaat eder, demiştir. Anlaşılıyor ki, Veysel Karani'de olan vasıflar yine Safiyye ilmini tutuyor.



(Hâdîs-i Şerîf, REH No: 1617)

Manâ'sı: Tabîînin en hayırlısı, kendisine Üveys denilen zattır. Onun bir annesi vardır. O annesine son derece mutî'dir. Eğer o herhangi bir şeyde Allah'a yemin etse muhakkak Allah onu yemininde sadık çıkarır. Onda bir aklık (baraslık) vardır. Ona söyleyinde sizin için Allah'tan mağfiret dilesin.



Veysel Karani'ye hırkayı, Ashâp ile Hz. Ömer (ra) götürdüler. Bazı kimseler Hz. Ali (ra)'nin de Hz. Veysel Karani'ye beraber gittiğini iddia ederler. Bu söz yanlıştır. Çünkü Hz. Ömer (ra) "Hz. Resulullah'ı nasıl gördünüz?" diye Ashâbdan sorarken, Hz. Ali (ra)' den de soruyor. Hz. Ali (kv):

– Mekke fethinde putları Rasulullah ile kırarken, Rasulullah'ın omuzuna basıp, Peygamberimiz (sav)'i çok büyük gördüm, dedi. Aynı, Veysel Karani'nin dediği gibi gördü. Hz. Ali (ra) gitmiş olsa bu sorunun Hz. Ali (ra)'ye sorulmaması lazımdı. Her ikisi de ilmi Ledün'ün esas hakikatını bilendir.

Veysel Karani'yi su kenarında yer kazmış kendisini saklamak için, halktan gizlenip ibadet eder gördüler. (Bazan ıssız sahralara gidiyor. Ama halkın arasına karışmıyor.) Kendisini tek ve tenhada buldular. Peygamberimiz (sav)'in vasiyetini söyleyerek, Peygamberimiz (sav)'in hırkasını verdiler. Veysel Karani, tenha bir yere gitti. Başını secdeye koydu:

– Peygamberimiz (sav)'in ümmetini bağışlamadan, ben bu hırkayı giyemem deyip, çok yalvardı. Hz. Ömer (ra) dayanamadı:

– Ya Üveys! Yeter artık, başını secdeden kaldır. Veysel Karani:

– Ümmeti Muhammed'in günahının, dörtte üçünü bağışlattım. Biri kaldı. Sabırsızlık ettiniz. Onu da bağışlatacaktım, dedi. Hırkayı ondan sonra giydi.

Veysel Karani Hz.leri, Hz. Rasulullah (sav)'i, Hz. Ömer (ra)'a sormuştu:

– Ya Ömer! Sen Rasulullah (sav)'i gördün mü? Hz. Ömer (ra):

– Gördüm. Kaşı, gözü, endamı şöyle deyince, Veysel Karani:

– Bu vücuttan başka vücutla gördün mü? Hz. Ömer (ra):

– Görmedim. Veysel Karani:

– Ben, Rasulullah'ı öyle gördüm ki, mübarek başı, Arş-ı Â'lâ' dan yukarıda. Ayakları Tahte-s-serâ'dan aşağıda. Mübarek vücudu bu dünyadan yüz binlerce misli büyüklüğünde. İnsan, hayvan, kurt, kuş herkese verilen hayır ve bereket, Peygamberimiz (sav)'in yüzü hürmetine veriliyor. Mübarek göğsünden feyiz ırmağı çıkıyor. İlk çıkışı altın rengi, sonra süt rengini alıyor. Herkese hayır ve bereket ordan geliyor. Hz. Ömer (ra):

– Ya Üveys! Bana nasihat et, dedi. Veysel Karani:

– Bu halk seni bilir mi?

– Evet, bilir.

– Öyleyse, sen seni halka unuttur. Allahu Teâlâ'nın, seni bilmesi yeter.

– Ya Üveys! Bana nasihat et.

– Ya Ömer, Allahu Teâlâ'yı bilir misin?

– Elbette bilirim.

– Başka şeyler de bilir misin?

– Evet, başka şeyler de bilirim.

– Diğer bütün bildiklerini unut. Allahu Teâlâ'yı bilmen, sana yeter.

– Ya Üveys! Bana daha nasihat et. Üveys:

– Ya Ömer! Sözün zikrullah, özün fikrullah, bakışın ibretullah olsun. Yine Hz. Ömer:

– Ya Üveys! Bana nasihat et. Üveys:

– Ya Ömer! Hubbu fillah, Buğzu fillah yap. (Sevdiğini Allah için sev, sevmediğini Allah için sevme) dedi. Tekrar:

– Ya Üveys! Nasihat et, deyince:

– Siz, beni, Allah'ın zikrinden geri koyacaksınız, diyerek çekip gitti. Bundan da anlaşılıyor ki, Veysel Karani'nin bu kadar büyük derece alıp büyük ilme vasıl olmasının bir sebebi de uzlettir. Veysel Karani Hazretleri buyuruyor:

– Sana vahdet gerektir. Selamet vahdettedir. (Vahdette demek; tek olarak ayrı bir yerde kalmaktır.)









VEYSEL KARANİ ASHÂP'TAN BÜYÜKTÜR DİYENLERE





"Veysel Karani Hz. leri, Ashâb'dan büyüktür" diyenler; Hz. Ömer (ra) ile Hz. Veysel Karani Hz. leri arasındaki olan hadiseleri misal getirip, delil gösteriyorlar.

Bu sözler yanlıştır. Ashâp, tabîînden büyüktür. Hz. Ömer (ra), Ashâptır. Veysel Karani, tabîîndir.



(Hâdîs-i Şerîf, REH No: 5391)

Manâ'sı: Kim (sahabelerden birini) Ebû Bekir, Ömer, Osman ve Ali (Allah onlardan razı olsun) den üstün görürse, benim onlar hakkındaki dediğimi red etmiş ve onların güzel vasıflarını yalanlamış ve benim yoluma muhalefet etmiş olur.



(Hadis-i Şerif, REH No: 1126)

Manâ'sı: Ashabıma saygı gösterin, sonra onları takib edenlere, sonra takib edenlere, takib edenlere (ikrâm edin). Sonra yalan yaygın hale gelecek, öylesine ki, kişi, kendisine yemin teklif edilmeden önce yemin edecek; şahitlik yapması istenmeden, şahitlik yapmaya kalkışacak. Cennet saadetini isteyen kişi, cemaate, büyük cemaate ki; sahabe ile tabiînin ve ehli sünnetin topluluğuna sarılsın. Sakın tefrikaya düşmeyin. Çünkü şeytan tek kişinin yanından ayrılmaz. Şeytan iki kişiden biraz daha uzaktır. Bir erkek, (yabancı) kadınla katiyen başbaşa kalmasın! Çünkü üçüncüleri şeytandır! Her kim; iyiliği sevindirir, kötülüğü üzerse işte o, mü'mindir.



"Cennet saadetini isteyen kişi, cemaate büyük cemaatteki; sahabe ile tabîînin ve ehli sünnet'in topluluğuna sarılsın." Ehli sünnet diye, Hadis-i Şerif'te söylüyor. Ona sarılsın diyor. Sahabede, tabîînde büyük cemaatte. Bunların hepsinin temsilcisi, Ehli Sünnet Vel Cemaat mezhebi oluyor. Bu hadisle, tasdik ediliyor. Ehli Sünnet Vel Cemaat mezhebinden ayrılanların vay haline! İtikatta, Ehli Sünnet Vel Cemaat. Amelde, Şafîî, Malikî, Hanbeli, Hanefi'dir. Demek ki, diğer mezhepler batıldır, mezheb haricidir. Beşinci mezheptir. Ehli sünnet, dört mezhebi kast ettiğine göre, başka mezhepler batıl oluyor.

Onun için derler ki: "en son Mekke Fethinden sonra müslüman olan Vahşi, İmam-ı Azam'dan büyüktür".

Kur'an-ı Kerim'de; Hızır (as)'ın, Musa (as)'a ilim öğretmesi var. Derecede, Musa (as) çok büyük. İlmü Ledünde, ilimde Hızır(as) büyüktür. Aynı onun gibi Veysel Karani İlimde büyük. Allah(cc) yanında derecede Hz. Ömer (ra) ve Ashâb büyüktür. Babam bunu izah etmek için şöyle bir misal getirdi:

Gaziantep vilâyeti, bir adamın olsa. İslahiye kazası diğer bir adamın olsa. İslahiye kazası kendinin olanın otluk, sulak, bağlık, bahçelik beş on dönümlük bir yaylalık yeri olsa. Gaziantep vilâyeti, kendinin olanın şehrin sınırından başka hiç bir şeyi olmasa, zenginlik bakımından hangisi zengindir? İmrenme bakımından hangisi, diğerine imrenir? Ben:

– Gaziantep kendinin olan, İslahiye kendinin olanı on sefer satın alır. İslahiye kendinin olana, Gaziantep kendinin olan öyle bağlık, bahçelik, sulak yeri olmadığı için imrenir, dedim. Babam:

– İşte aynı onun gibi, Ashâb, Gaziantep kendinin olan gibi, Veysel Karani, İslahiye kazası kendinin olan gibidir, diye buyurdu.



(Hadis-i Şerif, REH No: 2869)

Manâ'sı: Allah için sevişenler kendi gölgesinden başka hiçbir gölgenin bulunmadığı o gün, Allah'ın arşının gölgesinde olacaklardır. Onlara nurdan bir kürsi konacaktır. Allah'a öylesine yakın olacaklardır ki, Peygamberler, sıddıklar ve şehitler bile onlara gıpta edecektir.



Bu hadisin açıklamasını, Babama sorduk. Şöyle buyurdu:

Peygamberler, Gaziantep kendinin olan gibi. Peygamberimiz(sav)'in ümmetindeki bu şahıslarda, İslahiye kendinin olan gibidir. Allah (cc) yanında derecede, Peygamberler büyük. Peygamberimiz (sav)'in hürmetine, cennette ayriyeten özel makamda Peygamberimiz (sav)'in ümmetine aittir. Onlar büyüktür.

Allah (cc), Peygamberimiz (sav)'in ümmetinde hiç bir ümmete mahsus olmayan makamlar yaratmıştır. Bu da Peygamberimiz (sav)'in büyüklüğündendir.

Hz. Ömer (ra), herkese, Hz. Resulullah'ı sordu:

– Üveys gibi gördün mü? dedi. Hz. Aişe Validemize de sordu: Hz. Aişe:

– Hz. Resulullah'ın kuşağını her gün ben sarardım. Bir gün kuşak yetişmedi. O zaman yüzüne baktım. Başı Arş-ı Âlâ'dan yukarda ayakları Tahte-s-serâ'dan aşağıda. Yine Hz. Ömer (ra) sora sora Hz. Ali (ra)'ye geldi. Hz. Ali (ra) şöyle söyledi:

– Mekke'yi zaptettik, putları kırıyoruz. Bir put boyu yüksek ancak bir adam omuzuna diğer bir adam basarsa boyu yetişir, kırar. Hz. Resulullah (sav):

– Omuzuma bas da putu kır, dedim. Peygamberimiz (sav):

– Ya Ali! Sen beni götüremezsin, sen benim omuzuma bas, dedi. Omuzuna bastım. Başımı, Arş-ı Âlâ'dan yukarda buldum. Biraz sonra o hal geçti. Boyum putun seviyesine indi. Vurdum, kırdım.

Hz. Ömer (ra), "Yemen'in Karan köyünde bir deve çobanı. Peygamberimiz (sav)'i zahir gözü ile görmeyip bu hallere erişsin. Bizim devamlı yanımızda, biz neden onun gibi olmayalım" dedi. Mübarek vücudunu riyazetle eritti. Tekrar yiyerek et tuttu. Bu hal, yedi sene sürdü. Bu da Veysel Karani'nin tavsiyesi üzerine olmuştu. En sonunda o hal, Hz. Ömer(ra)'de de oldu. Hz. Ömer (ra)'de, Veysel Karani (Rahimehullahi aleyh) gibi gördü.

Hz. Ali (ra) ile Hz. Muaviye (ra) arasında sıffın harbi oldu. O harpte Hz. Ali (kv)'nin askeri olarak, Hz. Muaviye (ra)'nün askeri tarafından, Veysel Karani şehit edildi. Kabrinin konulacağı yer için anlaşamadılar. Sıffinliler:

– Burda şehit düştü, buraya gömelim, dediler. Yemenliler:

– Memleketi Yemen'dir, oraya götüreceğiz, dediler. Siirt, o zamanda Acemlilerin elinde idi. Acem toprağı idi. Aralarında harp çıkacaktı. En son Hz. Ali (kv);

– Üç tabut yaptırın, yanına koyun. Hangisine girerse, herkes hakkına razı olsun, dedi. Üç yerin askeri, sabaha kadar başında beklediler. Acemliler, kendi tabutlarının içinde gördüler, Siirt'e getirdiler. Yemenliler, kendi tabutlarında görüp, Yemen'e götürdü. Sıffinliler, kendi tabutlarında görüp, onlar da oraya defin ettiler. Böylelikle üç yerde kabri vardır.



Anasından doğdu dünyaya geldi,

Melekler altına kanadın serdi,

Rasulun hırkası tacını giydi.



Yemen illerinde Veysel Karani,

Odur, Peygamberin sevgili yari.



Bin deveyi bir akçaya güderdi,

Onun da yarısını sadaka verirdi,

Deve bilesince zikir ederdi.



Yemen illerinde Veysel Karani,

Odur, Peygamberin sevgili yâri.



Annesinden destur aldı, durmadı,

Kâ'be yollarından gözün ırmadı,

Geldi Peygamberi evde bulmadı.



Yemen illerinde Veysel Karani,

Odur, Peygamberin sevgili yâri.



Elinde asası hurma dalından,

Onun abası deve tüyünden,

Asla hata çıkmaz anın dilinden.



Yemen illerinde Veysel Karani,

Odur, Peygamberin sevgili yâri.



Yastığı taştandı, hırkası postu,

Ümmeti cennetlik etmektir kastı,

Hakk'ın sevgilisi Rasul'un dostu.



Yemen illerinde Veysel Karani,

Odur, Peygamberin sevgili yâri.



Yanına Ömer ve Ashâb geldiler,

Araya araya dağda buldular,

"Üveysi sen misin söyle" dediler.



Yemen illerinde Veysel Karani,

Odur, Peygamberin sevgili yâri.



Erenler önünde kemer belinde,

Nurdan beni vardır sağ elinde,

O zat cümle evliyâ'nın dilinde.



Yemen illerinde Veysel Karani,

Odur, Peygamberin sevgili yâri.




Bazı yerleri alıntıdır

 

  Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 02-11-2009, 14:24   #2
Kullanıcı Adı
milletinadami
Standart
buyuk bir allah dostu..
milletinadami isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim
veysel karani


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi