VİCDANSIZLIĞIN ZAMAN AŞIMI - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

**Ayşe_Berra** · 07-28-2008, 03:27

[center][font=georgia][size=12pt]

VİCDANSIZLIĞIN ZAMAN AŞIMI

85 yıllık cumhuriyette toplumun geldiği notaya bakıyoruz…
İç açıcı gelmiyor. Sakın yanlış anlaşılmasın, bunun cumhuriyetle laiklikle alakası yok. Ama şöyle bir gerçek var, tutunmaya çalıştığımız, sevdiğimiz her şeyi öldürüyoruz.

En son gelinen noktada kendi inandığımız gerçeklere bile kurşun sıkacak kadar ileri gittik. Mesela Ergenekon, terör tanımlamaları dışında çok daha büyük bir olgu olarak karşımızda duruyor… Bakmayın siz bazılarının olayı karikatürize ederek mecrasından saptırmaya çalıştığını.

Bu aşamada şu sorular gündeme gelebilir mi?
Türkiye bugünkü ve yarınki dünyada nerede duracak?
Gençliğin bu dünyadaki yeri ne olacak?
Bütün kutsallar, iyiler, güzeller bir bir yok edilirken ve bunu bizzat bunlara sahip çıkması gerekenler yapması gerekirken nedir bu?

***

Siyaseti, hukuktan siyasete kadar her alanda en küçük doğruyu bile göz ardı ederek yapıp kendi değerlerine bile ters düşen siyasetçiler…
Ülkeyi kurtarmak adına örgütlenip, özellikle son 20 yılda ülkeden 500 milyar dolar gibi bir kaynağın çıkmasına, kaybolmasına neden olanlar…
Kendi semizleşirken gerisini düşünmeyenler…
En küçük aykırı ses karşısında bile Vatan haini”, “bölücü”, “ülke satıcısı” haykırışıyla aculluk yapıp bu haykırış üzerinden pirim yapmaya çalışanlar…
Yazarını, çizerini, düşünenini, yanlış da yapsa iyi niyetli bir şey yapmaya çalışanını bastıran bastırdıkça küçülten küçülttükçe zayıflatıp öldüren…
Soyup soğana çevirdiği için; ülkesini en çok sevenin kendisi olduğunu söyleyen…

Ve daha neler neler yapan…
Yani güzeli, iyiyi, sevileni öldürüp yok eden zihniyet…
Karikatürize olan, hafife alınan korkunç gerçekler…

***

Dostoyevski, “Cinler” (Şeytanlar ya da Ecinniler) romanıyla ilgili bir değerlendirmesinde şöyle der: “Ben Cinler romanımda, yürekçe de ruhça da en temiz insanların bile böylesine bir canavarlığa sürüklenebilecekleri çeşitli durumları anlatmaya çalıştım. Asıl korkunç olan da hiç de alçak olmayan bir insanın adice, en iğrenç şeyi yapabilmesidir. Hem yalnız bizde değil, bütün dünyada öyledir bu…
Yüzyıllardan beri toplumların geçiş dönemlerinde, insanların hayatında sarsıntılar, şüpheler, inkarlar, inançsızlıklar, toplumun temel inançlarında bozulmalar olduğu zamanlar görülür. Ama bizde, özellikle günümüzde herhangi bir yerde olabileceğinden çoktur ve zamanımızın en acı, en kötü özelliği de budur. İnsanoğlunun hayatında, açık seçik, küstah, en kaba canavarlıkların, ruh yüceliği, asil bir cesaret sayıldığı tarihi anlar vardır…”

***

Ama yakındır ki soyguncu korku keşişlerinin yüce yanılgıları kendi suratlarında bir gün patlayacaktır. Çünkü vicdansızlığın zaman aşımı yoktur.
Bugüne kadar ortaya konulan adalet, demokrasi, laiklik, hukuk ilh… adına konulan ama bunlarla doğrudan ilişkisi sadece kelime olarak kalan bütün kavramlar ve yaşam biçimlerinde Türkiye bir sona gelmiştir. Bir iyi niyet temennisi değil. Gelmiştir ve artık bu ülkenin gençleri kendi geleceklerini kendi iradeleri altına alacaktır. Her uyuşan, bir gün uyuştuğunun veya uyuşturulduğunun farkına varır.

Halkın omuzları üzerine şatolarını kuranlar… Anadolu insanını karşıt kavgalar karşısında çaresiz, sindirilmiş, benliğini yitirmiş, karanlığa gömmüş olanlar…
Aydınını öldürmüş, yazarına kin kusmuş, sanatçısını itmiş olanlar…
Yani ruh soyguncusu korku keşişleri…

Çanlar artık sizin için çalmayacak… Artık karşınızda sizin tapınaklarınıza zorla ibadet etmeye getirdiğiniz halk girmeyecek. Sizi şahane bir son bekliyor. Bu sonda yani cenaze merasiminizde de en çok boşu boşuna idam edilenler, faili meçhul cinayetlere kurban gidenler saf tutacak. Bu olacak!

Çünkü her şey önce inanmayla değil kendini inandırmayla başlar! Kendinizi inandırın ve kendinizi yeni bir Türkiye’ye hazırlayın. Daha doğrusu herkes hazırlasın Çünkü ümitsizlik insanı en güçlü yerinden aklından ve imanından vurur! İmanınızı ve aklınızı kaybetmeyin!.. Zira güneş hâlâ doğudan doğuyor.

Ali Ulurasba

07-28-2008, 03:27	#1
Kullanıcı Adı Ayşe_Berra	VİCDANSIZLIĞIN ZAMAN AŞIMI [center][font=georgia][size=12pt] VİCDANSIZLIĞIN ZAMAN AŞIMI 85 yıllık cumhuriyette toplumun geldiği notaya bakıyoruz… İç açıcı gelmiyor. Sakın yanlış anlaşılmasın, bunun cumhuriyetle laiklikle alakası yok. Ama şöyle bir gerçek var, tutunmaya çalıştığımız, sevdiğimiz her şeyi öldürüyoruz. En son gelinen noktada kendi inandığımız gerçeklere bile kurşun sıkacak kadar ileri gittik. Mesela Ergenekon, terör tanımlamaları dışında çok daha büyük bir olgu olarak karşımızda duruyor… Bakmayın siz bazılarının olayı karikatürize ederek mecrasından saptırmaya çalıştığını. Bu aşamada şu sorular gündeme gelebilir mi? Türkiye bugünkü ve yarınki dünyada nerede duracak? Gençliğin bu dünyadaki yeri ne olacak? Bütün kutsallar, iyiler, güzeller bir bir yok edilirken ve bunu bizzat bunlara sahip çıkması gerekenler yapması gerekirken nedir bu? * Siyaseti, hukuktan siyasete kadar her alanda en küçük doğruyu bile göz ardı ederek yapıp kendi değerlerine bile ters düşen siyasetçiler… Ülkeyi kurtarmak adına örgütlenip, özellikle son 20 yılda ülkeden 500 milyar dolar gibi bir kaynağın çıkmasına, kaybolmasına neden olanlar… Kendi semizleşirken gerisini düşünmeyenler… En küçük aykırı ses karşısında bile Vatan haini”, “bölücü”, “ülke satıcısı” haykırışıyla aculluk yapıp bu haykırış üzerinden pirim yapmaya çalışanlar… Yazarını, çizerini, düşünenini, yanlış da yapsa iyi niyetli bir şey yapmaya çalışanını bastıran bastırdıkça küçülten küçülttükçe zayıflatıp öldüren… Soyup soğana çevirdiği için; ülkesini en çok sevenin kendisi olduğunu söyleyen… Ve daha neler neler yapan… Yani güzeli, iyiyi, sevileni öldürüp yok eden zihniyet… Karikatürize olan, hafife alınan korkunç gerçekler… * Dostoyevski, “Cinler” (Şeytanlar ya da Ecinniler) romanıyla ilgili bir değerlendirmesinde şöyle der: “Ben Cinler romanımda, yürekçe de ruhça da en temiz insanların bile böylesine bir canavarlığa sürüklenebilecekleri çeşitli durumları anlatmaya çalıştım. Asıl korkunç olan da hiç de alçak olmayan bir insanın adice, en iğrenç şeyi yapabilmesidir. Hem yalnız bizde değil, bütün dünyada öyledir bu… Yüzyıllardan beri toplumların geçiş dönemlerinde, insanların hayatında sarsıntılar, şüpheler, inkarlar, inançsızlıklar, toplumun temel inançlarında bozulmalar olduğu zamanlar görülür. Ama bizde, özellikle günümüzde herhangi bir yerde olabileceğinden çoktur ve zamanımızın en acı, en kötü özelliği de budur. İnsanoğlunun hayatında, açık seçik, küstah, en kaba canavarlıkların, ruh yüceliği, asil bir cesaret sayıldığı tarihi anlar vardır…” *** Ama yakındır ki soyguncu korku keşişlerinin yüce yanılgıları kendi suratlarında bir gün patlayacaktır. Çünkü vicdansızlığın zaman aşımı yoktur. Bugüne kadar ortaya konulan adalet, demokrasi, laiklik, hukuk ilh… adına konulan ama bunlarla doğrudan ilişkisi sadece kelime olarak kalan bütün kavramlar ve yaşam biçimlerinde Türkiye bir sona gelmiştir. Bir iyi niyet temennisi değil. Gelmiştir ve artık bu ülkenin gençleri kendi geleceklerini kendi iradeleri altına alacaktır. Her uyuşan, bir gün uyuştuğunun veya uyuşturulduğunun farkına varır. Halkın omuzları üzerine şatolarını kuranlar… Anadolu insanını karşıt kavgalar karşısında çaresiz, sindirilmiş, benliğini yitirmiş, karanlığa gömmüş olanlar… Aydınını öldürmüş, yazarına kin kusmuş, sanatçısını itmiş olanlar… Yani ruh soyguncusu korku keşişleri… Çanlar artık sizin için çalmayacak… Artık karşınızda sizin tapınaklarınıza zorla ibadet etmeye getirdiğiniz halk girmeyecek. Sizi şahane bir son bekliyor. Bu sonda yani cenaze merasiminizde de en çok boşu boşuna idam edilenler, faili meçhul cinayetlere kurban gidenler saf tutacak. Bu olacak! Çünkü her şey önce inanmayla değil kendini inandırmayla başlar! Kendinizi inandırın ve kendinizi yeni bir Türkiye’ye hazırlayın. Daha doğrusu herkes hazırlasın Çünkü ümitsizlik insanı en güçlü yerinden aklından ve imanından vurur! İmanınızı ve aklınızı kaybetmeyin!.. Zira güneş hâlâ doğudan doğuyor. Ali Ulurasba

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)