Yabancı sermayenin, gelirin yurtiçinde yaratıldığı ancak kârın yurtdışına aktarılacağı sektörlerde yoğunlaştığına dikkat çekip "Cari açık kapatılmaz" çıkışı yapan Abdüllatif Şener, "İlave istihdam yaratanla hazıra yönelenler arasında bir ayırım pekâlâ yapabiliriz" dedi



Son birkaç ayda, yaptığı açıklamalarla Başbakan Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, kabineyle ters düşen Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'in doğrudan yabancı sermaye için bir gazetede yer alan, "Bu tip yabancı sermaye ile cari açık kapanmaz, kriz bile olur" açıklamaları ortalığı karıştırdı.



Başbakan'ın, medya kuruluşlarında yabancıya sınır getiren düzenleme için, "Benim haberim olmadan çıktı" demesiyle gözlerin çevrildiği Şener, bunun üzerine bir de 'yabancıya sınır' konulması gerektiğini söyleyince dikkatleri üzerine topladı.



Yabancı sermayeye karşı olmadığını belirten Şener, "Doğrudan yabancı sermayeye karşı değilim. Sadece önümüzdeki 20 yıl için bir stratejimiz olsun diyorum. Medya kuruluşlarında yabancı payının sınırlanmasına da Meclis'te çıkıp ben karşı çıktım. Yasa köşkten dönünce de Başbakan'a "Bu maddeyi çıkartır, yasayı geçiririz, diye bilgi verdim. O da 'tamam' dedi" diye konuştu.



Son dönemdeki çıkışlarını değerlendiren Başbakan Yardımcısı Şener, şunları söyledi:



Yabancı sermayeye sınır getirilmesiyle ilgili çok sert bir çıkış yaptınız ve olası bir krize işaret ettiniz. Böyle bir kriz olasılığı görüyor musunuz?



Bakın ben şu anda hiçbir sektörde, 'Yabancı sermayeye sınır getirilmesi gerektiği' aksi takdirde risk taşıyan bir durum olduğunu düşünmüyorum. Üstelik bu 'kriz' söylemlerinin artık kullanılmaması, akıllardan silinmesi gerektiğini düşünüyorum. Benim söylemeye çalıştığım, doğrudan yabancı sermayeye ilişkin uzun vadeli bir perspektifimiz olması gerektiği... Yani 15-20 yıl sonraya nasıl gidilecek. Örneğin, "Doğrudan yabancı sermaye girişi cari denge açısından olumsuz etki yapar" demek ekonomi ilmine göre mümkün değildir. Benim böyle bir şey söylemem mümkün değil. Üstelik yabancı sermaye girişi, dış dengeler açısından olumlu etki yapacaktır. Söylemeye çalıştığım tek şey yabancı sermayeyle ilgili bir perspektifimiz olması gerektiği... Bugünden kurulması gereken budur. Yoksa şu anda bir sınırın gerekliliği yoktur. Bakın, bankacılık sektöründe halen Yapı Kredi ve Şekerbank'ın tamamlanması da dahil edilince yabancının payı yüzde ll'e ancak ulaşıyor. Dolayısıyla bir risk yoktur.



Başbakan ve ekonomi yönetimiyle son dönemdeki açıklamalarınızla ayrı düşüyorsunuz. Bu açıklamanız özellikle Başbakan'ın yatırımcılarla görüşmek için gittiği ABD'den dönüşüne rastladı.



Benim açıklamamda yabana yatırımcılara karşı bir unsur yoktu. Dediğim gibi ben "Bizim bir stratejimiz olsun" diyorum.



Mesela nitelikleri itibarıyla yabancı sermayeyi gruplandırabiliriz. Örneğin, hazır kurulu tesislere yönelen ile ilave istihdam yaratanlar diye veya başka şekilde... Bunu da 15-20 yıl sonraya ilişkin olarak söylüyorum.



Medya yasasında Başbakan'ın işaret ettiği kişi evet benim



Başbakan ABD'ye giderken "Medya kuruluşlarında yabancı payını sınırlandıran yasa benim haberim olmadan çıktı, düzeltebiliriz" dedi. Sizi mi işaret ediyor?



Elbette. O yasayı çıkaran benim. Yasa, Meclis'te oylanırken ben 'yabancı payının sınırlanmasına' karşı çıktım. Yasayı savundum. Ama Başbakan'a, "Yasa Köşk'ten bu madde nedeniyle geri dönerse, o maddeyi yasadan çıkartabiliriz" diye bilgi verdim. O da "Tamam" demişti. Sonra yasa Köşk'ten geri döndükten sonra, maddeyi çıkartıp, o haliyle Meclis'ten geçirirken yeniden bilgi vermediğim doğrudur. Ama düzelteceğiz.



Yabancının payını artıran yeni bir düzenleme mi yapacaksınız?



Önümüzde RTÜK yasasıyla ilgili değişiklikler içeren bir paket var. O pakete bu düzenlemeyi koyacağız. Bu düzenlemeyi RTÜK yasasında yapacağız. Böylece "medyada yabancıya sınır getirme" sorununu çözeceğiz.



TMSF'nin yakın zamanda satışa çıkarmaya hazırlandığı Star Grubu'nun satışını erteleyecek misiniz?



TMSF satışa hazırlanıyor. Erteleme yönünde bir karar yok.






Kaynak: Vatan Gazetesi