02-07-2014, 16:33 | #1 |
Yaçın Akdoğan - Hükümet Yine Şaşırttı
Yaçın Akdoğan
Hükümet yine şaşırttı! Son gelişmeler AK Parti’yi yanlış okuyanların yine yanılmasına sebep olduğu gibi, AK Parti’yi farklı konuma oturtmaya çalışanları da boşa düşürdü. Müzmin AK Parti muhaliflerine ve AK Parti’yi dünyaya ‘otoriter, baskıcı, diktatör’ göstermeye çalışanlara göre 17 Aralık olaylarından sonra hükümet içe kapanacak, dış politikada farklı bir eksene kayacak, anti-demokratik paketlerle dayatmacı düzenlemelere gidecekti. Ama öyle olmadı. Başbakan Erdoğan önce Brüksel’e giderek AB ile ilişkileri yeniden canlandırdı. Ardından Almanya ziyareti geldi. Cumhurbaşkanı’nın İtalya programı, Romanya Cumhurbaşkanı’nın Türkiye ziyareti, ardından İspanyol Başbakanı’nın gelecek olması AB ile ilişkileri konsolide etti. İran ziyareti ve Irak Meclis başkanının Ankara temasları da bölgesel ilişkilerin onarılmasına yaradı. İkinci olarak beklenen, hükümetin antidemokratik düzenlemelere gideceği varsayımıydı. Yargıyla ilgili paket tam aksine çözüm sürecinde oluşturulan demokratikleşme paketine eklendi, ileri demokrasi için önemli bir kazanım oluşturdu. Otoriterleşmeyi kim savunuyor? Pakette yer alan maddeler her açıdan ‘kişi hakkı’nı geliştiriyor. Gözaltı, tutuklama, dinleme, mal varlığına el koyma, teknik takipte bulunma gibi işlemlerde somut delil zorunluluğunun getirilmesi, savunma hakkı için önemli olan savunma tarafının dosyadan bilgi sahibi olabilmesi, kişisel verilerin ve özel hayatın korunması, dosya içeriklerinin basın yoluyla kullanılarak itibar suikasti yapılmasının engellenmesi gibi düzenlemeler her açıdan HAK’kı ve HUKUK’u geliştiren düzenlemeler... Bunlara karşı çıkanlar ister istemez ‘daha çok dinleme olsun, daha uzun gözaltı olsun, daha uzun tutukluluk olsun, dosyalar ortaya saçılsın, özel hayat tarumar edilsin’ demiş oluyorlar. Yani hükümet otoriter ve antidemokratik adımlar atmıyor, aksine buna karşı çıkanlar haksızlığa ve hukuksuzluğa destek vermiş oluyorlar. Kişilere özgü düzenleme olmamalı diyenler tutukluluk süresinin 5 yıla düşürülmesi gündeme gelince kimlerin serbest kalacağını sıralayarak kişileri nazara alan bir değerlendirme yapılması gerektiğini söylüyorlar. Esas olan yapılacak düzenlemeden kimin yararlanacağı değil, düzenlemenin doğru olup olmadığıdır. Hükümet bu konuda da ilkesel ve ahlâki bir tavır sergilemektedir. 10 yıl tutukluluğun ahlâki ve adil olduğunu kim iddia edebilir? Özerk yapı kabul edilemez Hükümet-cemaat savaşı diye yapılan yorumlar yanlış bir mantık üzerine kurgulanıyor. Hükümetin sosyal hareketlere müdahalesi kesinlikle söz konusu değildir. Ama devlet içinde varlık gösterenlerin kendilerince ‘paralel’ veya ‘özerk’ yapılar oluşturması da kesinlikle söz konusu olmamalıdır. Hükümetin ortaya koyduğu duyarlılık devlet mekanizmasını, siyaset kurumunu ve millet iradesini korumaya yöneliktir. Başına buyruk, kendi öncelikleri olan, harici yönlendirmelerle hareket eden, ülkenin genel menfaatlerini değil de grup çıkarlarını düşünen, grupsal nüfuz için devlet gücüyle devlet kurumlarına operasyon çeken bir yapı hiçbir hukuk sisteminde kabul göremez. Dünkü yazısında Vedat Bilgin sivil toplum-siyaset ilişkisini çok güzel analiz etmişti. Özellikle muhalefetin tavrını sorgulayan şu cümleler büyük önem taşıyor: “Sivil toplumun devletin yani siyaset kurumunun herhangi bir sektörünü ‘kendisi için kapalı bir kompartıman’ haline getirme girişimi, orayı sadece iktidara karşı kapalı hale getirmez, aynı zamanda muhalefete de, Meclis’e de kapalı hale getirir; yani millete kapalı hale getirir. Muhalefetin buna rıza göstermesi nasıl mümkün olur?” Bu yüzden hükümetin haklı mücadelesi, kendisi için değil herkes içindir. Kaynak Star 07.02.2014
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
02-09-2014, 09:29 | #2 |
Alışmış millet 3 partinin zar zor iktidara gelip birbirinden korkarak kararlar alan,sus deyince susan ye deyince yiyen basiretsiz ve beceriksiz hükumet liderlerine. Recep beyide öyle sandılar çünkü kapasiteleri o kadar,beyinleri ondan fazlasını idrak edemiyor.
Ülkeyi ileri taşımak halkı rahatlatmak,basamak atlamalarını sağlamak gibi vizyonları yok, bu ülkeye kim geldiyse birilerinin emri ile geldi,gelen şahıs kaldığı süre içinde ülkenin etinden ve sütünden dilediği gibi faydalandı,daha sonra ise meclisten devam etti hırsızlığa. Halkın seçerek iktidara getirdiği ilk parti Ak partidir, Yabancılara karşı bizleri temsil ederken daha önceki liderler gibi emret muhterem pederim tavrıyla el pençe ayakta nazır bekleyerek değil, Müslüman din alimleri dışında kimsenin eline ayağına eğilmeyen, faziletli ve dik duran ilk lider Recep beydir. (Müslüman din alimi derken fethullah isimli şahıstan bahsetmiyorum.) Hiç kimse 11 yıldır hatasız ilerleyen bir partinin yerel seçimlere 3 ay kala, sadece şizofreni hastalarının hayallerinde yer alabilecek yolsuzluklara imza atacağını iddia edemez. Kat-i olan yenilgilerini hazmedemeyen bazı hasta ruhlu kişiler bu sebeple saçmalayıp kuduz gibi hareket ediyor. Konu Ekinoks tarafından (02-09-2014 Saat 10:50 ) değiştirilmiştir.. |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|