İsrail saldırıları üzerine aktif bir politika izlemeye çalışan Başbakan Erdoğan'ın girişimleri, akıllara kimi eski Başbakanların İsrail politikalarını getirdi. Bunlardan Demirel sonrası Başbakan olan Tansu Çiller'in icraatlarından sadece bir kaçı bile onun nasıl bir yahudi muhibi olduğunu gözler önüne seriyor.DYP Genel Başkanlığı'na seçildikten sonra Mayıs 1993'ten Ekim 1995'e kadar Başbakanlık görevinde bulunan Tansu Çiller, iktidarında İsrail'le sıkı fıkı bir ilişki sergilemişti.

TEL AVİV'DE “BANA DESTEK OLUN YOKSA DİNCİLER GELİR” DEMİŞ

Dönemin Refah Partisi Milletvekili Kemalaettin Göktaş'ın 13 Ekim 1995 tarihinde TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşma Çiller'in bu icraatlarından sadece bir kaçı hakkında bile bir fikir veriyor. Tansu Çiller'in Türkiye'yi zarara sokacak Gümrük Birliği'ne girebilmek için canla başla çalıştığını anlatan Göktaş, onun bu uğurda İsrail'e bile gittiğini ve milleti yahudilere şikayet ettiğini anlatıyor. Göktaş'ın sözleri tutanaklarda, “İsrail'e bile giderek ‘Bizi almazsanız, köktendinciler işbaşına gelir' dediniz; adeta, ülkeyi, milleti şikayet ettiniz; İsrail Başbakanından yardım istediniz; arz-ı mevud topraklarında bulunmaktan memnuniyetinizi ifade ettiniz” şeklinde yer alıyor.

KEMİK KIRANLARA “BARIŞ ADAMI” DEDİNİZ

Başbakan Tansu Çiller'in aynı gezide İsrail'de sürekli huzrsuzluk çıkartan İsrail'i övdüğünü de anlatan Kemalettin Göktaş, “Ortadoğu'nun kalbine hançer gibi saplanmış; barışı bozan, kan döken, benim din kardeşlerimin kemiklerini kıran, esir kamplarında çoluk çocuk demeden öldüren İsrail ile dost oldunuz; ‘Ortadoğu'ya barışı getiren kahraman' diye hitap ettiniz” diyor.

ÜSTÜN HİZMET MADALYASI DA ALMIŞ

Göktaş; Tansu Çiller'in İsrail ziyaretinde İsrail'den hizmet ve liyakat nişanı aldığını da anlatarak, “Benden, söylemesi. Sayın Tansu Çiller'in yapacağı en akıllı iş, bir an önce çekip gitmesidir; zaten ikinci vatanı da vardır. Tansu Çiller'in yokluğu, vicdanlarda bir eksiklik değil, sırtımızdaki bir kamburun eksikliğiyle eşanlamlı olur. Belki, Amerika'da, Avrupa'da, İsrail'de ya da birtakım ülkelerde Tansu Hanıma hizmet ve liyakat madalyası verilebilir; ama Yüce Miletimizin vicdanındaki yeri sanık sandalyesidir” ifadelerini kullanıyor.

İSRAİL'E UCUZ ŞEKER KIYAĞI

Kemalettin Göktaş aynı konuşmasında Tansu Çiller'in ekonomi politikasını eleştirerek, burada da İsrail'e kıyak yapılırken Türkiye'nin zarara sokulduuğunu anlatıyor: “Şeker ihraç ederken, ithal eder duruma düşürdünüz. Bugün, bakkalda manavda, çarşıda pazarda vatandaşım şeker ararken, siz, geçen yıl, İsrail'e tonu 349 dolardan şeker ihraç ettiniz. Şimdi ise, 120 dolar fazlasıyla, 470 dolardan şeker ithal ediyorsunuz.”

ARZ-I MEV'UD'DA BULUNMAKTAN MEMNUNMUŞ

Tansu Çiller'in İsrail'e yaptığı ziyaret ve orada sergilediği tutumlar başka muhalefet partilerinin temsilcilerinin de tepkisini çekmiş. TBMM Genel Kurulu'nda 7 Temmuz 1995 tarihinde bir konuşma yapan ANAP milletvekili Ahmet Kabil de, Çiller'in gezisi ile ilgili şu eleştirileri yöneltmiş: “Tansu Çiller İsrail'e ayak bastığında, ‘Arz-ı Mev'ud'ta bulunmaktan çok mutluyum', Tevrat'ta vaat edilen arzı mev'ud, gerçekleşecek; yani, Tevrat'ta size vaat edilen -Türkiye toprağının büyük bir kısmını da kapsayan- Nil ve Fırat Nehirleri arasındaki topraklar sizin olacak' demedi mi?”


(habervaktim)

Faruk Kardeş biliyorum bu sözü bu sitede çok kullanıyorum ama , ne yaparsın yeri geldi. SÖYLESEM TESİRİ YOK,SUSSAM GÖNÜL RAZI DEĞİL...


Daha birkaç gün önce yine bu forumda Nuh Gönültaş denen DOLMAKALEM'in Erbakan hakkındaki mesnetsiz iddiaları üzerine tartışıyorduk hani. Hani bu DOLMAKALEM Nuh Konya da yahudi uçaklarının eğitim uçuşlarına Erbakanın izin verdiğini iddia etmişti de daha sonra BALON olduğu ortaya çıkınca bu DOLMAKALEM Nuh özür dileme noktasına gelmişti. Gerçi böyle insanlar o erdemi de gösterecek kapasitede değillerdir.

İşte bu konuda tartışırken ben demiştimki;
''Tayyib Erdoğan da ADL örgütünden(Yahudi Örgütüdür) Cesaret Ödülü almıştır.''
''MSB Görüntülü İstihbarat İhalesini İsrailli şirketlerre vermiştir.''
''Ayrıca İsrailden Heron uçakları alındı''

Benim bu sözlerim üzerine forumda en başta sen olmak üzere hep bir ağızdan beni siyaset bilmemekle suçlamıştınız. Size göre bu Ülke menfaatleri için gerekli bir işbirliğiydi.Gerektiğinde Allah'ın lanetlediği bu kavimle işbirliği yapmakla dost olmuş sayılmayacağınızı iddia ediyordunuz.


E ne oldu da bir anda değişti senin siyaset anlayışın. Tansu Çiller ülke menfaati için işbirliği yapmış Yahudilerle ne varki bunda.
Yaptığı işlerin karşılığını da ÜSTÜN HİZMET MADALYASI olarak almış. Ne var bunda. Erdoğan da Yahudilerden ödül almıştı.

Şimdi ikisi arasındaki 7 farkı bul bakalım. Çiller mi kötü kadın , Erdoğan mı iyi adam.

Bakın, yorum asıl nasıl başlıyor:
Tansu Çiller'in Türkiye'yi zarara sokacak Gümrük Birliği'ne girebilmek için canla başla çalıştığını anlatan Göktaş, onun bu uğurda İsrail'e bile gittiğini ve milleti yahudilere şikayet ettiğini anlatıyor.


Hatta hatta:

‘Bizi almazsanız, köktendinciler işbaşına gelir'

Çiller İsraile diyormuş ki diyor:

‘Ortadoğu'ya barışı getiren kahraman'


...

Bazı karşılaştırma özürlülerine böyle ilkokul seviyesinde haber mi açıklayalım her seferinde?

Benim başbakanım ÜLKE MENFAATLERİ içerisinde müttefiklik kurar bunu derim. Ama birde derim ki, menfaat dışı hatta haksızlık sözkonusu olunca DÖKTÜĞÜNÜZ MAZLUM KANINDA BOĞULURSUNUZ BOĞULACAKSINIZ da der aynı tarafa.

Üstte de artık en aykırıların dahi anlayacağı şekilde Çiller'in 'işbirliğini' verdikten sonra da ''Tansu Çiller ülke menfaati için işbirliği yapmış Yahudilerle ne varki bunda'' diyenlere de cevabım tabii ki: Hiiiççç! olur.

Farukçuğum!

Ben ilkokul seviyesinde olabilirim,ama senin gibi seviyesiz asla. Benim ne söylemek istediğimi anlamamışsın bile. Senin Tansu Çiller için yaptığın eleştirileri ben geçen gün ERDOĞAN'a yapınca sen küplere bindin. ERDOĞAN ülke menfaati için yapıyor bunları dedin.

Bende diyorum ki Tayyip bey de CESARET MADALYASI aldı. ERDOĞAN alınca hayırlı Çiller alınca hain mi oldu.

İkisi arasındaki farkı sordum.


Tansu Çillerin söylediği sözlere gelince ben ya da sen yanında değildik. duymadık. Ama Erdoğan bu Ödülü alırken bütün dünya gördü. Sana bir soru daha. Hani sen benden daha üst zeka seviyesindesin ya bilmediklerimi sana sorup öğrenmek istiyorum.

Sayın Erdoğan acaba nasıl bir cesaret gösterdi ki Yahudi örgütü ADL den Cesaret ödülü aldı.

Farukçuğum!

Ben ilkokul seviyesinde olabilirim,ama senin gibi seviyesiz asla. Benim ne söylemek istediğimi anlamamışsın bile. Senin Tansu Çiller için yaptığın eleştirileri ben geçen gün ERDOĞAN'a yapınca sen küplere bindin. ERDOĞAN ülke menfaati için yapıyor bunları dedin.

Bende diyorum ki Tayyip bey de CESARET MADALYASI aldı. ERDOĞAN alınca hayırlı Çiller alınca hain mi oldu.

İkisi arasındaki farkı sordum.


Tansu Çillerin söylediği sözlere gelince ben ya da sen yanında değildik. duymadık. Ama Erdoğan bu Ödülü alırken bütün dünya gördü. Sana bir soru daha. Hani sen benden daha üst zeka seviyesindesin ya bilmediklerimi sana sorup öğrenmek istiyorum.

Sayın Erdoğan acaba nasıl bir cesaret gösterdi ki Yahudi örgütü ADL den Cesaret ödülü aldı.

Seviyesizlik zat-ı alinize ait bir mertebedir şu seviyede.
Ancak sapla samanı karıştırana sitemdi o, Başbakan ile Tansu Çiller'i alakasız yere karşılaştırılmasına idi.. Bir yanda HALKını başka bir ülkeye şikayet alan bir başbakan öbür yanda (en azılı düşmanlarından İran'la da ciddi temas halinde iken dahi) İsrail'den ödül alan bir başbakan..

Aynı kefeye konulduğu konuya bakın.. Hani içeride kalmış 2-3 cümle var, onu dışarı vurayım da hani konu olursa olsun edasında birde..

İşte bu zihniyete Abdülhamid dahi olsan yaranamazsın.!

--
Hee bir de sorulmuş ya '' Sayın Erdoğan acaba nasıl bir cesaret gösterdi ki Yahudi örgütü ADL den Cesaret ödülü aldı.''

Hani sizden 'daha zeki'yim ya(!) buna da ben de benzetmeyle örnek vereyim.
Dedim ya Abdülhamid olsa yaranamaz bu zihniyete.. Yine vermiştim örneği ama. İşte.. Devrinde en mezalim ülkelerdir İngiltere ve Almanya.. Ancak ikili siyaseti mükemmel oynayan Ulu Hâkân hem İngiliz sefirine adeta veziri gibi yaklaşmış, ödüller vermiş hem de Alman Kayseri Wilhelm'le yakın ilişkiler kurup birbirlerine bir çok ihsanda bulunmuşlardır.. Hatta Kayserin ölümüne yakın İslam dinine geçtiği de söylenir..

Ama dikkatinizi çekerim bunlar devrin en azılı İslam düşmanlarındandır.. Hatta Yahudilere öyle kucak açmıştır ki İstanbul Kadıköy'de sinagoglarının yapımına en büyük yardımı veren kişi olmuştur ve günümüzde halen mevcut olan sinagogun adı ona atfen verilmiştir.. (Ve devirde padişahın ne kadar eleştirildiğini, hakkını yenldiğini, iftiralar atıldığını da biliyoruz)


ŞİMDİ SORUNUZU GENELLERSEK VERECEĞİM CEVAP, YİNE SORUDAN İBARET OLUR; ANLADINIZ MI TAYYİP ERDOĞAN'IN BİLMEM NERDEN ÖDÜL ALIRKEN NASIL BİR CESARET GÖSTERDİĞİNİ ?


Ama anlamadıysanız da sorun yok. Sultan Hamid'de 'vefatından' tam 40-50 yıl aradan sonra anlaşılmaya başlanmıştır!...