![]() |
#1 |
![]() ... Zaman - Cumartesi eki - KURŞUNKALEM Geçen haftaki 'Cumhuriyet Gazetesinin Bandırma Vapuru itirafı' başlıklı yazımdan sonra pek çok mesaj aldım. Bu mesajlar arasında önemli bir belge de vardı. Padişah Vahidettin imzalı bu belgede resmî tarihçilerin pek kabul edemeyeceği gerçekler var. Atatürk'e örtülü ödenek tahsis edilmiş mesela. Çok geniş yetkilerle donatılmış, ordu lağv etmek ve yeni ordu kurmak gibi... Aslında belgeye Padişah imzası taşıdığı için bir ferman da diyebiliriz. Resmî Gazete'de yayımlanan, o zamanki bakanlar kurulunun tüm üyelerinin imzaladığı bu belgeyi dikkatinize sunuyorum. Unutmadan bu belgede yeni değil; ama pek çok kimsenin bundan haberi yok. Ben şimdiye kadar bir kitapta görmüştüm sadece... ![]() Bab-ı Âli Sadaret-i Uzmâ Mektûbî Kalemi 106 Mehmed Vahidüddin Anadolu Fevkalade Müfettiş-i Umumiliği Vezaif ve Salahiyetine Dair Kararname Birinci madde: anadoluda takrir-i emniyet ve iade-i asayiş için muamelat-ı mülkiye ve askeriyede salahiyet-i kâmileyi haiz olmak üzere bir müfettiş-i umumilik ihdas edilmiştir. İşbu müfettiş-i umumilik refakatine cihet-i mülkiye ve adliyeden büyük mertebede mütehassıs müşavirler verilecektir. ![]() İkinci madde: Anadolu'da takrir-i emn ü asayiş için istihdamına lüzum görülecek kâffe-i kuva-yı askeriye-i inzibatıye kuva-yı zabıta ve gönüllü kıtaatı müfettiş-i umumiliğin emri altındadır. Müfettiş-i umumilik alelıtlak kuva-yı mezkurenin sevk idaresiyle memurîn-i mülkiye ve askeriye ve zabıtanın teftiş ahvali hususatıyla salahiyet-i kamile dairesinde iştigal eyler. Üçüncü madde: İktiza eden mahallerde badehü esbab-ı mucibesiyle arz ve inha etmek üzere müfettiş-i umumilik, idare-i örfiyye ilanına ve idare-i örfiyye kararnamesi ahkâmı dairesinde muamele ifasına mezundur. Dördüncü madde: Müfettiş-i umumilik umur-ı mülkiye ve askeriyede ait olduğu nezaretlerle muhabereye mezin ve makam-ı sadarete merbuttur. ![]() Beşinci madde: Müfettiş-i umumilik, teşkilat-ı mevcude-i askeriyenin indel-icab ilgasına veya yeniden kuva-yı inzibatiye teşkiline salahiyettardır. Alelumum teşkilatın teferruatı makamat-ı aidesince icra kılınacaktır. Altıncı madde: Müfettiş-i umumiye maaşından başka şehrî bin lira muhassasat ve refakatine memur edilen mütehassısîn ve erkan ve ümera ve zabıtan ve mensubîn-i askeriyeyey mea tahsisat fevkalade muhassasat-ı şehriyeleri miktarı kadar zam verilir. İşbu zamaim Dersaadet'ten hareketten itibaren ita olunur ve hiçbir gûnâ tevkifata baliğ değildir. Müfettiş-i umumilik maiyyetinde müstahdem küçük zabitan ve neferata 18 Nisan 1336 tarihli kuva-yı inzibatiye kararnamesinin on ikinci maddesi ahkamına tevfikan tahsisat ita olunur. İşbu heyetin harcırahı yalnız maaş-ı aslileri üzerinden bilhisab harcırah kararnamesi ahkamına tevfikan tediye olunur. Yedinci madde: Müfettiş-i umumilik heyetinin maaş ve muhassasatı ve zamaimim ve harcırahı 18 Nisan 1336 tarihli kuva-yı inzibatiye kararnamesiyle Harbiye Nezareti bütçesine ilave olunan bir milyon ikik yüz elli bin sekiz yüz otuz altı liralık tahsisat-ı mezkureden tesviye kılınacaktır. Sekizinci madde: Müfettiş-i umumi kendi mesuliyeti altında sarf ve badehü hesabını heyet-i vükelaya ita etmek şartıyla mesarif-i mesture ve gayr-i melhuza olmak üzere şehrî yirmi beş bin liraya kadar akçenin yedinci maddede muharrer tahsisat meyanından sarfına mezundur. Dokuzuncu madde: 28 Nisan 1336 tarihinden itibaren mer'i olacak olan işbu kararnamenin icra-yı ahkamına heyet-i vükela memurdur. Zaman - Cumartesi eki - Burada son buldu. BANDIRMA VAPURU Gemi 1878 yılında İskoçya 'nın Glasgow kentinde Mac. Intyre Paisley - Huston and Cardett tersanesinde 21 sıra numarası ile 279 grostonluk yolcu ve yük vapuru olarak inşa edilmiştir. 1894 yılında o zamanki Deniz Yolları İşletmesi anlamına gelen İdare-i Mahsusa'ya nakledilmiş ve Türk bayrağı çekilerek, adı Panderma (Bandirma) olarak değiştirilmiş, şimdiye kadar dünyanin her yerinde yolcu ve yük gemisi olarak caliştirildiktan sonra, Marmara Denizi kıyılarında, Tekirdağ , Mürefte, Şarköy , Karabiga , Erdek arasında yük ve yolcu seferleri yapma görevlerini üstlenmıştır. İdare-i Mahsusanın statü değiştirerek 28 Ekim 1910 yılında Osmanlı Seyrüsefain İdaresi (Osmanlı Denizcilik İşletmesi) olunca geminin adı "Bandırma" olarak değiştirilerek posta vapuru haline getirilmiştir. BANDIRMA VAPURUNUN SAMSUN SEFERi iCiN TAHSiSi ve HAZIRLANMASI İki kez batan, her seferinde yeniden yüzdürülen Bandırma Gemisi son kurtarilisindan sonra Padisah Vahdettine yat olarak tahsis edilerek "Bandirma" ismi sökülmüstü. 1 Mayis 1919 da Bandirma Gemisi, Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının Samsun yolculuğuna tahsis edildiği sırada bitmek üzere Haliç’te tezgâhtaydı. M.Kemal ve Arkadaslarinin Samsun´a göndermeye karar veren Ingiliz Baskomseri bu gemiye el koyarak, geminin bitirilmesinin ve 16 günde bu sefere özel hazirlandirilmasini sagladi. Gemi yeniden elden geçirilip, onarıldi ve saraya ait bir yat olarak yeniden yapilandirilmis idi, Gemi, M.Kemal ve Arkadaslarinin Samsun seferi icin hazirlanirken cikartilmis olan "Bandirma" ismi, Türk Milletinin bu misyona dikkati cekilmemesi icin yeniden takilmisti. 19 Mayıs 1919 tarihinde Atatürk ve Silah Arkadaşlarını Samsun 'a getirdikten sonra yine posta hizmetlerine devam etmiştir. 1924’te Seyr-i Sefain İdaresi Umum Müdürlüğü emrinde, Tekirdağ- Mürefte arası posta vapurluğu yaptıgi esnada arizalandi, tamir edilemeyince de Seyr-i Sefain İdaresi tarafından hizmet dışı bırakılmıştır. Bandirma gemisi, 1925 senesinde Haliç Feneri'ndeki Türk armatör gemi hurdacisi İlhami Söker'e satılmış ve aynı armatör tarafından 4 ay içinde hurda olarak parçalanmış, bu tarihi belge niteligindeki vapur “JİLET”varligi Nutuk´a ters düşen önemli bir delil yok edilmiştir. Bandırma Vapuru küçük bir gemi değil, sanıldığından daha büyük ve yat konforunda, izmir-istanbul arasinda yillarca hatta calismis bir gemi idi. 16 günde de Padisah özel yati olarak yeniden yapilandirilmıştı. fabrikasında parçalatılip jilet yaptırılmıştır.… Evet yanlış okumadınız, 13 Kasim 1918 de Mustafa Kemal Paşa İstanbul' a geldi ve yillardan beri arkadasi olan ingiliz casusu Suriye Ermenilerinden Salih Fansaingiliz işgal Komseri´nin tahsis ettigi Pera Palas´taki karargahina getirilmişti. italya gibi diger itilaf güclerinede makam karşiliginda hizmet edebilecegini bildirmesi ve ortak calisabilecegi istihbarati ingiliz istihbarati tarafindan alininca, M.Kemal apar topar Pera Palas´tan alinarak, Salih Fansa´nin Teşvikiye´deki evine misafir olarak yerleştirilmiş. Burada da aşiri alkol alip, huzur vermeyincede Salih Fansa´nin haniminin sikayeti üzerine buradanda apar topar alinarak, Salih Fansa´nin Madam Kasabian´dan ingiliz istihbarati adina kiraladigi Şişli´deki eve yerleştirilmişti. Bu ev kiralandigi günden itibaren ingilizlerle M.Kemal ve arkadaslarinin bir gizli Karargahi olarak görev görmüştür. tarafindan tren garinda karşilanarak, alinip İstanbul' da yakın arkadaşları olan Ali Fuat Paşa ( Cebesoy ) İsmet bey ( İnönü ) , Rauf Bey ve diğer yakın arkadaşları ile Şişlideki evlerinde makam karsiliginda, ingilizlere hizmet etmek için toplantılar yapılmakta çareler aranmakta idi. Şişli´deki Karargah evde iken ingilizler adina calismalari icin kazanilan ittihatcilar Dokuzuncu Ordu Müfettişi Mustafa Kemal Paşa. Üçüncü Kolordu Komutanı Kurmay Albay Refet Kurmay Başkanı Albay Kâzım Beyefendi (General Kâzım Dirik 1880-1941). Sağlık Müfettişi Albay İbrahim Tali Beyefendi (Milletvekili ve elçi, tıp doktoru İbrahim Tali Öngören 1875-1952). Kurmay Binbaşı Arif Bey (1) (Ayıcı Arif Bey 1882-1926). Kurmay Binbaşı Hüsrev Bey (Asker ve büyükelçi Hüsrev Gerede 1886-1962). Topçu Müfettişi Binbaşı Kemal Bey (Korgeneral Kemal Doğan 1879-1951). Sıhhiye Müfettiş Muavini Binbaşı Refik Bey (Başbakan Dr. Refik Saydam 1881-1942). Yaver Piyade Yüzbaşı Cevad Efendi (Atatürk’ün yaveri ve milletvekili Cevad Abbas Gürer 1887-1943). Yaver Piyade Yüzbaşısı Mustafa Efendi (Tokat milletvekili Mustafa Sabri Süsoy 1876-1934). Piyade Yüzbaşı Ali Şevket Efendi (Gümüşhane milletvekili Ali Şevket Öndersev 1884-1940). Piyade Yüzbaşı Mümtaz Efendi (Yüzbaşı Ali Mümtaz Tünay 1886-1946). Piyade Yüzbaşı İsmail Hakkı Efendi (Başbakanlık özel kalem müdürü İsmail Hakkı Ede 1886-1943). Tabib Yüzbaşı Behcet Efendi. Piyade Asteğmeni Hayati Efendi (Cumhurbaşkanlığı özel kalem müdürü Hayati Bey 1892-1926). Piyade Asteğmeni Arif Hikmet Efendi (Tümgeneral Arif Hikmet Gerçekçi 1894-1970). Yaver Topçu Üsteğmeni Muzaffer Efendi (Atatürk’ün emir subayı ve Giresun milletvekili Muzaffer Kılıç 1897-1959). Asteğmen Abdullah Efendi. Adli müşavir Ali Rıza Bey. Tabur hesap memuru Rahmi Efendi. Tabur hesap memuru Ahmed Nuri Efendi. Kátip Faik Efendi (Sağlık Bakanlığı memuru Faik Aybars 1880-1945). Yedeksubay Tahir Efendi. Kâtip Memduh Efendi (Cumhurbaşkanlığı memuru Memduh Atasev 1895-1930’lar). Bu gemide Teşkilât-ı Mahsusa’dan kazanilmi ittihadci yedi tane de subay vardi. (1) İzmir suikasti davasında İstiklâl Mahkemesi’nin kararıyla idam edildi. Gemi icin kazanilan Mürettebat 1 - İsmail Hakkı (Durusu), Süvari 2 - Üsküdarlı Tahsin, İkinci Kaptan 3 - Hacı Süleyman, Başçarkçı 4- İsmail, Kâtip 5 - Hasan Reis, Lostromo 6 - Göreleli Şükrü oğlu Temel ,Serdümen 7 - Ali oğlu Basri, Serdümen 8 - Süleyman oğlu Mahmut, Ambarcı 9 - Hasan oğlu Ahmet, Ambarcı 10 - Süleyman oğlu Cemil, Hüseyin oğlu Rahmi, Mesut oğlu Temel, Tayfalar 11 - Muharrem oğlu Hacı Tevfik (Ulusu), Birinci Kamarot 12 - İbrahim oğlu Mehmet, Kamarot 13 - Mustafa oğlu Hamit, Kamarot Yamağı 14 - Yusuf oğlu Halit, Arif oğlu Mansur, Ateşçi 15 - Osman oğlu Hamdi, Aşçı 16 - Hasan oğlu Mehmet, Mehmet Ali oğlu Ömer Faik, Kömürcü 17 - İsmail Hakkı, Ali oğlu Galip, Vinççi ikinci irade´nin başlatilmasi 6 Nisan 1919 ’da Milli mücadele için Anadolu’ya ilk çıkan paşa Mustafa Kemal değil, Erzurum’a giden Kâzım Karabekir Paşa’dır. İstanbul' dan yola çıkan Kazım Karabekir Paşa, Padisah Vahdeddin in "ikinci irade Projesi" uygulamasini baslatmak icin Erzurum' a gitti. 12 Nisan 1919 Kazım Karabekir Paşa´nin istanbul´dan cikmis oldugunu ancak gizlice gittikten sonra M.Kemal ögrenebilmiştı. Bunu haber alan M.Kemal durumu ingilizlerlede görüserek, Kazım Karabekir Paşa nin engellenmesinin zorunlu oldugunu belirtmistir. M.Kemal´in yakın arkadaşları da Mustafa kemal Paşa' ya acele olarak Anadolu' ya geçmesini önermekteydiler. 1 Mayis 1919 da Damat Ferit Paşa´dan gizli bilgileri alamayan M.Kemal ayni günün aksami ingiliz istihbarati, ingiliz Baskomseri, Ittihadcilar, Ermeniler ve Yahudilerin katildiklari büyük bir toplantida, kendisinin acilen Kazım Karabekir Paşa´nin pesinden giderek, onu engellemesi gerektigini anlatarak, bu yönde bir karar almalarini istemistir.Yapilacak isler kararlastirilarak, M.Kemal´in en yakin zamanda Anadoluya gönderilmesine karar verildi. Samsun'dan Önce Bilinmeyen 6 Ay Alev Coşkun 'un yeni bir kitabı çıkti. Cumhuriyet Kitapları'ndan çıkan ve "Samsun'dan Önce Bilinmeyen 6 Ay" adını taşıyan kitabı okuyunca şaşırdım doğrusu... Çünkü kitapta yer alan çoğu bilgi, bildiğimiz ve okuduğumuz tarih; ama öyle bilgiler de var ki resmî tarih ile çelişiyor. Hele hele kitabın sonunda yayınlanan birkaç belge, resmî tarihin ve tabii ki "Cumhuriyet Gazetesi"nin klasik görüşlerinin tam tersini savunuyor. Mesela Samsun'a çıkışı sırasında Atatürk'e refakat edecek olan ekiple ilgili bir belgeye yer vermiş Alev Coşkun. 15 Mayıs 1919 tarihli Harbiye Bakanlığı'na gönderilen belgede, Atatürk ile birlikte 47 askerin daha adı var. Bunlardan 6'sı üst düzey subay, 16'sı subay ve 25'i de er. Yine gemide 3 binek hayvanı ve bir de otomobil yer alıyor. Bu belgede 1 otomobil yer alirken aslinda yukardaki kitapta üç otomobilin gemiye konuldugunu yaziyor. Belgeden çıkardığımıza göre Atatürk, İstanbul'dan kaçmamış. İngilizlerden gizli olarak yola çıkmamış; hükümet, bu isimler için İstanbul'u işgal altında tutan İngilizlerden emir aldigi halde tam tersine vize almış gibi görünüyor. Mustafa Kemal'in gidişinden devletin haberi var ve neredeyse bir birlik eşlik ediyor kendisine. Bir de devlet, Mustafa Kemal'e az da olsa (bin Osmanlı akçesi) para vermiş. Halbuki 25 000 Altin M.Kemal´e Vahdeddin´nin tutanak karsiligi para verdigi, 15 000 Altini da atlarini satarak verdigi belgelerle sarihtir. ![]() Alev Coşkun, öyle sıradan bir isim değil. Cumhuriyet Gazetesi'nin; CHP milletvekilliği yapmış, bakan olmuşbir yöneticisi. 2004'e kadar Cumhuriyet'in Yönetim Kurulu Başkanı'ydı. Şimdi de Cumhuriyet Vakfı Başkan Yardımcısı. Dolayısıyla onun yazdıkları Cumhuriyet Gazetesi'nin görüşü sayılır bir nebze... Ankara’da, 15-23 Nisan 1995 tarihleri arasında yapılan Kitap Fuarı sırasında, değişik yerlere büyük bir geminin afişi asıldı. Afişte büyük harfli “ BİZE YALAN SÖYLEDİLER” başlığı altında şunlar yazılıydı: “ 70 yıllık resmî tarihin kitaplarında, bizlere taka diye öğretilen, pusulası olmayan, kırık dökük, yol iz bilmeyen bir kaptanla yola çıkılan Bandırma vapurunun fotoğrafı ! Mustafa Kemal Paşa’ya maiyetiyle birlikte Anadolu’ya geçmesi için tahsis edilen taka, işte bu gemidir.”
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() eyvallah...
|
|
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|