![]() |
#1 |
![]() Yargıyı milletin ön bahçesi hâline getireceğiz
![]() Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Yargıyı birilerinin arka bahçesi olmaktan çıkarıp, milletin ön bahçesi hâline getireceğiz. 'Onama mı istersin, bozma mı?' diyerek belli çevrelerin arzusuna göre karar veren bir yargıdan, vicdanıyla karar veren bir yargıya geçişi inşaallah tamamlayacağız" dedi. Başbakan Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, hükümetle ilgili hâle getirilmeye çalışılan bir başka konunun da son dönemde yaşanan tahliyeler olduğunu söyledi. Özellikle 'malûm bir davadan dolayı tahliye edilenlerle ilgili olarak sabah akşam çeşitli yayın organlarında bir zihin bulandırma operasyonu olduğunu, hükümetle bu örgüt arasında bir illiyet bağı kurulmak istendiğini' belirten Başbakan Erdoğan, bunun gözlerinden kaçmadığını söyledi. Zamanın tarafların birbirini suçlama zamanı olmadığını bildiklerini, tarafların birbirini suçlamak yerine soruna birlikte köklü çözümler üretmesini istediklerini söyledi. Erdoğan, şöyle devam etti: "Ne var ki, muhalefetin de istismarıyla sürecin faturasının hükümete kesilmek istendiğini görüyoruz. Bu tahliye kararlarını hükümet mi verdi? Bu tahliye kararlarını yargı verdi. Bakın, aynı yargı, benimle ilgili 24 saatte dosyayı Diyarbakır'dan alıp Ankara'ya getirebildi. Bizzat Hayati (Yazıcı) Bey bu sürecin içindeydi. Aynı yargı 5 gün içerisinde Sayın Erbakan ile ilgili kararı anında dosyaya getirtip verebildi. İşlerine geldiği zaman böyle oluyor. Aynı zamanda isimlerini vermeye bile gerek görmüyorum ama biliyorsunuz meşhur Erzincan dosyası, vs. Bunlar süratle yürütülebildi. Aynı şekilde Ankara'da yine Sincan, gayet başarılı çalıştı. Oradan da birçok dosya çok çabuk çıkabildi. Bunlar çıkabiliyordu da sizin öncelikler denilen bir yol haritanız yok muydu? Bu öncelikler içerisinde bu kararları niye vermediniz? Ama şimdi verdiniz. Şimdi bak, görülmeyince hemen verdiniz kararı. Bunu bir ay önce de verebilirdiniz." Yargıtay'ın iş yükünün fazlalığının farkında olduklarını da vurgulayan Başbakan Erdoğan, bunun tedbirini Cemil Çiçek'in Adalet Bakanı olduğu dönemde aldıklarını söyledi. Bu tedbirleri almaya hâlen devam ettiklerini belirten Erdoğan, şunları kaydetti: "Bir an önce istedik ki burada, bakın daireler artırılsın diye bizden talep başladı. Danıştay aynı şekilde. Peki adım atalım, avukatların yargıya kazandırılmasıyla ilgili bir proje uygulayalım dedik. Hemen ortaya çıkan şu oldu; efendim burada bizler sözlü imtihanlarda ne yapacağız, kamera yerleştireceğiz, kamerayla bu iş yapılacak. Ya bütün bu işin tarihinde kamera diye bir şey olmuş mu, öyle bir şey var mı? Şimdi nereden çıktı bu kamera meselesi. Dert başka, ipe un serdiler ve bu süreci âdeta engellediler. Ama biz bunu da aşacağız. Çünkü uygulama noktasına gelindiğinde sudan bahanelerle hep engellendik. 2005 yılında istinaf mahkemeleriyle ilgili kanunu çıkardık, 2007 yılında uygulama başlayacakken, bizzat yüksek yargının talepleri doğrultusunda bu süreç ertelendi. İstinaf mahkemeleriyle ilgili en önemli sorun, hâkim ve savcı sayısının azlığıdır. Bunu biz de biliyoruz, nitekim yüksek yargı da bunu çeşitli kereler özel görüşmelerimizde hep bize ifade etti. Ancak, hâkim ve savcı alımları, bizim dönemimize kadar hiç olmayan gerekçelerle engellenmiş, yüksek yargı âdeta üzerindeki ağır iş yükünü atmamak için direnmiştir.' "DANIŞTAY'IN GÖRÜNTÜ VE SES KAYDI ŞARTI" Erdoğan, 1934 yılından beri hâkim adaylığı sınavlarının Adalet Bakanlığı tarafından yapıldığını belirterek, "Ancak, bizim dönemimizde, 2006 yılında, sınavlara itiraz edildi ve en son da 2008 yılında mülakatlarda, bunları açıklıyorum, iyi bilin ki -değerli teşkilatımın mensupları- gittiğiniz yerde anlatın, görüntü ve ses kaydı şartı getirildi. Farklı başka sınavlarda, başka kurumların sınavlarında görüntü ve ses kaydı talebine itibar etmeyen Danıştay, hâkim ve savcı alımlarında bize bunu şart koşuyor. Şurası son derece çarpıcı, Adalet Bakanlığı, mülakatlarda görüntü ve ses kaydına dair yürütmenin durdurulması için başvuruda bulunuyor. 2 yıldır bu başvuru Genel Kurul'a gelmiyor. Ama aynı Danıştay, Sağlık Bakanlığı aleyhine açılan Tam Gün Yasası aleyhine başvuruyu sadece 24 saat içinde görüşüp, karara bağlıyor. Son 4 yılda 5 kez, hâkim ve savcı alımları için yürütmeyi durdurma kararı verdiler. Sonra da çıkıyorlar, iş yükümüz fazla, personelimiz az diyerek hükümeti suçlama yoluna gidiyorlar. Ama bazı konularda iş yükü de, personel azlığı da mazeret olmuyor" diye konuştu. 12 Eylül halk oylamasıyla milletin bu konuda söyleyeceğini söylediğini ifade eden Erdoğan, kendilerinin de yasama ve yürütme olarak bu noktada üzerlerine düşeni yerine getireceğini ve yargıdaki bu sorunları hızla aşacaklarını söyledi. Erdoğan, "Yargıyı birilerinin arka bahçesi olmaktan çıkarıp, milletin ön bahçesi hâline getireceğiz. 'Onama mı istersin, bozma mı?' diyerek belli çevrelerin arzusuna göre karar veren bir yargıdan, vicdanıyla karar veren bir yargıya geçişi inşaallah tamamlayacağız" dedi. "HALKIN ANLAYACAĞI BİR ANAYASA" Aleyhlerine yürütülen kampanyaları boşa çıkaracaklarını vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu: "Milletimize gideceğiz, her şeyi samimi şekilde milletle konuşacağız ve bu tezgâhların hepsini bozacağız. Biz, tezgâhları bozarak, oyunları bozarak, şer organizasyonlarını çökerterek bu günlere geldik. Cesaretimiz, kararlılığımız, samimiyetimiz sayesinde milletin takdirine mazhar olduk. Bakınız bu Anayasa -bazı gazeteler yanlış yazmış, ben Katar'dan öyle bir şey söylemedim. 'Hukukçuların yapmayacağı' demedim; 'salt Anayasacıların yapacağı bir Anayasa olmayacak' dedim. Bu çalışmaların içerisinde halkın her katmanı, ekonomisti olacak, sosyal bilimcisi olacak, siyaset bilimcisi olacak, STK'lar olacak, kadınların temsilcileri, gençlerin temsilcileri, sendikaların temsilcileri olacak. Velhasıl birçok kesimi, çünkü Anayasadaki malûm başlıkları bu temsil noktasında olan halkın katmanları tarafından temsil edildiği bir Anayasa çalışmasını, ön çalışma olarak yapmayı hedefledik ve bu çalışma başlamış vaziyette. Fakat sonunda tabii ki bunun bir çerçevesi olacak. Bu çerçevede Anayasacılar orada devreye girecek ve bu Anayasa şöyle açıldığı zaman, okunmaya başlandığında bunu illa bir hukukçunun değil, yani normal vatandaş da bu Anayasayı açığı zaman rahatlıkla ne yapabilecek, anlayabilecek. İşi bu hâle getirdik. Detaylarda fazla boğulmadan halkın anlayacağı bir Anayasa. Bunu başarmamız lazım, hedefimiz bu olmalı. Hazreti Mevlana'nın ifade ettiği gibi inşaallah bulanmadan, donmadan akacak, menzile erişeceğiz." Yeni Şafak 14.01.2011
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|