![]() |
#1 |
![]() Üniversitelerarası Kurul’un, Başkanlık koltuğunda, sıra kendisine geldiği için oturan yasakçı bir rektör, açıklama yapıyor: “üniversite her türlü baskıya rağmen, onurunu koruyacak ve bu konuyu gündemde tutmaya, Türkiye'nin önemli sorunlarını tartışmaya devam edecektir. Bu bizim sorumluluğumuzdur.” O sırada arkasındaki hokkabaz bir rektör, kulağına bir şeyler fısıldıyor.. Yasakçıların sözcüsü tekrar gazetecilere dönüyor, kulağına fısıldananları tekrarlıyor: “Biz bugün sadece Türkiye Cumhuriyeti'nin laik ilkelerini değil, akademiyi çok önemli etkileyecek bir konuyu tartışıyoruz. Akademiyi çok önemli etkileyecek bir konuyu tartışmak, şu karşınızda gördüğünüz değerli kurulun en asli görevidir.” Ellerinde süs çantaları ile “Yasak olsun yasak. Biz yasaktan hayat buluruz” diye toplantıya koşup gelen “istemezükçüler”, hemen eğilip çantalarını yere bırakıyor ve başlıyorlar ellerini birbirine çırpıştırmaya: “Türkiye laiktir, laik kalacak!” Arka tribünden, pardon arka taraftan bir ses, diğerlerini bastırıyor: “Yaşa, varol harbiye..” Daha arkalardan bir ses: “Fincanı taştan oyarlar...” Pardon bu slogan, bir yasakçının kafasının karışıklığından dolayı kısık sesle dillendirilmişmiş. Hemen tekzip ettiler. Biz de o sözlerin gerisini tekrar etmiyoruz. Tam o sırada, futbol maçlarında sahaya inip, terör örgütü lehine pankartlar açan eylemcilere heveslenmiş bazı yasakçılar, ellerinde pankartla salonda birden bire dikkatleri üzerlerine çekiveriyorlar. Tüm kameralar o yöne dönüyor! Neyse ki şaşkınlık hemen atlatılıyor, “terör örgütü” lehine bir slogan yokmuş, “uyanın” anlamında sıradan bir cümlecik yazmış eylemci profesörlerden biri! Onu göstermeye çalışıyormuş, kameralara! Aferin sana profesör.. Bulduğun bu büyük icat, eminim saygın bilim dergilerinde yerini alacak, “Bilim adamlarının katıldığı toplantıda, pankart açarak dikkatleri üzerine çeken büyük profesör” unvanı ile hak ettiği övgüyü, bilim tarihine geçerek kazanacaktır! Elin gavuru, atom üzerinden bilimsel deneylerle neler keşfediyor, ne büyük icatlarla adından söz ettiriyor, bizim çatlak profesörümüz de “pankart açarak” adından söz ettiriyor! Hani pankartta yazdığı da bir şey olsa! çalar saatten sonra, şimdilerde modern çağımızın getirdiği yenilikler arasında, cep telefonu ile uyandırma servisleri de hizmete girdi ama, “istemezükçü” profesörümüz, klasik metodda kararlı!.. Pankart hazırlayıp, bilim adamlarının (!) çok önemli akademik toplantısında çağrısını yapıyor: “Uyanın”! Hayırlı sabahlar efendim.. Gününüz aydın olsun, gönlünüz sevgi dolsun! Pardon, bunlar aydınlıktan korkar, sevgiden nefret ederler.. Dolayısıyla bizim de başka bir dilekte bulunmamız lazımdı ama, kusura bakmasınlar, kalemimizden çıktı bir defa.. Kameralar pankartlı şovmenden kurtulup, tekrar Kurul Başkanı’na dönüyor.. O sırada Kurul Başkanı’nı arkadan talimatları ile yönlendiren, Deniz Baykal’ın akrabası olan rektör, büyük bir bilimsel deneyi başarı ile sonuçlandırmış havalarda, etrafına gülücükler dağıtıyor: “Bakın, Japonların bile yapamadığı bir robot icat ettim. Kurul Başkanı’nın kulağına fısıldıyorum, Kurul Başkanı kılığındaki robotum anında tekrar ediyor, benim tüm söylediklerimi..” Gerçekten de müthiş bir buluş bu! Masrafsız.. Allah’ın yarattığı bir kulu alıyorsunuz önünüze.. Siz onun kulağına fısıldıyorsunuz, o aynısını tekrarlıyor. Sonra bilim adamı havasında dolaşıyorsunuz ortalıkta.. Siz ve sizin dikte ettiklerinizi tekrarlayan zat; birlikte.. Bu arada öndeki robotun ağzından bir cümle çıkıyor: “Bu değişiklikler sonunda, üniversitelerimizin akılcılık ve bilimsel mantıktan uzaklaşması ve Türkiye Cumhuriyeti'nin din devletine dönüşümü kaçınılmaz olacaktır.” O sırada, salonda bulunan, bilim adamı olduğu iddiasındaki koca koca rektörler ve üniversitelerin senatolarının seçtiği profesörlerden bir tanesi bile, aklını çalıştırıp; “Amma da attın ha! Avusturya’da başörtülüler tıkır tıkır üniversitede okuyorlar. üniversite ne akıldan uzaklaştı, ne de Avusturya din devleti oldu!” diyemiyor. Yoksa akılları da mı yok bunların? Kimbilir, belki de.. Yoksa koca koca adamlar, koca koca kadınlar, çocuklar gibi, tiyatro oynuyormuşçasına ellerini çırpıştırıp sevinç gösterileri yaparlar mı hiç? Spor müsabakalarındaki fanatik seyirciler gibi, kapalı alanda slogan atmaya kalkışırlar mı hiç? Bu arada arkadan kurgulu prof., üzülmüş havalarında bir bilgi veriyor: “Değişiklik yapılırsa, bazı hanım öğretim üyelerimiz, derslere girmeyeceklerini söylüyorlar.” Olur beyim olur.. Derslere girmezler, maaşlarını da alamazlar.. Bizce sorun yok.. Zaten derse girseler de, yasakçı kafayla öğrencilere verebilecekleri bir şey yoktur ki! Ne diyecekler sanki, “O yasak, bu yasak, şu yasak.” Söylesin bir akıllınız da bilelim. “Yasaklarla bilim mi yapılır?” Ali KARAHASANOĞLU / VAKİT 02/02/2008
![]() |
|
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|