07-16-2007, 09:54 | #1 |
yasanmış bir hikaye .......
Hani “Şaka mı bu?Kamera nerde?”derler ya gerçekten öyleydi.
Üniversite son sınıf öğrencisiydim.Biraz uçuk biraz kaçık..Okulun ilk yılında pek de samimi olmamamıza rağmen tabiri caizse bu kızla kanka olmuştuk.Zıt kutupların birbirini çekmesi budur sanırım. Arkadaşımla her zaman yaptığımız gibi fakültenin bahçesinde derse girmeden önce son sigaralarımızı içiyorduk. Bu müthiş zevk veriyordu, sanırım derse 1-2 dakika geç girmek artık alışkanlık olmuştu. Birden yanımıza bir arkadaş geldi ve ders notlarının fotokopiye verildiğini söyledi. Hemen almaya gittik ve tabi derse artık on dakikadan fazla geç kalmıştık. Sınıfın kapısını çaldım o da ne!! Metin Hoca’nın dersiymiş yandık, çok sinirlenir kendisinden sonra gelen öğrenciye. Yapacak bir şey yok, kafalar önde, çaktırmadan arkalarda oturacak yer arıyoruz. hoca sordu: “ Nerde kaldınız?”Biz “kem küm şeyy hocam fotokopi çektirdik ondan geç kaldık” derken “geçin oturun” dedi. Baktık önlerde yer var sadece yapacak bir şey yok ,en öne oturduk. Oturduk oturmasına da hoca hem konuşuyor bu devirde öğrencilerde ne saygı kaldı ne sevgi … hem ters ters bakıyor. Benim kartal bakışlı arkadaşım arkada boş bir yer olduğunu görmüş, hadi geçelim dedi oraya. Neyse tam ayaklandık hoca dedi “Nereye kızlar hayırdır?”Gonca tutamadı çenesini “Böyle çok içli dışlı olduk be hocam!” Adamcağız ne diyeceğini bilemedi, biz çoktan kaçmıştık arkaya. Neyse bir süre sonra derse devam derken, hoca tahtaya döndükçe ben sakızı çiğniyorum çaktırmadan,çıkartacağım ama nereye koyayım bulamadım. Sonra hoca bir anda hışımla “Terbiyesiz, ahlaksız! Hem derse geç geliyor hem utanmadan karşımda sakız çiğniyor “demez mi? Allah’ım yer yarılsın içine gireyim diye düşünürken, birden ayağa kalktım, “özür dilerim hocam” dedim. Gonca ayağıma bir vurdu “Salak beni görmüştü sakızı balon yaparken” dedi. Ben de ağzımla kendimi ele vermiş aynı zamanda da Metin Hoca’ nın sinirini üslü ifadelere çıkarmıştım. Hey Allah’ım ne yapacağım ben!! Hoca sizin gibi öğrencileri falakaya yatırmak lazım ama ben kıyamam ki kendime zarar veririm diyerek sırayı iki eliyle tutup kafasını vurmaya başladı.TAK.. TAK.. diye çıkan sesler arasında hala ayakta duran ben ve hocaya elli çift göz yuvalarından çıkacak gibi bakıyor.Hoca kafasını iyice şişirip kızarttıktan sonra sınıftan çıkmak için kapıya yöneldi ve arkasından öğrencilerden biri hocam imza föyünü unuttunuz dedi ve istemem o da sizin olsun diyerek hızla sınıftan uzaklaştı. Ben tamamen afallamış durumdayken tek tek arkadaşlar yanıma gelmeye ve bu sıkıcı dersten nasıl da kurtuldukları için sevinçlerini anlatmaya başladılar. Bense benim babamdan bile büyük olan bu adama karşı yaptıklarımdan dolayı utanç içindeydim.Özür dilemek için kaç defa kapısına gittim ama bir türlü içeri girmeye cesaret edemedim. Aradan aylar geçti bu olaydan sonra ve artık mezun oluyordum işte.Mezuniyet töreninde hocaların elini sıkmak için önlerinden geçmek zorundaydık.Tek tek hocalarla tokalaşırken sıra Metin Hoca’ya geldi.Kalbim hızlı hızlı atıyordu. Ya elini vermezse ve ağır bir şey söylerse diye. Elimi uzattım tokalaşmak için ve elimi eliyle itip beni kendine çekip ah benim cadalozum diyerek bir baba gibi kucakladı.O an gözlerimde sıktığım damlalar sel oldu ve içime sıcak bir şeyler aktı. Kendi babamı 6 yaşında kaybettiğim için belki de bilmiyorum; hatırlamadığım baba kucağını, sevgisini saniyeler içinde içime çektim.Ve o baba sarılmasını hiç unutmadım…
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|