11-16-2012, 17:30 | #1 |
Yaşar Karayel acı gerçeği açıkladı
28 Şubat Alt Komisyonu Başkanı Yaşar Karayel, bugün açıklanacak raporun çarpıcı detaylarını paylaştı. Dinledikleri insanların çoğunluğunun samimi olarak bildiklerini aktarmadığını belirten Karayel, "Toplum darbe psikolojisinden kurtulmalı" dedi. Darbe ve Muhtıraları Araştırma 28 Şubat Alt Komisyonu Başkanı Yaşar Karayel, bugün milletvekillerine dağıtılacak raporda yer alan çarpıcı bilgileri BUGÜN'e açıkladı. Karayel, darbelerde hak hukuk ihlallerine uğramış kişilerin mağduriyetlerinin araştıracak bir meclis araştırma komisyonu kurulmasını önereceklerini söyledi. Çalışmaları sırasında toplumun büyük kesiminin mağdur edildiğine şahit olduğunu belirten Karayel, bu mağduriyetlerin araştırılarak giderilmesi için bir araştırma komisyonu kurulması gerektiğini vurguladı. 28 Şubatta, Batı Çalışma Grubunun talimatı doğrultusunda Diyanette özel bir birim kurulduğunu belirten Karayel, bu birimin merkezi ezan, merkezi vaaz sistemi ve okunacak hutbeleri dahi belirlediğini ifade etti. Bu yapının daha sonra Başbakanlık Takip Kurulu'na dönüştüğünü altını çizen Karayel, "Batı Çalışma Grubunun etkinliklerine baktığımızda toplumun her kesimini dizayn etme gayreti ve toplum mühendisliği görüyoruz. Tabiri caizse devletin kurumları içerisinde kendi fikir ve düşünceleri doğrultusunda olmayan ne varsa bunları kendi fikirlerine doğru yönlendirme ve yönetme girişimleri olmuş. Tavsiyeler yapılmış. Bunların hepsi raporda yer alacak" dedi. 900 MEB MENSUBU MAĞDUR 28 Şubat döneminde, Milli Eğitimden 900'ün üzerinde insanın mağdur edildiğini vurgulayan Karayel, başörtüsü nedeniyle hakkında işlem yapılanların mağduriyetlerine dikkat çekti. Din dersi öğretmenlerine yönelik özel araştırmalar yapıldığını ifade eden Karayel, istifaya zorlanan, sürgüne gönderilen öğretmenlerin yürek parçalayan mağduriyetlerinin de raporda yer alacağını vurguladı. Karayel YÖK'ün üniversitelerde yaptığı andıçlamalara da değinerek, yurt dışında eğitim gören öğretim üyeleri ve öğrencilerden kendileri gibi düşünmeyenlerin burslarının kesilerek geri çağrıldıklarını dile getirdi. KAFASININ ARKASINDA DARBE KORKUSU YAŞIYORLAR Karayel, raporda darbelerin hazırlanışı, nedenleri, sonuçları ve yaşanan mağduriyetler ile bir daha darbe yaşanmaması için yapılması gerekenlere ilişkin hukuki düzenleme önerilerinin de yer aldığını belirtti. Dinledikleri insanların çoğunluğunun samimi olarak bildiklerini komisyona anlatmadığını dile getiren Karayel, "Çok insan dinledik. Bu insanların içerisinde iyi ise iyiliğini kötü ise kötülüğünü anlatanlar oldu. Ama büyük çoğunluğu hala kafasının arkasında darbe korkusu nedeniyle yaşadığını ve yaptıklarını dürüstçe anlatmadı. Toplumun bu psikolojiden kurtulması gerekli" dedi. BAŞBAKAN'A E MUHTIRAYI SORACAĞIZ Karayel komisyonun yazılı olarak görüşlerine başvuracağı Başbakan'a sorulacak soruları da paylaştı: "Başbakan 28 Şubat döneminin en büyük mağdurudur. Kendisi belediye başkanı iken bir şiir yüzünden içeri giren ilk idarecidir. Sayın Başbakana yaşadıklarını özellikle hapishane şartlarını soracağız. Hapishane çıkışında arka kapıdan çıkarılmak zorunda kaldı. Can güvenliği sorunlarını soracağız. Toplumun büyük kesiminden ziyaretçiler geldi ve mektuplar yazdı. Bunlardan nasıl etkilendiğini soracağız. Çıkınca siyasi hayata nasıl adapte olduğunu soracağız. AK Partiye açılan kapatma davasını soracağız. Türkiye'nin değişik illerinde mahkemeler oldu bu mahkemelere gitti. Buralarda yaşadıklarını soracağız. En son olarak da 27 Nisan bildirisini soracağız. Büyükanıt'a sorduk ama devlet işleri diye cevap verdi. Sayın başbakana da Dolmabahçe görüşmesini soracağız. 27 Nisan bildirisinden nasıl haberlerinin olduğunu ve karşı duruşlarının gerekçelerini soracağız." Özal’dan itibaren kaymakamlar takipte Milli Güvenlik Kurulu'nda alınan kararları ışığında, durumdan vazife çıkaran kamu görevlilerinin devlette kadro tasfiye gittiğini dile getiren Karayel şunları söyledi: "Devletin birimlerinde çalışan insanların fişlenmesi suretiyle bunların devletten temizlenmesi ile ilgili teftiş kurulu raporları var. Bunlarla ilgili yapılan idari işlemler var. Valiler, vali muavinleri, kaymakamlar ve emniyet görevlilerinin yaptığı fişlemeler var. Milli Güvenlik Kurulu'nda genel olarak kararlar alınmış ve alta doğru inildikçe herkes durumdan vazife çıkarmış. Keyf olarak alt birimler bu uygulamaları yaygınlaştırmışlar ve yaşanan mağduriyetler toplumsal bir travmaya dönüşmüş." AİLE YAPILARINA KADAR Karayel, Türkiye'deki tüm kaymakamların, Özal döneminde alınanlardan başlanarak, aile yapılarına varıncaya kadar araştırıldığını kaydetti. Bunun sonucunda birçok kaymakamın soruşturma geçirdiğini, özlük hakları bakımından muadil gibi görünen hukuk müdürlüklerine tayin edildiğini veya kaymakamlık görevinden uzaklaştırıldığını vurguladı. Sürgüne gönderilen kaymakamlar bulunduğunun altını çizdi. Bir daha böyle olayların yaşanmaması için raporda bu tespitlere de yer verdiklerini ifade etti. 99 kurumdan 80’i belge verdi Karayel, 99 kuruma yazı yazarak belge istediklerini ancak sadece 80 yazıya cevap aldıklarını söyledi. Kendisini en çok şaşırtan hususun devletin yaptığı her şeyin kaydını tutması olduğunu vurgulayan Karayel, "Devlet ne yapmışsa kaydını tutmuş amaMeclis’e bu kayıtları göndermekte ketum davranan kurumlar var.MİT, Genelkurmay ve bazı diğer kurumlar kendilerine göre gizliliği olan belgeleri paylaşmadı. Her şahsın hesap verilebilirliği olmalıdır. Kimse kanundan ve anayasadan kaynaklanmayan hakkı kullanmamalı" şeklinde konuştu. Faturası 581 milyar Karayel her darbenin ülkeye ekonomik olarak ağır faturalar ödettiğini belirterek, "Tansu Çiller'in söylediğine göre sadece 28 Şubat döneminde, 2001 krizinde ülkenin kaybettiği para 251 milyar lira. Sayın Ali Babacan da darbelerin ülkeye toplam maliyetinin 381 milyar dolar olduğunu söyledi. Bugün Türkiye'nin bütçesi bu kadar değil. Bunlar ülkenin milletin cebinden çıktı. Hortumculara, vurgunculara, soygunculara, çok az sayıdaki kendini ayrıcalıklı gören, millete rağmen Türkiye'yi idare etmek isteyenlerin cebine gitti" ifadelerini kullandı. Sincan’da 4 Şubat 1997’de tanklar yürüdü. Genelkurmay, rutin bir tatbikat yaptıklarını açıkladı. Gerçeği dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir, deşifre etti: “Balans ayarı.” BUGÜN GAZETESİ
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|