01-12-2011, 11:26 | #1 |
Yavuz Bahadıroğlu ''Muhteşem panayır''
“Muhteşem Yüzyıl”ı, yani Kanuni Sultan Süleyman ve dönemini anlatmak iddiasında olan dizinin hemen başında iki temel unsur öne çıkıyor: 1. Şiddet (baş kesme sahnesi)... 2. Cinsellik... Bunlar dizinin hangi eksen üstünde gelişeceğini gösteriyor. Belli ki dizi şiddet ve cinsellik ekseninde gelişecek. Çünkü bunlar en çok merak uyandıran ve seyirci toplayan unsurlardır. Peki, ama Kanuni dönemi böyle bir dönem midir? Bunu umursadıklarını sanmıyorum: Maksat ilginçlik olsun, küp dolsun! İlginçlik uğruna tarih tahrif edilecek, Osmanlı padişahlarının en büyüklerinden biri torunlarının nazarında kirlenecek... Kimin umurunda? Nasılsa Atatürk dışında kalan tarihi önderlere hakaret ve iftira “yasak” değil... Hiçbir müeyyidesi yok... Yani “atış serbest!” İzlediğimiz ilk bölümde resmedilen Kanuni’nin Bizans imparatorlarından, Osmanlı sarayının ise Bizans saraylarından hiçbir farkı yok... İlginç olsun da ne olursa olsun! Ne var ki, hatalar daha ilk bölümde sırıtıyor... 1. Padişahların, sarayda yahut herhangi bir yerde, baş açık dolaştıklarını şimdiye kadar ne duyan, ne gören, ne de yazan olmuştur... Çünkü dinen haram olmamasına rağmen, Osmanlı toplumunda erkeklerin ve kadınların baş açık gezmesi “fitne” olarak değerlendiriliyor ve “münafıklık âlâmeti” sayılıyor (Bazı bölgelerimizde, özellikle Doğu ve Güneydoğu’da hâlâ böyle görülür). Bu yüzden padişahlar, özel dairelerinde, hatta yatak odalarında bile başlarını açmaz, en azından bir takke ile kapatırlar. Bu o kadar önemlidir ki, bir uyuz eşeğe bindirilip ölüme götürülen Sultan Genç Osman’ın kavuğu o kargaşada başından fırlayınca, eşeğin yularını tutan yeniçeri irkilmiş, hemen başındakini çıkarıp, “Pakçadır (temizcedir) Hünkârım, buyurunuz” diyerek Padişah’a uzatmıştır. Bu yüzden, Padişah’ın âdeta “yalınayak başıkabak” dolaşmasını tarihten nasiplenmiş hiç kimse “ayrıntı” olarak göremez. 2. Osmanlı sarayında ne erkek hanedan mensupları ne de kadınlar taç takar... Taç, Avrupa saraylarının iktidar alâmetidir. Osmanlı padişahlarının iktidar alâmeti ise kılıçtır. Tahta çıkan şehzade genellikle Eyüp Sultan Camii’nde merasimle kılıç kuşanır ve “Padişah” olur. Topkapı Sarayı Müzesi’nde sergilenen Osmanlı mirası arasında taca rastlanmaması işte bu yüzdendir. 3. Cariyeler saraya, eski dinleri ve yaşantılarıyla ilgili hiçbir alâmet sokamazlar... Dizide Hürrem Sultan yatağının altına haç saklıyor. Bu mümkün değil. Çünkü esir alınarak ya da satın alınarak hareme getirilen cariyelerin önce geçmişleriyle maddi-manevi bağları kesilir... Bunun ilk işlemi gözetim altında hamama sokulup banyo yaptırmak, ikinci işlemi ise üzerindeki eşyaları ve elbiseleri, geriye hiçbir hatıra kalmayacak şekilde yakmaktır. Ondan sonra yeni bir dünyaya adım atar gibi, hareme adım atmalarına izin verilir. 4. Hareme alınan cariyenin ilk iş olarak adı değiştirilir... Hareme alınan cariyeye hemen yeni bir isim verilir. Bu sıradan bir isimdir. Eski dünyasından kopuşun da bir simgesidir. Bu açıdan önemlidir. Eğer cariye eğitim sürecinde zekâsını ispatlamış, bunun yanı sıra, bir padişaha eş olabilecek fazilete, bilgiye, görgüye, beceriye sahip bulunduğu yolunda bir izlenim doğmuşsa, özel eğitim birimine nakledilir. Daha disiplinli ve derin bilgilerle donatılır. Bunları da başarır, Osmanlı inanç, ibadet, ahlâk, gelenek ve göreneklerine hiçbir tereddüt uyandırmayacak şekilde adapte olabilirse, padişah eşine ve annesine lâyık yeni bir isimle mükâfatlandırılır ve ondan sonra padişaha sunulur. Bu ismi padişahlar değil Valide Sultanlar verir. Çünkü Harem’in hâkimi Valide Sultandır ve padişah ondan müsaade almadan hareme uğrayamaz. Haremdeki cariyeler hiçbir şekilde eski isimleriyle çağrılmazlar. Çoğunun eski ismi bilinmez bile. Hâlbuki dizideki Hürrem Sultan, sürekli “Aleksandra” olarak çağrılıyor. Harem eğitiminin her kademesi sıkı sınavlarla doludur. Bu sınavlardan geçemeyenler saray hizmetlisi olarak ayrılır. Geçenlerin arasından en uygunları seçilip padişaha sunulur. Devamı öbür güne bırakalım...
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
01-12-2011, 12:08 | #2 |
Yavuz Bahadıroğlu tarih alanında gerçekten çok iyi bir yazarımızdır. O açıdan söylediklerini kulak ardı etmemek gerekir.
Bu anlatılanlara bakınca, dizinin ne kadar iğrenç unsurlarla çarpıtıldığını tekrar tekrar müşahade edebilmek mümkündür. Hiç olmazsa başlarındaki kavuk mevzu! Sanırım muhteşem yüzyıl dizisinin senaristi oluyor Meral Okay hanım şöyle birşeyler söylüyordu; Efendim o kavuklar kameranın kadranına sığmadığı için kullanılmamış pek. Yanlış hatırlamıyorsam bu ya da buna benzer bir cümle. Halbuki yukarıdaki yazıda ne kadar da farklı! Allah ıslah etsin yahu. Yayından kaldırılmasını dört gözle bekliyorum bu iğrençliğin! Konu Feride tarafından (01-12-2011 Saat 13:07 ) değiştirilmiştir.. |
|
01-12-2011, 13:07 | #3 |
Yavuz bahadıroğlu mustafa armağan kadir misiroğlu gibi tarihçilerden destek alınarak bir osmanlı dizisi çekilemezmi...
Yada şu an için kanuniyi anlatan bir dizi neden çekilmez ... Bu kadar muhafazakar kanal var neden bir senarıstde bu ise girişmez... My name iş earl in türkçe versiyonunu çekeceğinize bir osmanlı dizisi ceksenize... Eğer biz gercekleri anlatan diziler projeler yapmazsak adam çıkar yalanı gerçek diye ortaya koyar ve inandırır... Okumayan araştırmayan en büyük hobisi kumanda tuşlarına basmak olan adam o yalana inanır... Sizde böyle yazdığınızla kalırsınız... Devamı yarın kaç kişi okuyacak acaba yazınızı mesela o diziyi izleyenlerin 10 da 1 i okuyacakmı... |
|
01-12-2011, 13:52 | #4 |
Ntv de geçen akşam Yavuz beyin kendisi vardı tv karşısında nedense çok daha dikkatli ve yüzeysel konuşuluyor yazılanları okuduğumuzda keşke orda da bu kadar güçlü konuşabilse diyorsunuz ama olmuyor işte her doğru heryerde olduğu gibi söylenmiyor faydasından çok zararı dokunacaksa çok daha yumuşak şekilde izah etmek gerekiyor herhalde.
Kavukların olmamasını filim çekiminde kapsadığı görüntü itibari ile haklı olarak kullanmıyorlar bunu açıkladılar o gün Yavuz beyde katılmıştı bu görüşe hatta haremin o şekilde o sarayda olmayışını da izah etmişlerdi filimle alakalı şahıslar, bir çok gerçek hali ile gerçeğinden uzak olduğunuda söylüyorlardı kurgu ve ilham kaynaklı olduğunu ısrarla söylüyorlar en azından bazı sahte tarihciler gibi onlar şunlar bunlar olmuştur diye adilik peşinde değiller. Her şey tarihinden bir haber olan bizlerin bu sahneler karşısındaki tavrı ile alakalı kimisine göre sadece bir film kimisine göre yansıtılan gibi olsa ne olmasa ne banane ruhunda. Sonuçta ecdata olan saygının gereği onları cirkefliklerine alet etmek isteyenlere karşı haklı bir direncimiz var. |
|
01-12-2011, 14:12 | #5 | |
Alıntı:
O zaman bu demektir ki, kendi yazdığı tarihi gerçeklikle çelişiyordur, en azından bu noktada! Bana göre bu makul bir gerekçe değil.. Konu Feride tarafından (01-12-2011 Saat 14:22 ) değiştirilmiştir.. |
||
01-12-2011, 14:27 | #6 |
Kavukların sahneyi zorladığına ikna edilmesi hakkında Yavuz beyin tarihi gerçekleri yok saydığı anlamı cıkmaz ki , takıldığınzı yeri anlayamadım ben.
|
|
01-12-2011, 14:47 | #7 | |
Alıntı:
Yoksa, tarihi gerçekleri yok sayması gibi bir durumun olduğunu asla söylemedim! Zira çok değerli bir insandır kendileri.. |
||
01-12-2011, 14:52 | #8 |
ikna edilmiş olabilmesine şaşırdığımı belirtmeye çalışıyorum.
Efendim. Kendisi neden Kanuni kavuksuz gösteriliyor bu tarihi carpıtmadır dediğinde film sorumluları hocam dedi evet dediniz gibi lakin cekimlerde kavukların olması görüntü almamızı engelliyor o yüzden kavukları bazı noktalarda kullanmadık dedi. Bu beyan sonrası da niyetiniz bu ise bu konuda farklı düşünmenin doğru olmadığını anladım demesi ile sonuçlandı yoksa filmi destekliyor bu şekilde yayınlanmasında sakınca yok dediği anlamı cıkmıyor. izah etme sorunum var bu ara o yüzden uzadı. |
|
01-12-2011, 14:56 | #9 | |
Alıntı:
Ama gene aynı şeyleri söyleyeceğim. O yüzden tekrar etmeyeyim. Hoş bana kalsa bu tarz diziymiş filmmiş bunların devreye girmiş olmasını bile ben açıkçası tasvip etmiyorum orası ayrı da: ) Zira kitaplardan belgelerden araştırılıp öğrenilmesi taraftarıyım. Doğal olarak film dizi vs. olunca bir yerlerinden kırpıştıracaklar. Bu malesef olacak şeyler. Yani aslında sizinle tartıştığım mevzu suyunun suyu olayı benim açımdan tabi: ) |
||
01-12-2011, 16:44 | #10 |
Kavuğun kamera kadracına girmesine gerek yok ki başın da olduğu anlaşılsın oda yeter seyirciye
Şahsen kadraca girmiyorsa bunu kimsen'in hatalı çekim olarak karşılayacağını sanmıyorum.. Ayrıca tabiki 24 saat kavukla dolaşmıyordu Padişahlar ama illaki başları açık değildi kavuk olmadığı zaman takkeleri vardı baş açık dolaşmaları na mümkün |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|