![]() |
#1 |
![]() Soru 1: Oruç tutan hanım bazen pişirdiği yemeğin dil ucuyla tadına tuzuna bakıyor, sonra da dilinin uçundakini tükürüyor, dişlerini fırçalıyor. Bunlar orucu bozar mı?.
Cevap: Bu gibi durumlarda dikkat edilecek temel ölçü şudur: Gerek dil ucuyla yemeğin tadına, tuzuna bakmada, gerekse diş fırçalama sırasında boğazdan aşağıya bir şeyler kaçıyor mu? Mühim olan budur. Bu ölçü ile baktığımızda şöyle diyebiliriz: Oruçlu hanım, pişirdiği yemeğin tadına, tuzuna dil ucuyla bakar da, sonra dili uçundakini boğazından aşağı kaçırmaksızın dışarıya atarsa, yeme de yok, içme de.. Öyle ise bununla oruç bozulmaz. Diş fırçalama da böyledir. Boğazından aşağıya macun parçası veya su kaçırmazsa orucu bozulmaz, kaçırırsa bozulur. Çünkü boğazdan aşağıya bir şeylerin kaçması halinde yeme ya da içme gerçekleşmiş olur, oruç bozulur, hata ile bozulduğundan dolayı sadece kaza lazım gelir. Kefaret gerekmez. Demek ki, oruçlu kimseler, orucu bozma tehlikesi taşıyan şeylerden uzak kalsalar, daha isabetlisini yapmış olurlar. Yemeğin tadında tuzunda bir eksiklik olursa, yemeği yiyenler bunu tabii bulmalı, oruçlu hanımı, dil ucuyla da olsa pişirdiği yemeğin tadına, tuzuna bakmaya mecbur bırakmamalılar. Soru 2: Oruçlu kimsenin esans, kolonya, gül gibi şeyler koklaması orucu bozar mı?. Cevap: Kokular orucu bozmaz. Ancak oruçlu kimsenin bozar mı bozmaz mı diye şüphe ettiği şeylerden uzak durması, vesveseden kurtaran yerinde bir tedbir olur. Soru 3: Abdest alırken, gusül yaparken dikkat ettiği halde boğazından aşağıya su kaçtığını hissederek hata ile orucunu bozduğunu anlayan kimse, bu orucuna yine devam edecek, bayramdan sonra hata ile bozmuş olduğu bu orucunu yeniden tutacaktır. Bunu biliyoruz. Ancak, hata ile bozduğu bu orucunu, artık orucum bozuldu, tutmaya gerek kalmadı (zannıyla!) o gün yerse bu kimse kefaret mi yüklenmiş olur? Yoksa sadece yediği günün orucunu mu tutması gerekir.? Cevap: Normalde başladığı Ramazan orucunu bilerek bozan kimse, kefareti yüklenmiş olur. Ancak bu kimse orucunu (kasten) yemiyor da, artık tutmak gerekmez (zannıyla!) yemiş bulunuyorsa, bu (zan!) onu kefaretten kurtarır, yediği tek günü sonra kaza etmekle kurtulur, diyenler çoğunluktadır. Bu sebeple, hata ile oruç bozanlar, orucum bozuldu diyerek yememeli, oruca devam etmeliler. Sonra sakatladığı bu orucunu sağlamıyla değiştirmeliler. Nitekim abdest alırken, guslederken dikkatsizlik yüzünden boğazından içeriye su kaçırarak hata ile orucunu bozan kimse, bu orucuna yine devam eder, sonra bunu yeniden tutarak sağlam bir oruçla değiştirmiş olur. Soru 4: Sahura kalkan kimse, yıkanması gerektiğini anlasa, ne yapacak? Yıkanmaya girse sahur vakti geçecek, aç kalacak; yıkanmasa cünüpken yemek yemiş olacak... Cevap: Sahura kalkan kimse yıkanmaya vakit bulamazsa ekmeğe değen elini, ağzını yıkar, normal olarak sahur yemeğini yer, sonra da bulduğu fırsatta guslünü yaparak orucuna devam eder. Cünüplük hali sahur yemeye ve oruca niyet etmeye mani olmaz. Oruçlu iken banyo yapmak, denizde yıkanmak, yahut gusülsüz olarak sabahlamak orucu bozmaz, oruca devama da mani olmaz. Yeter ki yıkanmalarda ağızdan burundan içeriye su kaçıp da orucu bozmasın. AHMET ŞAHİN
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|