02-06-2009, 19:36 | #1 |
Yemekteyiz...
Yemekteyiz...
Hatır için çiğ tavuk yiyen bir milletin evlatları, hiç ev sahibine “yemekleri senin yaptığına inanmıyorum” ya da “bardakların hijyenik değil” yahut “etin sunumunu başarısız buldum” der mi? Ayıp yahu! Biz, beğensek de beğenmesek de efendi efendi yemeğimizi yer, hazırlayana eline sağlık der, teşekkür eder, “elhamdülillah”la sofradan kalkarız. Televizyon tarihimizin balık hafızalı sayfaları arasına yeni bir köksüzlük örneği daha eklendi. Ama itiraf edelim ki, bu kadarını biz bulamazdık, bu kadarına elimiz ermez, bu kadarını yüreğimiz kaldırmazdı. Evimizin içinde şimdilerde elini kolunu sallaya sallaya dolaşan bu ecnebi formatlı program, Amerika, Fransa, Danimarka gibi birçok ülkede reyting rekorları kırınca bizim kanallardan biri, heyecanla bir koşuda gitti, programı aldı getirdi. Programın hedef kitlesi daha ziyade kadınlar. Bu programı izleyenler hem yarışma heyecanını yaşayacak hem farklı yemekler yapmayı öğrenecek hem de misafir ağırlama bilgi görgü ve beceresi edineceklerdi. Kulağa ne hoş geliyor öyle değil mi? İşte sırf kulağa bile hoş gelmesin diye, bana zül gelse de, bilmeyenler için bu programın ne menem bir şey olduğunu özetleyeyim: Daha tadına bakmadan çorbaya berbat diyor Bu bir yemek yapma ve misafir ağırlama yarışması. Her hafta 5 kişi yarışıyor ve sırayla biri ev sahibi olup, diğer 4 kişiyi evinde akşam yemeğinde ağırlıyor. (Ağırlıyor kelimesinin burada ne kadar ağırlaştığını ve yakışıksız olduğunu ilerleyen satırlarda siz de fark edeceksiniz.) Ev sahibi olacak yarışmacı, bütün gün boyunca bir kameramanla birlikte alışveriş yapıyor, insanı bunalıma sokan bir hızlandırılmış çekimle bütün yemekleri 10 dakikada hazır hale getiriyor. Sonra misafirler yani yarışmacılar geliyor ve yemek başlıyor. Sadece ev sahibini, masa düzenini ve yemekleri eleştirmeye ve önüne ne konsa beğenmemeye programlanmış misafirler, daha tadına bakmadan çorbaya berbat, salataya basit, ete fazla alaturka, pilava lapa demek suretiyle yemeklerini yiyorlar. Misafir ev sahibine “yemekleri senin yaptığına inanmıyorum” der mi? Bu, olabildiğince kabalık yapmak ve hiçbir yemeği beğenmeyerek puan, dolayısıyla para kazanmak mantığıyla kurgulanmış programı madem ithal ettiniz, orijinal ve izlenebilir buldunuz, bari formata biraz çekidüzen verin, azıcık millileştirin değil mi? Hatır için çiğ tavuk yiyen bir milletin evlatları, hiç ev sahibine “yemekleri senin yaptığına inanmıyorum” ya da “bardakların hijyenik değil” yahut “etin sunumunu başarısız buldum” der mi? Ayıp yahu! Biz, beğensek de beğenmesek de efendi efendi yemeğimizi yer, hazırlayana eline sağlık der, teşekkür eder, “elhamdülillah”la sofradan kalkarız. Sonra, sanki milletçe gurme olmuşuz kaşla göz arasında. Misafirlerden biri, ev sahibi mutfağa gitmek için daha arkasını döner dönmez, ara soğukların menü için çok uygunsuz olduğunu söylüyor, diğerleri de onaylıyor. Bir diğeri iki sıcak yemek var ama tek çatalla servis yapmışsınız diye eleştirirken, öteki karides güvecin soya sosunun başarısız olduğunu iddia ediyor. Tamam, siz yine yemeği mutlaka sağdan servis edin, en az dört çatalla yiyin, bütün sosları birbirine karıştırmayı görev addedin. Ama kendinize, karşınızdakine ve nimete de biraz saygı gösterin. Bu görgülü(!) yarışmacılardan biri az sonra, beğenmediği lokmayı ağzından çıkartıp “iğrenç” diyor. Julyen usulü doğranmamış zavallı sebzelerle beşamel sosların kavgası sürerken şöyle bir konuşma geçiyor misafir ve ev sahibi arasında: “Bu meyve tabağından kedi kılı çıktı!” “Ama evde kedi besliyoruz, ne yapabilirim?” Seçilen yemekler de bizden değil En az program içeriği ve yarışmacılar kadar, seçilen yemekler de bizden değil. Hiç kimse evine ilk kez çağırdığı insanlara yengeç, midye tava ya da karides ikram etmez değil mi? Sonra bizde yemeğe salatayla başlanmaz. Yemekte gösteriş yapılmaz. Tatsız ve kötü şeyler konuşulmaz. Akşama kadar uğraşıp önüne yemek koymuş birine karşı nezaket gösterilir, teveccüh edilir. Misafire hürmet, ev sahibine dua edilir. Hiç başkası için biçilmiş bir elbise bizim üstümüze olur mu? Olmaz. Olsa da uymaz. Yakışmaz. Bir miktar para ödülüne sahip olmak için, muhataplarının arkasından konuşan, yüzüne karşı kabalık yapan, teşekkür etmeyi bilmeyen, Türk geleneklerinden bihaber olan, dini öğretileri yok sayan bir yeme içme kültürüne “görgü” diyen insanlar bu toplumu temsil edemez. Her hafta değişen 5 kişinin davranış biçimi ve kültürü üzerinden genelleme yapılamaz. Bize bu ve benzeri programlarla dayatılmaya çalışılan egemen ve popüler kültür, yeme-içme davranışı, sofra adabı, misafir olma ve misafir etme ahlakıyla örtüşmez, dahası onun yanından bile geçmez. Görgü dediğimiz, adab-ı muaşeret dairesinde değerlendirdiğimiz şey, toplum, fert, mekânlar, zamanlar, akıl, eğitim ve din gibi mefhumlardan bağımsız değildir. Görgü, medeni ve ahlaki davranış biçimlerinin bütünüdür. Görgü ve nezaket kuralları toplumun dününü ve bugününü dengeler, terbiye, nezaket, incelik gibi kavramları muhafaza eder. Yine aç kaldınız… Çatalı tabağın neresine koyarsanız koyun, biliriz ki yemek sağ elle yenir. Yemeğe besmele ile başlanır, yemek adabınca yenir ve şükürle bitirilir. Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) yemek esnasında ve misafirlikte ne kadar nazik olduğunu, davete icabet ettiğini, yemekler arasında ayrım yapmadığını, izin almaksızın sofradan kalkmadığını bilmeyen ve dikkate almayan bir görgü tanımı bizi karşılamaz. Din ve medeniyetten uzak olarak belirlenmiş görgü kuralları, fert ve toplumun karakter disiplinini ve ahlakını beslemez. Bu durumda biz de size hiç puan vermeyiz. Gördünüz mü, yine aç kaldınız... Semerkand Aile
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
01-28-2010, 02:27 | #2 |
Bir hayli zamandir izlemeyi terk ettigim bir program; ne kültürümüze nede dinimize uymayan, halkimizi yozlastirmak adina katki saglayan seviyesiz program içinde seviyesiz insanlar... Insan'in "sükür nerede kaldi?" diyesi geliyor...
Sahsen bu kadar ugrastan sonra yaptiklarimin elestirilmesinin nimete saygisizligin yani sira nefsime de agir gelir Yahu bu kadar emek vermisim, hiç olmazsa sayginligini yitirmemek üzere sus be adam/kadin! |
|
01-28-2010, 06:26 | #3 |
Popilizm Kültürü işte.. üstüne bir de acı soslu Kapitalizmi ekleyin. İşte böyle ucube bir proğram çıkıyor ortaya..
|
|
01-28-2010, 13:17 | #4 |
Tv de 7 den 70 e herşey örf adet ve geleneklerimize darbe vurmak için hazırlanmış sanki.
|
|
01-28-2010, 13:49 | #5 |
Kültür farklılığı hemen ortaya çıkıyor tabiki.Varmıdır bizim kültürümüzde örf adetimizde beğenmediğiniz bir yemeği küfür edercesine hakaret vari bir şekilde yüzlerine vurmak.Arkalarından dedikodular üretip insanları kin ve nefrete sevketmek.Bu işler bizlere birkaç gömlek büyük insan olmanın vasfı tevazuyla karşılayıp hoş birnida ile ağırlamaktır...
|
|
01-28-2010, 13:57 | #6 |
Günümüz gurmeleri meger ne kadar çagdaslasmis(!); yapilan yemeklerle birlikte yemek yapani da elestiriyorlar. Bu da yarismanin formatindan olsa gerek; psikolog getirmek esitsizlik olur, o yüzden herkes birbirinin kisiligini elestiriyor
|
|
01-28-2010, 18:14 | #7 |
Aslında başlangıçda bir iki hafta kesinlikle beğenmeme 'yok efendim çatal bıçak yanlış konulmuş' gibi tatsız bir o kadarda saçma muhabbet geçmezdi yarışmaya katılanlar arasında..Ama sonraları işler değişti tabi..
Şükür yok, emeğe saygı yok, karşımdakini kırar mıyım söylediklerimle gibi düşünceler yok..Ağzını açan konuştu da konuştu ve buna rağmen ilginçtir hala da izlenen bir program.. Yazıyı paylaşan arkadaşıma teşekkür ediyorum. Güzel özetlenmiş.. Durumumuz vahim.. |
|
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|