04-17-2011, 21:00 | #1 |
Yeni Akit yazarından bomba soru
Yeni Akit Yazarı Ali İhsan Karahsanoğlu, AK Parti'den geride bıraktığı 9 yılın hesabını sordu: "Türkiye özlemlerine kavuştu mu?"
AK Parti lideri Erdoğan'ın 2002'de iktidara gelince açıkladığı Acil Eylem Planı'nda "Açık taahhütlerimizi içeren 1 yıllık bu eylem planımız ve bu plana uyumlu olarak hazırlanacak 5 yıllık hükümet programımızla, Türkiye özlemlerine kavuşacaktır" dediğini hatırlatan Karahasanoğlu, şöyle sordu: "Acil Eylem Planı'nda belirtilen bir yıl da geçti.. “5 yıllık hükümet programımız” ile kastedilen “5 yıl” da geçti.. Hatta fazladan 4 yıl daha geçti.. AcilEylem Planı'nda, “5 yıllık hükümet programımızla Türkiye özlemlerine kavuşacaktır” diye ifade edildiği üzere Türkiye, özlemlerine kavuştu mu?" Akit Yazarı Karahasanoğlu'nun dikkat çeken yazısı şöyle: "16 Kasım 2002'den bu yana daha 1 yıl geçmedi mi? Tarih 16 Kasım 2002. 3 Kasım seçimlerinin sonuçları alınmış, AKParti % 34.5 oyla birinci parti olmuştu. AKParti girdiği ilk seçimde iktidara geldiği gibi, ‘anayasayı tek başına değiştirebilecek 367 milletvekili sayısı'na da sadece iki eksiği kalmıştı. Bu zafer tablosu altında, AKParti Genel Başkanı TayyipErdoğan'ın kendi ağzından, Acil Eylem Planı'nı dinliyoruz: “Bu bağlamda açık taahhütlerimizi içeren 1 yıllık bu eylem planımız ve bu plana uyumlu olarak hazırlanacak 5 yıllık hükümet programımızla, Türkiye özlemlerine kavuşacaktır.” Aslında “AcilEylem Planı”nda, ilk üç ay içinde yapılacaklar, ilk altı ay içinde yapılacaklar ve ilk bir yıl içinde yapılacaklar vardı.. Aynen dün 2023'ü hedef alan planda yapılan ayrıntılı program gibi.. Acil Eylem Planı'nda belirtilen bir yıl da geçti.. “5 yıllık hükümet programımız” ile kastedilen “5 yıl” da geçti.. Hatta fazladan 4 yıl daha geçti.. AcilEylem Planı'nda, “5 yıllık hükümet programımızla Türkiye özlemlerine kavuşacaktır” diye ifade edildiği üzere Türkiye, özlemlerine kavuştu mu? Hayır. Başbakan'ın “Türkiye özlemlerine kavuşacak” sözünün soyut bir vaad olduğunu, bu vaadin içinde İHL'lerin orta kısımlarının açılması ve Kur'an kurslarına gitme yasağı ile ilgili sınırlamaların yer almadığını ileri sürenler olabilir. O zaman, AcilEylem Planı'nın ayrıntılarına gidelim. Yine AKParti Genel Başkanı'nın dilinden aktaralım.. Bakalım AcilEylem Planın'nda, ayrıntılarda ne denilmiş: “Bir yıllık takvim içinde ise, (...) Sağlıklı bir toplum kurmanın en etkin yolunun eğitimden geçtiğinin bilincinde olarak bir yıl içinde; İlk ve orta öğretimde rehberlik etkin hale getirilerek mesleki ve teknik eğitime ağırlık verilecek, Eğitimin önündeki her türlü engeller kaldırılacak, (...)” Demek ki vaadlerden biri de ne imiş? “İlk ve ortaöğretimde mesleki eğitime ağırlık verilmesi” imiş.. Bu ne demek? Mesleki eğitimin, ilköğretimde başlaması demek. Aksi takdirde, “Ortaöğretimde mesleki eğitime ağırlık verilecek” denilirdi, değil mi? İlköğretimde, eskiden olduğu gibi ilk 5 yıl standart bir eğitim verilir. Ama ilk 5 yılın sonundan itibaren, mesleki eğitime yönelme başlatılabilir. Vaadden de bizim anladığımız bu. Kaldı ki, vaadin son kısmında belirtildiği üzere, “Eğitimin önündeki her türlü engeller kaldırılacak” sözünün de anlamı, bu olmalı.. Eğitim görmek isteyen herkese, istediği eğitimin önü açılmalı.. AKParti Genel Başkanı tarafından açıklanan AcilEylem Planı'nda verilen sözün de anlamı işte bu.. Peki 9 yıl geçmesine rağmen, bu vaad yerine geldi mi? Hayır.. Bir yandan mesleki eğitime önem verdiğimizi iddia ediyoruz.. Öbür taraftan mesleki eğitimin 14 yaşından sonra başlamasına razı oluyor ve önümüzdeki 12 yıllık planda bile bunun önüne geçmeyi düşünmüyoruz! Nasıl bir iş bu? Sorun, sadece İmam Hatiplerin orta kısmı ile sınırlı da değil. 12 yaşından küçüklerin, yaz aylarında dahi Kur'an kursuna gitmesine engel konulmuş. Hem de MHP'li iktidar döneminde.. (MHP'liler her kusurdan kendilerini arındırırlar ama.. Gerek başörtü yasağının yaygınlaşmasında ve gerekse 12 yaşına kadar olan çocukların Kuran kursuna gitmelerinin engellenmesinde, hatta meslek lisesi mezunlarına katsayı uygulamasında, MHP'lilerin büyük vebali vardır!) Çocuklarımızın özgür şekilde Kur'an kursuna gidebilmelerinin önündeki yasağın da devre dışı kalması ile ilgili bir ipucu henüz yok.. Çocuklarımıza Kur'an öğretmek istiyorsak, bunu kendi evimizde yapmak zorunda kalıyoruz. Yaz ayında, bir Kur'an kursuna göndererek Kur'an öğrenmesini sağlayamıyoruz. Ama Tayyip Erdoğan'ın ağzından, 2002 itibariyle bir yıllık süre içinde, “Eğitimin önündeki her türlü engelin kaldırılacağız” vaadi, orada öylece duruyor.. Hani diyordu ya Sayın Başbakan: “Yasakları siz kaldıracaksınız.” Seçim öncesinde, hatırlatalım dedik.."
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|