Yeni bakanların analizi / Fikri AKYÜZ - Takvim - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

**Necip Fazıl** · 05-03-2009, 05:54

Yeni bakanların analizi

Bülent Arınç: TBMM Başkanlığı görevinden ayrıldığında bazı yazarların yazıp çizdikleri özetle şuydu: "Başbakan Erdoğan, Arınç'ın üslubundan rahatsız.. Arınç'ı devre dışı bırakarak partide ve hükümette tek adam olarak kalmak istiyor.. Partinin kapatılması davasında en önemli argümanları Arınç vermişti.." Demek ki neymiş? Bütün bu "öngörüler" boşmuş.. Fazilet Partisi'nde Recai Kutan'a karşı kendisi aday olmayıp bu adaylık konumunu Abdullah Gül'e gönül rızasıyla devreden; cumhurbaşkanlığı seçiminde "Ya Erdoğan ya ben.." demeyip "Ya Erdoğan ya Gül.." diyen; potansiyel gücü olmasına rağmen TBMM Başkanlığına yeniden aday olmayan Arınç'ın Türk siyasetinde görülmeyen bu meziyetini Erdoğan'ın görmemesi mümkün değildi.. İşte bu meziyeti görmek de neticede bir meziyettir.. Ömer Dinçer: 2002 seçimleri öncesinde Başbakanlık Müsteşarlığı görevinden alınıp milletvekili adayı yapıldığında üstelik 8. sıradan aday gösterildiğinde Ömer Dinçer için de aynı cümleler basında yer almıştı.. Denilenler şuydu: "Başbakan, Dolmabahçe görüşmesinde Dinçer'i dışlama konusunda askerle anlaştı.." Bunun da doğru olmadığını birileri sanıyorum anlamıştır.. İşte Ömer Dinçer bu zaman zarfında "Acaba Başbakan beni harcıyor mu?" düşüncesine kapılarak nefsani duygularına yenik düşmedi ve bugün bakan oldu.. Dinçer'in "bakan" olduğunu bilen var da acaba Dinçer'in bu olgun tavrını "gören" var mı? Üzerinde durulması gereken mesele tam da budur.. Ali Babacan: Genç yaşta bakan olmasına rağmen görev yaptığı yedi yıl boyunca tek bir ciddi gaf yapmama basiretini gösteren Babacan'ın ekonominin başına getirilmesi basit bir olay değildir. Hem kendisi hem de eşi Zeynep Babacan'ın şımarık tavırlar sergilememesi Babacan'ın siyasette hep yükselmesinin herhalde önemli bir sebebidir.. Mehmet Ali Şahin: Şüphesiz ki partilerde grup başkanvekilliği bakanlık kadar önemli bir görevdir. Görevden ayrılmasında Antalya'daki seçim sonucunun etkili olduğunu düşünmüyorum.. Grup başkanvekili Sadullah Ergin'in bakan olmasıyla bu önemli boşluğu dolduracak biri lazımdı.. İşte o "biri" Mehmet Ali Şahin gibi, Başbakan'ın çok güvendiği bir isim olmalıydı.. Hüseyin Çelik: Muazzam bir entelektüel donanıma sahip ve hakiki anlamda demokrat olan Çelik'in de grup başkanvekilliği gibi önemli bir koltuğa oturacağını tahmin ediyorum. Bir ders kitabının falanca sayfasının filanca satırındaki bir sözcüğün kapatma davasına konu olduğu bir memlekette yedi yıl bu koltukta oturabilmek bile büyük bir başarıdır. Van'da seçim kaybedilmesinin önemli bir sebep olduğunu düşünmüyorum.. Kaybetmek bakanlıktan alınma sebebi olsaydı, son iki seçimde rekor kıran Kahramanmaraş ödüllendirilir ve Mehmet Sağlam bakan olurdu.. (Mehmet Sağlam'ın birkaç ay sonra yapılacak olan TBMM başkanlığı için en güçlü aday olduğunu, Köksal Toptan gibi önemli bir ismin harcanmayıp önemli bir bakanlığa getirileceğini tahmin ediyorum. Kemal Unakıtan: Maliye Bakanlığında çok başarılı idi.. Ancak eşi ve çocuklarının tavırları falso üstüne falso doluydu.. Olgunluk molgunluk yoktu.. Zeynep Babacan da bakan eşiydi, üstelik 27-28 yaşında bakan eşi olmuştu ama örneğin onda böyle bir zarafet eksikliği görülmüyordu.. Mehmet Şimşek: Şimşek'in ekonomi bilgisi herhalde tartışılmaz.. Uluslar arası finansman modelini iyi bildiği muhakkak.. Ancak Maliye Bakanı olması beni şaşırtan bir durum oldu.. Zira ekonomiden sorumlu devlet bakanının finans uzmanı olması gerekiyor ama maliye bakanının "piyasadan" gelmesi gerekiyor.. Şimşek'in finans ve makro ekonomi uzmanı olması, onun aynı zamanda piyasanın "reel şartlarını" da iyi bildiği anlamına gelmiyor.. O nedenle Unakıtan'ın mutlak desteği olacağını, olması gerektiğini düşünüyorum..

05-03-2009, 05:54	#1
Kullanıcı Adı Necip Fazıl	Yeni bakanların analizi / Fikri AKYÜZ - Takvim Yeni bakanların analizi Bülent Arınç: TBMM Başkanlığı görevinden ayrıldığında bazı yazarların yazıp çizdikleri özetle şuydu: "Başbakan Erdoğan, Arınç'ın üslubundan rahatsız.. Arınç'ı devre dışı bırakarak partide ve hükümette tek adam olarak kalmak istiyor.. Partinin kapatılması davasında en önemli argümanları Arınç vermişti.." Demek ki neymiş? Bütün bu "öngörüler" boşmuş.. Fazilet Partisi'nde Recai Kutan'a karşı kendisi aday olmayıp bu adaylık konumunu Abdullah Gül'e gönül rızasıyla devreden; cumhurbaşkanlığı seçiminde "Ya Erdoğan ya ben.." demeyip "Ya Erdoğan ya Gül.." diyen; potansiyel gücü olmasına rağmen TBMM Başkanlığına yeniden aday olmayan Arınç'ın Türk siyasetinde görülmeyen bu meziyetini Erdoğan'ın görmemesi mümkün değildi.. İşte bu meziyeti görmek de neticede bir meziyettir.. Ömer Dinçer: 2002 seçimleri öncesinde Başbakanlık Müsteşarlığı görevinden alınıp milletvekili adayı yapıldığında üstelik 8. sıradan aday gösterildiğinde Ömer Dinçer için de aynı cümleler basında yer almıştı.. Denilenler şuydu: "Başbakan, Dolmabahçe görüşmesinde Dinçer'i dışlama konusunda askerle anlaştı.." Bunun da doğru olmadığını birileri sanıyorum anlamıştır.. İşte Ömer Dinçer bu zaman zarfında "Acaba Başbakan beni harcıyor mu?" düşüncesine kapılarak nefsani duygularına yenik düşmedi ve bugün bakan oldu.. Dinçer'in "bakan" olduğunu bilen var da acaba Dinçer'in bu olgun tavrını "gören" var mı? Üzerinde durulması gereken mesele tam da budur.. Ali Babacan: Genç yaşta bakan olmasına rağmen görev yaptığı yedi yıl boyunca tek bir ciddi gaf yapmama basiretini gösteren Babacan'ın ekonominin başına getirilmesi basit bir olay değildir. Hem kendisi hem de eşi Zeynep Babacan'ın şımarık tavırlar sergilememesi Babacan'ın siyasette hep yükselmesinin herhalde önemli bir sebebidir.. Mehmet Ali Şahin: Şüphesiz ki partilerde grup başkanvekilliği bakanlık kadar önemli bir görevdir. Görevden ayrılmasında Antalya'daki seçim sonucunun etkili olduğunu düşünmüyorum.. Grup başkanvekili Sadullah Ergin'in bakan olmasıyla bu önemli boşluğu dolduracak biri lazımdı.. İşte o "biri" Mehmet Ali Şahin gibi, Başbakan'ın çok güvendiği bir isim olmalıydı.. Hüseyin Çelik: Muazzam bir entelektüel donanıma sahip ve hakiki anlamda demokrat olan Çelik'in de grup başkanvekilliği gibi önemli bir koltuğa oturacağını tahmin ediyorum. Bir ders kitabının falanca sayfasının filanca satırındaki bir sözcüğün kapatma davasına konu olduğu bir memlekette yedi yıl bu koltukta oturabilmek bile büyük bir başarıdır. Van'da seçim kaybedilmesinin önemli bir sebep olduğunu düşünmüyorum.. Kaybetmek bakanlıktan alınma sebebi olsaydı, son iki seçimde rekor kıran Kahramanmaraş ödüllendirilir ve Mehmet Sağlam bakan olurdu.. (Mehmet Sağlam'ın birkaç ay sonra yapılacak olan TBMM başkanlığı için en güçlü aday olduğunu, Köksal Toptan gibi önemli bir ismin harcanmayıp önemli bir bakanlığa getirileceğini tahmin ediyorum. Kemal Unakıtan: Maliye Bakanlığında çok başarılı idi.. Ancak eşi ve çocuklarının tavırları falso üstüne falso doluydu.. Olgunluk molgunluk yoktu.. Zeynep Babacan da bakan eşiydi, üstelik 27-28 yaşında bakan eşi olmuştu ama örneğin onda böyle bir zarafet eksikliği görülmüyordu.. Mehmet Şimşek: Şimşek'in ekonomi bilgisi herhalde tartışılmaz.. Uluslar arası finansman modelini iyi bildiği muhakkak.. Ancak Maliye Bakanı olması beni şaşırtan bir durum oldu.. Zira ekonomiden sorumlu devlet bakanının finans uzmanı olması gerekiyor ama maliye bakanının "piyasadan" gelmesi gerekiyor.. Şimşek'in finans ve makro ekonomi uzmanı olması, onun aynı zamanda piyasanın "reel şartlarını" da iyi bildiği anlamına gelmiyor.. O nedenle Unakıtan'ın mutlak desteği olacağını, olması gerektiğini düşünüyorum..

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)