Yerel seçimler üzerine... ( ABDURRAHMAN DİLİPAK ) - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

01-22-2008, 23:14

Yerel seçimlere bir yıl gibi bir zaman kaldı.
Kimine göre Erdoğan seçimleri öne alacak ve baskın bir seçime gidecek. Bana göre de bu mümkün. Bu iş biraz da Anayasa referandumu, bölgedeki gelişmeler ve uluslararası konjonktüre bağlı biraz da..
Onun için şimdiden adaylar üzerinde tartışmalar yoğunlaştı..
AK Parti de CHP de İstanbul için asılacaklar..
AK Parti çevresindeki isimlere soruyorum, “yeni bir isimle yola devam kararı alabilir” deniyor.. İlçelerde de yarıya yakını değişecek gibi bir söylenti var.. Bu dönem AK Parti'de adaylık, kıran kırana bir mücadele ile geçecek gibi. Milletvekili yakınları, Genel Merkeze Yakın olanlar, Belediye Bürokratları, Parti örgütü, Akademisyenler, Partiye maddi açıdan destek olanlar, herkes sıra bekliyor.. Hepsi de mevcut başkanları gözüne kestirmiş olmalı ki, gözünü diğer başkanlara dikmiş durumda. Niyeti Büyükşehir olan başkanlardan bazıları da yerini başkasına değil, kendi yakını olan birine bırakmanın hesabı içinde. Hani “ya olmazsa” geriye döneceği bir yer olsun diye!
Anakentte mevcut başkan “göreve devam edebilirim” diyor. Bu göreve talip başka isimler de var. İsimler şimdiden telaffuz edilmeye başlandı bile.. CHP'de ise kafalar karışık. Kimine göre Karayalçın, kimine göre İlhan Kesici aday olacak.
CHP'de suların durulması için önce şu genel başkanlık yarışının sonuçlanması gerek..
İlhan Kesici ismi, AK Parti tabanından oy çalmak için iyi bir isim diye düşünülebilir. Ama benim tanıdığım CHP'lilerden önemli bir kısmı İlhan Kesici gibi sağa lider olması düşünülen bir adaya oy vermez. öte yandan Sağın CHP'ye tepkisi, Kesici'ye sevgisinden büyüktür.. O zaman Kesici milletvekilliğini bırakıp İstanbul'dan aday olursa kendisini bitirir..
Karayalçın için “Aday olacaksa Ankara'dan olsun..” diyenlerin sayısı az değil.. İstanbul seçmeni Karayalçın'ı fazla tanımaz..
Bana kalırsa AK Parti seçim stratejisini büyük şehiri almak değil, bu gün CHP'lilerin elindeki ilçe belediyelerini kazanmak üzere kuracaktır.. Bunu da karizmasına güvendiği isimlerle değil, projesi, programı ile başarmaya çalışacaktır..
Partiyi yakından tanıyan işin içindeki birine göre: “Erdoğan sorunlarını Ankara'ya taşıyan değil, kendi dilinden ve işmardan anlayan, reflekslerini bilen, gözünü arkada bırakmayacak, vizyon sahibi, dış açılım sağlayacak, projesi ve iddiası olan, kendi kapris ve komplekslerine yenik düşmeyen, yakın çevresi itibarı ile sorunsuz, karar ve tepkilerinde ölçülü, hukuki ve siyasi açıdan sorun çıkartmayacak, temsil kabiliyeti olan, saygın, uluslararası tecrübesi olan, özel sektörü anlayacak. Yüzü yıpranmamış, basınla, STK'lar ile, muhalefet çevreleri ile, yeniliklere açık, iyi iletişim kurabilen, şaibesiz, bu anlamda öteden beri bu konularda yakın mesai içinde olduğu eski dostlarından birini seçecek.. ‘Abi’ değil, ‘arkadaş’la yola devam edecek”Bu tanımdan nasıl bir fotograf çıkar? Bulmaca gibi bir profil..
Erdoğan'ın kendini empoze etmek için öne çıkan, baskı kurmaya çalışanlardan öteden beri rahatsız olduğu biliniyor.. Bu anlamda geçmişten gelen ciddi bir tecrübeye de sahip.. Yani siyasette adaylık ve örgütçülüğün, bu tür lobiciliğin ne anlama geldiğini bilir..
İstanbul, Erdoğan'ın ilk gözağrısı. Türkiye'nin vitrini. Onun için İstanbul'la özel olarak ve yakından ilgili..
İstanbul'da bu kadar çok adayın adının daha ilk günden ortalıkta dolaşmaya başlaması, bir bakıma Erdoğan'ın elini güçlendirip, işini kolaylaştırıyor.. Bu isimler birbirini notralize ederek ortamı stabil hale getiriyor.. Erken açan çiçekler ya da erken öten horozlar gibi birileri daha yolu yarılamadan diskalifiye olmalarının yollarını kendi elleri ile açıyorlar.. Sabırsızlıkları, siyasi bir acemilik ve ihtiras olarak şimdiden kendi hanelerine eksi olarak yazılıyor..
Sanırım en önemli sıkıntı Ankara ile ilgili yaşanacak.. Melih Gökçek faktörü önemli.. İstanbul gibi, Ankara'da da aday olmak isteyenler öne çıkıp, el altından çevreye haber salmıyor. Sanırım hem Erdoğan'dan, hem de Gökçek'ten çekiniyorlar.. önce Gökçek'in durumunun belli olması gerek.. İstanbul'da adaylar bu açıdan kendilerini daha rahat hissediyorlar.. Karşılarında Gökçek yok. Mevcut başkan, kamuoyu, Genel Merkez, il örgütü açısından vazgeçilemeyecek bir isim gibi gözükmüyor. Bu da adayları rahatlatıyor. İstanbul'da asıl hesap, CHP ilçe belediyelerinin alınması.. Ankara'da ise mevcudun muhafazası esas..
Erdoğan, sol kesimden oy almak için sola yakın bir ismi aday göstermeyecek. Böyle bir şey kendi tabanındaki geniş bir kesimi rahatsız edebilir.. O zaman Büyükşehir'de ideolojik kimliği öne çıkmayan kendine yakın bir ismi öne çıkartacak, Kadıköy, Beşiktaş gibi ilçelerde ise daha popüler ve liberal isimleri vitrine çıkartacak..
İşte hedefteki 4 ilçe : Avcılar, Bakırköy, Beşiktaş ve Kadıköy.. Şişli'de Sarıgül kalacaksa sorun değil, ama CHP'nin orada kazanmaması gerek.. Zaten Sarıgül ya da onun desteklediği bir aday çıkarsa, CHP'nin burada seçimi kazanması mümkün değil.. Her ne kadar bu, çok sağlıklı bir iş olmasa da, siyasi oportünizme yeni bir katkı olmak üzere belki de AK Parti'nin İlhan Kesici'si gibi, sola liderlik yarışındaki Sarıgül'ü Şişli belediye başkanı olarak tutmak da mümkün olabilir..
Bu seçimlerde en dramatik sonuçlardan biri de DTP'de yaşanacak..
Bana göre CHP ve MHP oy kaybedecek.. Eğer zamanı iyi ayarlayabilirse AK Parti, oyunu ve sandalye sayısını artırabilir..
Hani bir ileri zekalı çıkıp, burada bir kaç Cumhuriyet mitingi patlatsa, derinlerle dirsek teması içindeki birkaç anayasal kuruluşun bir kaç bildiri yayınlaması ile AK Parti tavan yapabilir..
Hani “Cumhuriyet mitinglerini” şapkalı yapacağız diye bir tutturabilirlerse, zamanlaması da iyi ayarlanabilirse, AK Parti'liler bayrak ve şapka satışından seçim kampanyasının masrafını da çıkartabilirler..
Seçim sonrası AK Parti, seçim sonuçlarına bildirileri ile dolaylı katkılarından dolayı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Danıştay Başkanı'na, erken de olsa bu günkü bildirileri dolayısı ile üstün hizmet ve şükran plaketi verse yeridir.. Selam ve dua ile..

Abdurrahman DİLİPAK / VAKİT 22/01/2008

01-22-2008, 23:14	#1
Kullanıcı Adı CeVHeR	Yerel seçimler üzerine... ( ABDURRAHMAN DİLİPAK ) Yerel seçimlere bir yıl gibi bir zaman kaldı. Kimine göre Erdoğan seçimleri öne alacak ve baskın bir seçime gidecek. Bana göre de bu mümkün. Bu iş biraz da Anayasa referandumu, bölgedeki gelişmeler ve uluslararası konjonktüre bağlı biraz da.. Onun için şimdiden adaylar üzerinde tartışmalar yoğunlaştı.. AK Parti de CHP de İstanbul için asılacaklar.. AK Parti çevresindeki isimlere soruyorum, “yeni bir isimle yola devam kararı alabilir” deniyor.. İlçelerde de yarıya yakını değişecek gibi bir söylenti var.. Bu dönem AK Parti'de adaylık, kıran kırana bir mücadele ile geçecek gibi. Milletvekili yakınları, Genel Merkeze Yakın olanlar, Belediye Bürokratları, Parti örgütü, Akademisyenler, Partiye maddi açıdan destek olanlar, herkes sıra bekliyor.. Hepsi de mevcut başkanları gözüne kestirmiş olmalı ki, gözünü diğer başkanlara dikmiş durumda. Niyeti Büyükşehir olan başkanlardan bazıları da yerini başkasına değil, kendi yakını olan birine bırakmanın hesabı içinde. Hani “ya olmazsa” geriye döneceği bir yer olsun diye! Anakentte mevcut başkan “göreve devam edebilirim” diyor. Bu göreve talip başka isimler de var. İsimler şimdiden telaffuz edilmeye başlandı bile.. CHP'de ise kafalar karışık. Kimine göre Karayalçın, kimine göre İlhan Kesici aday olacak. CHP'de suların durulması için önce şu genel başkanlık yarışının sonuçlanması gerek.. İlhan Kesici ismi, AK Parti tabanından oy çalmak için iyi bir isim diye düşünülebilir. Ama benim tanıdığım CHP'lilerden önemli bir kısmı İlhan Kesici gibi sağa lider olması düşünülen bir adaya oy vermez. öte yandan Sağın CHP'ye tepkisi, Kesici'ye sevgisinden büyüktür.. O zaman Kesici milletvekilliğini bırakıp İstanbul'dan aday olursa kendisini bitirir.. Karayalçın için “Aday olacaksa Ankara'dan olsun..” diyenlerin sayısı az değil.. İstanbul seçmeni Karayalçın'ı fazla tanımaz.. Bana kalırsa AK Parti seçim stratejisini büyük şehiri almak değil, bu gün CHP'lilerin elindeki ilçe belediyelerini kazanmak üzere kuracaktır.. Bunu da karizmasına güvendiği isimlerle değil, projesi, programı ile başarmaya çalışacaktır.. Partiyi yakından tanıyan işin içindeki birine göre: “Erdoğan sorunlarını Ankara'ya taşıyan değil, kendi dilinden ve işmardan anlayan, reflekslerini bilen, gözünü arkada bırakmayacak, vizyon sahibi, dış açılım sağlayacak, projesi ve iddiası olan, kendi kapris ve komplekslerine yenik düşmeyen, yakın çevresi itibarı ile sorunsuz, karar ve tepkilerinde ölçülü, hukuki ve siyasi açıdan sorun çıkartmayacak, temsil kabiliyeti olan, saygın, uluslararası tecrübesi olan, özel sektörü anlayacak. Yüzü yıpranmamış, basınla, STK'lar ile, muhalefet çevreleri ile, yeniliklere açık, iyi iletişim kurabilen, şaibesiz, bu anlamda öteden beri bu konularda yakın mesai içinde olduğu eski dostlarından birini seçecek.. ‘Abi’ değil, ‘arkadaş’la yola devam edecek”Bu tanımdan nasıl bir fotograf çıkar? Bulmaca gibi bir profil.. Erdoğan'ın kendini empoze etmek için öne çıkan, baskı kurmaya çalışanlardan öteden beri rahatsız olduğu biliniyor.. Bu anlamda geçmişten gelen ciddi bir tecrübeye de sahip.. Yani siyasette adaylık ve örgütçülüğün, bu tür lobiciliğin ne anlama geldiğini bilir.. İstanbul, Erdoğan'ın ilk gözağrısı. Türkiye'nin vitrini. Onun için İstanbul'la özel olarak ve yakından ilgili.. İstanbul'da bu kadar çok adayın adının daha ilk günden ortalıkta dolaşmaya başlaması, bir bakıma Erdoğan'ın elini güçlendirip, işini kolaylaştırıyor.. Bu isimler birbirini notralize ederek ortamı stabil hale getiriyor.. Erken açan çiçekler ya da erken öten horozlar gibi birileri daha yolu yarılamadan diskalifiye olmalarının yollarını kendi elleri ile açıyorlar.. Sabırsızlıkları, siyasi bir acemilik ve ihtiras olarak şimdiden kendi hanelerine eksi olarak yazılıyor.. Sanırım en önemli sıkıntı Ankara ile ilgili yaşanacak.. Melih Gökçek faktörü önemli.. İstanbul gibi, Ankara'da da aday olmak isteyenler öne çıkıp, el altından çevreye haber salmıyor. Sanırım hem Erdoğan'dan, hem de Gökçek'ten çekiniyorlar.. önce Gökçek'in durumunun belli olması gerek.. İstanbul'da adaylar bu açıdan kendilerini daha rahat hissediyorlar.. Karşılarında Gökçek yok. Mevcut başkan, kamuoyu, Genel Merkez, il örgütü açısından vazgeçilemeyecek bir isim gibi gözükmüyor. Bu da adayları rahatlatıyor. İstanbul'da asıl hesap, CHP ilçe belediyelerinin alınması.. Ankara'da ise mevcudun muhafazası esas.. Erdoğan, sol kesimden oy almak için sola yakın bir ismi aday göstermeyecek. Böyle bir şey kendi tabanındaki geniş bir kesimi rahatsız edebilir.. O zaman Büyükşehir'de ideolojik kimliği öne çıkmayan kendine yakın bir ismi öne çıkartacak, Kadıköy, Beşiktaş gibi ilçelerde ise daha popüler ve liberal isimleri vitrine çıkartacak.. İşte hedefteki 4 ilçe : Avcılar, Bakırköy, Beşiktaş ve Kadıköy.. Şişli'de Sarıgül kalacaksa sorun değil, ama CHP'nin orada kazanmaması gerek.. Zaten Sarıgül ya da onun desteklediği bir aday çıkarsa, CHP'nin burada seçimi kazanması mümkün değil.. Her ne kadar bu, çok sağlıklı bir iş olmasa da, siyasi oportünizme yeni bir katkı olmak üzere belki de AK Parti'nin İlhan Kesici'si gibi, sola liderlik yarışındaki Sarıgül'ü Şişli belediye başkanı olarak tutmak da mümkün olabilir.. Bu seçimlerde en dramatik sonuçlardan biri de DTP'de yaşanacak.. Bana göre CHP ve MHP oy kaybedecek.. Eğer zamanı iyi ayarlayabilirse AK Parti, oyunu ve sandalye sayısını artırabilir.. Hani bir ileri zekalı çıkıp, burada bir kaç Cumhuriyet mitingi patlatsa, derinlerle dirsek teması içindeki birkaç anayasal kuruluşun bir kaç bildiri yayınlaması ile AK Parti tavan yapabilir.. Hani “Cumhuriyet mitinglerini” şapkalı yapacağız diye bir tutturabilirlerse, zamanlaması da iyi ayarlanabilirse, AK Parti'liler bayrak ve şapka satışından seçim kampanyasının masrafını da çıkartabilirler.. Seçim sonrası AK Parti, seçim sonuçlarına bildirileri ile dolaylı katkılarından dolayı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Danıştay Başkanı'na, erken de olsa bu günkü bildirileri dolayısı ile üstün hizmet ve şükran plaketi verse yeridir.. Selam ve dua ile.. Abdurrahman DİLİPAK / VAKİT 22/01/2008

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)