03-01-2009, 18:53 | #1 |
Yerli Pravda Cumhuriyet, bu kez neyin peşinde?
Cumhurbaşkanlığı ve 22 temmuz seçimleri öncesinde "Tehlikenin farkında mısınız?" yazılı karanlık sayfalarla zinde güçlere mesajlar gönderen Cumhuriyet gazetesi, bu kez de farklı bir taktikle yine benzer mesajlar vermeye başladı. Yerli Pravda'nın hedefi yine hükümet ama bu kez taktik farklı... Nasıl mı; işte cevabı: Gazete, bugünkü birinci ve son sayfasını tümüyle beyaz basarak, "Tehlikenin farkında mısınız?" bezeri bir taktikle, açık darbe cağrısı yaptı. AK Parti hükümetinin basına yönelik baskı ve tehdit içeren uygulamalar yaptığını iddia eden Cumhuriyet, 1950'li yılları ve Demokrat Parti'yi örnek göstererek iktidarı açıkça tehdit etti. Cumhuriyet'in bu kez kullandığı mesaj ise: Biz susarsak... Kim konuşacak? Son taktik ile ilgili editör yazısı ise asıl niyeti gözler önüne sermeye yetti. İşte o yazı: "Gazetemizin bugünkü beyazlığı çoğu kişiyi şaşırtacaktır. Biz yaşadığımız dönemde basında yazıdan daha etkili bir yöntemin artık kaçınılmaz olduğunu düşündük. Geçmişte bu düşüncemizi destekleyecek deneyimleri demokrasi terihimizde yaşamış bulunuyoruz. Türkiye'mizin tarihinde ve bugününde demokratik süreçleri ve hesaplaşmaları batıdan daha değişik koşullarda yaşadığımız açık seçik bir bilimsel gerçektir. Bu olayın aşamalarında ülkemizin bütün sivil, asker, resmi ve özel güçleri zamam zaman yerlerini almışlardır. Bu arada çok partili rejime geçtikten sonra üst üste üç kez tek başına seçim kazanan bir iktidarın 1950'li yılların sonuna doğru basına nasıl bir saldırı kampanyasını başlattığı bir ibret dersi olarak unutulmamalıdır. Demokrat Parti, bu saldırı sürecinde muhalif gazetelerdeki beğenmediği haber ve yazıları sansüre tabi tutar, kimi sayfalar yer yer okurun karşısına bembeyaz çıkardı. İktidarın medyaya karşı antidemokratik ve saldırgan tutumu Türkiye'yi bir askeri müdahaleye sürüklemiş, bu olay daha sonra yaşanan süreçleri de etkilemiştir. *** Peki bugünkü durum nedir? Üstüste iki seçim kazanmış bulunan AKP'nin tutumu içeride ve dışarıdaki laik demokratik, aklıbaşında ve sağduyusunu yitirmemiş kesimlerin kabul edebileceği sınırları çoktan aşmıştır. Nitekim, AKP'nin iktidara geçmesindeki işlevi artık herkesçe bilinen 'Müttefikimiz Amerika'nın son olarak yayımladığı 'Dışişleri Bakanlığı İnsanhakları Raporu'nda bu gerçekler açıkça dile getirilmektedir. AKP, başta Cumhuriyet olmak üzere medyanın iktidara karşı bağısız gazeteciliğini koruyan ve haber özgürlüğünü savunan kesimine, Başbakan vasıtasıyla ve elindeki devlet olanaklarıyla açıkça savaş açmıştır. Bu gidiş gidiş değildir. Özgür medyaya karşı, harp sürece öyle bir aşamaya ulaşmıştır ki, 'Cumhuriyet', bu vahim gerçeğin altını tarihsel bir uyarıyla çizmeyi yalnız gazetemiz adına değil, tüm Türkiye'nin varoluşu açısından kaçınılmaz görüyor. AKP, elindeki devlet olanaklarını pervasızca kullanıyor kendinden yana medya oluşturmak için gazete, televizyon satın alıyor, kendinden yana olmayan medyaya vergi cezaları uygulamaya yöneliyor, karşıt bellediği yazar ve gazetecilere asılsız suçlamalarla soruşturmalar açtırarak basındaki muhalefeti sindirmeye çalışıyor; buyolla bir geniş saldırı cephesi olşuturmuş durumdadır. *** Tüm kamuoyunu uyarmak için herkese soruyoruz: Biz susarsak.. Kim konuşacak?" "Cumhuriyet şaşırtacak!" Yerli Pravda'nın internet sitesimde ise, bugünkü taktik için şu not dikkat çekti: "Gazetenin Türk basın tarihinde belki de hiç görülmemiş bu hali için yoğun bir çalışma yürütüldü." ASIL MANŞET İÇERİDE İlginç mesajın yer aldığı boş sayfaların içinde ise, Cumhuriyet'n asıl manşeti yer aldı: Sansür baskısı... Yerli Pravda, bu başlığın altına "Erdoğan medya ile savaşıyor" ifadelerini kullandı ve "İktidarın medyayı boykot çağrıları geçmiş dönemlerin dikta özlemlerini anımsatıyor" mesajını verdi. -habervaktim.com
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
03-01-2009, 18:55 | #2 |
Yalan atma özgürlüğü için ne kadar çırpınıyorlar YâRabbi..
|
|
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|