11-18-2008, 00:35 | #1 |
Yılmaz Erdoğan / Anladım
anladım sabahları açılır esnaf çarşıları yeminle "bedreddinim bir ağaca asılır" anladım en büyük yalan yemindir edilir sabahları gecesini hatırlamayan esnafların tüm merasimleri gömdüm ömrümün reklam amaçlı takvimlerine anladım kimse üzgün değildi bayraklar yarıya indiğinde bir tek el isteyen yordam ve özür dileyen anladım herkese kötü şeyler hatırlatan yüzüm evet yüzümdü her görüşmeye taşıdığım kandırılmaya gönüllü bir gönülle az sütlü neskafelere sigaralar iliştirdim göz gördüm başka açılara ayarlı uzun bir yüz gördüm meğer filmin sonu diye ayarsız fin yazardı se end zamanında bir zamanlar fransızlar hep fransız kalacaklar sabah sinemasında pazarları aklımı alıp doğduğum evin müze olma isteğine saklayacaklar ama kavaklar büyüyecek herkesten gizli boyatmak bir kavağın becereceği iştir ancak anladım ki ağaçlar toprağa acı verdikçe büyüyorlar her pazartesi and içip cumaları marşa basan camiler dolusu yemin edip taburlarca yalan söyleyen bu toprakta bu ağaç kuruyacaktır elbet anladım kimseye acı vermeden büyünmüyor namusum ve şerefim ve çocukluğumun üzerine beton dökerim ki tüfek filan değil çimento icat edildi de bozuldu mertliğin mimarisi esrarlı bir ülkeye göçtü sabrin taş ustaları anladım altı dükkan olsun istiyor evinin ve ağlamaklı bulmuyor apartımanları benim taş ustamın karısı ve her yerde şube açmak istiyor iskender kebabını icat eden büyük iskender’in çocukları ki gölge filan etmez yoğurtlu bir ziyafet çekerdi diyojen’le karşılaşsaydı. anladım bursalı iskender’in romalı arkadaşından daha çoktur uygarlığa katkısı oysa bu satırlarla üstünü örten ben kelimelerle sargı bezi ve melhem yapan ozanlığı en çok kendini üzen ben anladım sadece öğlenleri açarım yaramı ve hiçbir yerde şubesi olmaz bu kanamalı hastanın anladım. Yılmaz ERDOĞAN
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|