|
04-14-2011, 01:12 | #1 |
Yılmaz Özdil yazıyor
Usta kalem Yılmaz Özdil'in kendine has tarzıyla bu haftanın spor gündemine bakışı...
Pembe gazete! Bizim tarafsız (!) basın iki hafta önce “Fenerbahçe kesin şampiyon” manşetleri atarken, Trabzonspor Başkanı Sadri Şener, şu çarpıcı bir tespitte bulunmuştu: * * * “Basınımız devamlı Fenerbahçe’nin en iyi takım olduğunu yazıyor. Niye böyle yazıyorsunuz diye sorduğumuzda, böyle yazınca gazete fazla satıyor diyorlar!” * * * Yıllar önce? * * * Bırak interneti, televizyonun bile olmadığı dönemlerde, kodaman kelimesinin sözlük anlamıydı Rockefeller? Çok zengindi. Ancak, çok para dengesini bozmuştu, garip bir psikolojiye bürünmüştü, ekonomi bozulacak, servetini kaybedecek diye ölesiye korkuyordu. Gazetelerdeki olumsuz haberleri okuyor, morali bozuluyor, tansiyonu çıkıyordu. * * * Etrafını saran dalkavuklar, basın tarihinde görülmemiş bir yalakalık icat etti: Pembe gazete! * * * İçinde tek kelime olumsuz haber barındırmayan, güllük gülistanlık bir gazete? Tek nüsha basılıyor, imparatorluğunu hasta yatağından yöneten Rockefeller’ın kahvaltı tepsisine bırakılıyordu? İşlerin şahane gittiğini yazıyordu o gazete? Köşe yazarları özel olarak seçilmişti, bal damlıyordu satırlarından, yıkama-yağlama, pohpohlama gırla gidiyordu. * * * Dünyanın en zeki işadamını, dünyadan bi haber hödüğe çevirmişti pembe gazete? Okuyor, gerçek zannediyor, hayata pembe gözlükle bakıp, işler yolunda diyor, mutlu oluyordu. * * * E bakıyoruz şimdi? * * * 2011, lider Trabzon. 2010, şampiyon Bursa. 2009, şampiyon Beşiktaş. 2008, şampiyon Galatasaray. * * * Bu sene böyle biterse ? 5 büyük içinde 5 senedir şampiyon olamayan tek takım kalacak! * * * Gazeteler “toz pembe” ama? 2011, Bordo-Mavi 2010, Yeşil-Beyaz 2009, Siyah-Beyaz 2008, Sarı-Kırmızı Gerçek bu. Al sana Süper Lig’in şifresi! Mod medyan. Hani şu, üniversite sınavındaki şifreleme yöntemi, pek popüler bugünlerde... Şıkları sıralıyorsun, üst üste denk geleni işaretliyorsun. O işaretlediğin “doğru” cevap oluyor. * * * Trabzon lider. Fenerbahçe ikinci. Beşiktaş sürünüyor. Galatasaray neredeyse kümeye. * * * Mod medyanlarsak... * * * Doğru cevap: 1979-1980 sezonu! * * * Trabzon şampiyon oldu. Fener ikinci bitirdi. Beşiktaş sürüm sürüm süründü. Galatasaray küme düşmekten son anda kurtuldu. * * * Trabzon’la Fener, eşit sayıda galibiyet almıştı... Gene öyle. * * * Trabzon, Fener’den daha az yenilmişti... Gene öyle. * * * Trabzon, Fener’e oranla daha fazla berabere kalmıştı... Gene öyle. * * * Trabzon, Fener’den daha az gol atmıştı... Gene öyle. * * * Trabzon, Fener’den daha az gol yemişti... Gene öyle. * * * Trabzon’un kalesinde Şenol Güneş vardı... Trabzon’un direksiyonunda Şenol Güneş var! 21 sene önce, 21 sene sonra Üstteki yazıda Süper Lig’in “şifresi”ni yazdık... Hadi gelin, “bugün”e ışık tutması için “dün”e bakmaya devam edelim. * * * Trabzon şampiyonluğa yürüdüğü zaman, üç büyüklerden ikisi tasfiye oluyor, bu bir. * * * Trabzon zirveye yürüdüğünde, Anadolu takımlarını da peşinden zirveye sürüklüyor, bu iki. * * * Trabzon’un şampiyon olduğu, Beşiktaş ve Galatasaray’ın küme düşmekten son anda kurtulduğu 79-80 sezonundan sonra ne oldu? 80-81 sezonunda, bu sefer, Fenerbahçe çöktü, küme düşmekten kılpayı kurtuldu. Böylece “Trabzon travması” kanıtlandı. “Trabzon kafaya çıktığında, üç büyüklerden ikisi tasfiye oluyor” derken, işte bunu kastediyorum. Bu üç. * * * 80-81 sezonunda başka ne oldu? Tarihimizde ilk kez, iki Anadolu takımı, ilk iki’de bitirdi. Trabzon şampiyon oldu, Adanaspor ikinci oldu. “Trabzon zirveye yürüdüğünde, Anadolu takımlarını peşinden sürüklüyor” derken, işte bunu kastediyorum. Trabzon bu sene şampiyon olursa, seneye peşindeki ikinci takımın Anadolu ekibi olması sürpriz olmaz. Bu dört. * * * Puan cetveliyle bugüne tıpa tıp uyan 1979-1980 sezonunda şampiyon Trabzon’un, ikinci Fenerbahçe’nin, küme düşmekten son anda kurtulan Beşiktaş ve Galatasaray’ın kadroları komple “yerli” futbolculardan oluşuyordu. Çünkü, Yugo pazarına dönmüştük. Dandik dundik adamları, futbolcu diye Türkiye’ye kakalıyorlardı. Dur denilmiş, bir kaç seneliğine yabancı topçu yasağı getirilmişti. O yüzden, bütün takımlarımız “yerli” futbolculardan oluşuyordu. E bütün takımlarımız “yerli” futbolculardan oluşunca ne oldu? Üç büyükler çöktü! Böylece, üç büyüklerin “yabancı”lar sayesinde “büyük” oldukları kanıtlandı? Bu beş. * * * Yabancı topçular olmadığında başka ne oldu? 79-80 sezonunda, Altay formasını giyen Mustafa Denizli ’yle, Bursaspor forması giyen Bahtiyar Yorulmaz gol krallığını paylaştı. Bir önceki 78-79 sezonunda Adanasporlu Özer Umdu, bir sonraki 80-81 sezonunda gene Adanasporlu Bora Öztürk gol kralı oldu. Böylece, üç büyüklerin “yabancı takviyesi olmadığı” zaman, Anadolu kulüplerinin şakır şakır “yerli gol kralı” çıkardığı kanıtlandı. Bu altı. * * * O zamanlar, galibiyete iki puan veriliyordu. Galibiyete üç puan verilseydi, 79-80 sezonunu Beşiktaş ve Galatasaray’ın altında bitiren Adanaspor, Galatasaray ve Beşiktaş’ın üstüne çıkmış olacaktı. 80-81 sezonu ise, daha fena? Fenerbahçe, 9 galibiyet 11 beraberlikle ligde kaldı. Rizespor, 11 galibiyet 7 beraberlikle küme düştü. Dolayısıyla, üç puanlı sistem, üç büyüklerin işine yaradı. Bu yedi. * * * Fenerbahçe, bu sezon ikinci sırada ama, Yeni Malatyaspor faciasıyla Türkiye Kupası’ndan elendi. İkinci sırada bitirdiği 79-80 sezonunda ise, Lüleburgaz faciasıyla Türkiye Kupası’ndan elenmişti. Bu sekiz. * * * 79-80 sezonunda Galatasaray ve Beşiktaş nasıl yırttı? Beşiktaş son hafta lig üçüncüsü Zonguldak’ı 1-0 yendi. Galatasaray son hafta lig beşincisi Rize’yi 3-0 yendi. Sürprizden de öte, inanılması güç skorlardı? Göztepem o sezon, Galatasaray’ı bir defa yendi, bir defa berabere kaldı, Beşiktaş’la iki maçta da berabere kaldı, yenilmedi. Ama, küme düştü. Dolayısıyla, biz Göztepeliler o sezonun son maçlarına biraz tuhaf bakarız? Yani? Son haftalardaki “enteresan” skorlar, bizim ligimizde hep vardı! Bu da dokuz. Yılmaz Özdil Fanatik
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|