07-17-2008, 19:00 | #1 |
Yokluğundan daha soğuk bir mevsimi tanımadım ki . . .
Üşüdükçe, uzuyor gece... Sis çöküyor içime!.. Uzadıkça, üzüyor gece!.. Mevsimler, dökülüyor kurşun rengi ağaçlardan; kavruk sarı!.. Topraktan kök... Ve çeneden diş sökülür gibi koptu elin avucumdan; bir beyaz güvercin gibi oturuyorken parmaklarımın arasında!.. Böceklere terkedilmiş yuvalar gibi, şimdi bomboş avuçlarım... Korkuyorum; İçime bakmaktan! ..... Sen olsaydın, ne koyardın yokluğunun adını?.. Üşüdükçe, uzuyor gece... Üzüyor üşüdükçe ve içimi sis bastıkça, hatırlıyorum; sen ve ben "bir" olurduk... Bir "bütün"lüktü bu birlik, çokluktu; yokluk değil... Az değildik bir iken; fazlaydık, ve yoğunduk... Çoğulduk, ve zengindik... Çoktuk bir ken!Ya şimdi?.. Topluyorum,topluyorum,toplayıp duruyorum kendimi yalnızlığımla... Ben, bir... Ve bir de yalnızlığım, asla "iki" etmiyor!.. Lokmamı kırsam bile paylaşmak için; avucumda kalıyor... Sözüm, dudağımda kalıyor ve gözüm; kucağında kapanıyor yine, yalnızlığımın!.. Toplanmaya çalışsam da olmuyor... Doksandokuz parçamın her biri bir köşede; boncuklarım saçılmış bir araya gelmiyor!.. Üşüyorum... Üşüyor gece... Üşüdükçe, uzuyor; uzadıkça üzüyor ve sis çöküyor içime!.. Mevsimler dökülüyor kurşun rengi ağaçlardan; kavruk sarı, ve savruk sarı bir yel esiyor içimde!.. ..... Adı var da her şeyin; ne deniyor olmadığın mevsime?.. Bilmiyorum... Yokluğundan daha soğuk bir mevsimi tanımadım ki...
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|