Yüzde 70 dinci, yüzde 30 laik’ klişesi doğru değil - Sayfa 5 - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

**zümrüt** · 02-21-2008, 19:06

Alıntı:

LüGaT Nickli Üyeden Alıntı

Alıntı:

"alayına isyan inadına isyan" diycez

Bir de bu "fanatizm" bu inat bu isyan nerden ? Radikal olan herşeye karşıysanız. ? Siz gün gelir özgürlüğünüz için insanları kesersiniz, ağa babalarınızın yaptığı gibi.

Sonra da "ben insancıyım" dersiniz. Emin olun insan sizci değil.

o alayına isyanı inadına isyanı hoop içme hooop sevişme diyenlere gösteriyoruz

al sana bir olay üvd elerden birisinde ülkücü -islamcı krıması bir grup haber yollamışlar kampüste sevişenleri öpüşenlere ceza keseceğiz diye işte bu bunların alayına inadına isyan olsun diye her gün daha fazla daha kalabalık oturduk o kampüste daha hatta yapmıyorduk çıkardık içki de içtik ne oldu sesleri çıkmadı ;) işte bu alayına isyan inadına isyan böylesine dar kalıplardaki yobazlar içindir sivasta maraşta insanları diri diri yakanlar içindir ;) yokse masum okuluna gelip giden başını örtmüş açmış bizi ilgendirmiyor kimseyle sorunumuz yok biz onların ramazanda okulda iftarına karışmıyorsak ki bunada hakkımız yok onların bizin kampüste nasil yaşıyacağımıza karışamazlar ama onlar bunu anlamıyor çünkü beyinleri insan sevgisini alamıyacak kadar dar küçük. ;)

02-21-2008, 19:15

Alıntı:

kimin hakkı gasp ediliyorsa oradayız siz bilmezsiniz o sizin komunist gördüğünüz grup yorum ilk 28 şubat sürecinde milli görüşcüler boncuk boncuk ter dökerken gelin yahu başörtüsü için eylem yapacaz denildiğinde aman hocam ortamı daha fazla germeyin dediğinde işte o grup yorum istanbul üniversitesinde başörtüsüne özgürlük için 2 günlük açlık grevine yattı .ama o kendileri için mücade ettikleri islamcı kesime, temmuzda "gelin sivasta madımak oteli anmasına sizde katılın" diyince hepsi yan çizdi işte özgürlük anlayışınız sizin bu kadar.

Derin bir çelişki içine düştüğünüzün bilmem farkında mısınız? "Özgürlüğü" bayraklaştırıp bir ahlak anlayışına büründürdüğünüzü bilmem görüyor musunuz? Demek ki kutsal olan birşeyler varmış, demek kutsal değerler illa da kötü olak zorunda değilmiş, demek koministlerin bile yamuk da olsa bir ahlakı, bir kutsalı varmış.

Bu kutsal ahlaklılık öyle değerliymiş ki, uğrunda orduya karşı durulmalı, gerekirse ölünmeliymiş?

Ferti cemiyete kurban ettiniz mi ? Evet, nokta, liberal kanadınız çöktü MAT !

İşte bütün mesele burda sizin kutsallaştırdığınız değerler var bizim zaten kutsal olan değerlerimiz, hangisi mutlak hangisi süfli her şeyiyle ayan, ve bu gerçeği herkes birgün görecek.

Alıntı:

bizim kutsalımız insan

Evet, yine aynı şey.

Materyalizmin babalarından Agustt Kommt'un "insan dini"ni de bilirsiniz siz, bir insana günde 4 defa nasıl tapılır adlı imihalini de okutmuşlardır belki

Hani Hasan Ali Yücel babanız çevirtip köy enstütilerinde okutmuştu. ;)

Ne demiştik: Bir Allah'a tapmayan yüz tane puta tapar, olay bu kadar basit.

Kim demiş ateistler dine inanmaz diye?

**zümrüt** · 02-21-2008, 19:18

Alıntı:

LüGaT Nickli Üyeden Alıntı

Alıntı:

kimin hakkı gasp ediliyorsa oradayız siz bilmezsiniz o sizin komunist gördüğünüz grup yorum ilk 28 şubat sürecinde milli görüşcüler boncuk boncuk ter dökerken gelin yahu başörtüsü için eylem yapacaz denildiğinde aman hocam ortamı daha fazla germeyin dediğinde işte o grup yorum istanbul üniversitesinde başörtüsüne özgürlük için 2 günlük açlık grevine yattı .ama o kendileri için mücade ettikleri islamcı kesime, temmuzda "gelin sivasta madımak oteli anmasına sizde katılın" diyince hepsi yan çizdi işte özgürlük anlayışınız sizin bu kadar.

Derin bir çelişki içine düştüğünüzün bilmem farkında mısınız? "Özgürlüğü" bayraklaştırıp bir ahlak anlayışına büründürdüğünüzü bilmem görüyor musunuz? Demek ki kutsal olan birşeyler varmış, demek kutsal değerler illa da kötü olak zorunda değilmiş, demek koministlerin bile yamuk da olsa bir ahlakı, bir kutsalı varmış.

Bu kutsal ahlaklılık öyle değerliymiş ki, uğrunda orduya karşı durulmalı, gerekirse ölünmeliymiş?

Ferti cemiyete kurban ettiniz mi ? Evet, nokta, liberal kanadınız çöktü MAT !

İşte bütün mesele burda sizin kutsallaştırdığınız değerler var bizim zaten kutsal olan değerlerimiz, hangisi mutlak hangisi süfli her şeyiyle ayan, ve bu gerçeği herkes birgün görecek.

Alıntı:

bizim kutsalımız insan

Evet, yine aynı şey.

Materyalizmin babalarından Agustt Kommt'un "insan dini"ni de bilirsiniz siz, bir insana günde 4 defa nasıl tapılır adlı imihalini de okutmuşlardır belki

Hani Hasan Ali Yücel babanız çevirtip köy enstütilerinde okutmuştu. ;)

Ne demiştik: Bir Allah'a tapmayan yüz tane puta tapar, olay bu kadar basit.

Kim demiş ateistler dine inanmaz diye?

tamam haklısınız kabul ...ben temel özgürlükler diyorum siz hala bannaaa din iman diyorsunuz benim dinsizliğimle ataizimimle uğraşıyrosunuz sizi görünce inanıyorum ya gerçek ten maraşte sivasta ne vahşetler yaşanmıştır görüyorum biraz gaz versek tamam basar yakarsınız bir yeri

**zümrüt** · 02-21-2008, 19:22

nedir bu ataizim düşmanlığınız laiklikle alıp veremediğiniz...erbakan hocanın yada bülent arınçın 2008 versiyonumusunuz :Dsizinle tartışmak boş siz herşeye kendi açınızdan bakıyorsunuz ben kaç yazımda belirtim başörtüsüne haklar dedim siz hala takıntı haline gelmiş ataizim e sataşmakla meşgulsunuz

milli görüşün her şey benim düşüncem gibi şekillenirse dünya ancak o zaman kurtulur gibi bir saplantıyı hakkını vererek yaşıyorsunuz ;) ;)

bravo durmak yok yola devam ;) :D

02-21-2008, 19:23

Alıntı:

zümrüt Nickli Üyeden Alıntı

o alayına isyanı inadına isyanı hoop içme hooop sevişme diyenlere gösteriyoruz

al sana bir olay üvd elerden birisinde ülkücü -islamcı krıması bir grup haber yollamışlar kampüste sevişenleri öpüşenlere ceza keseceğiz diye işte bu bunların alayına inadına isyan olsun diye her gün daha fazla daha kalabalık oturduk o kampüste daha hatta yapmıyorduk çıkardık içki de içtik ne oldu sesleri çıkmadı ;) işte bu alayına isyan inadına isyan böylesine dar kalıplardaki yobazlar içindir sivasta maraşta insanları diri diri yakanlar içindir ;) yokse masum okuluna gelip giden başını örtmüş açmış bizi ilgendirmiyor kimseyle sorunumuz yok biz onların ramazanda okulda iftarına karışmıyorsak ki bunada hakkımız yok onların bizin kampüste nasil yaşıyacağımıza karışamazlar ama onlar bunu anlamıyor çünkü beyinleri insan sevgisini alamıyacak kadar dar küçük. ;)

İşte sizden bu dava anlayışını bekliyordum, işte bu !.. Ertesi gün sizin bu kalabalığınıza birileri bir gaz verecek hadi özgürlük için adam dövmeye !..

Bu nasıl bir insancılık ki teröristleşiyor bu nasıl bir insancılık ki Deniz Gezmiş olup insan katlediyor.

Bu nasıl bir insancı stalin, insancı rusya ki insanı sömürüyor, nasıl bir insancı Amerika çocukları katlediyor.

Eğer örneklerden yola çıkacak olursak müslümanlar dışında kimsenin ağzını açamayacağını sen de biliyorsun.Biz Sivas'ta, Maraş'ta da saman altından ne sular yürütüldüğünü de biliriz ya, neyse ;)

02-21-2008, 19:25

Alıntı:

zümrüt Nickli Üyeden Alıntı

nedir bu ataizim düşmanlığınız laiklikle alıp veremediğiniz...erbakan hocanın yada bülent arınçın 2008 versiyonumusunuz :Dsizinle tartışmak boş siz herşeye kendi açınızdan bakıyorsunuz ben kaç yazımda belirtim başörtüsüne haklar dedim siz hala takıntı haline gelmiş ataizim e sataşmakla meşgulsunuz

milli görüşün her şey benim düşüncem gibi şekillenirse dünya ancak o zaman kurtulur gibi bir saplantıyı hakkını vererek yaşıyorsunuz ;) ;)

bravo durmak yok yola devam ;) :D

Estağfurullah, ateistler sadece acınası ve kurtarılası insanlar, düşman değil.

Milli görüş değil islam, saplantı değil iman..

**zümrüt** · 02-21-2008, 19:27

Alıntı:

LüGaT Nickli Üyeden Alıntı

Alıntı:

zümrüt Nickli Üyeden Alıntı

o alayına isyanı inadına isyanı hoop içme hooop sevişme diyenlere gösteriyoruz

al sana bir olay üvd elerden birisinde ülkücü -islamcı krıması bir grup haber yollamışlar kampüste sevişenleri öpüşenlere ceza keseceğiz diye işte bu bunların alayına inadına isyan olsun diye her gün daha fazla daha kalabalık oturduk o kampüste daha hatta yapmıyorduk çıkardık içki de içtik ne oldu sesleri çıkmadı ;) işte bu alayına isyan inadına isyan böylesine dar kalıplardaki yobazlar içindir sivasta maraşta insanları diri diri yakanlar içindir ;) yokse masum okuluna gelip giden başını örtmüş açmış bizi ilgendirmiyor kimseyle sorunumuz yok biz onların ramazanda okulda iftarına karışmıyorsak ki bunada hakkımız yok onların bizin kampüste nasil yaşıyacağımıza karışamazlar ama onlar bunu anlamıyor çünkü beyinleri insan sevgisini alamıyacak kadar dar küçük. ;)

İşte sizden bu dava anlayışını bekliyordum, işte bu !.. Ertesi gün sizin bu kalabalığınıza birileri bir gaz verecek hadi özgürlük için adam dövmeye !..

Bu nasıl bir insancılık ki teröristleşiyor bu nasıl bir insancılık ki Deniz Gezmiş olup insan katlediyor.

Bu nasıl bir insancı stalin, insancı rusya ki insanı sömürüyor, nasıl bir insancı Amerika çocukları katlediyor.

Eğer örneklerden yola çıkacak olursak müslümanlar dışında kimsenin ağzını açamayacağını sen de biliyorsun.Biz Sivas'ta, Maraş'ta da saman altından ne sular yürütüldüğünü de biliriz ya, neyse ;)

doğru islamcı ülkücü kırması tipler sana okulda baskı yapacak sende kabul edeceksin dimi .....sizin rte demiyor mu sağ yanağımıza tokat gelirse öbürünü çevirmeyiz diye işte bunu yapıyoruz bizde

yazılanı iyi oku...anlarsın diycem ama şeyhler hocalar iyi yıkamışlar seni anlaman zor...orada ilk saldırıyı ilk tacizi kim yapmış açık açık yazıyorr......neyse sen her halde bir gün katl edeceğin bir ateist için satırını zevkle ve heycanla biliyorsundur başkası beklenmez senden

brova durmak yok katliama devam ;)

**zümrüt** · 02-21-2008, 19:28

milli görüş değil islam ....aynı şey gibi oldu chp = atatürk filan gibi ....yaa vallahi ikinizinden farkı yok onlar ulusalcı siz islamcı faşistsiniz aynısınız yaaa o yüzden birbirinizi yiyip duruyorsunuz ;) :D ;) :D

02-21-2008, 19:37

Alıntı:

zümrüt Nickli Üyeden Alıntı

doğru islamcı ülkücü kırması tipler sana okulda baskı yapacak sende kabul edeceksin dimi .....sizin rte demiyor mu sağ yanağımıza tokat gelirse öbürünü çevirmeyiz diye işte bunu yapıyoruz bizde

yazılanı iyi oku...anlarsın diycem ama şeyhler hocalar iyi yıkamışlar seni anlaman zor...orada ilk saldırıyı ilk tacizi kim yapmış açık açık yazıyorr......neyse sen her halde bir gün katl edeceğin bir ateist için satırını zevkle ve heycanla biliyorsundur başkası beklenmez senden

brova durmak yok katliama devam ;)

Benim düşlediğim nizamı bilmemen sadece senin şuçun değil, onun için sana kızmıyorum. Selm esastır, satırla bıçakla işimiz olmaz, bir anlasanız..

02-22-2008, 23:53

Bir daha uğrarsanız okursunuz inşallah, tam bizim konuşmalarımız hakkında sözü bitiren bir makale, eminim kendinizden birşeyler bulacaksınız, Alev Alatlı:

Doğru Değil

Aydınların toplumun gidişatını etkilemek gibi bir “ahlâki sorumluluk”ları var mıdır, yoksa, Edward Said’in liberal aydınların çoğunda saptadığı gibi olan biteni “bir iyi, bir de kötü tarafından ele almak suretiyle” asli meselelerden soyutlanır, (ki, bu tutuma Said, ‘ahlâki korkaklık’ der) gidişatı seyretmekle yetinir hatta kendilerini akıntıya mı bırakırlar?

Konuya ilişkin kişisel düşünce sürecimi başlatan, Noam Chomsky’nin 1967’de “New York Review”da yayınlanan “Entelektüellerin Sorumluluğu” başlıklı makalesidir. Chomsky, makalesine, sadece Alman ya da Japon değil, İngiliz ve Amerikan kamuoyunun İkinci Dünya Savaşı’nın misli görülmemiş vahşetindeki payını sorgulayarak başlıyor, “bir o kadar rahatsız edici” dediği, “aydın sorumluluğu”nu irdeliyordu.

“Aydınlar, yönetimlerin yalanlarını teşhir edebilecek; icraatları, nedenleri, amaçları ve çoğu kez gizlenen niyetleri itibarıyla çözümleyebilecek durumdadırlar. En azından Batı dünyasında, bilgiye ulaşım, ifade özgürlüğü ve siyasi bağımsızlıklarından kaynaklanan güçleri vardır. Aydınların ayrıcalıklı bir bölümünün tahrif, yanlış takdim, ideoloji ve sınıfsal çıkar perdesinin altında gizlenen doğruları araştıracak eğitim, imkân ve konforları vardır. Bu ayrıcalıklar ışığında, aydınların sorumluluğu halkın sorumluluğundan çok daha derindir.”

Öte yandan, “aydın sorumluluğu” denince akla onların “toplumu çözümleme ve ideoloji yaratma”daki rolleri gelir. Burada “ideoloji”den kasıt, “bir ahlâki inançlar dizini”dir ki, bu “dizin” toplumsal manivelâya dönüşür, halkın “hayat tarzını” değiştirmeye yönelir.

Batılı aydınların, “düşüncelerini topluma mal etmek, toplumu dönüştürmek”ten vazgeçtikleri söylenir. Dahası, liberal akım, böylesi faaliyetlere dudak bükmekte hatta tepeden inme dayatmacılıkla suçlayabilmektedir. Çoğulcu demokrasiyi gerçekleştiren ülkelerde, “toplumların daha fazla dönüştürülmesi gerektiği” düşüncesi kaybolur. Güncel yaşam biçimlerine dair birkaç yorum getirilebilir ancak fark edilir bir şekilde dönüştürmeye çalışmanın “doğru olmadığı”na inanılır.

Diğer bir anlatımla, “ideolojilerin ölümü” aslında, bir “aydınlar ittifakı”dır. İdeolojilerden vazgeçenler, halk değil, aydınlardır. Bu söylediğim, bir bakıma “reform yorgunluğu”na benzer ki, Türkiye’de yaşayan bizler, bunu Cumhuriyet aydınlarımızdan devrimci aydınlarımıza, “Özal” dönemi aydınlarımıza kadar, pek çok dönemde gözlemlemişizdir.

Öyle görünüyor ki, servet ve güç kazanan ya da böylece kazanacağını “hisseden” aydınların arasında, toplumu olduğu gibi “kabul etmek” ve toplumun “itibar ettiği değerleri” yüceltmek hususunda bir mutabakat oluşuyor. Akademisyen–uzmanlar arasında da benzeri bir mutabakatın varlığından söz etmek mümkündür. Nasıl olmasın ki? Hem, örneğin, IMF’nin ince işleyişlerine akıl erdirecek mekanizmaların üstesinden gelecek, hem de daha adil bir toplumsal düzeni gerçekleştirecek ideoloji tertiplemeye çalışacaksınız! Hem, Kopenhag kriterlerini alkışlayacak, hem de, örneğin, gay barları rahat bırakmayacaksınız! Hem, “Türkmen” sözcüğünün “Irak” diye bir ülke yaratmak niyetiyle İngilizlerin uydurdukları bir sözcük olduğunu bilecek, hem de orada yaşayan insanlardan bahsederken “Türk” kelimesini ağzınıza almayacaksınız!

Topu taca atmak, ahlâki değer yargısı içeren konularda açık tavır almaktan, önyargılı ya da bağnaz olmakla suçlanmaktan, olası itibar kaybını, muhtemel fonların kurumasını göze almaktan evlâdır. Topu taca atmak, gidişatı seyretmekle yetinmek, yani ideolojisizlik.

Ne ki, “demokratik kurumların tam işlemesini sağlamanın, halkın kendi seçimini –ve dolayısıyla fedakârlıklarını– yapmasının önündeki engelleri kayıtsız şartsız kaldırmanın” yeni bir toplum yeşertmeye yetip yetmeyeceği şeklinde kadim bir mesele var. “Kadim” bir mesele, çünkü, insanlık tarihinin “ahlâki değerler tarafından denetlenmeyen özgürlüklerin şer lehine bükülmelerinin kaçınılmaz” olduğuna dair deneyimi de var.

“Kurallar esnetilip, mezhepler genişletildikçe, kuralları ihlâl edenlerin alkışlanmaları hatta cezasız kalma ihtimalleri artıyor. Yasaları uygulamaya kalkan hükümetlerin karşılarına suçlunun ‘insan hakları’nın ihlâl edildiğini iddia eden binlerce avukat dayanır oluyor.”

Mesele, “popüler kültür” diye geçiştirilen hatta akademisyenlere konu olan aykırılıkların kökünde yatan ideolojisizlikte. “Mesele”, toplumların insanoğlunun yıkıcı dürtülerine karşı duracak donanıma sahip olup olmadıklarında. Mesele, yıkıcı ve sorumsuz özgürlüğe terk edilen alanın sınırlarının nerede çizileceğinde, özgürlüklerin suiistimalinde, genç ruhların ihlâlinde, porno, dehşet, tecavüz üzerine kurulu gösterilerin yaygınlığında, ‘sanat’ın bütün bunlara mazeret olabilmesinde.

Köle ticaretinin, beyaz kadın ticaretinin, işkence dehlizlerinin, engizisyonların geri gelmesi o kadar kolay, umumhane sahiplerinin saygın işadamları olarak alkışlanmaları o kadar kolay, ülkenin yağmalanmasına mazeretler uyduranlar öyle güçlüler, aydınlar öyle yorgunlar ki, ürkütücü.

Hayır, toplumun sorunlarını çözmenin, “değer yargılarından arındırılmış” bir toplum yaratmaktan geçtiği düşüncesi, doğru değil. Gelişmeler karşısında sessiz ve tarafsız kalanlarımız, sorumluluklarını bir kez daha değerlendirmelidirler.

02-21-2008, 19:22	#44
Kullanıcı Adı zümrüt	Yüzde 70 dinci, yüzde 30 laik’ klişesi doğru değil nedir bu ataizim düşmanlığınız laiklikle alıp veremediğiniz...erbakan hocanın yada bülent arınçın 2008 versiyonumusunuz :Dsizinle tartışmak boş siz herşeye kendi açınızdan bakıyorsunuz ben kaç yazımda belirtim başörtüsüne haklar dedim siz hala takıntı haline gelmiş ataizim e sataşmakla meşgulsunuz milli görüşün her şey benim düşüncem gibi şekillenirse dünya ancak o zaman kurtulur gibi bir saplantıyı hakkını vererek yaşıyorsunuz ;) ;) bravo durmak yok yola devam ;) :D

02-21-2008, 19:28	#48
Kullanıcı Adı zümrüt	Yüzde 70 dinci, yüzde 30 laik’ klişesi doğru değil milli görüş değil islam ....aynı şey gibi oldu chp = atatürk filan gibi ....yaa vallahi ikinizinden farkı yok onlar ulusalcı siz islamcı faşistsiniz aynısınız yaaa o yüzden birbirinizi yiyip duruyorsunuz ;) :D ;) :D

02-22-2008, 23:53	#50
Kullanıcı Adı LüGaT	Yüzde 70 dinci, yüzde 30 laik’ klişesi doğru değil Bir daha uğrarsanız okursunuz inşallah, tam bizim konuşmalarımız hakkında sözü bitiren bir makale, eminim kendinizden birşeyler bulacaksınız, Alev Alatlı: Doğru Değil Aydınların toplumun gidişatını etkilemek gibi bir “ahlâki sorumluluk”ları var mıdır, yoksa, Edward Said’in liberal aydınların çoğunda saptadığı gibi olan biteni “bir iyi, bir de kötü tarafından ele almak suretiyle” asli meselelerden soyutlanır, (ki, bu tutuma Said, ‘ahlâki korkaklık’ der) gidişatı seyretmekle yetinir hatta kendilerini akıntıya mı bırakırlar? Konuya ilişkin kişisel düşünce sürecimi başlatan, Noam Chomsky’nin 1967’de “New York Review”da yayınlanan “Entelektüellerin Sorumluluğu” başlıklı makalesidir. Chomsky, makalesine, sadece Alman ya da Japon değil, İngiliz ve Amerikan kamuoyunun İkinci Dünya Savaşı’nın misli görülmemiş vahşetindeki payını sorgulayarak başlıyor, “bir o kadar rahatsız edici” dediği, “aydın sorumluluğu”nu irdeliyordu. “Aydınlar, yönetimlerin yalanlarını teşhir edebilecek; icraatları, nedenleri, amaçları ve çoğu kez gizlenen niyetleri itibarıyla çözümleyebilecek durumdadırlar. En azından Batı dünyasında, bilgiye ulaşım, ifade özgürlüğü ve siyasi bağımsızlıklarından kaynaklanan güçleri vardır. Aydınların ayrıcalıklı bir bölümünün tahrif, yanlış takdim, ideoloji ve sınıfsal çıkar perdesinin altında gizlenen doğruları araştıracak eğitim, imkân ve konforları vardır. Bu ayrıcalıklar ışığında, aydınların sorumluluğu halkın sorumluluğundan çok daha derindir.” Öte yandan, “aydın sorumluluğu” denince akla onların “toplumu çözümleme ve ideoloji yaratma”daki rolleri gelir. Burada “ideoloji”den kasıt, “bir ahlâki inançlar dizini”dir ki, bu “dizin” toplumsal manivelâya dönüşür, halkın “hayat tarzını” değiştirmeye yönelir. Batılı aydınların, “düşüncelerini topluma mal etmek, toplumu dönüştürmek”ten vazgeçtikleri söylenir. Dahası, liberal akım, böylesi faaliyetlere dudak bükmekte hatta tepeden inme dayatmacılıkla suçlayabilmektedir. Çoğulcu demokrasiyi gerçekleştiren ülkelerde, “toplumların daha fazla dönüştürülmesi gerektiği” düşüncesi kaybolur. Güncel yaşam biçimlerine dair birkaç yorum getirilebilir ancak fark edilir bir şekilde dönüştürmeye çalışmanın “doğru olmadığı”na inanılır. Diğer bir anlatımla, “ideolojilerin ölümü” aslında, bir “aydınlar ittifakı”dır. İdeolojilerden vazgeçenler, halk değil, aydınlardır. Bu söylediğim, bir bakıma “reform yorgunluğu”na benzer ki, Türkiye’de yaşayan bizler, bunu Cumhuriyet aydınlarımızdan devrimci aydınlarımıza, “Özal” dönemi aydınlarımıza kadar, pek çok dönemde gözlemlemişizdir. Öyle görünüyor ki, servet ve güç kazanan ya da böylece kazanacağını “hisseden” aydınların arasında, toplumu olduğu gibi “kabul etmek” ve toplumun “itibar ettiği değerleri” yüceltmek hususunda bir mutabakat oluşuyor. Akademisyen–uzmanlar arasında da benzeri bir mutabakatın varlığından söz etmek mümkündür. Nasıl olmasın ki? Hem, örneğin, IMF’nin ince işleyişlerine akıl erdirecek mekanizmaların üstesinden gelecek, hem de daha adil bir toplumsal düzeni gerçekleştirecek ideoloji tertiplemeye çalışacaksınız! Hem, Kopenhag kriterlerini alkışlayacak, hem de, örneğin, gay barları rahat bırakmayacaksınız! Hem, “Türkmen” sözcüğünün “Irak” diye bir ülke yaratmak niyetiyle İngilizlerin uydurdukları bir sözcük olduğunu bilecek, hem de orada yaşayan insanlardan bahsederken “Türk” kelimesini ağzınıza almayacaksınız! Topu taca atmak, ahlâki değer yargısı içeren konularda açık tavır almaktan, önyargılı ya da bağnaz olmakla suçlanmaktan, olası itibar kaybını, muhtemel fonların kurumasını göze almaktan evlâdır. Topu taca atmak, gidişatı seyretmekle yetinmek, yani ideolojisizlik. Ne ki, “demokratik kurumların tam işlemesini sağlamanın, halkın kendi seçimini –ve dolayısıyla fedakârlıklarını– yapmasının önündeki engelleri kayıtsız şartsız kaldırmanın” yeni bir toplum yeşertmeye yetip yetmeyeceği şeklinde kadim bir mesele var. “Kadim” bir mesele, çünkü, insanlık tarihinin “ahlâki değerler tarafından denetlenmeyen özgürlüklerin şer lehine bükülmelerinin kaçınılmaz” olduğuna dair deneyimi de var. “Kurallar esnetilip, mezhepler genişletildikçe, kuralları ihlâl edenlerin alkışlanmaları hatta cezasız kalma ihtimalleri artıyor. Yasaları uygulamaya kalkan hükümetlerin karşılarına suçlunun ‘insan hakları’nın ihlâl edildiğini iddia eden binlerce avukat dayanır oluyor.” Mesele, “popüler kültür” diye geçiştirilen hatta akademisyenlere konu olan aykırılıkların kökünde yatan ideolojisizlikte. “Mesele”, toplumların insanoğlunun yıkıcı dürtülerine karşı duracak donanıma sahip olup olmadıklarında. Mesele, yıkıcı ve sorumsuz özgürlüğe terk edilen alanın sınırlarının nerede çizileceğinde, özgürlüklerin suiistimalinde, genç ruhların ihlâlinde, porno, dehşet, tecavüz üzerine kurulu gösterilerin yaygınlığında, ‘sanat’ın bütün bunlara mazeret olabilmesinde. Köle ticaretinin, beyaz kadın ticaretinin, işkence dehlizlerinin, engizisyonların geri gelmesi o kadar kolay, umumhane sahiplerinin saygın işadamları olarak alkışlanmaları o kadar kolay, ülkenin yağmalanmasına mazeretler uyduranlar öyle güçlüler, aydınlar öyle yorgunlar ki, ürkütücü. Hayır, toplumun sorunlarını çözmenin, “değer yargılarından arındırılmış” bir toplum yaratmaktan geçtiği düşüncesi, doğru değil. Gelişmeler karşısında sessiz ve tarafsız kalanlarımız, sorumluluklarını bir kez daha değerlendirmelidirler.

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)