AK Gençliğin Buluşma Noktası


Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 01-18-2012, 20:16   #1
Kullanıcı Adı
atmaca57
Standart YÜZYILLIK YALAN : DİNCİLER KIZLARINI OKUTMAK İSTEMİYOR...!
Laik Avrupa’nın ne kadar laik üniversitesi varsa hepsinde -evet birkaçında, çoğunda, tamamına yakınında falan değil HEPSİNDE- türbanla okumak mümkün. Hiçbir yasak, engelleme, gak guk yok! Avrupa’da durum bu: Avrupa’daki üniversitelerde AİHM türban aleyhine karar aldı diye yasak getirilmiş mi? El Cevap: Getirilmemiş! Bundan sonra getirilmesi de mümkün değil!
Dikkat buyurunuz: Arabistanlı Lawrence’ın ülkesinde yani İngiltere’de dahi yasak yok. Dahası, İngiliz hükümetinin sözcüsü, Fransa ve Almanya’daki türban tartışmaları vesilesiyle çıktı (Aralık 2003) İngiltere’deki üniversitelerde hiçbir zaman kılık kıyafet konusunda yasak konulamayacağını deklare etti...

YUH! DÜNYA'DA TEK TOTALİTER DEVLET BİZ KALDIK!!!
Dünyada durum ne?
Türkiye ve Tunus hariç gezegenimizdeki hiçbir üniversitede türban yasağı yok!
(Zaman:T.KORKMAZ:02.05.06)
Tunus’ta mahkeme kadınların kamuya ait işyerlerinde başörtüsü takmasının yasaklanmasını yasal bulmadı...Tunus lideri Bin Ali’de başörtülü kadınları ödüllendirdi.(Zaman: 17.10.2007)
Tunus Yüksek Mahkemesi, kamusal alanda başörtüsü takılmasını yasaklayan 102 numaralı kanunu anayasaya aykırı bularak geçersiz ilan etti, Cumhurbaşkanı Zeynelabidin Bin Ali ilk kez başörtülü bir üniversite öğrencisine ödül verdi ve son; Zeynelabidin Bin Ali’nin büyük kızının tesettüre girdi. (22.03.2009)





Okul birincileri törene peruk takarak katıldı

Dicle Üniversitesi'nin mezuniyet törenine okul birincileri türban takarak katıldı. 4 yıl boyunca peruk takarak üniversiteye devam eden Hukuk Fakültesi öğrencileri Ayfer Can ile Zehra Demir, puanları aynı olduğu için birinciliği baylaştılar. Can ve Demir, diplomalarını peruk takarak aldı. Diplomalarını Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem'in elinden alan her iki öğrenci, keplerini peruk üstüne taktı. Her yıl renkli geçen mezuniyet töreni, bu yıl sönük bir havada geçti. DÜ Rektörü Prof. Dr. Fikri Canoruç'un davet ettiği birçok kişi töreni katılmadı. Törene Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer mesaj gönderdi. ( Sabah:04.07.2004)


02/11/2003 : HÜRRİYET
Viyana'nın göbeğinde beş katlı bakımlı bir bina. 34 dairesinde Viyana üniversitelerinde eğitim gören tam 200 kız öğrenci kalıyor. Hepsi de imam hatip mezunu, türbanlı ve bu yüzden Türkiye'de üniversiteye gidememiş.
Şimdi Viyana'nın özgür havasını soluyup Avrupa'dan Türkiye'ye bakma ayrıcalığını yaşıyorlar. Onlara bu olanağı iki yıl önce kurulan Viyana Uluslararası Öğrenci Aktivitelerini Destekleme Derneği (WONDER) sağlıyor. Dernek eğitim masraflarını karşılamak için her öğrenciye Türkiye'den bir sponsor buluyor, yurt imkanı sağlıyor. Bu yolla eğitimine devam eden öğrenciler arasında İslami kesime mensup gazeteci, yazar ve akademisyenlerin kızları da var. Vakit Gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak'ın kızı Fatıma Zehra Dilipak'la Milli Gazete'nin Yazı İşleri Müdürü Ekrem Kızıltaş'ın kızı Betül Kızıltaş bu öğrenciler arasında.
Esra Sümeyye Özkan 22 yaşında. Osmaniye İmam Hatip Lisesi'ni bitirip Fatih Üniversitesi'ni kazanmış. Bir yıl sonra başlayan türban yasağı nedeniyle okulla ilişiği kesilmiş. Okumak için geriye tek yol olarak türbanın sorun olmadığı bir ülkeye gitmek kalmış. Ama ona da ailesinin olanakları elvermemiş. ‘‘Lisedeyken yurtdışında okuma hayalleri kurardım sık sık, ama olanak yoktu’’ diyor.
Özkan'ın imdadına Viyana Uluslararası Öğrenci Aktivitelerini Destekleme Derneği (WONDER) yetişmiş. Genç kız kendisine barınmak için yurt, eğitim masrafları için de sponsor olanağı sağlayan WONDER aracılığıyla Viyana'ya gelmiş. ‘‘Başlangıçta sıkıntılı oldu ama artık alıştım. Matematik okuyorum. Burada matematik felsefeyle içiçe. Ayrıca arkadaşlarımla bir edebiyat dergisi çıkartıyoruz. Bir yandan da Osmanlıca öğreniyorum’’ diyor. Türkiye'ye karşı buruk hisler taşıdığını ancak kırgın olmadığını anlatıyor: ‘‘Viyana'da insan olduğumu hissetmek bana huzur veriyor’’ diyor hüzünlü bir ses tonuyla.
Esra Sümeyye Özkan başını açmamak için yurtdışında okumak yolunu seçen tek öğrenci değil. Onunla birlikte 200 başörtülü öğrenci daha okuyor Viyana'da. Hepsi de imam hatip mezunu.
Üniversiteye girişte puan katsayısı farklılığına rağmen Türkiye'nin önde gelen okullarını kazanmışlar. Bazıları kayıt aşamasında karşılaşmış başörtü yasağıyla. Bazıları yasak nedeniyle okullarına girememiş, uzaklaşmak zorunda kalmışlar. Sonuçta onlar da tıpkı Esra gibi WONDER'e başvurmuş. İki yıl içinde dernek aracılığıyla Viyana'da tahsil yapmaya gelen kızların sayısı 200, toplam öğrenci sayısı ise 400'ü bulmuş.
Şimdi Viyana'nın göbeğinde beş katlı 34 daireli bir yurtta birlikte kalıyor, türbanı sorun etmeyen üniversitelerde eğitimlerine devam ediyorlar. Başlangıçta uyum problemi yaşasalar da şimdi türbanlarıyla istedikleri yere girip çıkıyor, bisikletleriyle dolaştıkları Viyana sokaklarında ilginç görüntüler oluşturuyorlar. Aralarında kay kay yapanlar da var. Çoğu Almanca'nın yanı sıra ikinci bir dil öğrenmeye başlamış. Okullarını bitirdikten sonra Fransa, İngiltere, Kanada gibi ülkelerde ihtisas yapacaklarını söylüyorlar.
Başörtülü öğrenciler bizi Viyana'nın ünlü Cafe Central'ine davet ediyor. Canlı müzik yapılan ve klasik müzik çalınan kafeye birlikte giriyoruz. Başörtüleriyle girdikleri mekanlarda garsonlar tarafından güleryüzle karşılanıyorlar. Tramvayda, metroda, okulda, hayatın farklı alanlarında oldukça rahatlar. Yabancı ellerde saygı görmek onları mutlu ediyor.
Sohbet türban, okul, Viyana üzerinde yoğunlaşıyor. Zeynep Esra Abay (21) Viyana Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde birinci sınıf öğrencisi. Daha önce Türkiye'de iki buçuk yıl İngiliz edebiyatı okumuş. Ailesi İstanbul'da oturuyor. Başörtüsü yasağıyla KKTC'de okurken karşılaşmış. ‘‘Özel bir üniversitede okurken başörtüsü yasağı sadece KKTC'li ve Türkiye'den gelen öğrencilere uygulandı. Diğerleri okuluna devam ederken biz apar topar okuldan atıldık. Bu çok zoruma gidiyor. Kıbrıs'tan ağlayarak ayrıldım’’ diye anlatıyor. ‘‘Her şeye rağmen dünyaya Avrupa'dan bakmanın ayrıcalık olduğuna inanıyorum.’’
Hilal Pala da (22) Zeynep Esra gibi iletişim okuyanlardan biri. O da İstanbul'dan gelmiş. Birinci sınıfta. Ailesinden ayrı olmaktan dolayı mutsuzmuş ancak arkadaşlarıyla kurduğu uyumlu ilişki onu rahatlatmış. ‘‘Burada olmak kolay değil. Burada olmak ve başarılı olmak Türkiye'de başarılı okumaktan daha zor. Dil sıkıntısı yaşıyoruz. Farklı kültürlerden insanlarla aynı kentte yaşamak artı şeyler katıyor hayatımıza. Doğuluyuz ama Batılı düşünmek zorundayız burada. Bunu başarabildiğimizde hayatımıza yeni şeyler katmış olacağız.’’
Zeynep Esra, Viyana'ya okumaya gelen 200 başörtülü arkadaşıyla birlikte Türklerin buradaki imajını düzelttiklerine inanıyor: ‘‘İstanbul'u görmeden, kent kültürü edinmeden birçok Türk buraya gelmiş. Buradaki yaşama adapte olana kadar çok büyük sıkıntılar yaşamışlar. Hoş olmayan izler bırakmışlar. Kısa sürede bu izleri, Türklerin olumsuz imajlarını sildik.’’
Hepsinin ortak hedefi ihtisas yaptıktan sonra Türkiye'ye dönmek. Yurtta kalan öğrencilerden 22 yaşındaki Hacer Tütüncü, ‘‘Viyana'da genç bir potansiyel oluşturuyoruz. Bu potansiyeli ileride Türkiye'ye kaydırmayı düşünüyoruz. Geri döndüğümüzde daha iyi bir Türkiye bulmak istiyoruz. Ümitliyiz. Yasaksız bir Türkiye istiyoruz. Yüzümüzdeki gülümsemeyle Viyanalıları şaşırtıyoruz. Başörtüsü sebebiyle eğitim hakları ellerinden alınan arkadaşlarımızın da yüzlerinin gülmesini istiyoruz’’ diyor.

Her öğrenciye eğitim masrafını üstlenecek bir sponsor buluyorlar
WONDER, Viyana'ya okumak amacıyla gelen imam hatip mezunu 13 Türk öğrenci tarafından iki yıl önce kurulmuş. Türkiye'de imam hatip liselerinden başarıyla mezun olan, üniversite imtihanlarında yüksek başarı gösterdikleri halde puan katsayısı ve başörtüsü nedeniyle istedikleri okullara giremeyen öğrencilerin Viyana üniversitelerinde okumalarına yardımcı oluyor. Onlara altyapı hazırlıyor, danışmanlık hizmeti veriyor. Dil öğrenmelerine yardımcı oluyor, sosyal aktiviteleri düzenliyor. Bu kapsamda son bir yıl içinde Türkiye'deki çeşitli üniversitelerden otuz beş bilim adamı ve yazar derneğin seminer programlarına katılmış.

SADECE İMAM HATİPLİLERE
İki yıl içinde 200 kız ve 200 erkek öğrenciye Avusturya'nın başkenti Viyana'da okuma imkanı sağlayan dernek öğrencilerini seçerek alıyor. Öğrenci seçiminde imam hatipli olmak birinci şart. Öğrencinin ÖSS puanı ve imam hatip lisesini bitirme notunun da yüksek olması gerekiyor. Zeki ve çalışkan olmak, ahlaki zafiyetleri olmamak derneğin aradığı diğer vasıflar.

NASIL ÇALIŞIYOR?
Bu kriterlere sahip öğrenciler WONDER'e başvurarak, Avrupa'da okumak istediklerini söylüyorlar. WONDER, öğrencilere üniversitelere nasıl başvuracaklarını, kabul alabilmek için nelere dikkat etmeleri gerektiğini anlatıyor. Viyana'da okuma hakkı kazanan öğrencilere vize, okul kayıtları ve Viyana'daki günlük yaşama ilişkin bilgi aktarıyor. Bütün bu danışmanlık hizmetleri ücretsiz.
Dernek öğrencilerin barınma sorununa da çözüm üretmiş. Erkek öğrenciler şehrin çeşitli yerlerinde tutulan dairelerde, kız öğrenciler ise beş katlı 34 daireli büyük yurtta kalıyor. Yurttaki daireler ve evlerin doğal gaz, elektrik gibi ortak giderleri öğrenciler tarafından karşılanıyor. Öğrenciler bunun için derneğe her ay 250 Euro ödüyor. Dernek aracılığıyla Viyana'ya gelen tüm öğrenciler WONDER'e üye olmak zorunda.

300 ÖĞRENCİYE BURS BULDULAR
WONDER, maddi imkansızlık nedeniyle sıkıntı çeken öğrenciler için burs buluyor. Dernek imam hatip mezunu olan ya da onları desteklemek isteyen işadamı, şirket ya da kuruluşlara başvurup, Viyana'da eğitime başlayan, yetenekli, ama maddi imkanları kısıtlı bir öğrenciyi okutmasını istiyor. Yani öğrenci ile burs veren kişiyi buluşturan bir köprü işlevi görüyor.
Para WONDER'e verilmiyor. Burs veren kişi parayı ismini öğrendiği ve masraflarını üstlendiği öğrencinin Avusturya'daki hesabına yatırıyor.
Viyana diğer Avrupa ülkelerine göre ucuz ancak Türkiye'ye göre oldukça pahalı bir kent. Öğrenciler barınma, ısınma ve yemek ihtiyaçlarını paylaştıkları için rahatlıkla geçinebiliyor. Bir öğrencinin aylık masrafı yaklaşık 500 Euro. 8 aylık bir eğitim döneminde bir öğrenciye verilen burs, Türkiye'ye gidiş dönüş uçak parası dahil beş bin Euro. Sistem ‘‘bir öğrenciye bir hayırsever’’ esasına göre çalışıyor.
Bu sistemle 400 öğrencinin 300'ü burslu olarak okuyor. 100'ü ise ailelerinden gelen parayla eğitimlerini sürdürüyor.

AVUSTURYA’DA EĞİTİM BEDAVA
Türk öğrencilerin Viyana'daki eğitim çabasına resmi makamlar destek veriyor. Okumak isteyen herkese üniversite kapılarını açan Avusturya hükümeti din, dil, ırk ayrımı yapmıyor. Yani üniversitelerdeki tek yabancı öğrenciler Türkler değil. Viyana'daki üniversitelere başvuran Türk öğrenciler, Türkiye'de dört yıllık bir üniversiteye yerleşmiş olduklarını ispatlamak zorunda. Bu yapıldığında diğer prosedürler öğrencilerin lehine işliyor.

Yurt binası şehrin merkezinde
WONDER, Viyana'nın göbeğinde, Döblingerhauet Caddesi'ndeki beş katlı, restore edilmiş kiralık bir apartmanda faaliyet gösteriyor. Bin sekiz yüz metrekare kullanım alanına sahip binanın giriş katı derneğin yönetimine ayrılmış. Diğer dört katta 200 kız öğrencinin kaldığı 34 daire var.

Binanın zemin katında öğrencilerin ortak kullanımına açık iki konferans salonuyla bir kütüphane bulunuyor. Bu salonlarda çeşitli sosyal aktiviteler, seminer ve konferanslar yapılıyor. Orada olduğumuz günlerde Bosna-Hersek Cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç'i anma toplantısı da burada yapıldı.
Kız öğrencilerin çoğu Viyana Üniversitesi'nde okuyor. Bir bölümü de Teknik ve Ekonomi Üniversiteleri'nde okuyor. Wirtschaft (Ekonomi), öğrencilerin kaldığı binaya en yakın üniversite. 200 metrelik mesafede. Teknik ve Viyana üniversitelerinde okuyan öğrencilerin çoğu okullarına bisikletle gidip geliyor. Apartmanın girişi öğrencilerin bisikletleriyle dolu.
Öğrencilerin kaldığı her dairede en az bir bilgisayar bulunuyor. Yirmidört saat internete bağlanabiliyorlar. Öğrenciler yemeklerini kendi paylaştıkları dairede nöbet sistemiyle kendileri hazırlıyor.
Öğrencilerin sosyal danışmanlığını WONDER Başkanı Yusuf Kara'nın eşi Nadire Kara yapıyor. Nadire Kara da başörtüsü yasağı nedeniyle Türkiye'deki edebiyat öğretmenliğini bırakarak Viyana'ya eşinin yanına gelmiş.
Kara ailesinin aynı binadaki evlerinin kapısı öğrencilere sürekli açık. Nadire Kara, Viyana'da okumaya gelen öğrencilere aile özlemi çektirmemeye çalıştıklarını söylüyor: ‘‘Burada anne baba özlemi çekmesinler istiyoruz. Maddi ve manevi tüm sorunlarını paylaşmaya çalışıyoruz. Viyana'da 400 çocuğumuza annelik babalık yapıyoruz. Yaptığımız işten mutluluk duyuyoruz’’ diyor.
WONDER Başkanı Yusuf Kara, neden sadece imam hatipliler, sorusuna şu yanıtı veriyor: ‘‘Türkiye'de imam hatipliler başarılı olmalarına rağmen istedikleri üniversitelere giremiyor. Bunların önünü açmaya çalışıyoruz. İstedikleri bölümü kazanmış olsalar bile Türkiye'deki başörtüsü sorunu nedeniyle istedikleri okula gidemiyorlar. Avrupa'daki üniversitelerde böyle bir sorun yaşanmıyor. Hem farklı dilleri öğreniyor hem de dünya standartlarında bir üniversite bitirmiş oluyorlar. Eğitim hakkının engellenmemesi ve ihtiyacı olanlara yardımcı olunması gerektiğine inanıyoruz.’’
Avusturya'da 180 bin Türk yaşıyor. Bunun 100 bine yakını Viyana'da. Viyana'daki Türkler WONDER'in bu organizasyonuna katkıda bulunuyor mu? Öğrencilere burs veren var mı? Bu soruya Kara, ‘‘Hayır, hiçbir destek görmüyoruz. Bursları Türkiye'den sağlıyoruz’’ diye cevap veriyor. Yusuf Kara, WONDER'in hedeflerini şöyle sıralıyor: ‘‘Öncelikle mevcut öğrencilerin akademik kariyerlerini yapmalarını sağlamak. Kariyer yaptıktan sonra Türkiye'ye dönerek, ülkeye faydalı birer bilim adamı olmalarına katkıda bulunmak. Türkiye'deki mağduriyet devam ettiği sürece başarılı olanları desteklemeye devam edeceğiz.’’

FATIMA ZEHRA DİLİPAK (20)
Bir Müslüman olarak Hıristiyan teolojisi öğrenmemde sakınca yok
İslami kesimin tanınmış yazarlarından Abdurrahman Dilipak'ın kızı Fatıma Zehra Dilipak da WONDER aracılığıyla Viyana'da okuyan öğrencilerden. Zehra Dilipak İslam Akademisi'nde okuyor. Almanca ve Arapça eğitim alıyor. İslam Akademisi'ni bitirdiğinde din öğretmenliği yapabileceğini söylüyor. Türkiye'de kendisiyle ilgili yayımlanan haberler için ‘‘rahatsız oldum’’ diyor. Akademi eğitiminin yanı sıra Katolik Üniversitesi'nde misafir öğrenci sıfatıyla dersler almaya başlayacağını da doğruluyor: ‘‘Bir Müslüman olarak Hıristiyan teolojisini öğrenmemde hiçbir sakınca yok. Türkiye'de üniversiteyi kazandığım halde başörtülü olduğum için kayıt yaptıramadım. Kayıt belgem olsaydı burada normal eğitime geçecektim. Eğitim hakkımız elimizden alındı.’’

ELİF OYUK (21)
Bilkent’te çok iyiydim şimdi derslerimde daha vasatım

Balıkesir Gönen İmam Hatip Lisesi'ni iyi bir dereceyle bitirdikten sonra Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler'i kazandım. Birbuçuk yıl sonra, başörtüsü yasağı başlayınca Viyana'ya geldim. Almanca öğrenmekte çok zorlandım. Hálá da iyi derecede öğrendiğimi söyleyemem. Derslerde zorlanıyorum. Bilkent'te derslerim çok iyiydi. Şimdi vasatım. Hepsi benim dışımda gelişen olaylar bunlar. Birey olarak olanlardan çok büyük zarar gördüm. Hayatımı değiştirmek zorunda kaldım. Burada arkadaşlarımla her şeyi paylaşıyoruz. Gezi ve spor alanları çok fazla. Hepsinden yararlanıyoruz ancak Türkiye'de okuyamamanın burukluğunu bir türlü üzerimden atamıyorum.

MELİKE UYAR (22)
Burada çekingen değilim tiyatro, sinema, opera hepsinden yararlanıyorum

Yozgat İmam Hatip Lisesi mezunuyum. Bilgi Üniversitesi'nden sonra Viyana Ekonomi Üniversitesi'ne kaydoldum. Burada herkesin yararlandığı sosyal imkanlar var. Okulda sadece benimle aynı kaderi paylaşanlarla değil Avusturyalı arkadaşlarımla da iyi diyaloglarım var. Burada çekingen değilim. Tiyatro, opera, sinema ne varsa bütün imkanlardan yararlanıyorum. Türkiye'de istikbal endişem yok. Eğitim alırken hem kültürünü hem de ticaretini inceliyorum Viyana'nın. Türkiye'ye dönünce kendi işimi kurmayı düşünüyorum.

WONDER’İN DANIŞMANI MATUŞKA BEY
Entelektüel Müslümanların sayısının artması önemli

Türk öğrencileri çatısı altında toplayan WONDER'in danışmanı bir Avusturyalı. Muhammed Yusuf Matuşka’ya öğrenciler soyadıyla hitap ediyor. Matuşka Bey, Türklere yabancı değil. Meslek hayatının son üç yılını Ankara'da Avusturya Başkonsolosu olarak geçirmiş Muhammed Yusuf Matuşka. Matuşka Bey'in ilginç bir yönü de genç yaşta İslamiyet’i seçmiş olması. Daha 17 yaşında tanışmış İslam’la. Sonra Müslüman olmuş. Müslüman olması mesleğinde yükselmesine engel olmamış. Uzun yıllar ülkesini konsolos olarak başarıyla temsil etmiş. Şimdi 64 yaşında, WONDER'in danışmanlığını yapıyor, Türk öğrencilerle Avusturya makamları arasında köprü oluyor. ‘‘Kıyafetin belli bir parçasının yasaklanması ister Türkiye'de, ister Fransa'da ya da Almanya'da olsun, devletin vatandaşlarının kişisel özgürlüğüne müdahale etmesidir. Özgür ve demokratik anayasaya aykırıdır’’ diyor. Avusturya'da yaşayan İslam topluluğu için entelektüel Müslümanların sayısının artmasının çok önemli bir gelişme olduğunu söylüyor. Öğrencilere yardımcı olmanın kendisini mutlu ettiğini, Türk öğrencilerin eğitimlerini en iyi şekilde bitirmek için çok çaba harcadıklarına inandığını anlatıyor.

SÜMEYYE DURSUN (19)
Felsefe öğreniyorum
Gaziosmanpaşa Kazım Karabekir İmam Hatip Lisesi'ni bitirdim. 16 yaşımda üniversiteyi kazandım ve başörtüsü sorunu yok diye Bilgi Üniversitesi'nin matematik bölümünü tek tercih olarak seçtim. Yasak oraya da geldi, ben de buraya geldim. Sinemayla ilgiliyim. Felsefe, Almanca ve Fransızca öğreniyorum.

NEVİN ÖZTÜRK (22)
Bazen sıkılsam da Viyana güzel
Viyana'da mimarlık okumak geçmişte yaşadığım sıkıntıları unutturuyor. İstanbul Kartal İmam Hatip Lisesi mezunuyum. Beykent Üniversitesi Mimarlık Bölümü'nde geçen bir yılın ardından buraya geldim. Bazen sıkılsam da Viyana güzel bir kent. Kanada'da ihtisas yaptıktan sonra Türkiye'ye döneceğim.

AYŞEGÜL ARAR (22)
Wonder’i 12 arkadaşımla beraber kurduk
Viyana'ya ilk gelen ve 12 arka-daşımla WONDER'i kuran ekipte yer aldım. Diş hekim-liğinde okuyorum. Burada uzmanlık yaptıktan sonra ülkeme döneceğim. Viyana 20 gün kalmak ya da gezmek için ideal bir kent. Sokaklarda sanki bir labirentte dolaşıyormuşum gibi oluyorum. Tarihin ağırlığını hissediyor insan burada. Belki de bana öyle geliyor.

SAADET PEKZORLU (22)
Buraya karanlık bir ruh hakim
Bursalıyım ve imam hatibi Bursa'da okudum. Yeditepe Sistem Mühendisliği'nde okurken Viyana'ya geldim ve ekonomi okuyorum. Viyana büyük bir müze gibi. Ancak karanlık bir ruh hali hakim kente. Burada kalmayı düşünmüyorum. Tarihi, kültürü, yeşili, her şeyden önemlisi Bursa'daki insani ilişkiler çok sıcak. Burayı soğuk buluyorum.

Ukrayna'daki üniversitelere türbanlı öğrenci akını var. Tıp ve diş hekimliğini tercih eden öğrenciler,
üniversitede mescit bile açtırdı



Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen nisanda fahri doktora unvanı aldığı Kiev Teknik Üniversitesi'nin de aralarında bulunduğu Ukrayna'daki üniversiteler, türbanlı Türk öğrencilerin yeni gözdesi oldu.
Ukrayna'ya öğrenci gönderme hakkına, Taşdemir Şirketler Grubu'na bağlı Kota Eğitim sahip bulunuyor. Şirket, turizm ve inşaat yatırımlarına devlet desteği alabilmek amacıyla Ukrayna Eğitim Bakanlığı ile özel bir stütü anlaşmasına imza atmış. Böylece, ülkedeki 45 üniversiteye her yıl 550 öğrenciyi 'kayıtsız şartsız' gönderme hakkına sahip olmuş.
2000'den bu yana Türkiye'den bini aşkın öğrenciyi tıp, ekonomi gibi dallarda Ukrayna'ya eğitime gönderen Kota Eğitim, İslami basına ilanlar verdi.
Türbanlı kız silueti olan ilanlarda, Ukrayna'daki eğitim imkânı anlatılarak öğrenci çekmeye çalışılıyor.

Notlara bakılmıyor
Taşdemir Eğitim Grubu Başkan Yardımcısı ve Medya Planlama Uzmanı Emre Ünal'ın verdiği bilgiye göre, yapılan özel statü anlaşmasına göre, kayıt sırasında birçok bölümde Türk öğrencilerin notlarına dahi bakılmıyor. Aslında bu üniversiteler, diğer ülkelerden gelen öğrencileri, lise başarı ortalamalarına göre seçiyor. Ünal, bu anlaşmayla Türk öğrencilerin istedikleri dalda eğitim alma şansını yakaladıklarını vurguluyor.

Kurumlar AB'ye uyumlu
Güzel Sanatlar Bölümü için bile yetenek sınavına girilmiyor. Yıllık eğitimin bedeli ise yurt, kayıt, danışmanlık hizmetleri dahil 2500-4000 bin dolar arasında değişiyor.
YÖK tarafından denkliğe sahip tek üniversite, KİEV Teknik Üniversitesi olmasına rağmen, diğer tüm kurumlar Avrupa Birliği'ne uyumlu. Bu nedenle, öğrencilerin Avrupa'daki üniversitelere geçiş hakkı bulunuyor.

En gözde bölüm tıp fakütlesi
Ünal'ın verdiği bilgiye göre, 2000'den bu yana gönderilen binin üzerindeki öğrencinin yüzde 30'u kız ve neredeyse tümü türbanlı. Öğrenciler, kıyafet zorunluluğu olmaması nedeniyle tercih ettikleri üniversitelerde, dini inançlarını uygulamak amacıyla tıp fakültesi 3. sınıf öğrencisi bir kız öğrencinin girişimiyle mescit bile açtırılmış.
Ünal, "Ukrayna'ya gidenlerin yüzde 90'ı başörtülü. Genellikle tıp ve diş hekimliğini tercih ediyorlar. Yurtlarda çok rahat ediyorlar. Genellikle Arap ülkelerinden gelen öğrenciler de orada" dedi. Ünal, bu sene kayıtlara büyük ilgi olduğunu söyledi.
( Milliyet :27 Ağustos 2004 )
Başörtülü kariyer

Üniversitelerde uygulanan başörtüsü yasağı ne Etiler İmamı'nın kızı Nagihan Haliloğlu'nu ne de Tıp Fakültesi'ni yarıda bırakmak zorunda kalıp yurt dışına çıkan Nurevşan Bastem'i yıldırmadı. Eğitimlerini Avrupa ülkelerinde tamamlayan bu iki genç, şimdi Almanya'da hem çalışıp hem de akademik kariyer yapıyor
<li class="muhabir"> AYŞE OLGUN
Okullarda uygulanan başörtüsü yasağı 'azmin' önüne engel olamadı. Okuma hayallerinin peşine takılan Nagihan Haliloğlu ve Nurevşan Bastem yurt dışına okumak için giden ilk başörtülüler arasında. "İlim Çin'de bile olsa gidip öğrenin" Hadis-i Şerif'inin açtığı yolda ilerleyen Haliloğlu ve Bastem başarılarla dolu okul yıllarının ardından şimdi de yurt dışında mesleklerini aynı başarıyla sürdürüyorlar.

Etiler Cami İmamı'nın kızı olan Nagihan Haliloğlu, babasının verdiği destekle Boğaziçi Üniversitesi'nden mezun olduktan sonra Oxford'a gidip 2 ayrı alanda mastır yapmış. Doktorasını ise şimdi Almanya'da sürdürüyor. Haliloğlu, çevirmenlik yanında edebi eserleri de Türkçe'ye kazandırıyor.
OKULU 10 AY ÖNCE TAMAMLADI
KTÜ Tıp Fakültesi'ni başörtüsü yasağı yüzünden birinci sınıfta bırakan Nurevşan Bastem ise Almanya'da din görevlisi olarak çalışan babasının yanına gidip yarım kalan eğitimini orada tamamlamış. Çiçeği burnunda genç doktor şimdi bir yandan Almanya'da yaşayan Türklerin sağlık sorunlarıyla ilgileniyor diğer yandan da Doğu Anadolu Bölgesi'nde birinci sırada yer alan kanser hastalıkları üzerine akademik çalışmalarını sürdürüyor. Bastem Almanya'ya ailesinin yanına gittiğinde önce dil kursuna yazılmış ve iki ayrı dil kursunun ardından girdiği sınavla Heidelberg Üniversitesi'nde tıp eğitimi almaya başlamış. Okulu 10 ay önceden başarıyla tamamlayarak Almanya'da hastanelerde çalışmaya başlayan Bastem, başörtüsü problemi olduğu mesleğini yurt dışında sürdürmeyi düşünüyor çünkü akademik kariyerini yükseltmek istiyor. Bir yandan da Almanya'da yaşayan gurbetçilerin sağlık alanında kendisi gibi Türk doktorlara ihtiyacı olduğunu düşünüyor.
UZMANLIK ALANI KADIN DOĞUM
Uzmanlık alanı olarak kadın doğum hastalıklarını seçen Bastem, yan dal olarak ise kanseri seçmiş. Dünyada ölüm sebepleri arasında birinci sırada kalp hastalıkları varken Doğu Anadolu Bölgesi'nde neden ilk sırada gırtlak ve mide kanserinin görüldüğünü şimdi araştırıyor.Aynı zamanda Muş'ta kanserli hastaların kurduğu Onko-Sev Derneği'yle de kanserin teşhisi ve tedavisi konusunda ortak çalışmalar yürütüyor.
KANSER ÜZERİNE ÇALIŞIYOR
Nurevşan Bastem Almanya'da tıp eğitimi alarak meslek hayatına atıldı. Akademik çalışmalarını kanser üzerine yoğunlaştırdı.
Etiler İmamı'nın 'farklı' kızı OXFORD'da
Boğaziçi Üniversitesi'nde kimya eğitimi aldıktan sonra yurt dışına çıkan ve İngiltere'de Oxford Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı ile Osmanlı Edebiyatı Tanzimat Dönemi Fatma Aliye üzerine iki ayrı alanda mastırını yapan Nagihan Haliloğlu, şimdi de Almanya'da Heidelberg Üniversitesi'nde doktora çalışmasını sürdürüyor. İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca ve Arapça bilen Haliloğlu, bir yandan İngiliz Dili ve Edebiyatı alanında doktorasını yaparken diğer yandan da hem kitap çevrileri yapıyor hem de başkanlığını Ayşe Böhürler'in yürüttüğü ve çeşitli Avrupa ülkelerinde gerçekleşen Avrupa Kadın Müzakeresi Toplantıları'nda tercümanlık yapıyor. Babasının Etiler Camii'nin imamı olduğunu söyleyen ve bu yüzden çocukluk ve genç kızlığının ağırlıklı olarak sosyetenin oturduğu bu semtte geçtiğini anlatan Haliloğlu, okul yıllarında başörtüsü takan semtteki sayılı başörtülülerdenmiş. Bu yüzden de Oxford'da başörtülü olarak eğitim görürken alışık olduğu bu duygudan dolayı kendini çok fazla yalnız hissetmemiş. Yani Haliloğlu'na göre Etiler'in başörtülü 'farklı' kızı olarak o günlerde Avrupa'da eğitim hayatının bir anlamda provasını yapmış. ( Yeni şafak:3 Ekim 2005 )


... Türkiye’de üniversite eğitimi alma imkanı bulamadığı için 1998’den bu yana dünyanın dört bir tarafına dağılan binlerce genç, iyi bir eğitim, birkaç yabancı dil ve epeyce tecrübeyle geri dönmeye başladı. Bu kez de denklik ve istihdam sorununa takılan öğrenciler, “Bundan sonra ne olacak?” sorusunun cevabını arıyor...Türkiye’den giden öğrenciler, genellikle iyi diploma derecesi ile geri dönüyor. Yabancı dilde eğitim almalarına rağmen başarılarıyla hocalarının takdirini kazanmalarını kendilerine sunulan ikinci şansın hakkını vermek olarak tanımlıyorlar. Olumlu imajları, tıp fakültesi mezunlarının yurtdışında uzmanlığa kabul edilmelerini de kolaylaştırıyor. Büyük kısmı bu imkânı değerlendiriyor ve okullarını tamamladıkları halde Türkiye’ye dönmüyor... Mağduriyet yurtdışına sürüklüyor ... ( Aksiyon :31.10.2005 )







BUNLARDA BAŞÖRTÜLÜ (!)
Tövbe etmişlerdir ümidi ile gözleri bantlanmıştır !

Kendilerine kızmıyor, dua ediyoruz...onlarda bizim bacılarımız...Sadece bilinç eksiklikleri var ...!

 

atmaca57 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 01-18-2012, 20:37   #2
Kullanıcı Adı
nihani
Standart
''Türban değil baş örtüsü.'' RTE
nihani isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta