![]() |
#1 |
![]() ![]() ![]() Süzülmüş lâl mürekkep kamıştan biraz utangaç biraz kırılgan En güzel yazısını düşürmüş hattat ebruli bir vakte Ve zaman şerh düşmüş ayrılığa … Bir ayrılık ki hüznü düşer gölgeye minarelerin Bir ayrılık ki neşvu nema bulmaz iklimler Ayrılık ki alınyazısı aşkın... İftirak, çığlıklardan arta kalan susuşların adı Fi zamanlardan kalma soylu sancılar yumağı İpek mendillerde unutulmuş kurumuş gül dalı… Bilmem bu kaçıncı gidiş faslıdır Dönüşü olmayan yollarda atılan kaçıncı adım, kaçıncı soluklanış Vakit gitmeleri vuruyorsa, bırak bu sevdada eksik kalsın fasl-ı veda Bir kertik çizik olsun ardında kalan Boynu bükük gelincikler kana boyasın ellerimi Ve tarihler düşsün taşlara ne de olsa en çok siyah yakışır beyaza.. Karanlığa bir şebnem busesi düşmüş Seher kuşlarım vurulmuş hiç yere... Aydınlık dokumuş nakışını zamana Lâhuti bir sessizlik... Ve ezanlar düşer payıma saba makamı
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() paylaşımın için teşekkürler(+)
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 | |
![]() Alıntı:
|
||
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|