AK Gençliğin Buluşma Noktası
Alt 04-20-2011, 03:13   #101
Kullanıcı Adı
Ammar
Standart
kırpılan yazı

İstihbarat Koordinasyon Kurulu Raporu

“Amaç Kürt-İslam devleti kurmak:

Hizbullah'ın gerçek amacı; İran'dakine benzer bir Kürt-İslam devleti kurmaktır. Kelime anlamı olarak Hizbullah, “Allah'ın Partisi” anlamına geliyor. Hizbullah Terör Örgütü mensupları kendilerini “Allah'ın Askerleri” olarak nitelendiriyorlar. Örgüte karşı mücadele eden herkesi ise “Hizbuşeytan” olarak tanımlıyorlar.

Hizbullah Terör Örgütü'nün amacı, mevcut anayasal düzeni yıkarak yerine İran rejimini esas alan şeri hükümlere dayalı bir devlet kurmak. Örgüt, amacına ulaşmak için Hizbullahi Mücadele Metodu'nu seçmiştir. Hizbullah Terör Örgütü'nü diğer İslami örgütlerden ayıran temel fark cami eksenli olması. Amaç; kitleleri cami çevresinde ve camiye bağlı olarak örgütlemek ve örgütlenme içinde silahlı birimler tesis ederek 'İslami Devrim'e ulaşmak.

Hüseyin Velioğlu ve arkadaşları, 80 sonrası cemaat (örgüt) fikrini benimseyerek, Diyarbakır'da “İlim Kitabevi” adında bir dükkan açtılar ve çalışmalarını burada başlattılar. Bu arada, kendilerinden kopan bir grup, 1984 yılında, başını Mehmet Ali Bilici'nin çektiği, yeni bir oluşum Batman ilinde ortaya çıktı. Grubun düşünceleri arasında kendileri dışında herkesin kafir olduğu, devlet kontrolünde bulunan camilerde namaz kılınamayacağı, cami imamlarının kafir olduğu da yer alıyordu.
Bu grubun başını Ali Bilici, Şefik Polat, Ekrem Baytab, İhsan Deniz gibi isimler çekiyordu. 84 yılından beri var olan bu grup İslami Hareket Örgütü adını almıştır.

1985/1986 yılları arasında Hüseyin Velioğlu'ndan kopan ve başını Diyarbakırlı Molla Yasin Ekinci ve oğlu Molla Abdulvahap Ekinci'nin çektiği bir molla grubu Hüseyin Velioğlu'nun liderliğinde bir İslami mücadele olmayacağını ileri sürerek, “Vahdet” isimli yeni bir grup oluşturmuştu.

Hüseyin Velioğlu kendisinden kopmalar olmasına rağmen Diyarbakır ilinde İlim Kitapevi çevresinde faaliyetlerini sürdürüyordu. 1980 ve 1990 yılları, Hüseyin Velioğlu'nun kurduğu ve yönettiği örgütten yeni kopmalarla geçti.

1989 yılında Velioğlu'na bağlı İstanbul İl Sorumlusu Hasan Şengül ve örgütün ikinci adamı Fidan Güngör, örgütten ayrılıp birlikte “Menzil” grubunu kurdular. 1991 yılında da Batman'da başını Molla İhsan Yeşilırmak ve Abdurrahman Ensari'nin çektiği bir grup, Menzil'e katıldı.

PKK-HİZBULLAH ÇATIŞMASI:

1992/93 yıllarında güvenlik güçlerinin PKK'ye karşı operasyonları yoğunlaştırmasından yararlanan Hizbullah örgütü, Batman başta olmak üzere Diyarbakır'ın Silvan, Mardin'in Kızıltepe ve Nusaybin İlçesi'nde örgütlenme faaliyetlerine başladı.

PKK, 1991 yılının ikinci yarısında Mardin'in İdil İlçesi'nde, Hizbullah Örgütü mensubu bir şahsın evini basıp, ev sahibi ve eşini öldürdü. Bu olay, Hizbullah Örgütü İlim Kanadı'ndan kopmaların durmasına neden oldu. Velioğlu PKK'ye karşı bir taktik geliştirdi. PKK ve HADEP'in şehir merkezlerindeki belli başlı adamlarına karşı eylem başlattı. Silahlı eylemlerin yanı sıra bıçaklı ve satırlı saldırılarla da gündeme geldi. Güvenlik güçlerinin operasyonlarıyla PKK örgütünün kırsal ve kent merkezlerinde kontrol edilebilir hale getirilmesiyle, gözler bu kez Hizbullah'a çevrildi. PKK bu kanlı döneminde, Hizbullah Terör Örgütü'nü, kontrgerilla olarak nitelendirdi.

Menzil grubu ile Hizbullah-İlim Grubu arasında karşılıklı suçlamalarla gerginleşen ilişkiler Menzil Grubu'nun Batman'da saldırıya geçmesi ile başladı. İki grup arasındaki anlaşmazlık noktaları şunlardı:

-Hizbullah-İlim Grubu PKK ile savaşının, İslam- kafir savaşı olarak tüm gruplarca tanınmasını istemektedir.

-Hizbullah-Menzil Grubu ise, PKK ile çatışmanın devlete yarayacağını söylenmektedir.

Neticede Menzil ile İlim gruplarının çatışması Menzil Grubu'nun Güneydoğu bölgesinden silinmesi ile noktalandı. İstanbul'da İlimcilerce yakalanan Menzil Grubu lideri Fidan Güngör'ün akıbeti ise hâlâ bilinmemektedir. Örgüt içinde yaşananlar, karşılaşılan olaylar, Velioğlu'nun durum değerlendirmesi yapmasına neden oldu. Askeri kanadı batı illerine göç ettirerek işe başladı.

Türkiye Cumhuriyeti ile fiili çatışmanın ilk olayları 95 yılında başladı. Bundan sonra amacı batı illerindeki alt yapısını tamamlayarak, Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı harekete geçmek olacaktır...

Hizbullah Terör Örgütü'nün, diğer illegal ve radikal dini esaslara dayalı örgütlerle bağlantısı bilinmemektedir. Ayrıca İranlılar'ın Batman iline ve Şırnak'ın İdil ilçesi Tepe Köyü'ne gelerek Hizbullah Terör Örgütü elemanları ve sempatizanları ile görüştükleri yakalanan örgüt mensuplarının ifadelerinden de anlaşılmıştır.

Kayseri ve İstanbul illerinde 89 yılından itibaren örgütsel faaliyetleri devam etmekte. Diğer batı illeri olan Ankara, İzmir, Bursa, Manisa, Muğla, İzmit, Adapazarı ve Konya'da da taban çalışmaları sürüyor. Karadeniz'de de üniversite öğrencileri düzeyinde örgütsel bir çalışması var. Güneydoğu, Doğu Anadolu ve Akdeniz bölgelerinde deşifre olan örgüt mensupları, hızla batı illerine göç ettirilerek buralarda örgüt faaliyetlerini devam ettiriyorlar.

Örgüt içinde, eylemlerde deşifre olmuş veya yakalanması muhtemel örgüt mensupları tedbir olarak başka illere zorunlu olarak göç ettiriliyor. Bu yer değişikliğine örgüt terminolojisinde “Hicret” denilmektedir.

Örgüt mensuplarının Legal ve illegal yollardan İran'a gittiklerinde, Devrim Muhafızları Komutanı Resul'un karşıladığı .

Örgüt camilerde zekat adı altında para toplayarak, kadınların bileziklerini alarak, infak adı altında gıda, yiyecek malzemesi toplayarak finans sağladı. Genellikle dini duyguları ve propagandayı araç olarak kullanıp yardım toplayan örgüt, silahlarının büyük bir kısmını ise 1992/1993 yılları arasında çatışmaların tırmandığı ortamda köylerden yardım adı altında topladı. Bu silahlar, kalaşnikof, makarof ve takarof tabancalardan oluşuyor. Örgütün diğer gelir kaynakları arasında ise bağış, kurban derileri, kaset satışları, çiftçi hasat mahsulünden pay, kaçırılan şahıslar için alınan fidyeler, çeşitli adlarla camilerden toplanan paralar, fitre, sadaka ve hibeler geliyor.

ÖRGÜTÜN ÇALIŞMA ŞEKLİ

Hedef belirlenmesi:

1- Bilgi toplama
2- Bilgilerin değerlendirilmesi
3- Eylem kararı alma
4- Planlama ve görev bölümü

Eylemin gerçekleştirilmesi:

1- Tetikçi, eylemi fiilen gerçekleştirir
2- Korumalar, eylem sırasında tetikçiyi korur ve merak nedeniyle toplanan kalabalığı havaya ateş atarak dağıtır, kaçar.
3- Gözcü eylemin gerçekleşmesi esnasında dışarıdan gelebilecek engellemeleri takip eder.
Eylemi gerçekleştirenlerden bir tanesi verilen zamanda kontrol noktasına gelmediği takdirde yakalandığı düşünülerek, diğer eylemciler örgüt tarafından hemen hicret ettirilirler. Eylemden sonra deşifre olmuş veya beşeri ilişkileri örgüt açısından sakıncalı hale gelmiş, yakalanması söz konusu olan örgüt elemanları, tedbir olarak, “Mahkum evi” tabir edilen yerlerde hiç dışarıya çıkmadan aylarca, bazen yıllarca zorunlu ikamet ettirilir. Mahkum evi, yerleşim merkezlerinde hiç dikkati çekmeyecek mevkilerden seçilir. Bu evlerde kalan şahısların bütün ihtiyaçları deşifre olmamış örgüt elemanları tarafından karşılanır. Harcamalar da örgütçe sağlanmaktadır.

Örgütün kısa vadeli hedefleri:

1- Askeri kanadın tamamlanarak şehir ordusu ve kırsal kesim ordusu şeklinde tesis edilmesi
2- Cami yapılanmasının Türkiye genelinde tam olarak oturtulması
3- Devletin Hizbullah içine sızmasını imkansızlaştırmak ve bu konuda hiçbir taviz vermemek.
4- Türkiye'deki diğer islami örgütlerin dağıtılarak, tabanın Hizbullah'a kaydırılması sağlamak.

Uzun vadedeki hedefler:

1- Halkın devlete karşı gösterilen şekilde, harekete geçmesi
2- Milyonlarca kişiden oluşturulacak Muhammed Ordusu'nun fiili olarak devletin güçlerine karşı harekete geçmesi
3- Devlet kurumlarının işgali ve İslam devletinin resmen işgali

Bölgede öldürülen Hizbullah mensuplarının toprağa verildiği ve örgütün şehitlik adını verdiği Silvan'ın Yolaç ile Çınar'ın Bulutçeker köyünde iki mezarlık bulunuyor. Öldürülen örgüt elemanları bu mezarlıklarda toprağa veriliyor. Özellikle dini bayramlarda mezarlığı yüzlerce kişi ziyaret ediyor. İran'dan Türkiye üzerinden Lübnan'a giden yolcular da bu şehitliklerde konaklayıp dua okumaktadır.

Örgütün cezaevlerini birer eğitim merkezi olarak gördüğü ve buralara giren örgüt sempatizanlarının militanlaştırılarak, cezaevlerinden tahliyelerinden sonra eylemlerde faal bir şekilde kullanıldıkları kesindir.

Mensuplarının yatmakta olduğu cezaevlerinde yürütülecek faaliyetlerle ilgili olarak Hizbullah Terör Örgütü tarafından görevlendirilen cezaevi sorumlusu bulunur. Cezaevine giren her örgüt mensubu ilk etapta polis sorgusunda neler sorulduğunu ve kendisinin polise anlattıklarını da içeren bir rapor hazırlayarak en kısa sürede örgüte ulaştırır.

Cezaevi sorumlusu perde arkasında kalarak, yönetime karşı göstermelik birini öne çıkarır. Cezaevi sorumluları ile örgüt yönetimi arasında haberleşme özel olarak seçilmiş kuryeler (avukatlar) ile sağlanır. Cezaevlerinde tutuklu bulunan örgüt mensupları hasta oldukları bahanesiyle aldıkları ilaçları kuryeler vasıtasıyla örgüte gönderirler. Koğuşlar, örgüt elemanları tarafından nöbet tutulmak sureti ile kontrol altında tutulmaktadır. Cezaevinde örgütsel faaliyetlere iştirak etmeyenler, uyarı olarak darp edilmekte veya hakkında öldürülme kararı alınanlar varsa şahsın tahliye olmasından sonraya bırakılmaktadır. Bu da sempatizan dahi olsa, cezaevine giren tüm örgüt mensupları üzerinde büyük bir otorite ve baskı unsuru olmaktadır.

Hizbullah'ın gerçek amacının bir Kürt-İslam devleti kurmak olduğu ve devletin ilgili mekanizmalarının örgüte karşı bir an önce harekete geçmesinin gereğine işaret edilmektedir. Çöküş süreci yaşayan PKK'nin kötü durumunu fırsat bilerek güçlenme hesabı içindedir. 'Örgüt, sadece laik demokratik rejim açısından değil, ülke bütünlüğü açısından da tehlikeli bir özellik göstermektedir'



Üst düzey örgüt mensuplarının İran'a gittikleri, burada askeri ve siyasi eğitim gördükleri, doğu illerinden kılavuzlarla yaya olarak sınırı geçtikleri veya pasaportla yasal yollardan İran'a gittikleri, kendilerini Hizbullah örgütünün, İranlı yetkililerin ve Devrim Muhafızları Komutanı Resul'un karşıladığını, lüks bir villada siyasi eğitim verilmesinin ardından, Tahran yakınlarında bir dağda askeri eğitim aldıklarını, eğitimin yaklaşık 1.5 ay sürdüğünü, İran'ın Kum kentinde Cemaati/Hizbullah örgütünü Silvanlı Melle Enver'in temsil ettiğini itiraflardan anlaşılmıştır.

Hizbullah'ın temel stratejisi yeterli sayı ve imkan bulunduğunda silahlı mücadeleye, cihat aşamasına geçilmesidir. Örgüt 'tebliğ, cemaat ve cihat' üçlü stratejisi doğrultusunda hareket eder.

Örgüt genel emiri (Genel Başkan) her şeyi belirler. Ondan sonra şura (Yürütme Kurulu/Merkez Karar Kurulu) gelmektedir. Şura üyeleri, Tebliğ, İçtimai, Askeri ve İstihbarat olarak dört ana kolun sorumlularından oluşmaktadır.

1994 yılında Diyarbakır, Mardin ve Batman gibi illerde gruplara yönelik olarak gerçekleştirilen başarılı operasyonlar neticesi, bu illerde faaliyet gösteren örgüt mensuplarının Adıyaman, Adana, Şanlıurfa, Muş, Bingöl ve Van gibi çevre illerle metropollere kaydıkları, Menzil grubu lideri Fidan Güngör'ün de İstanbul'a yerleştiği saptanmıştır. Zekeriya Ay, örgütün Menzil grubunda çok etkilidir.

Legal ve illegal yollardan İran'a gittiklerinde, Devrim Muhafızları Komutanı Resul karşıladı
Örgüt camilerde zekat adı altında para toplayarak, kadınların bileziklerini alarak, infak adı altında gıda, yiyecek malzemesi toplayarak finans sağladı. Genellikle dini sömürü aracı olarak kullanıp yardım toplayan örgüt, silahlarının büyük bir kısmını ise 1992/1993 yılları arasında şiddetin tırmandığı Güneydoğu'da köylerden yardım adı altında topladı. Bu silahlar, kalaşnikof, makarof ve takarof tabancalardan oluşuyor.

Örgütün diğer gelir kaynakları: bağış, kurban derileri, kaset satışları, çiftçi hasat mahsulünden pay, kaçırılan şahıslar için alınan fidyeler, çeşitli adlarla camilerden toplanan paralar, fitre, sadaka ve hibeler.

A. Liderlik

(1) Siyasi lider
(2) Dini lider

B. Şura

(1) Askeri kanat
(a) Birim sorumluları
(b) Eylem timleri

(2) Siyasi kanat
(a) Yüksek öğretim birimi
(b) Orta öğretım birimi
(c) Halk birimi

C. Cami seydaları,

(ii)Mahalle ve köy sorumluları şeklinde görülmektedir.

Hizbullahi gruplar günümüzde, Güneydoğu Anadolu Bölgemizdeki illerimiz başta olmak üzere Doğu'dan göç alan Batı'daki bazı il ve ilçelerde propaganda faaliyetlerini sürdürmektedirler. Hizbullah İlim Grubu'nun Menzil Grubu'na oranla faaliyet ve propagandalarını daha sistematik ve planlı yürüttüğü gözlenmektedir. Özellikle camilerde düzenlenen Kur'an kurslarındaki öğrencileri hedef alan çalışmaları dikkat çekmektedir.

Diğer taraftan Hizbullah İlim Grubu'nun PKK terör örgütü ile aralarındaki silahlı çatışmalar sona ermekle birlikte; örgütün önüne engel olarak çıkan şahıslarla, örgüt içerisinde ajan olarak değerlendirdiği kendi mensuplarına dönük kaçırma, tehdit ve silahlı saldırı eylemlerine girdiği gözlenmektedir.

Propaganda faaliyetlerinde; İmam Hatip Liseleri, Kur'an kursları ve türban gibi muhafazakar kesimlerin de hassas oldukları konuları propaganda malzemesi olarak kullanmak ve muhafazakar halk kitleleri ve devletin güvenlik güçlerine karşı karşıya getirme ve halkı devletten soğutmak suretiyle kendi propagandalarına uygun bir zemin oluşturmaya gayret gösterdikleri de bilinenler arasındadır. Hatta bu konuda "ülkedeki son dönemlerdeki uygulamaların, halk kitlelerini örgüte kazandırma açısından örgüt için çok müsait bir propaganda zemini oluşturduğu" örgüt mensuplarının ifadeleri arasında yer almaktadır.

Hizbullah'ın, operasyonlar nedeniyle uzun süredir uyguladığı, ancak, deşifre olan yöntem ve tekniklerini değiştirdiği, daha gizli ve daha planlı olarak hareket ettiği görülmektedir.

Hizbullah terör örgütü mensuplarının Türkiye'deki laik rejimin değiştirilmesi ve İran İslam rejimine benzer rejimin kurulması maksadıyla mensuplarına, şer'i hükümlerle yönetilen devletlerdeki sistemleri tanıtıcı derslerin verildiği tespit edilmiştir. Tüm örgüt mensuplarının gelirlerinden % 10 nispetinde alınan para, köylerde hasat zamanı mahsullerden alınan % 10 oranındaki miktar, fidye ya da cezalandırma amaçlı adam kaçırma ve tehdit yoluyla elde edilen gelirler, Kurban Bayramları'nda toplanan deriler, zekat adı altında vatandaşlardan toplanan paralar örgütün gelirlerini oluşturmaktadır.

PKK örgüt mensuplarına ve devlete ait her türlü taşınmaz mal örgüt tarafından ganimet olarak değerlendirilmekte, bu türden her çeşit mal ve mülkün gasp edilmesine dini bir kılıf uydurulmak suretiyle el konulmaktadır. Özellikle, baskılar sonucu köylerden göçe zorladıkları PKK terör örgütü mensupları ve sempatizanlarının evleri ile diğer mülklerine el konulmakta, örgüt mensupları tarafından da gelir temini amacıyla işletilmektedir.

Operasyonlarda ele geçirilen Hizbullah militanlarının sorgulamasında; üst düzey örgüt mensuplarının İran'a gittikleri, burada askeri ve siyasi eğitim gördükleri, Doğu illerinden kılavuzlarla yaya olarak sınırı geçtikleri veya pasaportla yasal yollardan İran'a gittikleri, kendilerinin Hizbullah örgütü ve İranlı yetkililerin karşıladığı, lüks bir villada siyasi eğitim verilmesinin ardından Tahran yakınlarında bir dağda askeri eğitim aldıkları, eğitimin yaklaşık 1,5 ay sürdüğü,

İran'ın Kum kentinde Cemaati/Hizbullah örgütünü Silvan'lı Melle Enver'ın temsil ettiğini itiraf etmişlerdir. K.Irak Talabani bölgesinde faaliyet gösteren "İslami Kürt" Partisinin lideri Şeyh Osman ile ilişkileri olduğuna dair bilgiler bulunmaktadır.

Bölgedeki bazı kamu görevlileri Hızbullah Terör örgütü hakkında bilgi vermekten çekinmektedirler. bazı kamu görevlileri ise; ''PKK'ya karşı savaşıyorlar'' gerekçesiyle bu örgütün üzerine gidilmemesi gerektiğini salık vermektedirler.”

http://www.haberpanorama.com/news_detail.php?id=24632
Ammar isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-20-2011, 03:18   #102
Kullanıcı Adı
HaArP
Standart
Alıntı:
grevs Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
değerli kardeşim bu konuda hiç empati yaptın mı çok merak ettim gerçekten. 1- değil 3 değil 7 değil 10 değil 12 yıldan fazladır bu kardeşlerimiz bu baskılar altında dır bi yandan devlet bi yandan PKK ve DTP( BDP ) bi yandan Malum üzerine konuştuğumuz islami medya bi yandan diğer islami medyalar bi yandan bu medyaya kanan insanla ve sürekli bir karalama baskı iftira say say bitmiyor ki haliyle insan bi anda sakin olamıyor.

aff ola bu arada ayganl ilgili yazıyı nerden aldın bilmiyorum ama o yazıdan kırpmalar var hemden en önemli yerleri.
Yazılarımı baştan sona dikkatlice tekrar tekrar okumanı istirham ederim... Anlayacağını umuyorum...!
HaArP isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-20-2011, 03:25   #103
Kullanıcı Adı
Ammar
Standart
Alıntı:
HaArP Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Yazılarımı baştan sona dikkatlice tekrar tekrar okumanı istirham ederim... Anlayacağını umuyorum...!
tamam peki
Ammar isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-20-2011, 03:48   #104
Kullanıcı Adı
Ahmet Yasin
Standart
Alıntı:
HaArP Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Fe SubhanAllah Es Sükut kardeşim...
İyice okuyun lafım size değil
Ahmet Yasin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-20-2011, 03:57   #105
Kullanıcı Adı
HaArP
Standart
Alıntı:
Ahmet Yasin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
İyice okuyun lafım size değil
Bende acizane genelledim kardeşim... İttihad-ı İslam... Aramızı bulma zamanı...
HaArP isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-20-2011, 15:46   #106
Kullanıcı Adı
Hakan Özkan
Standart
Emeği geçen herkesten Allah razı olsun. Gayretlerin sonunda böyle bir oranı yakalamak mutlu etti. Eksikleri , noksanlıkları olsa bile küfre karşı duruşuna ihtiyacımız var.Mevlam sayılarını artırsın.
Hakan Özkan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-20-2011, 19:40   #107
Kullanıcı Adı
Darbeci Çoban
Standart
O mini etekli, artis artis pozlar veren kadın resimleri olan reklamlar hoşuma gitmiyor.
Hatta tesettür içindeki reklamcı kızlarda olan makyaj bile gıcığıma gidiyor.
İnşallah diyorum; bir gün onlarda olmaz.

Babam ben ufakken uzun zaman Sabah Gazetesi almıştı ansiklopedi için.
Keşke almasaydı.
Keşke hep Zaman alaydı.
Zaten o zamanlar Zaman reklam da alamıyordu sanırım.
Varsın alsındı.
Varsın o mini etekli ya da makyajlı kadınlar olan reklamlar olaydı da

o Sabah Gazetesi girmeseydi evimize.

Üzülüyorum şimdi. Bende tahribatı büyük oldu.

"Yetmez ama Zaman" diyorum.

"Birmilyon yetmez ama idare eder." diyorum.

Allah utandırmasın.
Darbeci Çoban isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-25-2011, 15:19   #108
Kullanıcı Adı
Darbeci Çoban
Standart
Alıntı:
birincisi.
konunun ilk başlığın 1000000 kere teşekkürlerdi ( isterdim ki 1000000 kere Şükürler olsun ama olabilir bişey demiyoruzç herkes şükür etmek zorunda değil )


Sanırım Ekrem Dumanlı bu forumu takip ediyor,,

Gönlümüzün en derin yerlerinden sana sesleniyoruz: Bir milyon kere teşekkür ediyoruz. O da yetmez; milyonlarca teşekkür ediyoruz ki, Cenab-ı Mevlâ sizler gibi vefalı bir kitleyi bu gazeteye okur yapmış.





Tamamı için,, [İki nokta işareti çalışmıyor da =) ]

http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yaz...ders-olmadikca
Darbeci Çoban isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-25-2011, 17:19   #109
Kullanıcı Adı
HaArP
Standart
Alıntı:
Darbeci Çoban Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

Sanırım Ekrem Dumanlı bu forumu takip ediyor,,

Gönlümüzün en derin yerlerinden sana sesleniyoruz: Bir milyon kere teşekkür ediyoruz. O da yetmez; milyonlarca teşekkür ediyoruz ki, Cenab-ı Mevlâ sizler gibi vefalı bir kitleyi bu gazeteye okur yapmış.





Tamamı için,, [İki nokta işareti çalışmıyor da =) ]

http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yaz...ders-olmadikca
Geneli itibari ile iyi niyetli bir yazı... Dahili kısımlarda isabet etmiş... Lakin Harici kısımlarda uzmanı olmadığı bir konuya girmemesi gerekir kannatindeyim... Çünkü bazı cümlelerin nereye gideceğini iyi bilmek lazım gelir...
HaArP isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi