|
![]() |
#1 |
![]() ZEMAHŞERİ
ALPEREN GÜRBÜZER Zemahşer Harezm’e bağlı bir ilim merkezi. Harezm’e değer katan en önemli hususiyet ise her türlü fikrin serbestçe söylenilebilir olan bir mekâna ev sahipliği yapmasıdır. Öyle ki camilerde bile fikri tartışmalar doruk noktaya ulaşmıştır. Zira Harezm halkının kimi âlimlerce yapılan özgürce tartışmalardan rahatsızlık duymayıp, bilakis memnuniyetle izlemeleri birçok kimseleri hayrete düşürmüştür. Sanıldığının aksine özgür düşünce günümüze has bir olgu olmayıp, o devirlerden kalan miras olsa gerektir. İşte böyle bir özgür ortamda Harezm halkı Zemahşeri gibi bir âlim çıkarmayı başaracaktır. Demek ki özgür düşüncenin olduğu yerlerde nice beyin fırtınaların çıkması kaçınılmazmış meğer. Zemahşer’iye nispetle ve orda doğması münasebetiyle ona Zemahşeri denilmiştir. Onun belki de en şanslı yanı meşhur Selçuklu veziri Nizamül Mülk döneminde yaşamış olmasıdır. Çünkü o devirler İslam âleminin ilim yönünden zirve yaptığı yıllardır. Malum olduğu üzere ilim basamağının müesseseleşmesi Nişabur’da Beyhekiyye medresesiyle başlamış, derken sırasıyla Beyhekiyye, Saidiyye, Nizamiye, Bağdat, Nisabur, İsfahan, Basra, Musul, Herat, Belh, Amid(Diyarbakır) medreseleri takip etmiştir. Zaten medreseler sevgi ve ışık ocaklarıdır, dolayısıyla nice insanlar nakış nakış işlendi buralarda. Hâsılı Zemahşer altın çağ diyebileceğimiz dönemde adından söz ettirmiştir. İlk eğitimini annesinin dizinin dibinde alarak Kur’anı hıfzetmiş, babası ise nedeni bilinmeyen bir olaydan mapusa düşer ve mapusdayken de vefat eder. Zemahşeri’nin küçük yaşlarda iken kimilerince damdan düşme, kimilerince de soğuktan donarak, ya da hayvandan düşerek bacağının kesildiğini söylerler. Zira babasının onun oturarak bir iş yapması için terzilik teklif ettiğinde, o bu teklifi elinin tersiyle iterek ilmi tercih etmiş, böylece sakatlığının ilim öğrenmeye engel teşkil etmeyeceği mesajını vermiştir adeta. Hakeza bu uğurda devrin birçok sahasında ehli âlimlerden dersler almış, bunlarla da yetinmemiş ilim için doğup büyüdüğü topraklardan başka Buhara, Horasan ve Bağdat gibi ilim merkezlerine de gider, oralarda birçok ilmi dersler alır. O dersler almakla kalmamış Nizamiye Medresesinin şekillenmesinde de rol oynamıştır. Buralarda piştikten sonra ver elini Mekke’ye deyip ışığın doğduğu kaynağa yol alır. Böylece Mekke sayesinde Arap Yarımadasını yakından tanıma fırsatı bularak ufkunu daha da genişletir. Uzun bir yolculuğun ardından sıla hasreti çeker ve karar verir dönmeye. Nitekim dönüşte Bağdat’a uğramayı da ihmal etmez, hatta burada derste okutur, en nihayet altmış altı yaşına geldiğinde Urgençe yerleşir. Vaktaki burada ömrünü tamamlayarak darı bekaya göç eyler. Kendisinin sürekli ilimle iştigal etmesi evlenmeme nedenleri arasındadır, bu yüzden pek çok eser yazmıştır, onun hayatında en göze çarpan özelliği itikat alanında Mu’tezile, fıkıh sahasında ise Hanefi düsturlarını metot edinmesidir. Her ne kadar kimi ehlisünnet âlimlerince bir dizi eleştiriye muhatap kalsa da Fahrettin Razı, Ebussuud Efendi, Muhammed Hamdi Yazır gibi nice ehlisünnet âlimlerince de övgüye mahzar olmuştur. Velhasıl, o özgür ortamda yetişmiş, Harezmî’n Zemahşeridir.
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Her nekadar ilim öğrenme adına evlenmeme mantığını anlamasamda...özgürlük değerlerinin rahatça konuşulduğu bir ortamda yetişen Zemahşeri gibi bir ilim adamını tanıtıcı yazınızdan ötürü teşekkürler
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() Günümüzde bu düşünce ile evlenmeyen Said Nursi ve Fethullah Gülende örnek verilebilir.
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() ilim önderlerimizi unutmamak gerekir.
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
![]() Allah onlardan razı olsun.
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
![]() her ne kadar ilim için evlenmiyor desekte.. peygamberimizden örnek alınmalıdır...evlenmemek, ilim öğrenmeye mani değildir..
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
![]() hiçbir din aliminin ilim öğrenmek maksadıyle evlenmemiş olabileceğini düşünmüyorum sadece gecikmeye sebeb olabilir hiç evlenmemenin mutlaka özel sebebi vardır zira onlar evlenmeyi emreden bir dine hizmet etmişlerdir Allah onlardan razı olsun onları hatırlayan ve hatırlatanlardan da
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#8 | |
![]() Alıntı:
1- Bir kimsenin şehveti galebe çalıp günaha girmekten endişe ederse evlenmesi vaciptir. 2- Bir kimse şehvet hissine sahip olur, fakat iradesi kuvvetli olduğundan günaha girmesi söz konusu olmazsa maddi durumu müsaid olduğu takdirde evlenmesi sünnettir. Peygamber (sav) şöyle buyuruyor: "Ey gençler cemaatı! Sizden evlenmeye gücü yeten evlensin. Çünkü evlenmek gözü haramdan en çok çevirici ve ırzı en ziyade koruyucudur. Evlenmeye gücü yetmeyen oruç tutsun. Çünkü oruç onun için şehvet kırıcıdır" (Buhari, Müslim). İmam-ı Şafii (ra) şöyle diyor: "İradesi kuvvetli olduğundan harama girmekten endişesi olmayan kimsenin evlenmeyip ibadetle meşgul olması daha iyidir. Çünkü Cenab-ı Allah Kur'an-ı Kerim'de Hz. Yahya'yı "Hasun" –kadınlara karışmayan- kelimesiyle meth ve sena ediyor." 3- Bir kimse yaşlı veya cinsi iktidarı zayıf olursa evlenmesi mübah ise de, evlenmemesi daha iyidir. Çünkü evlenme gereği olmadığı halde ağır bir yük altına girmiş olur (al-Müğni li ibn Kudame). |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
![]() İslamda evlenmenin hükmü üç kısımdır: Vacip, sünnet ve mübahtır.
1- Bir kimsenin şehveti galebe çalıp günaha girmekten endişe ederse evlenmesi vaciptir. 2- Bir kimse şehvet hissine sahip olur, fakat iradesi kuvvetli olduğundan günaha girmesi söz konusu olmazsa maddi durumu müsaid olduğu takdirde evlenmesi sünnettir. Peygamber (sav) şöyle buyuruyor: "Ey gençler cemaatı! Sizden evlenmeye gücü yeten evlensin. Çünkü evlenmek gözü haramdan en çok çevirici ve ırzı en ziyade koruyucudur. Evlenmeye gücü yetmeyen oruç tutsun. Çünkü oruç onun için şehvet kırıcıdır" (Buhari, Müslim). İmam-ı Şafii (ra) şöyle diyor: "İradesi kuvvetli olduğundan harama girmekten endişesi olmayan kimsenin evlenmeyip ibadetle meşgul olması daha iyidir. Çünkü Cenab-ı Allah Kur'an-ı Kerim'de Hz. Yahya'yı "Hasun" –kadınlara karışmayan- kelimesiyle meth ve sena ediyor." 3- Bir kimse yaşlı veya cinsi iktidarı zayıf olursa evlenmesi mübah ise de, evlenmemesi daha iyidir. Çünkü evlenme gereği olmadığı halde ağır bir yük altına girmiş olur (al-Müğni li ibn Kudame) ayrıntılı açıklama için teşekkür ederim özel sebeplerden herhangi biri düşünülmüştür mutlaka |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#10 |
![]() Sevdamız tükenmez elbet.
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|