AK Gençliğin Buluşma Noktası
Dış Gündem Dış Gündem ile ilgili tüm konuları burada paylaşıyoruz.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 03-15-2018, 10:23   #41
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak tdv islam ansiklopedisi.info suriye

*Suriyede Osmanlı Dönemi.*24 Ağustos 1516’da başladı Mercidâbık Savaşı’nın en önemli sonucu Eylül 1516’da Şam merkezli Suriye bölgesinin Osmanlı hâkimiyetine alınması oldu. Halep’e, ve Şam’a giren Sultan Selim, Suriye’de Memlük idaresine karışmadı. Şamda Muhyiddin İbnü’l-Arabî Camii ve Türbesi tamamlattırıldı gibi Mısır’da itaat arzeden ve Gazze, Safed, Kudüs, Kerek, Nablus’tan oluşan sancak beyiliğine eski Memlük nâiblerinden Canbirdi Gazâlî 15 Şubat 1518’de Şam beylerbeyiliğine tayin edildi. Canbirdi Gazâlî, Bikāa vadisi aşiret reisi İbn Haneş ve kabile isyanlarını bastırdı hac güzergâhının güvenliğini sağlayıp Memlük beylerini korumaya çalıştı. Sultan Selim’in vefatıyla Ekim 1520 de gönülsüzce bağlandığı Osmanlı Devleti’ne isyan etti. *Sultan selim döneminde kabile reislerinin ve Memlük beylerinin desteğiyle isyan eden canberdi gazali Şam’da hâkimiyeti sağladı. Beyrut ve Trablusşamda önemli şehirleri ele geçirdi Halep’i kuşattı. Osmanlı kuvvetlerine karşı duramayarak Şam’a döndü. adına hutbe okutup para bastırdı Emeviyye Camii’nde “el-melikü’l-eşref” unvanıyla bağımsızlık ilân etti. ulemânın ve esnafın desteğini sağlayamadı. Ferhad Paşa kumandasındaki Osmanlı ordusu 1521 de isyanı bastırdı. Can berdinin yerine şam beylerbeyi olarak Ayas Paşa atandı Sultan Selim Suriye, Filistin, Mısır ve Hicaz bölgelerini Arap vilâyeti adıyla teşkilâtlandırdı.

*Sultan selim döneminde Memlüklularda olduğu gibi Şam beylerbeyi Halep’i de içine alan geniş bir bölgeden sorumluydu. 1520’lerde Şam Adana ve Halep olmak üzere Gazze’ye uzanan bölgeyi içeren on beş sancaktan oluşuyordu. Canbirdi isyanından sonra şam teşkilâtlandırıldı, Halep ile Şam ayrı beylerbeyilik oldu. Şam eyaleti Şam’dan Gazze’ye uzanan bölgede merkez sancağıyla birlikte on dört sancaktan oluşuyordu. Trablusşam beylerbeyilik haline getirildi. Suriye Halep, Şam ve Trablusşam eyaletlerine ayrıldı. 1613 te kurulan Sayda eyaleti Abaza Hasan Paşa isyanının bastırılmasının ardından 1660’ta tekrar kuruldu.Osmanlı Devleti, XVI. yüzyıl boyunca Suriye’yi Osmanlı idaresine uygun bir yapıya kavuşturmaya çalıştı. *Suriye Mülkî ve askerî açıdan osmanlı merkezine bağlandıktan sonra dinî ve adlî teşkilâtlanmada Hanefî anlayışı oluşturuldu Sultan Selim Şam’da İbnü’l-Arabî Camiisini Sultan Süleyman 1559 da Mimar Sinan’a Süleymaniye Külliyesi’ni inşa ettirdi. Lala Paşa, Murad Paşa ve Koca Sinan Paşa XVI. yüzyılın güçlü Şam beylerbeyileri camiler, medreseler, hanlar ve kervansaraylar yaptırdı Halep Osmanlı idaresinde büyük bir gelişme gösterdi. Hüsrev Paşa ve Behram Paşa inşa faaliyetlerini sürdürdü. Trablusşam ticarî bir liman şehrine dönüştü.Suriye’de Osmanlı yönetiminin amacı iç güvenliği sağlayarak iktisadî ve ticarî hayatın sürmesi , ve bölgenin dinî ve ticarî hayatı hac kervanının düzenli biçimde Haremeyn’e gidiş ve dönüşünü temin etmekti.

*Devlete tehdit oluşturanlar bertaraf edildi devlete bağlı olanlara dokunulmadı. Osmanlılar, hac kervanı önceliğini Şam’a verdiler. hac kervanının güvenliği için Şam Mekke-Medine güzergâhında kale ve burçların sayısı arttırıldı.Gazâlî isyanının ardından Suriye’de XVII. yüzyılda Canbolatoğlu Ali isyanı çıktı Kilis Halep ve Şam’ı ele geçirmeye çalışıldı Canbolatoğlu Ali bölgeyi ele geçirdi hutbe okutup sikke kestirdi yabancı devletlerle bağımsız bir lider olarak temas kurdu. İsyanı 1607’de Kuyucu Murad Paşa bastırdı. 1659’da bastırılan Abaza Hasan isyan çıktı İsyan Halep merkezliydi Şam Valisi Ahmed Paşa ve yeniçeriler tarafından destekleniyordu vilâyetin ilişkilerini etkiledi Osmanlı askerî yapısı yeniden şekillendirildi. Şam’daki yeni Osmanlı ordusu,kuruldu isyana karışanlar Yeniçeri Ocağı’ndan çıkarıldı orduya yerliyye” adı verilen askerî birlikler merkezden gönderilen ve Şam Kalesime yerleştirilen kapıkulu askerlerinden meydana geldi. valilerin en önemli desteği kapıkulu askerî oldu.*XVIII. yüzyılda suriyede önemli değişiklikler oldu sık sık beylerbeyiliği tayinlerinin aksine makamını uzun süre muhafaza eden beylerbeyiler dönemi başladı. Nasuh Paşa zamanında sancak beylerine verilen hac emirliği görevi beylerbeyilerine verildi Osman Paşa’nın beylerbeyiliğinde Trablusşam beylerbeyiliğinden Şam beylerbeyiliğine tayin edilen İsmâil Paşa bölgenin el azm adlı yeni bir hânedana kavuşmasını sağladı. 1720’lerden 1800’lere kadar otuzdan fazla vezir ve beylerbeyi yetiştiren Azmzâdeler XVIII. yüzyılda Şam, Trablusşam ve Sayda Lazkiye ve Hama sancak beyliklerini ellerinde bulundurdular. 1730 da Patrona İsyanı’yla suriyede kargaşa dönemi başladı İsmâil Paşa görevden alındı kardeşi Süleyman Paşa iki dönem 1734-1739, 1741-1743 te Şam beylerbeyiliği yaptı ölünce yerine İsmâil Paşa’nın oğlu Esad Paşa geçti. 1743-1757 de beylerbeyilik ve emîrülhaclık yaptı şamda istikrarı sağladı ticarî ve ekonomik hayat canlandı.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-15-2018, 10:23   #42
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak tdv islam ansiklopedisi.info suriye

*Esad Paşa’dan sonra şamda istikrarsızlık yaşandı Şam, memlüklerinden Osman Paşa’nın 1760’ta beylerbeyiliğe getirilmesiyle istikrara kavuştu. Osman Paşa 1771 te Akkâ ve civarında gücünü arttıran Ruslar’ın ve Mısır Beylerbeyini Ali desteğini alan Zâhir Ömer’e yenilmesiyle azledildi. 1783 te beylerbeyi Azmzâde Mehmed Paşa, Zâhir -Ömerle mücadeleyi sürdürdü. Zâhir Ömer 1775’te vefat etti bu şamda önemli dönüm noktası oldu. Cezzâr Ahmed vezirlik rütbesiyle Sayda valiliğine tayin edildi. 1780 de Şam valisi oldu, bölgeyi Akkâ’dan yönetti Suriye, 1799’da Fransız işgalini Cezzâr Ahmed Paşa’nın savunmasıyla atlattı Fransızlar, Akkâ kuşatmasını sona erdirmek zorunda kaldılar.
*Ahmed Paşa’nın gücünden osmanlılar endişe etti bölgedeki gücü ve Vehhâbî tehlikesi dikkate alınarak emîrülhaclık ve valilik görevlerine dokunulmadı. 1804’te vefat ettiğinde bölgenin en önemli meselesi Hicaz, Suriye ve Iraktaki Vehhâbîlik idi.Suriye’nin Vehhâbî tehdidiyle karşılaştı Vehhâbî baskısını Mısır’ın valisi Mehmed Ali Paşa’nın 1811’de bertaraf etdi. Mehmed Ali Paşa, Vehhâbîler’e karşı Suriye’yi korudu 1821’de Akkâ Valisi Abdullah Paşa’nın Osmanlıya karşı olan isyanını bastırdı Lübnan’da Emîr Beşîr’i destekleyerek nüfuzunu arttırdı. 1831’de askerlikten kaçan Mısır köylülerine sahip çıkan Akkâ Valisi Abdullah Paşa ile olan anlaşmazlığı bahane ederek Suriye’yi eline geçirdi.

*Mehmed Ali Paşa’nın oğlu İbrâhim Paşa, serasker unvanıyla Suriye eyaletlerini tek bir idarî birime dönüştürdü ve Şam merkezli birimin başına Mısır’dan Şerif Paşa’yı hükümdar unvanıyla sivil yönetici tayin etti Sancaklarda Mısırlı müdürler bulunduruldu şehirlerde meclis oluşturuldu. Suriye’deki Mısır yönetimi askerî yönetimdi İbrâhim Paşa’nın denetimindeydi. Bugünkü
Suriyenin temelleri atıldı 1840 da suriyede Mısır yönetiminde gelenekselleşmiş uygulamalara son verildi. Mahallî reislerin gücü kırıldı; Osmanlı Devleti’ne karşı Avrupa desteğini kazanmak amacıyla müslüman-gayri müslim ayırımı kaldırıldı, Kudüs’e giden hıristiyan ve yahudilerden ücret alınmadı, misyonerler serbest bırakıldı;
*Suriyede mısır yönetiminde ticarî değeri olan ipek, pamuk ve sabun gibi mallara tekel uygulandı; mahallî isyanların doğurduğu askerî masrafları karşılamak üzere vergiler arttırıldı ve zorunlu askerlik başlatıldı. isyanlar çıktı, ancak sert askerî tedbirlerle bastırıldı. Suriye’yi yönetimine almak isteyen Osmanlı ordusu Nizipte 1839’da bozguna uğratıldı.Avrupa devletleri suriyeye müdahale etmeye başladı yol açtı. Londra Antlaşması’yla 1840’ta Osmanlı Devleti, Mısır yönetiminin ve Akkâ vilâyetini Mehmed Ali Paşa yönetimine devretmeyi kabul etti. Ancak bu şartlar osmanlılarca kabul edilmedi Mehmed Ali Paşa Suriyeden çekilmek zorunda kaldı. Şubat 1841 de Suriye ve Filistin tekrar Osmanlı yönetimine girdi.

*Suriyede Tanzimat döneminde Kuzeyde Halep, merkezde Şam ve güneyde Kudüs’ten başlayarak Trablusşam eyaletini içine alan Sayda vilâyetleri oluşturuldu. Sayda vilâyetinin merkezi Beyruttu gayri müslim temsilcilerin de yer aldığı bir meclis kuruldu. Suriyede, istanbulun kararları uygulandı 1864 Vilâyet Nizamnâmesiyle Trablusşam, Sayda ve Şam vilâyetleri Suriye vilâyeti adı altında birleştirildi. tarihte ilk defa Şam merkezli vilâyetin resmî adı Suriye olarak belirlendi. 1872’de Kudüs mutasarrıflığı kuruldu 1888’de Lazkiye, Trablusşam, Akkâ ve Nablus sancaklarından oluşan Beyrut vilâyeti kuruldu Suriye vilâyeti küçüldü 1918 de Osmanlı Devleti suriyeden çekildi
*Tanzimatda Suriye üzerindeki Avrupa’nın etkisi arttı.Fransa, İngiltere ve Rusya’nın bölgedeki emelleri mahallî gruplar arasındaki gerginliği arttırdı. Beyrut uluslararası ticaret limanı haline geldi gayri müslimler Avrupa ticaretinde etkin rol oynadılar ekonomik bakımdan zenginleştiler Tanzimat reformlarının azınlıkların konumunu güçlendirdiğini düşünen müslümanlar tepki gösterdiler. 1856 Islahat Fermanı müslüman-gayri müslim eşitliğine vurgu yaptı ve gayri müslimlerin cesur davranmalarına, müslümanların tepkilerine yol açtı. Fransızlar’ın desteğini alan Mârûnîler ile ingilizlerce desteklenen Dürzîler 1860 da Lübnan’da çatıştılar çatışma Şam şehrine sıçradı yüzlerce kişi hayatını kaybetti.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-15-2018, 10:23   #43
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak tdv islam ansiklopedisi.info suriye

*1860 da suriyedeki Çatışmaların önlenmesinde, Cezayir’in Fransa tarafından işgal edilmesiyle 1847’de Suriyedeki Cezayir lideri Emîr Abdülkādir’in katkısı oldu.Fransa 6000 askerle savaş gemilerini Beyrut’a gönderdi. Osmanlı Hariciye Nâzırı Keçecizâde Fuad Paşa’yı bölgeye yollandı. Fuad Paşa, Şam Valisi Müşir Ahmed Paşa ve 200 kişi idam edildi. Abdullah Halebî, Ömer Efendi ve Muhammed Said Bey’in bulunduğu Şam ileri gelenleri sürgüne gönderildi. hızlı iletişim ve müdahale için Suriye ile İstanbul arasında telgraf hattı kuruldu. Beyrut’tan vilâyet merkezi Şam’a şose yol yapıldı.1870’lerde Suriye merkeze bağlı ve İstanbul’daki gelişmeleri takip eden bir vilâyete dönüşmüştü. *Aralık 1876’da Kānûn-ı Esâsî ilân edildi mecliste Suriye dört mebusla temsil edildi. Doksanüç Harbiyle Şubat 1878’de Suriye valiliğine tayin edilen Cevdet Paşa ağır yenilgiyle sarsılan devlet otoritesini tesis etmeye çalıştı binlerce göçmen suriyeye yerleştirildi. Savaşın olumsuz etkileri birkaç yıl sürdü ve 1881 yıllarında Şam, Beyrut ve Trablusşamda Osmanlı aleyhtarı ilânlar görüldü. İlanlarda Suriye valisi Midhat Paşa’nın görevden alınmasının etkisi olmuştu Suriye, 1890’larda Abdülhamide karşı muhalefet merkeziydi muhalefet Arap kültürünü canlandırmaya çalışan ulemâ, Selefîler Tâhir el-Cezâirî, Cemâleddin Kāsımî ve Zehrâvî gibi isimlerdi.

*Suriyedeki Muhalif Araplar, abdülhamit hana karşı Jön Türkler’le irtibat kuruyor meşrutiyetle Araplar’ın ilerlemesinin sağlanacağı Arap kültürünün canlandırılacağı ümidini taşıyorlardı. Kādirî tarikatı Azmzâdeler ve Geylânîzâdeler Meşrutiyetçiler’e destek vermekteydi. Suriye’de Meşrutiyet taraftarlığı ve Jön Türk hareketiyle bağlantısı tesbit edilebilenler 1897’ cezalandırıldı.23 Temmuz 1908’ 2. Meşrutiyette Suriye’deki siyasî sürgünler serbest bırakıldı. Orduda ve mülkiyedeki Jön Türk taraftarlarının baskısıyla Şam’da kutlama toplantıları yapıldı. İttihatçılar’ın yönetiminden şikâyetler başladı Şam Arap milliyetçiliğinin en önemli merkezlerinden oldu. Meclis-i Meb‘ûsan’da görev yapan Suriye temsilcilerinin çoğu muhalefetde yer aldı. *Meclis dışında Suriye’de etkin kişilerden Reşîd Rızâ Refîk el-Azm İttihatçılar’a muhalefet etti Bu Kahire’de Hizbü’l-Osmâniyye adlı bir parti kuruldu ve Refîk Bey başkandı. I. Dünya Savaşı’na kadar Suriye bölgesinde gizli şubeler kurdular Osmanlıya reform taleplerini belirlemek üzere Haziran 1913’te Paris’te toplanan Arap Kongresi’nin Suriyeli idi. Kongrede sonuç alınamadan I. Dünya Savaşı başladı Suriye, Osmanlı Devleti’nin önemli cephelerinden birini oluşturdu. I. Dünya Savaşında Bahriye nâzırı ve Dördüncü Ordu kumandanı Cemal Paşa, İngilizler’i Mısır’dan çıkarmak için başarısız Kanal Harekâtı’nı düzenledi. Arap milliyetçiliğine sert tedbirler aldı. Fransa’nın Beyrut ve Şam konsolosluklarındaki belgelere dayanarak Ağustos 1915’te Mayıs 1916’da yirmi bir kişi ayrılıkçı Arap milliyetçisi olduğu ithamıyla askerî mahkemede yargılandı ve idam edildi.Suriye halkının Osmanlı hükümetine yabancılaşmasında Cemal Paşa’nın sert politikalarının ve idamlarının büyük etkisi oldu.

*İngiliz ve Fransızlar arasında akdedilen Sykes-Picot Antlaşmasıyla Suriye Fransa’ya terkedildi. İngiltere’nin Mısır komiseri Henry McMahon Mekke Emîri Şerîf Hüseyine Osmanlıya karşı isyan karşılığında Şerîf Hüseyin’e Suriye ve Arap krallığını vaad etmişti. İngilizler’in parasıyla satın alınan bedevîler Haziran 1916’da Şerîf Hüseyin isyanını başlatdı. Osmanlı ordusu 1917 de Kudüs’ten ve 1918 Eylülde Şam’dan çekildi.Ekim 1918’de Şam’a İngiliz askerleri girince halk galeyana geldi. Faysal’ın gelişiyle sükûnet sağlandı. Şam, İngiliz-Arap kuvvetlerince Ekim 1918 de işgal edildi. Ahmed İzzet Paşa kabinesi Suriye ve Arap vilâyetlerine iç işlerinde özerklik vermek istemesi Osmanlıda sevinçle karşılandı; ancak netice değişmedi. Ekim 1918 de Mondros Antlaşmasıyla Suriye’deki Osmanlı yönetimi resmen sona erdi.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-15-2018, 10:24   #44
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak tdv islam ansiklopedisi.info suriye

*Mondros mütarekesinden sonra suriye fransız sömürgesi haline gelmiştir Faysal, ve emir şerif kandırılmıştır Önce Beyrut, Fransızlar tarafından işgal edildi. İngilizler suriyeyi işgal ettikleri işgal topraklarını Lübnan ve Ürdünü bölgelere ayırmıştır suriyeyi İngilizler, ve Fransızlar yöneteceklerdir küçük bir pay Şerîf Hüseyinin ailesine verilecektir Aralık 1918’de İngiliz ve Fransız başbakanları Suriye’nin Fransızlar’a terkedileceğini teyit ettiler. Faysal Avrupa seyahatinde Suriyedeki hâkimiyet iddiasını kabul ettirmeye çalıştı, fakat başaramadı.
*Mart 1920’de Şam Kongresi’nde Faysal, Filistin dahil Suriye kralı ilân edildi. İtilâf devletlerinin Nisan 1920 de San Remo Konferansı’nda Suriye’yi Fransız manda yönetimine vermesiyle Arap-Fransız çatışmaları arttı. Temmuz 1920’de Beyrut-Şamda Fransızlar’ın Suriyeliler’i ağır bir yenilgiye uğrattılar Suriye’de Faysal dönemi sona erdi ve sürgüne gönderildi.Suriyedeki Fransız işgali, Milletler Cemiyeti’nin onayıyla manda yönetimine dönüştü. Manda yönetimi olan 1920 ve 1946 da Fransa Trablusşam, Beyrut ve Sayda gibi şehirleri Lübnan’a dahil ederek Osmanlı mutasarrıflık sınırlarını küçülttü Şam ve Halep muhtar bölge belirlendi. 1922’de Lazkiyede Nusayrî ve Alevîlerin yoğun olduğu kuzey bölgesiyle Dürzîler’in Havran bölgesi muhtar bölgeye dönüştürülüp Suriye dört idarî birime ayırıdı.

*1924’te Fransızlar Şam, Halep, Hama ve Humus’u birleştirip tek idarede topladılar. Sünnîler’in yoğun olduğu yerlerle Alevîler’in ve Dürzîler’in çoğunluğu oluşturduğu yerler ayrı idarî birimler haline getirildi.Fransız mandası mahallî direnişle karşılaştı. 1925 hareketleri bastırıldı Sultan Atraş Temmuz 1925’te Cebeli dürûz isyanında Fransızları yendi Şam ve Humus’ta isyanlar başladı. Fransızlar, Ekim 1925’te Şam’ı havadan ve karadan bombaladı isyan 1927 baharına kadar sürdü. 1927’de isyan bastırıldığında binlerce kişi hayatını kaybetmiş, evsiz kalmış ve Şam harabeye dönmüştü. İsyanın bastırılmasıyla Fransızlar, Suriye politikalarında yumuşadı el-Kütletü’l-vataniyye adıyla meydana gelen oluşum, millî kimlik sürecinde Fransızlar’la çalışmak zorunda olduğunu kabul ederek diyalog kapısını araladı. *el-Kütletü’l-vataniyye üyeleri Fransızlar’ın bölgeden çekilerek Suriye’nin bağımsızlığını kazanmasını savunurken güçlerini kaybetmemek ve Fransa çekildikten sonra yönetimi ele geçirmek için çalışıyordu Fransızlar’la uyum kolay olmadı. 1929’da oluşturulan anayasa Fransızlar’ca reddedildi. Fransa kendisinin , manda anayasasını uygulamaya koydu.1936’da Léon Blum liderliğindeki koalisyon Fransa’da hükümeti kurdu Suriye-Fransa ilişkilerinde taslak bir antlaşma imzalandı. Fransa, Suriye’nin savunmasını üstlenmesine, hava ve kara üslerini elinde tutmasına karşılık Suriye bağımsızlık için hazırlıklar yapacak ve Milletler Cemiyeti’ne üye olacaktı.
1936’da Suriye meclisince onaylanan antlaşmayı Fransa onaylamadı Suriye’nin bağımsızlık yolunda ilerleyemedi. 1939’da Fransa ve Türkiye arasında yapılan bir antlaşma ile Hatay Türkiye sınırlarına dahil edildi.

*II. Dünya Savaşında Suriye, sıkı kontrol altında tutuldu savaştan olumsuz etkilendi ayaklanmalar çıktı 1941’de açlık gösterileri ve bağımsızlık talepleri meydana geldi. İngilizler’in desteğiyle 1943’te Fransa, anayasasını yürürlüğe koydu seçimlere rıza gösterdi Mayıs 1945’te 2.dünya savaşının sona ermesiyle suriyedeki askeri varlığını arttırdı isyanlar çıktı Fransa, Şam’ı havadan ve karadan bombaladı. İngiltere ateşkes sağladı, Fransa 1946 baharında Suriye’yi terketti
Şükrî el-Kuvvetlî liderliğindeki bağımsız Suriye 1945’te oluşturulan Arap Birliğinin kurucu üyeleri arasında yer aldı. 1948’de İsrail ile savaşa girildi. 1949’da Hüsnî Zaîm liderliğinde askerî darbe ile görevden uzaklaştırıldı. *1949 da suriyede Fransızların 1920’de kurduğu Suriye Askerî Akademisi’ etkili oldu siyasî istikrarsızlık başladı. 1949 Ağustos ve Aralığında birincisi Muhammed Sâmî ikincisi Edîb Çiçeklî yönetiminde iki askerî darbe gerçekleşti. Çiçeklî 1954’te askerî darbe ile görevden uzaklaştırıldı.1950’li yıllarda Mısır Irak Arap ülkelerinde ve Suriye’de de Arap milliyetçiliği etkiliydi Hâlid Bektaş’ın liderliğindeki Komünist Partisi ile Mişel Eflâk ve Selâhaddin el-Bîtâr tarafından kurulan sosyalist Baas Partisi güçlenmekteydi. Baas Partisi’nin panarabist söylemleri etkiliydi 1955’te İngiltere’nin öncülüğünde Türkiye’nin üyesi bulunduğu Bağdat Paktı, Suriye üzerinde baskı yaparak Batı karşıtlığını ve arap milliyetçiliğini kuvvetlendirdi.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-16-2018, 09:31   #45
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak tdv islam ansiklopedisi.info suriye

*Şubat 1956’da Sovyetler Suriye’ye silâh satışını başlattı. Haziran 1956’da Mısır cumhurbaşkanı Abdünnâsır’ın sosyalist politikalar izlemesi ve Batı yanlısı Irak’ı etkisizleştirme çabasıyla Şubat 1958’de Mısır ve Suriye Birleşik Arap Cumhuriyeti adı altında birleşti.devletin başkanı Abdünnâsır oldu. Baas nâsır liderliğiyle panarabizmi Arap ülkelerinin birliğe katılacağı umuyordu Baasın kapatılmasıyla Suriyeli politikacılar yönetimden dışlandıklarını düşündüler. Eylül 1961’de Suriye’de askerî ihtilâl gerçekleştirildi Birleşik Arap Cumhuriyeti sona erdi İhtilâlin ardından Baas Partisi büyük bir güç kaybına uğrarken bağımsızlar yönetimi ele geçirdiler ve Nâzım el-Kudsî’yi cumhurbaşkanı yaptılar.*Baas Partisi’nin panarabistleri ve subaylar arasında huzursuzluklar başladı ve 1962’de üç askerî ihtilâl teşebbüsü oldu. Mart 1963’te askerî darbeyle bağımsızların yönetimine son verildi Baas iktidara getirildi. ordunun siyasi etkisi arttı.Sünnî subaylar önemli ve kritik görevlerde bulundu Baasçı Alevî Nusayrî ve Dürzî olmak üzere gayri Sünnî subaylar getirildi. Baasçılarda etnik ve dinî kökenlere göre gruplaşmalar oluyordu.Şubat 1966 ihtilâli ile Salâh Cedîd ve Hâfız Esed iktidara geldi. 1967 Arap-İsrail savaşında İsrail, Suriye’nin su kaynaklarının bulunduğu Golan tepelerini işgal etti. Cedîd’in liderliğindeki Baasçılar’ın sivil kanadı ile Esed liderliğindeki askerî kanatda gerginlik başladı.

*Lazkiye’nin Kardaha köyünde bir Alevî çocuğu olarak dünyaya gelen, 1954’te Humus Askerî Akademisi’nden mezun olarak savaş pilotu olan, 1964’te Hava Kuvvetleri kumandanı 1966’da Savunma bakanlığı görevlerini sürdüren General Hâfız Esed, Kasım 1970’te askerî ihtilâlle iktidarı ele geçirdi. Mart 1971’de yedi yıl süreyle ilk cumhurbaşkanlığı görevini üstlendi.1971’den 10 Haziran 2000 tarihinde ölümüne kadar yedişer yıl arayla yapılan her seçimde oyların tamamını alarak cumhurbaşkanı seçilen Hâfız Esed döneminde Baasçı ekonomi anlayışında esneklik sağlanarak özel sektörde siyasî istikrar ve ekonomik büyüme temin edilmeye çalışlıdı. Esed Sünnî müslümanların yönetimdeki etkisini sınırlandırıldı, *Hafız esed suriyede taşra kökenli ve gayri Sünnî bir yönetim kadrosu oluşturdu. Şam, Halep, Hama ve Humusta Müslüman Kardeşler Hama isyanını 1982 de çıkardı Suriye, İsraille mücadelede Lübnan üzerinde etkili oldu. İsraille mücadelede ordunun asker sayısı yükseltildi silâh gücü arttırıldı. Ekim 1973 te İsrail savaşında başarılar elde edildi Golan tepelerindeki İsrail işgali devam etti bölgenin en önemli şehri Kuneytıra, İsrail ordusu tarafından yaşanamaz hale getirildi. Aralık 1981’de İsrail Golan’ı ilhak ettiğini açıkladı. Suriye askerî gücü iç savaşta Lübnanda nüfuzunu kuvetlendirdi. Ancak Suriye’nin desteğiyle gerçekleşen Ekim 1989 Tâif Antlaşması’yla Lübnan’da iç savaşın sona ermesiyle Lübnan Başbakanı Harîrî Şubat 2005’te öldürüldü uluslararası baskıya direnemeyen Suriye Lübnan’daki askerlerini geri çekti. Lübnan siyasetindeki etkisi sürmektedir.Hâfız Esed’in ölümüyle oğlu Beşşâr 2001’de referandumla Suriye cumhurbaşkanı seçildi. 2003’te abd Irak’ı işgal etti suriye Amerikadan uzaklaşarak Türkiye ile yakınlaştı. Suriye 2008 de siyasî istikrar, demokratikleşme ve ekonomik büyümesini arttırmaya çalıştı İsrail ve Amerikaya karşı Türkiye İran Rusya ve Çin ile yakınlaştı
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-16-2018, 09:31   #46
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak tdv islam ansiklopedisi.info
suriye KÜLTÜR ve MEDENİYET

*Fetihten Osmanlılar’a Kadar. Eski bir kültür ve medeniyet merkezi olan Suriye, islamdan önce önemini kaybetmişti. Bölgede Bizans’ın vasalı ana dilleri Arapça ve Ârâmîce’yi öğrenen Gassânîler Bizans etkisi ile Hıristiyanlığı kabul etmişlerdi. Suriye’de Hicazda olduğu gibi sadece şiirde gelişme yaşanmış ve şairler sarayca desteklenmiştir. Fetih ordularıyla Suriye’ye gelen sahâbîler İslâm’ın öğretilmesinde ve yayılmasında önemli rol üstlenmiştir. Dımaşk Valisi Yezîd in İslâm’ı öğretecek muallimler istemesiyle Hz. Ömer Muâz Ebü’d-Derdâ ve Ubâde b. Sâmit’i Suriye’ye göndermiştir*Suriye’ye yerleşen sahâbîler İslâm’ın öğretilmesinde büyük rol oynamış, ilk ilim halkaları kurulmuştur. en etkili sahâbî Dımaşk kadısı Derdâ’dır. Ebû Zer Ubeyd öne çıkan diğer isimlerdir. Hz. Osman Dımaşk’a Kur’an okutmak için Mugīreyi görevlendirmiştir. Suriye’deki camilerde ilim halkalarının ilk basamağını küttâb adı verilen, okuma yazmanın öğretildiği mektepler oluşturmaktaydı. İslâm’ın ilk yıllarında ilmî hayat dinî pratiklerle İslâm’ın öğretilmesine yönelik olarak Kur’an, fıkıh, hadis ve siyerdi Arap olmayanların İslâm’ı kabul etmesiyle Kur’an’ın okunması ve Arapça’ya dair çalışmalar başlamış ve giderek artmıştır.

*Emevîler döneminde gelişme gösteren kıraat ilminde Suriyeli âlimler önemli yer tutardı Yedi kıraat imamından biri olan İbn Âmir Ebü’d-Derdâ’nın talebesi Atıyye Suriye’de yetişmiştir. ez-Zührî hadis ve siyerde önemli rol oynamıştır. Emevîler devrinde Suriye, tahsilini Medine’de tamamlayan Halife Abdülazîz ve Ebû Müslim büyük fakihlerdir Suriye siyer çalışmalarında Medine’den sonra ikinci bölgedir Hz. Peygamber gazvelerinden bazılarını Suriyede gerçekleştirmiştir Tarih alanındaki ilk çalışmalarda fetihler konusuna önem verilmiştir. *Emevîler suriyede tarih çalışmalarına öncü olmuştur. Halife Abdülazîz, Dımaşkta Katâde’yi Ümeyye Camii’nde siyer ve megāzî anlatmakla görevlendirmiştir. Kelâm ilmini ortaya çıkartan Kaderiyye ve Cebriyye grupları oluşmuştur Dımaşkī ile Dirhem Suriye’de yaşamışlar ve görüşlerini yaymışlardır.Suriye’de tıp, kimya, felsefe astronomi tercümeleri yapılmıştır, Emevîlerin Humus Valisi Hâlid tarafından desteklenmiştir. İskenderiyeli bir rahip olan Maryânos Suriyede kimya, tıp ve astronomiyle ilgili kitaplar yazmış zengin bir kütüphane kurulmuştur
Dımaşk’ta rasathânede vardır Halife Velîd cüzzamlılar hastahane yaptırmıştır Medih ve hiciv gelişmiş, şiir siyasî propaganda aracına dönüşmüştür Emevîler devrinde Suriye’de sarayda önemli şairler yetişmiştir. hıristiyan Arap şairi Ahtal ile yönetimi savunan şiirler söyleyen Dımaşkī bunlardandır.

*Abbâsîler zamanında Suriye, İslâm’ın merkezi olma niteliğini kaybetmiş ilim seyahatlerinin yapıldığı bir bölge olmuştur. Emevîler’in son dönemiyle Abbâsîler’in ilk döneminde Suriye’de yetişen en önemli âlim Evzâiyye mezhebinin kurucusu fakih Evzâî’dir. Selef itikadının temsilcisi olan Evzâî Kaderiyye ve Cebriyye akımlarına karşı çıkmıştır. Abbâsîler devrinde Suriye’de Şâfiî ve Hanefî mezhepleri yayılmıştır. Suriye’de Şîa inancı Selemiyede öne çıkmaktadır. Evzâî’nin ardından ünlü hadis âlimleri arasında İsmâil b. Ayyâş ve Saîd b. Abdülazîz dikkat çekmektedir. VIII. yüzyılda Suriye’de öne çıkan fakihlerin başında Yahyâ b. Hamza Ebü’l-Muhâcir, Yahyâ el-Gassânî gelmektedir.*Suriyeli pek çok âlim ilim için gittikleri Bağdata yerleşmiştir. Irak, Mısır ve Endülüs’ten âlimler hadis almak üzere hadis âlimleriyle meşhur Suriye’ye gelmiştir. hadis âlimi ez-Zübeydî Dımaşk’ta uzun süre kalmış olan Ebû İshak önemli alimlerdir Abbâsî Devleti’nde şiir ve tarihçiler yetişmiştir. Hamdânîlerde Kuzey Suriye’de edebî hayat gelişmiştir. Bağdat’taki anarşi sebebiyle 941 de Suriye’ye göç eden Türk filozofu Fârâbî ömrünün son yıllarını Hamdânî hâkimiyetindeki Suriye’de geçirmiştir. Halep hatibi Nübâte şair Mütenebbî, ünlü Arap filozofu ve şairi Maarrî, Hamdânîler Suriye’sinin en önemli simalarıdır.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-16-2018, 09:32   #47
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak tdv islam ansiklopedisi.info
suriye KÜLTÜR ve MEDENİYET

*Fâtımîler, Kahire’de kurmuş oldukları dârülilmler Dımaşk, Halep gibi şehirlerde tesis etmişler Şîa propagandası yapmışlardır İslâm dünyasında yaygınlaşan medreseler Ehl-i sünnet kültürünü güçlendirmiştir. Suriye Selçukluları Dımaşk’ta ilk Hanefî medresesi Sâdıriyye Medresesi kurulmuştur Böriler sünni inancı devam ettirmiştir Dımaşk’ta beşi Hanefîler’e, biri Şâfiîler’e ait medreseler yaptırılmıştır. Halep’te Selçuklular tarafından 1116 da ilk medresenin inşasına başlanmış ve 1123 de Artuklular zamanında tamamlanmıştır. Sünnî medreseler sayesinde ilim ve fikir canlanmıştır. Halep Selçuklu Meliki Tutuş şehirde Bâtınîler için bir dârüdda yapılmasına izin vermiştir Nûreddin Zengî medrese geleneğini hızlandırmıştır
*Nurettin zengi Suriye’de Ehl-i sünneti canlandırmak için medrese yaptırmıştır. Dımaşk’ta ilk dârülhadis Nûriyye Dârülhadisi tıp eğitiminin verildiği ilk hastahane Bîmâristânü’n-Nûrî kurulmuştur Zengî Halep, Humus, Hama ve Ba‘lebek’te medreseler inşa ettirmiştir. Benî Ümeyye Camii, dârülhadis, Bîmâristânü’n-Nûrî ve Halep Ulucamii’nde zengin kütüphaneler oluşturulmuştur. Haçlı seferlerinde Suriye’de zayıflamış olan ilim ve düşünce hayatı Nûreddin Zengî’nin katkılarıyla önemli bir gelişme göstermiştir. medreseler ve vakıflara âlimler ilim adamları Suriye’ye gelmiş,ve yerleşmiştir. Bu Suriye’de yetişen tarihçiler arasında en önemlileri İbnü’l-Kalânisî ve Ebü’l-Kāsım dır

*Suriyeye Âlimlerin gelişi Selâhaddîn-i Eyyûbî döneminde hızlanmıştır Selâhaddin’ âlim ve devlet adamlarını korumuştur Eyyûbî, Sünnîliği güçlendirmiştir. Fâtımîlerin Bâtınî mezhepleriyle mücadele için dört Sünnî medreseler kurmuştur. dârülhadis ve dârülkur’an adlı ihtisas medreselerini yaptırmıştır. hankah, ribât ve zâviyelerin sayısı artmıştır. tasavvufî ve ilimler okutulmuştur Suriye’de Eyyûbîlerden sonra da pek çok medrese açılmıştır. Dımaşk’ta Azîziyye, Âdiliyye, Eşrefiyye dârülhadisleriyle ed-Dahvâr’ın tıp medresesi sayılabilir. *sadece Halep’te on beşten fazla fıkıh medresesinin vardı Şehirde kütüphaneler gelişmiştir. Eyyûbîler döneminde vahdet-i vücûd felsefesinin en büyük mümessili Muhyiddin İbnü’l-Arabî, İbnü’l-Hanbelî, önemlidir. Eyyûbîler zamanında Suriye’de tarihçilik gelişmiştir. Eyyûbîler tarihçilere destek vermiştir Felsefe, matematik, astronomi ve tıp alanlarında önemli ilim çalışmaları yapılmıştır İlme büyük destek veren Memlük sultanları, Dımaşk ve Suriyede cami, medrese, hankah ve ribât inşa ettirerek zengin vakıflar kurmuştur dört mezhebe ait fıkıh medreselerinin sayısı büyük rakamlara ulaşmıştır.

*Memlükler devrinde özellikle hadis alanında ilmî merkezi Dımaşktır medrese sayısı 150’nin üzerindedir eğitim ve öğretim cami türbe hankah, ribât ve zâviyelerde devam etmiş medreselerde dinî ilimler ve tıb öğretilmiş Halep ilim merkezi haline gelmiştir Moğol istilâsıyla Anadolu, Irak ve İran’da sıkıntılı bir dönem yaşanmıştır Endülüs ve Kuzey Afrika’dan gelen İslâm ulemâsının Suriyeye yerleşmesiyle bölgede ilmî hareket canlanmıştır Memlükler döneminde Suriye’de medreseler yaygınlaşmış ilim çok ileri seviyeye ulaşmıştır din Arap dili ve edebiyatı, tarih ve terâcimde görülmemiş derecede eser telif edilmiş,ilmî harekete en çok katkıda bulunan şehir Dımaşk olmuştur, *Memluk devirinde Suriye’de dinî ilimlerde çok sayıda âlim yetişmiştir. Kıraat alanında Dımaşklı İbnü’l-Cezerî, tarihçi ve müfessir İbn Kesîrdir Suriye’de önemli dilciler yetişmiştir. Nûreddin Zengî’nin yaptırdığı hastahanelere ilâve olarak yeni hastahaneler inşa ettirmiştir. Memlük dönemi Suriye’si Mısır’la birlikte İslâm tarihçiliğinin zirvesini teşkil eder. ansiklopedist veya derlemeci âlimler pek çok eser telif etmiştir.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-16-2018, 09:33   #48
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak tdv islam ansiklopedisi.info
suriye KÜLTÜR ve MEDENİYET

*Osmanlılar döneminde Suriye’de ilmî ve fikrî hayatta Memlük dönemi devam ettirilmiştir Arap edebiyatı çöküş devri yaşamıştır Arap bölgelerinin Osmanlı hâkimiyetine geçmesiyle ilim ve kültür hayatı başşehir İstanbul’a kaymıştır Suriye’de ki
Suriye’deki Memlük medreseleri eğitim faaliyetini sürdürmüş Osmanlı sultanları ve beylerbeyileri yeni medreseler açmış ve medreselere müdahale edilmemiştir. medreselere Türk yöneticiler tayin edilmiş , müderrisler mahallî ulemâdan seçilmiştir Suriyeli âlimler müderris olarak görev almak ve üst bir görev için İstanbul’a gidiyorlardı. Suriye’ye tayin edilen Türk idarecileri mahallî ulemâ ile dost olmuş derslere katılmışlardır. Osmanlılar döneminde Dımaşk, Halep Suriye’nin büyük şehirleri ve merkezdir*Muhammed el-Makkarî Dımaşkta büyük ilgiyle karşılanmış ve Emeviyye Camii’nde Dımaşk ulemâsıyla dersler vermişti, Suriyeli talebeler ve âlimler İstanbul, Kahire, Bağdat, Mekke ve Medine gibi şehirlere ilim amacıyla gidiyorlardı.XIX. yüzyılda modern eğitim kurumları açılmadan eğitim ve öğretim medrese cami, tekke, hankah ve türbelerle âlimlerin evlerinde yapılıyordu. Camilerdeki dersler halka açıktı. Suriye’nin en saygın ilmî kurumu Dımaşk’taki Emeviyye Camii ile Sultan Süleyman’ın Mimar Sinan’a inşa ettirdiği Süleymaniye Külliyesidir. Medreselerde İslâmî ilimler astronomi, tıp, felsefe matematik okutuluyordu. Osmanlı dönemindeki ünlü medreseler Âdiliyye, Berrâniyye, Fârisiyye, Takviyye, Cevvâniyye, medreseleridir.

*Osmanlı âlimleri fıkıh, hadis, tefsir gibi İslâmî ilimlerin yanı sıra tabii bilimlerde bilgi sahibiydi. Şam’da Gazzî ailesi şahsiyet tefsir, kıraat ve fıkıh alimiydi bu ailenin en önemli âlimi Bedreddin el-Gazzî’dir. Çivizâde Mehmed Efendi, Bostanzâde Mehmed Efendi, Şam’a gidip ondan ders almışlardı. Bu durum İstanbul-Şam arasındaki ilmî bağı kuvvetlendirmişdir. Bedreddin el-Gazzî’nin oğlu el-Kevâkibü’s-Berrâniyye Medresesi müderrisi hem de Emeviyye Camii imamıydı. Gazzî ailesi pek çok âlim çıkarmıştır. Nablusî ailesi Şam ulemâsı arasında zikredilmektedir*Osmanlılar döneminde Suriye’de tarih ve terâcimde pek çok âlim yetişmiştir. İslâmî ilimlerde yetişenler padişah tarafından İstanbul’a davet edilerek iltifat görmüş ve çeşitli görevlere tayin edilmiştir. Emeviyye Camii’nde tıp dersleri verilmektedir. Suriyede XVIII. yüzyılda Avrupalılar’ın desteğiyle misyoner okulları ve cemaat mektepleri açılmış hıristiyan halk tarafından kabul görmüştür Bunların ilki Dımaşk’ta hıristiyanlar tarafından 1775’te açılan Lazarist misyoner okuludur. Daha sonra Beyrut Amerikan Üniversitesi’ne dönüşecek olan Suriye Protestan Kolejidir düşünce adamları Osmanlı karşıtı muhalefet hareketine destek vermiştir. 1833-1840 yıllarında İbrâhim Paşa Suriye’de pek çok misyoner okulu açtırmıştır.

*1879’da Midhat Paşa’nın el-Cem‘iyyetü’l-hayriyye’yi kurmasıyla on okul açılmış, okullar devlet okuluna dönüştürülmüştür. XIX. yüzyılın sonunda Suriye’de devlet okullarının sayısı artmıştır. dinî eğitim ve tabii bilimler de okutulmuştur medreselerin yanında modern eğitim mektepleri ve misyoner okulları eğitim vermiştir II. Abdülhamid döneminde Suriye, Selefî hareketin merkezidir Selefî âlimleri Suriye’de Osmanlılar’a karşı muhalefet hareketinin mihveri konumundaydı. Suriye’deki en önemli tasavvufî hareket Hânî ailesinden şeyhlerin liderliğindeki Nakşibendîliğin Hâlidiyye koludur.
Suriye’de ilk matbaa Halepli hıristiyanlar tarafından XVIII. yüzyılın hemen başlarında kurulmuş Arapça dinî kitaplar yayımlanmıştır.*Mısırlılar’ın hâkimiyetinde Suriye’de matbaalar açılmıştır. 1864 te Osmanlılar Suriye’de ilk matbaayı kurmuştur. Ardından gazeteler Arapça ve Türkçe yayımlanmış matbaalarda pek çok eser basılmıştır. Arap dünyasında yayınlar Mısır’dan sonra ilk defa Suriye’de çıkmış XIX. yüzyılın ikinci yarısında İlk gazeteler misyonerlerce çıkarılmıştır. çoğunlukla Lübnan’da yayımlanmaktaydı. Suriye’de ilk resmî vilâyet gazetesi 1865’te neşir hayatına başlayan Sûriyye’dir. Bunu Halep’teki el-Furât gazetesi takip etmiştir. Halep’te 1867’de yayımlanan diğer gazete Ġadîrü’l-Furât’tır. Aynı yıl Dımaşk’ta eş-Şâm adlı ilk özel gazete çıkmış, bunu 1878’de çıkan ed-Dımaşķ takip etmiştir.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-16-2018, 09:33   #49
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak tdv islam ansiklopedisi.info
suriye KÜLTÜR ve MEDENİYET


Abdurrahman b. Ahmed el-Kevâkibî’nin Hâşim Attâr ile birlikte 1877’de neşrettiği eş-Şehbâ Halep’te yayımlanan Arapça ilk gazetedir. II. Meşrutiyette Suriye’de basın yayın genişlemiştir. Bu yayınlardan en meşhuru Kürd Ali’nin 1906’da Mısır’da çıkarıp Şam’da neşrettiği Muķtebes adlı edebiyat dergisidir. Arap milliyetçileri İttihat ve Terakkî, yönetiminde Suriye’de el-Müşkât adında bir gazete çıkarmaktaydı. Cemal Paşa 1916’da eş-Şarķ ı yayınlamıştır. Halep’te Fransız mandası döneminde, el-Mîzân dergilerini çıkarmıştır

1903’te Osmanlılar, Şam Tıp Fakültesi’ni açmış, bunu 1919’da Dımaşk Üniversitesi’nin temelini oluşturan Dımaşk Hukuk Fakültesi izlemiştir. Bu okul Tıp Fakültesi’yle birlikte 1923’te Suriye Üniversitesi’ni oluşturmuş, Suriye Üniversitesi 1958’de Dımaşk Üniversitesi’ne dönüşmüştür. Fransız mandasında devlet okulları ve yabancı okullar varlıklarını sürdürmüştür 1946’da Suriye’nin bağımsızlığını kazanmasıyla millî eğitime önem verilmiştir. Halep Üniversitesi 1958’de açılmış, 1971’de Lazkiye’de Tişrîn, 1979’da Humus’ta Ba‘s Üniversitesi kurulmuştur. 2000 den itibaren liberal Suriye’de devlet üniversiteleri ve özel üniversiteler açılmış gazete ve televizyonlara müsaade edilmiştir.

Tâhir el-Cezâirî tarafından Suriye’nin ilk halk kütüphanesi olarak 1881’de kurulan Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyyedir Zâhiriyye’deki el yazmaları 1984’te Dımaşk’ta Suriye Millî Kütüphanesi’ne nakledilmiştir. Şam’da Kürd Ali başkanlığında 1919’da el-Mecmau’l-ilmiyyü’l-Arabî adıyla oluşturulan ilmî müessese Suriye’de Arap dili ve edebiyatının canlanmasında rol oynamıştır. Bu kurumun çıkardığı Mecelletü Mecma Suriye’nin yayın hayatı devam eden en saygın dergilerindendir. Fransız hâkimiyetinde 1922 de Institut Français kurulmuştur. Suriye XIX. yüzyıl sonları ile XX. yüzyılda şair ve edipler yetiştirmiştir.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-16-2018, 09:33   #50
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak tdv islam ansiklopedisi.info
suriye Mimari.*

*Suriye’de iklim ve malzemenin uygunluğundan Eskiçağ’lardan beri yoğun bir yapılaşma görülür. Ugarit Pers , Büyük İskender Sâsânî Roma ve Bizans kültürlerinden kalan anıtsal yapılar İslâm yapılarına örnek olmuştur. Emevîler öncesindeki mimaride Mescid-i Nebevî örnek alınmıştır Dımaşk’ın fethi ve başşehir sanat yönü ağır basan bir bayındırlık faaliyetine girişilmiştir. Büyük paralar sarfedilmiştir Dımaşk’taki Emeviyye Camii ile Tedmür yakınındaki halifelere ait çöl kasırları ilk anıtsal örneklerdir.Suriye’deki antik şehirler İslâmî dönemde de kullanılmıştır. *Emevîler Dımaşk ve çevresinde Abbâsîler, Bağdat ve Irak’a önem vermiş Suriye’de yalnızca Rakka’da varlıklarını sürdürmüşlerdir. Selçuklu Atabekler Eyyûbî, Memlük ve Osmanlı idaresi Dımaşk, Halep, Hama, Humus, Busrâ, Müzeyrib, Kutayfe, İdlîb, Lazkiye gibi yerleşim merkezlerinde sivil yapılar ve vakıf tesis etmiştir. stratejik noktalarda hisar ve kaleler yaptırılmıştır. Ebû Ca‘fer el-Mansûr’un 772 de kurduğu Râfika şehri Eskiçağ’dan kalan Rakka ile birleşmiş ve bu adla anılmıştır. şehrin etrafı tuğla ve ker***ten surlarla çevrilmiş, hendekle desteklenmiştir. Görkemli kale kapılarından Bağdat Kapısı günümüze ulaşmış, diğer kapılarla sur, kule ve burçların yıkılmıştır. Şehir Selçuklularca yeniden şekillenmiş günümüze gelmiştir

*770’li yıllarda yapılan Rakka Ulucamii kulelerle desteklenmiş tuğladan surların çevirdiği avlu ve harim bölümünden oluşmaktadır. Üst örtü ve revaklar yıkılmış olup beden duvarlarıyla harime geçilen kapı kemerleri sağlamdır Silindirik tuğla minaresi avlu içinde inşa edilmiştir. Hârûnürreşîd kazı çalışmalarını tamamlatmış, dört eyvanlı avlulu geleneksel planda tasarlanmış Selçuklu Sarayı restore edilmiştir. Rakka yapılarına ait süsleme örnekleri müzede sergilenmektedir. Suriye’nin başşehri Dımaşk’ın İslâm ve Türk mimarisinde önemli bir yeri vardır *Mimari eserlerin yoğun olduğu şehirlerden biri de Halep’tir. Sur içinde ve çevresindeki tarihî doku, mimari malzeme ile şekillendirilmiştir şehir Osmanlı şehirciliğinin tipik bir örneğini sergiler Sur camilerle kapalı çarşılar, saray ve konaklarıyla halep yaşayan bir müzedir Şehrin anıtsal ve en eski kültür varlığı halep Ulucami’dir Halep Kalesi İslâm döneminde inşa edilmiştir. Arazisi düzdür etrafı üçlü savunma sistemi hendek ve surlarla donatılmıştır. Surlar her dönemde onarılmıştır Surların bir bölümüyle Bâbülhadîd, Bâbünnasr, Bâbüantâkiye ve Bâbükınnesr kapıları günümüze kadar gelebilmiştir kalenin on beş kapısı vardır Eskiçağ’dan kalma bir höyüğün üzerine kurulan iç kaleyi Hamdânî Seyfüddevle yaptırmıştır,

*Nûreddin Zengî ve Eyyûbîler halep kalesinin surlarını takviye ederek burç ve kuleler ekletmiştir. Kaleye Son şeklini Memlük Sultanı Kansu Gavri vermiştir iç kalede saray ve hizmet binaları bulunmaktadır. İç kalenin en dikkat çekici bölümü güneybatıdaki büyük burçlarla birleşen ana giriştir Zengî döneminin eseridir iki burç arasına yerleştirilen giriş kapısıyla rampalı bir köprüden oluşur. Kale içindeki yapılar saray, iki cami, iki hamam, Osmanlı kışlası, yöneticilerin ve muhafız askerlerin kaldığı değişik plan ve boyutta çok sayıda oda yer almaktadır.*Halep’teki Nûreddin Zengî Bîmâristanı, Nûreddin Zengî tarafından 1154 te tıp mektebi ve araştırma hastahanesi olarak kurulmuştur Büyük avlulu ve eyvanlıdır Selçuklu üslûbunda tasarlanmıştır çok sayıda oda ve değişik mekânlarıyla anıtsal bir mimariye sahiptir. Düzgün kesme taşla örülmüş duvarları, kitâbe kuşakları, taçkapı ve pencerelerle donatılmış görkemli cepheleriyle dikkati çeker terkedilmiş ve kapalı durumdadır.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi