![]() |
#1 |
![]() Resûlullah efendimiz buyurdu ki: 'Her Peygamberin bir havarisi vardır. Benim de havarim Zübeyr'dir.'
HZ. Câbir bin Abdullah anlatıyor: "Hendek günü iş ağırlaşınca, Resûlullah efendimiz bize, 'Benî Kureyza'nın tutum ve davranışını öğrenip gelebilecek bir kişi yok mu? diye sordular. Zübeyr bin Avvam, 'Ben gider, öğrenip gelirim' dedi. Gidip, onların tutum ve davranışlarını öğrenip geldi. İşler yine ağırlaşınca, Resûlullah efendimiz tekrar sordular: 'Bize, Benî Kureyza'nın tutum ve davranışını öğrenip gelebilecek bir kişi yok mu?' Yine Zübeyr bin Avvâm dedi ki: 'Ben, gider, öğrenir, gelirim.' Gidip, onların tutum ve davranışlarını öğrenip geldi ve durumu Resulullah'a arz etti: 'Ya Resûlullah! Onları, kalelerini tamir ederken ve harp talimleri yaparken gördüm. Ayrıca, hayvanlarını derleyip toparlıyorlardı. Bunun üzerine Resûlullah efendimiz buyurdu ki: 'Her Peygamberin bir havarisi vardır. Benim de havarim Zübeyr'dir.' Benî Kureyza Yahudilerinin tutum ve davranışlarını gözetlemek ve öğrenmek üzere, Peygamber efendimizin gönderdiği kişilerin ilki Hz. Zübeyr bin Avvâm idi. Hendek savaşında da müşrikler bozguna uğradılar. Medine'de oturan Yahudiler, Ashaba arkadan saldırarak anlaşmayı bozdular. Peygamberimiz de savaştan sonra, onları Medine'den çıkardılar. Yahudiler Hayber kalesine toplandılar. Peygamberimiz Hendek savaşından sonra da Hayber üzerine yürüdü. Hayber'de, meşhur Yahudi cengâveri Merhab, kaleden çıkarak, teke tek vuruşmak için bir savaşçı istedi. Hz. Ali çıkarak Merhab'ı öldürdü. Merhab'ın öldürülmesinden sonra onun oğlu Yâsir, babasının intikamını almak için meydana çıkarak, "Bana karşı gelecek var mı" diye bağırınca Hz. Zübeyr, hemen atını sürerek onu karşıladı ve ikisi şiddetli bir muharebeye tutuştular. Birkaç dakika sonra Hz. Zübeyr, hasmını öldürdü. Zübeyr bin Avvâm, Hayber kalesinin alınmasında büyük yararlılıklar gösterdi. Efendimiz (sav)'ın hayatta iken cennetle müjdelediği on sahabiden biri olan Zübeyr bin Avvam, Resulullah (sav)'ın dostu, yardımcısı ve halasının oğludur. İkinci halife Hz. Ömer'in vefatından sonra, halife seçimini gerçekleştirmeleri için tayin ettiği "Danışma Meclisi" üyelerindendir. Zübeyr bin Avvam'ın, Hz. Ebubekir'in İslam'la şereflenmesinden kısa bir süre sonra Müslüman olduğu belirtilmektedir. İlk Müslümanların beşincisidir. İşkenceye maruz kalıyor Hz. Zübeyr'in babası, Ficar savaşları sırasında ölmüştü. Babasının ölümünden sonra velayetini amcası Nevfel üstlenmişti. Çok küçük yaşlarda yetim kalan Hz. Zübeyr, annesi tarafından sürekli dövülüyordu. Annesi tarafından sürekli şiddete maruz kalan Zübeyr'i tek koruyan ve kollayan amcası idi. Ancak büyüyüp Müslüman olunca, amcasının bu sevgisi de öfke ve nefrete dönüşmüştü. Kaynaklarda belirtildiğine göre, amcası Nevfel, İslam'dan dönmesi için Hz. Zübeyr'i bir hasıra bağlayıp asmış ve ateş yakarak dumanla ona işkence etmişti. Hz. Zübeyr, ilk Habeşistan hicretinde, hicret eden Müslümanlarla birlikte bulunmuş, Medine hicretinden sonra da muhacirlerle Ensar arasında kardeşlik antlaşması yapıldığı zaman Selame bin Vaks ile kardeş ilan edilmişti. Amcasını öldürüyor! Bedir harbi sırasında Müslümanların, savaşta kullanılabilecek sadece birkaç atı vardı. O birkaç attan biri de Hz. Zübeyr'in Yasub adlı atı idi. Hz. Zübeyr, Bedir harbinde atının üzerinde iken birçok müşriki öldürmüş, birçoğunu da yaralayıp yere devirmişti. Öldürdüğü müşrikler arasında "Kureyş'in aslanı" diye ünlenmiş olan amcası Nevfel de vardı. ŞEHADETİ zübeyr bin Avvam, Hz. Ali'nin Resulullah (sav)'ın kendisi hakkında söylediği sözü hatırlatması üzerine savaştan tamamıyla çekilmiş ve geri dönmek için yola koyulmuştu. Hz. Ali ile savaşmaktan vazgeçerek geri dönen Hz. Zübeyr, Medine yolunda Temîm kabilesine ait bir su başına vardığında orada bulunan Amr b. Cürümüz, onu takibe başlamış, Vâdi's-Sibâ denilen bölgede bir fırsatını bularak kendisini şehit etmiştir. Şehit edildiğinde yaşının altmışın üzerinde olduğu bütün kaynaklarda belirtilmiştir.İbn Sa'd'ın naklettiğine göre, Hz. Zübeyr şehit edildiği zaman miras olarak birkaç ev ve birkaç arazi bırakmıştı. Hz. Zübeyr, cesur ve gözü pek bir Müslüman'dı. Mekke'de, Allah için ilk defa kılıç çeken odur. Medine'ye hicret ettikten sonra da yapılan tüm savaşlara katılmış, bütün sıkıntılı zamanlarda daima Peygamber (sav)'ın yanında bulunmuştur. Savaşta gösterdiği üstün başarıdan ve çok iyi ok attığından Allah Resulü (sav) ona: "Hadi at! Anam babam sana feda olsun" diyerek iltifatta bulunmuştur. Yine onun hakkında; "Her peygamberin bir havarisi vardır, benim ki de Zübeyr'dir" buyurmuşlardır. [Buhari] "Anam babam sana feda olsun" HZ. Zübeyr'in oğlu Abdullah, babası ile ilgili şu hadiseyi nakletmiştir: "Ahzâb günü, ben ve Ebû Seleme'nin oğlu Ömer (çocuk olduğumuzdan) kadınların yanında bırakılmıştık. Bir de baktım ki babam Zübeyr, atının üstünde iki yahut üç kere Kurayza oğullarına gidip geldi. Evimize döndüğümüzde babama: Babacığım! Ben seni Benî Kurayza yurduna gidip gelirken gördüm dedim. Babam: Sen beni öyle gördün mü evlâdım? dedi. Ben de Evet, dedim. Babam: Resulullah (sav): "Benî Kurayza'ya kim gider de onların haberini bana getirir" buyurdu. Ben de gittim. Döndüğümde, Resûlullah, anası ile babasını bir arada zikrederek 'Anam babam sana feda olsun' dedi [Buhari] Yermük seferinde Yermük Vakası gününde sahabiler, Hz. Zübeyr'e hitaben: "Ey Zübeyr! Rumlara şiddetli bir saldırı yapmaz mısın ki, biz de seninle beraber şiddetli bir saldırı yapalım" dediler. Bunun üzerine Zübeyr (ra) Rumlar üzerine şiddetli hamleler yaptı. Bu hamleler sırasında, Rumlar, Zübeyr'in omuz köküne iki darbe vurdular. Bu iki geniş yara arasında Bedir'de yediği bir darbenin çukurluğu vardı ki, oğlu Urve; "Ben çocukken bu darbenin yerine parmaklarımı sokar, oynardım" demiştir. [Buhari] Hz. Zübeyr, Mısır fethinde de önemli roller üstlenmiş, mücadelenin içerisinde bulunmuş, mücahid bir sahabiydi. Halife Hz. Ömer, 642'de Babil kalesini kuşatan Amr ibnü'l As'a yardım için Hz. Zübeyr'i on bin kişilik bir orduyla Mısır'a göndermiştir.
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|