AK Gençliğin Buluşma Noktası
Haberler Dünyadan ve Ülkemizden son dakika haberler burada.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 10-26-2009, 16:40   #21
Kullanıcı Adı
BlueMoon
Standart
bakalım başbuğ ne açıklamalar yapacak !

gözler o malum karargahta !
BlueMoon isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-26-2009, 21:02   #22
Kullanıcı Adı
Ertuğrul ÖZGÜL
Standart
Malüm şahısın ne diyeceğini bilmem ama çok güzel kıvıracağından eminim...

nasıl o belge ilk çıktığında blgenin doğruluğunu bırakıpda o belgeyi sızdıranlara hücum edilip konu saptırılmışsa bunada bi kılıf bulurlar nasıl olsa ama şunu bilsinler ki .....YEMEZLER
Ertuğrul ÖZGÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-26-2009, 21:24   #23
Kullanıcı Adı
nedering
Standart GENELKURMAY'DAN FLAŞ AÇIKLAMA
Genelkurmay Başkanlığı'ndan yazılı açıklama yapıldı..

Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde yer alan bilgi notunda, ''İrticayla Mücadele Eylem Planı''na ilişkin iddialarla ilgili olarak ''Bugün gelinen süreçte, konunun basında yapılan haberlerle tekrar ve farklı bir şekilde gündeme getirilmesi bir ihbar kabul edilerek, 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu kapsamında askeri yargı görev alanına giren konuların kapsamlı bir şekilde araştırılması maksadıyla Genelkurmay Askeri Savcılığınca, 26 Ekim 2009 günü saat 13.30'da soruşturmaya başlanılmasının sağlandığı'' duyuruldu.


1. 23 Ekim 2009 tarihinden itibaren medyada, “İrticayla Mücadele Eylem Planı”na ilişkin yeni bazı haberler yer almaya başlamıştır.

2. Söz konusu planın 12 Haziran 2009 tarihinde medyada gündeme getirilmesini müteakip, hemen aynı gün saat 10:50'de Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığınca soruşturmaya başlanılmıştır.

3. Başlatılan soruşturma, 24 Haziran 2009 tarihinde, 12 gün sonra sonuçlanmış ve sonuçlar kamuoyuna açıklanmıştır.

4. Soruşturma, aynen adli yargı teşkilatı içerisindeki Cumhuriyet Başsavcılıkları gibi, Anayasal teminatlar altında bağımsız bir şekilde yargısal faaliyetlerde bulunan Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı tarafından yürütülmüştür.

Askeri Savcılık, yasalar çerçevesinde tüm hususları incelemiş ve bir karara ulaşmıştır.

Askeri Savcılık tarafından verilen karara, bağımsız ve tarafsız bir soruşturma neticesinde ulaşılmıştır. Hukuka saygılı olduğunu ifade eden hiç kimsenin, söz konusu karara karşı saygısız tavırlar içine girme ve karara gölge düşürmeye çalışma hak ve yetkisi yoktur.

5. Soruşturma devam ettiği sırada, Dz.P.Kur.Alb. Dursun ÇİÇEK; bulunduğu görevden alınarak Genelkurmay Ana Karargahı binası dışında bulunan Terörle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi Akademik Kurulu'nda geçici olarak görevlendirilmiş, 4 Eylül 2009 tarihinde de Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Karargahına atandırılmıştır.

6. Sayın Genelkurmay Başkanı, 26 Haziran 2009 tarihindeki iletişim toplantısında aşağıdaki açıklamaları yapmıştır:

a. "Türk Silahlı Kuvvetleri, hukuk devleti ve demokrasi ilkelerine bağlıdır ve saygılıdır."

b. "Bu ilkelere aykırı düşünce içinde olan ve davranışlarda bulunan personelini Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde barındırmaz."

c. "Hukuk açısından yaşadığımız olayda bugün gelinen nokta (26 Haziran 2009) iddia edilenin bir belge olmadığını bize göstermektedir."

ç. "Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı, Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı vermiştir. Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı kesin değildir. Bu belgenin doğru olduğuna ilişkin yeni delil, bilgi veya emare çıkarsa, elbette bu soruşturma tekrar açılabilir."

7. Bugün gelinen süreçte ise, konunun basında yapılan haberlerle tekrar ve farklı bir şekilde gündeme getirilmesi bir ihbar kabul edilerek, 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu kapsamında askeri yargı görev alanına giren konuların kapsamlı bir şekilde araştırılması maksadıyla Genelkurmay Askeri Savcılığınca, 26 Ekim 2009 günü saat 13:30'da soruşturmaya başlanılması sağlanmıştır.

8. Şayet, ortada delil değeri taşıyan bir belge mevcut ise, bunun bulunması gereken yerin basın organları değil, yetkili soruşturma makamları olduğunda şüphe bulunmamaktadır. Bu nedenle, 24 Ekim 2009 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı'nca yapılan açıklamada; adli makamlara gönderildiği öne sürülen ihbar mektubunun, soruşturmanın gizliliği ilkesi ihlal edilerek basına sızdırılmasının ve bunun ne amaçla ve kimler tarafından yapıldığının düşünülmesi gereken bir nokta olduğuna dikkat çekilmiştir.

Bu tip davranışlar, soruşturmaların şüpheli hale gelmesine ve kurumlar arasında güvensizlik ortamının doğmasına neden olabilecektir. Yaşanan gelişmelerin, konuyla ilgili yeni deliller yaratmaya yönelik çabalar olarak algılanması dahi mümkündür ki, bu husus şüphesiz hukuk devleti ilkesi ile bağdaştırılamaz.

Soruşturmalarda, soruşturmanın gizliliği ilkesinin ve masumiyet karinesinin her zaman dikkate alınması gerekliliği açıktır. Bu kapsamda, soruşturma konusu olaylarla ilgili olarak yargısız infaz sonucunu ortaya çıkarabilecek davranışlardan kaçınılmalı, soruşturmanın gizliliğinin ihlali anlamına gelebilecek bilgi ve belge sızdırma eylemleri önlenmeli ve failleri cezalandırılmalıdır.

Belirtilen bu hususlar, hukuk devletinin olmazsa olmazlarındandır ve bugün, bu konuda gelinen nokta vahimdir.

9. Türk Silahlı Kuvvetleri, her ortamda, hukuk devleti ilkelerine, hukukun üstünlüğüne, soruşturma usul ve yöntemlerine bağlı olduğunu söylem ve eylemleriyle ortaya koymuştur ve koymaya da devam edecektir.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.


Samanyoluhaber

Konu nedering tarafından (10-26-2009 Saat 21:27 ) değiştirilmiştir..
nedering isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-26-2009, 21:28   #24
Kullanıcı Adı
Ertuğrul ÖZGÜL
Standart İşte deşifre olan Cunta'nın ürperten tuzakları?
Ergenekon tutuklusunun bürosunda çıkan ve Taraf gazetesinin 12 Haziran'da 'AKP ve Gülen'i bitirme planı' manşetiyle duyurduğu belgenin orijinali ortaya çıktı. Genelkurmay için hazırlandığı iddia edilen belgeyle ilgili günlerce 'sahte imza' tartışmaları yapılmıştı.

Askerî savcılığın 'kovuşturmaya gerek yok' kararından sonra Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un 'kâğıt parçası' olarak nitelendirdiği belgenin ıslak imzalı aslı yaklaşık 5 ay sonra ortaya çıkarıldı. Edinilen bilgilere göre 'İrticayla Mücadele Eylem Planı' başlığını taşıyan 4 sayfalık belgenin orijinali, muvazzaf bir subay tarafından Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılara posta yoluyla ulaştırıldı. Albay Dursun Çiçek'in ıslak imzasının yer aldığı belgeyi gönderen subay, ihbar mektubunda ise çarpıcı bilgiler verdi. Dursun Çiçek'in görev yaptığı birimde belgeyle ilgili tüm evrakların ve bilgisayar kayıtlarının imha edildiğini kaydeden subay, sadece 'İrticayla Mücadele Eylem Planı' başlıklı söz konusu belgeyi kurtarabildiğini belirtti.

İlk olarak, Ergenekon kapsamında tutuklanan avukat Serdar Öztürk'ün (emekli üsteğmen) bürosunda bulunan belge, kamuoyunda uzun süre tartışılmıştı. Askerî savcılığın 'kovuşturmaya gerek yok' kararından sonra hükümet, belgede yer alan planları yargıya taşımış, savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu.

Dehşet senaryoları kamuoyunu sarsmıştı

'Durum', 'Vazife' ve 'İcra' ana başlıkları altında hazırlanan planda Fethullah Gülen, AK Parti'ye destek olmakla suçlanıyordu. Gülen ve sevenleriyle ilgili geliştirilen stratejiler 'bu kadar da olmaz' dedirten cinstendi. Planın 'Durum' başlıklı bölümünde Ergenekon soruşturması açık bir dille eleştiriliyor.

İşte insanın kanını donduran 'Kaos Planı'

Nisan 2009 tarihli ve 'Dr. Dz. P. Kur. Kd. Albay Dursun Çiçek' imzalı skandal bir ordu belgesi ortaya çıktı. Kıdemli Albay Dursun Çiçek imzalı plan, Psikolojik Harp Dairesi'nin yeni adı olan Genelkurmay Harekat Başkanlığı 3. Destek Şube Müdürlüğü'nde hazırlanmış.

Nisan 2009 tarihli ve 'Dr. Dz. P. Kur. Kd. Albay Dursun Çiçek' imzalı skandal bir ordu belgesi ortaya çıktı. Kıdemli Albay Dursun Çiçek imzalı plan, Psikolojik Harp Dairesi'nin yeni adı olan Genelkurmay Harekat Başkanlığı 3. Destek Şube Müdürlüğü'nde hazırlanmış.

Taraf, Genelkurmay'a ait yeni bir "İlticayla Mücadele Eylem Planı"na ulaştı. Plana göre tutuklanan askerlerin 'masum' olduğu ve AKP'nin 'dinî esasları temel alan bir rejim' hedeflediği vurgulanacak.

Genelkurmay Başkanlığı'nın, "irtica ile mücadele" adı altında yeni bir eylem planı hazırladığı ortaya çıktı. Nisan 2009'da Deniz Piyade Kurmay Kıdemli Albay Dursun Çiçek tarafından hazırlanan planda, Ergenekon soruşturmasından duyulan rahatsızlık açık bir şekilde dile getiriliyor. "Ergenekon davasının gündemi değiştiriliyor havası oluşmadan" eylemler yapılması isteniyor, Ergenekon kapsamında tutuklanan muvazzaf ve emekli askerlerin irtica ile mücadele ettikleri için cezaevine kondukları yönünde haberlerin ön plana çıkarılması hedefleniyor.

Planı hazırlayan Albay Dursun Çiçek tamdık bir isim.

Askerî savcılığın 'kovuşturmaya gerek yok' kararından sonra Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un 'kâğıt parçası' olarak nitelendirdiği belgenin ıslak imzalı aslı yaklaşık 5 ay sonra ortaya çıkarıldı. Edinilen bilgilere göre 'İrticayla Mücadele Eylem Planı' başlığını taşıyan 4 sayfalık belgenin orijinali, muvazzaf bir subay tarafından Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılara posta yoluyla ulaştırıldı. Albay Dursun Çiçek'in ıslak imzasının yer aldığı belgeyi gönderen subay, ihbar mektubunda ise çarpıcı bilgiler verdi. Dursun Çiçek'in görev yaptığı birimde belgeyle ilgili tüm evrakların ve bilgisayar kayıtlarının imha edildiğini kaydeden subay, sadece 'İrticayla Mücadele Eylem Planı' başlıklı söz konusu belgeyi kurtarabildiğini belirtti.

İlk olarak, Ergenekon kapsamında tutuklanan avukat Serdar Öztürk'ün (emekli üsteğmen) bürosunda bulunan belge, kamuoyunda uzun süre tartışılmıştı. Askerî savcılığın 'kovuşturmaya gerek yok' kararından sonra hükümet, belgede yer alan planları yargıya taşımış, savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu.

Dehşet senaryoları kamuoyunu sarsmıştı

'Durum', 'Vazife' ve 'İcra' ana başlıkları altında hazırlanan planda Fethullah Gülen, AK Parti'ye destek olmakla suçlanıyordu. Gülen ve sevenleriyle ilgili geliştirilen stratejiler 'bu kadar da olmaz' dedirten cinstendi. Planın 'Durum' başlıklı bölümünde Ergenekon soruşturması açık bir dille eleştiriliyor.

İşte insanın kanını donduran 'Kaos Planı'

Nisan 2009 tarihli ve 'Dr. Dz. P. Kur. Kd. Albay Dursun Çiçek' imzalı skandal bir ordu belgesi ortaya çıktı. Kıdemli Albay Dursun Çiçek imzalı plan, Psikolojik Harp Dairesi'nin yeni adı olan Genelkurmay Harekat Başkanlığı 3. Destek Şube Müdürlüğü'nde hazırlanmış.

Nisan 2009 tarihli ve 'Dr. Dz. P. Kur. Kd. Albay Dursun Çiçek' imzalı skandal bir ordu belgesi ortaya çıktı. Kıdemli Albay Dursun Çiçek imzalı plan, Psikolojik Harp Dairesi'nin yeni adı olan Genelkurmay Harekat Başkanlığı 3. Destek Şube Müdürlüğü'nde hazırlanmış.

Taraf, Genelkurmay'a ait yeni bir "İlticayla Mücadele Eylem Planı"na ulaştı. Plana göre tutuklanan askerlerin 'masum' olduğu ve AKP'nin 'dinî esasları temel alan bir rejim' hedeflediği vurgulanacak.

Genelkurmay Başkanlığı'nın, "irtica ile mücadele" adı altında yeni bir eylem planı hazırladığı ortaya çıktı. Nisan 2009'da Deniz Piyade Kurmay Kıdemli Albay Dursun Çiçek tarafından hazırlanan planda, Ergenekon soruşturmasından duyulan rahatsızlık açık bir şekilde dile getiriliyor. "Ergenekon davasının gündemi değiştiriliyor havası oluşmadan" eylemler yapılması isteniyor, Ergenekon kapsamında tutuklanan muvazzaf ve emekli askerlerin irtica ile mücadele ettikleri için cezaevine kondukları yönünde haberlerin ön plana çıkarılması hedefleniyor.

Planı hazırlayan Albay Dursun Çiçek tamdık bir isim. Daha önce Tarafın manşetten yayımladığı "Koç da andıçlandı" başlıklı haberle gündeme gelmişti. Albay Çiçek tarafından hazırlanan andıç belgesinde bütün sivil toplum örgütleri fişlenmişti. Planın yazıldığı Genel Kurmay Harekat Başkanlığı 3. Bilgi Destek Şube Müdürlüğü, Psikolojik Harp Dairesi'nin yeni adı. Genelkurmay adına yapılan planlamalar artık buradan yürütülüyor.

Ergenekon soruşturmasında tutuklanan eski asker avukat Serdar Öztürk'ün bürosunda ele geçirilen Genelkurmay'a ait yeni plan tutanaklara geçti ve Ergenekon üçüncü iddianamesine girmesi bekleniyor. Öztürk, aynı zamanda yine Ergenekon kapsamında tutuklanan emekli Albay Levent Göktaş'ın avukatlığını yapıyordu.

Dört sayfadan oluşan "İrticayla Mücadele Eylem Planı"nın "Durum" başlıklı bölümünde Ergenekon soruşturması eleştiriliyor: İrticai gruplar tarafından TSK başta olmak üzere devletin resmî kurumlarını yıpratmak üzere yoğun faaliyetler yürütülmekte, Ergenekon adı altında TSK'ya büyük emekleri geçmiş, emekli ve muvazzaf askerî personele yersiz ithamlarda bulunularak lekelenmeye çalışılmaktadır.

'DÜŞMAN UNSURLAR'A DİKKAT

Planın "Düşman Unsurlar" bölümünde ise TSK'nm yıpratılmak istendiği ileri sürülüyor. Bunun gerekleri ise şöyle sıralanıyor:

Atatürk ilke ve Inkılapları'nı ortadan kaldırarak, laik, demokratik, sosyal hukuk devletini yıkmak ve yerine dinî esaslara dayalı bir rejim kurma hedeflerini engelleyecek tek kurum olarak TSK'yı görmekte.

Elde ettikleri TSK'yı yıpratıcı bilgi ve belgeleri kendilerine müzahir medya organları kanalıyla yayınlamakta.

Halkın yoğun ilgi gösterdiği birlik, ve beraberlik mitinglerini Ergenekon tarafından maksatlı olarak planlanmış gibi göstermekte.

TSK'nın Ergenekon çatısı altında, başta PKK terör örgütü olmak üzere çeşitli terör örgütleriyle işbirliği yaptığını iddia etmekte.

Üst düzey komutanlar hakkında Yahudi, Ermeni, Sabetaycı vb. oldukları şeklinde asılsız haberler yapılmakta.

Kamuoyunu meşgul etmek ve bilgi kirliliği yaratmak üzere TSK personeline ait olduklarını iddia ettikleri ses ve görüntü kayıtlarını yayınlamaktadırlar.

'DOST UNSURLAR' KULLANILACAK

Albay Çiçek'in hazırladığı planda, irticaya karşı kullanılanacak "Dost Unsurlar"a da yer veriliyor. İşte o 'dostlar':

Basın ve yayın organları kanalıyla irticai grupların iç yüzünü gösteren propaganda çalışmaları planlı bir şekilde yürütülmekte.

TSK personeli ve ailelerine yönelik bilgilendirme faaliyetleri icra edilmekte.

TSK içerisine sızdırıldığı değerlendirilen personel ve aileleri ile bunların irtibatta olabilecekleri kişiler takip ve kontrol altına alınmakta.

Bilgisayar ve doküman güvenliği konusunda tedbirler arttırılmaktadır.

'VAZİFE' ÇIKARDIK İCRA'YA GEÇELİM

Bütün bunlardan "vazife" çıkarılması gerektiği belirtilen planda bu görev "irticai oluşumların iç yüzünü göstererek bu konudaki tereddütlere son vermek ve söz konusu örgütlere olan kamuoyu desteğini ortadan kaldırmak.

Askerî savcılığın 'kovuşturmaya gerek yok' kararından sonra Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un 'kâğıt parçası' olarak nitelendirdiği belgenin ıslak imzalı aslı yaklaşık 5 ay sonra ortaya çıkarıldı. Edinilen bilgilere göre 'İrticayla Mücadele Eylem Planı' başlığını taşıyan 4 sayfalık belgenin orijinali, muvazzaf bir subay tarafından Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılara posta yoluyla ulaştırıldı. Albay Dursun Çiçek'in ıslak imzasının yer aldığı belgeyi gönderen subay, ihbar mektubunda ise çarpıcı bilgiler verdi. Dursun Çiçek'in görev yaptığı birimde belgeyle ilgili tüm evrakların ve bilgisayar kayıtlarının imha edildiğini kaydeden subay, sadece 'İrticayla Mücadele Eylem Planı' başlıklı söz konusu belgeyi kurtarabildiğini belirtti.

İlk olarak, Ergenekon kapsamında tutuklanan avukat Serdar Öztürk'ün (emekli üsteğmen) bürosunda bulunan belge, kamuoyunda uzun süre tartışılmıştı. Askerî savcılığın 'kovuşturmaya gerek yok' kararından sonra hükümet, belgede yer alan planları yargıya taşımış, savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu.

Dehşet senaryoları kamuoyunu sarsmıştı

'Durum', 'Vazife' ve 'İcra' ana başlıkları altında hazırlanan planda Fethullah Gülen, AK Parti'ye destek olmakla suçlanıyordu. Gülen ve sevenleriyle ilgili geliştirilen stratejiler 'bu kadar da olmaz' dedirten cinstendi. Planın 'Durum' başlıklı bölümünde Ergenekon soruşturması açık bir dille eleştiriliyor.

İşte insanın kanını donduran 'Kaos Planı'

Nisan 2009 tarihli ve 'Dr. Dz. P. Kur. Kd. Albay Dursun Çiçek' imzalı skandal bir ordu belgesi ortaya çıktı. Kıdemli Albay Dursun Çiçek imzalı plan, Psikolojik Harp Dairesi'nin yeni adı olan Genelkurmay Harekat Başkanlığı 3. Destek Şube Müdürlüğü'nde hazırlanmış.

Nisan 2009 tarihli ve 'Dr. Dz. P. Kur. Kd. Albay Dursun Çiçek' imzalı skandal bir ordu belgesi ortaya çıktı. Kıdemli Albay Dursun Çiçek imzalı plan, Psikolojik Harp Dairesi'nin yeni adı olan Genelkurmay Harekat Başkanlığı 3. Destek Şube Müdürlüğü'nde hazırlanmış.

Taraf, Genelkurmay'a ait yeni bir "İlticayla Mücadele Eylem Planı"na ulaştı. Plana göre tutuklanan askerlerin 'masum' olduğu ve AKP'nin 'dinî esasları temel alan bir rejim' hedeflediği vurgulanacak.

Genelkurmay Başkanlığı'nın, "irtica ile mücadele" adı altında yeni bir eylem planı hazırladığı ortaya çıktı. Nisan 2009'da Deniz Piyade Kurmay Kıdemli Albay Dursun Çiçek tarafından hazırlanan planda, Ergenekon soruşturmasından duyulan rahatsızlık açık bir şekilde dile getiriliyor. "Ergenekon davasının gündemi değiştiriliyor havası oluşmadan" eylemler yapılması isteniyor, Ergenekon kapsamında tutuklanan muvazzaf ve emekli askerlerin irtica ile mücadele ettikleri için cezaevine kondukları yönünde haberlerin ön plana çıkarılması hedefleniyor.

Planı hazırlayan Albay Dursun Çiçek tamdık bir isim. Daha önce Tarafın manşetten yayımladığı "Koç da andıçlandı" başlıklı haberle gündeme gelmişti. Albay Çiçek tarafından hazırlanan andıç belgesinde bütün sivil toplum örgütleri fişlenmişti. Planın yazıldığı Genel Kurmay Harekat Başkanlığı 3. Bilgi Destek Şube Müdürlüğü, Psikolojik Harp Dairesi'nin yeni adı. Genelkurmay adına yapılan planlamalar artık buradan yürütülüyor.

Ergenekon soruşturmasında tutuklanan eski asker avukat Serdar Öztürk'ün bürosunda ele geçirilen Genelkurmay'a ait yeni plan tutanaklara geçti ve Ergenekon üçüncü iddianamesine girmesi bekleniyor. Öztürk, aynı zamanda yine Ergenekon kapsamında tutuklanan emekli Albay Levent Göktaş'ın avukatlığını yapıyordu.

Dört sayfadan oluşan "İrticayla Mücadele Eylem Planı"nın "Durum" başlıklı bölümünde Ergenekon soruşturması eleştiriliyor: İrticai gruplar tarafından TSK başta olmak üzere devletin resmî kurumlarını yıpratmak üzere yoğun faaliyetler yürütülmekte, Ergenekon adı altında TSK'ya büyük emekleri geçmiş, emekli ve muvazzaf askerî personele yersiz ithamlarda bulunularak lekelenmeye çalışılmaktadır.

'DÜŞMAN UNSURLAR'A DİKKAT

Planın "Düşman Unsurlar" bölümünde ise TSK'nm yıpratılmak istendiği ileri sürülüyor. Bunun gerekleri ise şöyle sıralanıyor:

Atatürk ilke ve Inkılapları'nı ortadan kaldırarak, laik, demokratik, sosyal hukuk devletini yıkmak ve yerine dinî esaslara dayalı bir rejim kurma hedeflerini engelleyecek tek kurum olarak TSK'yı görmekte.

Elde ettikleri TSK'yı yıpratıcı bilgi ve belgeleri kendilerine müzahir medya organları kanalıyla yayınlamakta.

Halkın yoğun ilgi gösterdiği birlik, ve beraberlik mitinglerini Ergenekon tarafından maksatlı olarak planlanmış gibi göstermekte.

TSK'nın Ergenekon çatısı altında, başta PKK terör örgütü olmak üzere çeşitli terör örgütleriyle işbirliği yaptığını iddia etmekte.

Üst düzey komutanlar hakkında Yahudi, Ermeni, Sabetaycı vb. oldukları şeklinde asılsız haberler yapılmakta.

Kamuoyunu meşgul etmek ve bilgi kirliliği yaratmak üzere TSK personeline ait olduklarını iddia ettikleri ses ve görüntü kayıtlarını yayınlamaktadırlar.

'DOST UNSURLAR' KULLANILACAK

Albay Çiçek'in hazırladığı planda, irticaya karşı kullanılanacak "Dost Unsurlar"a da yer veriliyor. İşte o 'dostlar':

Basın ve yayın organları kanalıyla irticai grupların iç yüzünü gösteren propaganda çalışmaları planlı bir şekilde yürütülmekte.

TSK personeli ve ailelerine yönelik bilgilendirme faaliyetleri icra edilmekte.

TSK içerisine sızdırıldığı değerlendirilen personel ve aileleri ile bunların irtibatta olabilecekleri kişiler takip ve kontrol altına alınmakta.

Bilgisayar ve doküman güvenliği konusunda tedbirler arttırılmaktadır.

'VAZİFE' ÇIKARDIK İCRA'YA GEÇELİM

Bütün bunlardan "vazife" çıkarılması gerektiği belirtilen planda bu görev "irticai oluşumların iç yüzünü göstererek bu konudaki tereddütlere son vermek ve söz konusu örgütlere olan kamuoyu desteğini ortadan kaldırmak. Ergenekon kapsamında yapılan yıpratıcı kampanyaların etkisini azaltmak, TSK'ya yönelik olarak yapılan olumsuz propagandalara son vermektir" olarak tanımlanıyor.

Ardından ise planın "icra" bölümü geliyor ve şu ifadeler kullanılıyor: Laik ve demokratik düzeni yıkarak, şeriata dayalı bir İslam devleti kurma hayalinde bulunan AKP Hükümeti ve ona destek veren çeşitli gruplar ile Fethullah Gülen grubu başta olmak üzere radikal dinî oluşumlar hakkındaki gerçekleri gün yüzüne çıkarmak, kamuoyunun desteğini kırmak ve faaliyetlerine son vermek üzere bilgi destek faaliyetleri icra edilecektir.

ERGENEKON'DA GÜNDEM DEĞİŞECEK

Plana göre, faaliyetlerin birbiriyle senkronize şekilde üç bölüm halinde hayata geçirilmesi isteniyor. "Planlama ve Genel Faaliyetler" bölümünde yapılması istenenler şöyle sıralanıyor:

İcra edilen propagandalarda dine karşı olunmadığı teması işlenecektir.

Eylemler Ergenekon davasının gündemi değiştiriliyor havası oluşmadan planlanacak, dinci medyanın bu konuyu işlemesine imkân tanınmayacaktır.

"Fethullah Gülen (FG)'ciler gemi azıya aldılar, doğrudan TSK'ya saldırıyorlar" teması işlenecek, bu kapsamda muhafazakâr vatandaşların bile "Pes doğrusu biz de Elhamdülillah Müslüman'ız, ama FG'ciler resmen TSK'ya saldırmak için provokasyon yapıyorlar" dedirtecek çalışmalar yapılacaktır.

Sakıncalı/şüpheli kategorisindeki irticacı subay ve astsubayların irticai propaganda yaptıklarına dair ihbar çalışmaları yapılacak, müteakiben bu kişilerin ahlaki yönden olumsuzlukları ile ilgili haberler yaptırılacaktır.

İrticacı TSK personeline yapılan operasyon kapsamında tespit edilememiş diğer irticai TSK personeline yönelik korkutucu propaganda geliştirilerek, bu kişilerin hata yaparak tespit edilmeleri veya kendiliğinden çözülmeleri sağlanacaktır.

Askerî suç kapsamında yapılacak Işık Evleri baskınlarında, silahlı terör örgütü oluşturmak doğrultusunda; silah, mühimmat, plan vb. materyal bulunması sağlanarak, FG grubu "Silahlı Terör Örgütü" "Fethullahçı Silahlı Terör Örgütü", (FSTÖ) kapsamına aldırılacak ve soruşturmalar askerî yargı kapsamında yürütülecektir.

Ilımlı islam konusu özellikle vurgulanacak, FG'cilerin ABD güdümünde hareket ettikleri ve islam'ın orjinalini bozmak istedikleri hususu yoğun olarak dile getirilecektir.

TSK 'MASUM', İRTİCACILAR SUÇLU

"Medya Faaliyetleri" bölümünde ise Ergenekon operasyonuna atıf yapılarak, TSK mensuplarının "masum" olduğu yönünde haberler yaptırılması isteniyor:'

İskender Evrenesoğlu, Ömer Öngüt gibi hazırda beklettiğimiz elemanlara medyatik eylemler ve söylemler yaptırılacak ve bu kişiler FG'ciler başta olmak üzere diğer irticai gruplarla özdeşleştirilerek, kamuoyunun tüm bu gruplar arasında benzerlik kurması sağlanacaktır.

Yakalanan veya çözülen TSK personelinin bizim belirlediğimiz temalar doğrultusunda beyanda bulunmaları ve bu açıklamaların basında geniş yer bulması sağlanacaktır.

Ergenekon kapsamında tutuklanan TSK personelinin masum olduğu, irticayla etkin şekilde mücadele ettikleri için üzerlerine iftira atıldığı şeklinde haberler yaptırılacaktır.

Nurettin Veren gibi isimlerin TV programlarında FG grubu hakkında bizim istediğimiz temalar doğrultusunda açıklamalar yapmaları sağlanacaktır.

Kurdoğlu cemaati vb. diğer cemaatlere mensup TSK personelinin TSK ile ilişkileri kesilirken FG grubuna mensup oldukları için atıldıkları şeklinde haberler yaptırılarak, kamuoyunda FG grubunun büyük yara aldığının düşünülmesi sağlanacaktır.

PKK terör örgütünün Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri ile Irak'ın kuzeyinde bulunan FG'cilere ait okul, dershane ve yurtlara eylem yapmıyor olmasının iki örgüt arasında bağ olduğu ve anlaştıklarının açık bir göstergesi olduğu yönünde haberler yaptırılacaktır.

KURTLAR VADİSİ ÇİZİLSİN

Vatandaşlar tarafından yoğun olarak izlenen ve gündemdeki olaylar hakkında kamuoyunu yanlış yönlendiren, Kurtlar Vadisi, Kollama ve Tek Türkiye benzeri diziler hakkında olumsuz haberler yaptırılarak söz konusu dizilerin güvenilirliğinin yitirilmesi sağlanacaktır.

Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı okul öğrencilerine ait ibadet, görüntü ve haberlerinin medyada yoğun olarak ye&, alması sağlanarak, Milli Eğitim Bakanı kamuoyu nezdinde yıpratılacaktır

AKP mensuplarının, ülkemizde ekonomik krizin etkisinin ciddi olarak hissedildiği bir dönemde, lüks yaşamlarından taviz vermedikleri yönünde haberler yaptırılarak, bu durumun hem "islam anlayışıyla çeliştiği" hem de uygulamaya çalıştıkları "Halk Adamı" yaklaşımlarının gerçeği yansıtmadığı konusunda kamuoyu bilgilendirilecektir.
Ermenistan ve Yunanistan ile ilgili kamuoyunda tepki uyandıracak haberler sürekli gündemde tutularak milliyetçi partilerin tabanının genişletilmesi sağlanacaktır.

KARA PROPAGANDA' YAPALIM

Planın sonunda ise "Kara Propaganda FaaliyetlerF'ne yer veriliyor, işte o bölüm:

Son dönemde geniş yankı bulan ses kayıtları bilgi kirliliği yaratmak üzere irticacılar tarafından yayınlanmış gibi gösterilecek, ama dinleyenlerin bizi haklı bulacağı tarzda ses kayıtları düzenlenecektir.

Çeşitli bilgi ve belgelerle ilgili ortaya yem atılarak yakalanan personel hangi gruba ait olursa olsun FG'ci oldukları şeklinde ifade vermeleri sağlanacak ve bahse konu personelin adı basında duyulduktan sonra ahlaki açıdan olumsuzlukları ile ilgili haberler yaptırılacaktır.

Yukarıda açıklanan şekildeki personelin, sıradan dahi olsa arkadaş çevresindeki en olumsuz kişi onların en yakın arkadaşı gibi gösterilerek, FG'cilerin iç yüzüymüş gibi düşünülmesi sağlanacaktır.

İhbara dayalı ev baskınları yaptırılarak, buralarda silah ve mühimmatın yanı sıra, FG'ciler ile irtibat kurulması istenen oluşumlara (Yahudilik, CIA, MOSSAD, Moon Tarikatı, Humeyni vb.) ait objelerin aynı ortamda bulunması sağlanacaktır.

Ev baskınları kapsamında Alevi düşmanlığını körükleyici bilgi ve belgelerin bu evlerde bulunması sağlanacaktır.

CANLI YAYINLARA BAĞLANALIM

İzleyici veya dinleyici kitlesi fazla olan radyo, televizyon programlarına farklı bir kimlikle, canlı yayın esnasında, telefonla bağlanılarak; FG'ci maskesi altında konuşmalar yapılarak tahrik olmuş bir FG'ci gibi, "Evet kardeşim, bizimle uğraşan herkes Ergenekoncudur. Onlarla uğraşmak bizim boynumuzun borcudur. Bizimle uğraşmaya kimsenin gücü yetmez" şeklinde açıklamalar yapması sağlanacaktır.

AKP mensubu kilit haberleşmecilere kamuoyuna çelişkili açıklamalar yaptırılarak, AKP içerisinde ciddi anlamda anlaşmazlık ve bölünmeler yaşanıyormuş şeklinde algılanması sağlanacaktır.

Albay Dursun Çiçek tarafından hazırlandığı iddia edilen eylem planında televizyonlarda yayınlanan bazı diziler de hedef alınmış

Eylem planında Kurtlar Vadisi, Kollama ve Tek Türkiye benzeri dizilerin kamuoyunu yanlış yönlendirdiği ifade ediliyor: "Bu diziler hakkında olumsuz haberler yaptırılarak her üçünün de kamuoyundaki güvenilirliğinin yitirilmesi sağlanmalıdır"

- Vatandaşlar tarafından yoğun olarak izlenen ve gündemdeki olaylar hakkında kamuoyunu yanlış yönlendiren, Kurtlar Vadisi, Kollama ve Tek Türkiye benzeri diziler hakkında olumsuz haberler yaptırılarak söz konusu dizilerin güvenilirliğinin yitirilmesi sağlanacaktır.












zaman
Ertuğrul ÖZGÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-26-2009, 21:29   #25
Kullanıcı Adı
Ertuğrul ÖZGÜL
Standart
Ertuğrul ÖZGÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-26-2009, 23:50   #26
Kullanıcı Adı
redyellow
Standart
Taraf'a asker düşmanı diye saldıranlar şimdi belge doğru çıkınca ne diyecekler acaba?
redyellow isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-27-2009, 06:55   #27
Kullanıcı Adı
Ertuğrul ÖZGÜL
Standart İfadeye çağırılan Albay Çiçek sorguya gelmiyor
Adli Tıp'ta 'millete komplo planı'nın altındaki ıslak imzanın sahibi olduğu tescil edilen Deniz Piyade Kurmay Albay Dursun Çiçek'in geçen hafta ikinci kez ifadeye çağırıldığı öğrenildi.

Ancak, Çiçek Ergenekon soruşturmasını yürüten savcıların Genelkurmay Adli Müşavirliği üzerinden yaptığı davete şu ana kadar icabet etmedi. Ergenekon savcılarına bir subay tarafından 5 sayfalık ihbar mektubuyla gönderilen 'Eylem Planı'nın orijinali, soruşturmanın seyrini de değiştirdi Alınan bilgilere göre, savcılar ilk olarak belgeyi, altındaki ıslak imzanın incelenmesi için Adli Tıp'a gönderdi. Kurum, imzanın 'Dursun Çiçek'in elinin ürünü' olduğunu rapor etti. Bunun üzerine harekete geçen savcılar, daha önce tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Çiçek'in ikinci kez sorgulanmasına karar verdi. Bu amaçla geçen hafta Genelkurmay Adli Müşavirliği'nden, Çiçek'in ifade için İstanbul'a gönderilmesini istedi. Fakat, aradan geçen sürede Çiçek buna cevap vermedi. İhbar mektubunda, belgeleri imha etmekle görevli oldukları ileri sürülen rütbeliler ve 6 erbaşla ilgili yapılan yazışmalara ise Genelkurmay'dan dönüş olmadı. Mektupta ismi geçen ve çarşamba günü terhis olduğu belirtilen bir erbaşın, savcılara verdiği ifadede olayı tüm detaylarıyla doğruladığı ileri sürülüyor.

Önümüzdeki günlerde Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılığın Çiçek'in polis zoru ile ifadeye getirilmesi amacıyla hakkında yakalama müzekkeresi çıkarabileceği öne sürüldü.

Dursun Çiçek'in ikinci kez savcı karşısına çıkarılması gündemdeyken ihbar mektubunda adı geçen askeri ve sivil personelin de ifade vermeye çağrılacağı öğrenildi. Edinilen bilgilere göre savcılık, mektupla ilgili 6 askeri 21 Ekim'de ifade vermeye çağırdı. Bu davet üzerine yeni terhis olmuş bir askerin Beşiktaş'taki adliyeye gelerek ifade verdi. Gelmeyen beş asker için ise dün yeniden davetiye gönderildiği aktarıldı. Ancak bu kez davetiyeye eğer belirtilen zamanda gelmezlerse polis zoruyla getirilecekleri yönünde not eklendiği öğrenildi. İhbar mektubunda Dursun Çiçek ile birlikte belgeyi hazırladığı ileri sürülen albaylar S.Ö., İ.Z.G. ve F.S.'nin de ifadelerine başvurularak iddiaların tek tek sorulacağı öne sürüldü. Bu arada ihbar mektubunda skandal belgenin bir gazetede ortaya çıkması üzerine Genelkurmay karargâhında yürütülen imha çalışmalarına nezaret ettiği öne sürülen Org. E.S.'nin özel sekreteri Kurm. Alb. U.B. ile bizzat hard diskleri imha ettiği ileri sürülen Albay Ş.K., Üsteğmen E.S., Üsteğmen K.B., Başçavuş M.U. ve sivil memur R.S.'nin delil karartma suçlamasıyla ifadesinin alınabileceği yine iddialar arasında. Öte yandan savcılığın, ihbar mektubunda seri numaraları verilen 35 bilgisayarın gönderilmesi için de tekrar yazı yazılığı bildirildi. GENELKURMAY, 'HUKUKA SAYGILIYIZ' DEMİŞTİ Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, her ne kadar belgeyi 'kağıt parçası' olarak nitelendirse de 26 Haziran'da kuvvet ve ordu komutanlarını da arkasına alarak yaptığı toplantıda, "TSK'da, demokrasi ve hukuk devletleri ilkelerine aykırı düşüncenin içinde olan davranışlarda bulunan personel barınamaz.

Kovuşturmaya yer olmadığı kararı kesin değil. Biz hukuk devleti ilkelerine sadığız. Bu belgenin doğru olduğuna ilişkin yeni delil, bilgi, emare çıkarsa elbette bu soruşturma tekrar açılabilir." demişti. Genelkurmay Başkanlığı da önceki gün yaptığı açıklamada "Hukuk devletinde her şeyin yasalara uygun olarak yürütülmesine hiçbir kimsenin ve hiçbir kurumun itirazı olamaz." ifadesini kullanmıştı.
Askerî savcının 'sır' ziyareti

'Kaos planı'nın orijinalinin Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılara gönderilmesiyle başlayan süreçte ilginç gelişmeler yaşanıyor. İstanbul cumhuriyet savcılarının yeni belge ve bilgilerin kendilerine ulaşmasının ardından Genelkurmay Başkanlığı'na davetiye çıkararak, mektupta adı geçenlerle ilgili soruşturma yazısı yazdıkları belirtiliyor. Subayın ihbar mektubunda belgenin imhasında görevli rütbeliler ve erbaşlarla ilgili isimlerin yer aldığı ortaya çıkmıştı. Sivil savcıların Genelkurmay'dan soruşturmak için talepte bulunduğu 6 erbaşla ilgili davetiye yazısına henüz cevap alınamamış. İsmi geçen ve çarşamba günü terhis olarak İstanbul'a gelen bir erbaşın sorgulandığı ve olayı tüm detaylarıyla doğruladığı da kaydediliyor.

Bunun üzerine 23 Ekim Cuma günü olağanüstü gelişmeler yaşanmış. Bu kapsamda Genelkurmay Başkanlığı Adli Müşavirliği'nden Askerî Başsavcı Yavuz Şentürk'ün, Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılardan hemen önce İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin'i ziyaret ettiği ileri sürülüyor. İstanbul'a gelen Şentürk'ün, Başsavcı Engin ile İrtica İle Mücadele Eylem Planı'nın orijinalinin bulunması ve sivil savcıların sorgulama talebinde bulunduğu isimlerle ilgili görüşme yaptığı iddia ediliyor. Askerî savcılığın sorguya davet edilen erlerle ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na olumsuz cevap verdiği ileri sürülüyor.















ZAMAN

Ertuğrul ÖZGÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-27-2009, 07:34   #28
Kullanıcı Adı
Ertuğrul ÖZGÜL
Standart
Erdoğan: Türkiye böyle ağır bir bedeli kaldıramaz
'İrticayla Mücadele Eylem Planı'na ilişkin yeni gelişmelere Pakistan'dan katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 'Çok önemli bir konu' dedi ve Türkiye'ye döndükten sonra İlker Başbuğ'la bunun üzerine konuşacaklarını söyledi..

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''İrticayla Mücadele Eylem Planı''na ilişkin yeni gelişmelerle ilgili olarak ''Temennim odur ki şu andaki yazılanlar, çizilenler veya söylenenler doğru çıkmasın, yanlış çıksın. Böyle bir bedeli Türkiye Cumhuriyeti Devleti kaldıramaz. Özellikle de Silahlı Kuvvetlerimizin böyle bir zan altında kalmasını da tabii hazmetmek kabul edilebilir gibi değil'' dedi.

Başbakan Erdoğan, Pakistan'dan İran'a giderken uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Erdoğan, ''Cumhuriyet Savcılığı bazı askeri personelin ifadesinin alınması için başvuru yaptı. Bu konuyla ilgili bir değerlendirmezin olacak mı?'' sorusuna şu yanıtı verdi.

''Malum biz bu sürecin başında parti olarak suç duyurusunda bulunmuştuk. Suç duyurusunda bulunduktan sonra da bu süreci takip ediyoruz. Tabii şimdi bu süreçle ilgili olarak o zaman erken tespitler yapılmıştı. Tabii bu erken tespitlerin de şu anda tartışılır hale geldiğini görüyoruz. Çünkü bazı köşe yazarları da (yanılmışız) filan demeye başladılar. Bu şekilde bazı tespitler yapılıyor. Tabii yargı sürecinde olması sebebiyle de doğrusu burada daha bir detay değerlendirme içerisine girmeyi de ben doğru bulmuyorum.

Temennim odur ki şu andaki yazılanlar, çizilenler veya söylenenler doğru çıkmasın, yanlış çıksın. Böyle bir bedeli Türkiye Cumhuriyeti Devleti kaldıramaz. Özellikle de Silahlı Kuvvetlerimizin böyle bir zan altında kalmasını da tabii hazmetmek kabul edilebilir gibi değil.

Burada tabii son olarak özellikle adını vermeyen, bu iddianın sahibi kişi tanık olarak dinlenebileceğinden, ifade verebileceğinden falan bahsetti. Yani gerçekten bu kişi ortaya çıkacak mı? Gelip ifade verecek mi? Öyle zannediyorum ki böyle bir şey olur da ifade verirse o zaman bir çok gerçek çok daha net ortaya çıkar. Tabii burada hiç kimsenin aslında üzülmemesi, hiç kimsenin bana göre (niçin böyle bir şey oluyor?) diye de bir sıkıntının içerisine girmemesi gerekir. Hepimiz doğru olanın, gerçeğin ortaya çıkmasının ülkemiz için hayırlı olacağı noktasında birleşmemiz lazım. Doğrusu ben şu anda işin başından bu yana izlediğim gibi yine izlemeye devam ediyorum. Konunun takibine aynı şekilde arkadaşlarımızla devam ediyoruz.''

-''GENELKURMAY BAŞKANI İLE KONUYU GÖRÜŞECEĞİM''-
Erdoğan, ''Bu gelişmelerden sonra Sayın Başbuğ ile görüştünüz mü? Veya Türkiye'ye dönünce (neler oluyor?) diye sormayı düşünüyor musunuz? Çünkü az önce de söylediniz, erken tespitlerden kastettikleriniz arasında acaba Sayın Başbuğ'un (bir kağıt parçasıdır) demesi de var mı?'' sorusu üzerine şunları kaydetti:
''Sayın Başbuğ'un açıklamalarından önce yazılı ve görsel medyanın açıklamaları var, Ana Muhalefet Parti Lideri'nin yapmış olduğu açıklamalar var, diğer muhalefet partilerinin yapmış oldukları açıklamalar var. Biliyorsunuz o açıklamalarda herkes adeta bu işi savunur haldeydi. Biz ise sadece partimizle ilgili bir konu olması hasebiyle suç duyurusunda bulunmuştuk ve yargı bunun üzerine gitsin istedik. Çünkü partimiz burada zan altına konuluyor. Buna sessiz kaldığımız anda bütün bu iftiraları kabul etmiş oluruz. Böyle bir iftirayı bizim partimizin kabul etmesi mümkün değildi. Aynı zamanda iktidarımızın böyle bir şeyi kabul etmesi mümkün değildi. Temennimiz odur ki gerçek meydana çıksın

Ben tabii medya üzerinden Genelkurmay Başkanı ile konuşmak istemem, ama döndükten sonra zaten haftalık rutin görüşmemiz oluyor. Belki bu görüşme vesilesiyle bir araya geldiğimizde bu konuyu muhakkak görüşeceğiz. Önemli bir konu ve aramızda bu konuyu görüşerek süreci değerlendiririz.''

Başbakan Erdoğan, ''Yurt dışından gelişlerin durdurulması kararını Sayın Genelkurmay Başkanı ile aldığınız yönünde haberler var...'' denilmesi üzerine de ''Tam aksine bu, Koordinatör Bakanımla beraber görüşerek aldığımız bir karar'' dedi.

(AA)


Ertuğrul ÖZGÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-27-2009, 07:35   #29
Kullanıcı Adı
Ertuğrul ÖZGÜL
Standart
Gül süreci değerlendirdi
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ''kamuoyunda irtica belgesi olarak bilinen belgeye ilişkin subayların ifadeye çağrılması yönünde savcılığın bir girişimi olduğu iddiaları'' ile ilgili ''olağanüstü bir durum değil. hukuk devletinde hukukun gereği neyse o yapılır'' dedi.

Cumhurbaşkanı Gül, resmi ziyaret gerçekleştirdiği Sırbistan'ın başkenti Belgrad'da basın mensuplarıyla yaptığı sohbet toplantısında ''kamuoyunda irtica belgesi olarak bilinen belgeye ilişkin subayların ifadeye çağrılması yönünde savcılığın bir girişimi olduğu iddialarının bulunduğunun'' söylenmesi üzerine, ''olağanüstü bir durum değil. hukuk devletinde hukukun gereği neyse o yapılır. başka bir şey yapılmaz'' diye konuştu.












habervaktim
Ertuğrul ÖZGÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-27-2009, 09:24   #30
Kullanıcı Adı
BlueMoon
Standart
bakalım daha neler gün yüzüne çıkacak
BlueMoon isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim
dursun çiçek, dursun çiçek ifade


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi