04-27-2011, 22:10 | #71 |
Hüdaverdiye katılıyorum.Efendimiz kendi zamanındaki edebiyat ve daha bir çok alanda etkili olan mefhumları kullanıp onlardan faydalanmaya çalıştı.
Yanında şair sahabeler vardı.Özellikle onlara yazdığı şiirleri konuşmalarda okuttururdu. Bu günde müzik çok etkili bir silah. Ve bunları kullanmaya çalışan dini oluşumda var ülkemizde hamdolsun. Kalkıpta savaş açmak niye pek makul gelmiyor. |
|
04-27-2011, 22:11 | #72 |
muhammedin kaynaktan kastı ayet,hadis galiba...
|
|
04-27-2011, 22:14 | #73 | |
Alıntı:
1-)"Tasavvuf deryasına dalmış bir Hak âşığıdır. İlmi, teşbihleri, sözleri ve nasihatleri bu deryadan saçılan hikmet damlalarıdır. O, bir tarikat kurucusu değildir. Yeni usûller ve ibadet şekilleri ihdâs etmemiştir. Ney, dümbelek, tambur gibi çeşitli çalgı âletleri çalınarak yapılan törenler ve âyinler, Hazret-i Mevlana’nın vefatından 3-4 asır sonra meydana çıkmıştır. Halbuki o, ney ve dümbelek çalmadı. Dönmedi, raks etmedi. Bunları sonra gelenler uydurdu. 24 binden ziyade beytiyle dünyaya nûr saçan Mesnevî’sine, her ülkede, birçok dillerde şerhler yapılmıştır. En kıymetlisi Mevlana Câmi’nin kitabı olup, bunun da şerhleri vardır. Türkçe şerhlerinden, Ankara vâlisi Âbidin Paşanın şerhi çok kıymetlidir. Âbidin Paşa bu şerhinde, ney’in, insan-ı kâmil olduğunu ispat etmektedir. Mevlevîlik, cahillerin eline düştüğünden, bunlar ney’i çalgı sanarak, ney, dümbelek gibi şeyler çalmaya, dönmeye başlamışlar. İbadete, İslam dininin yasak ettiği çirkin şeyler karıştırmışlardır. Hazret-i Mevlana, bırakın ney çalmayı, oynayıp dönmeyi, yüksek sesle zikir bile yapmadı. Nitekim Mesnevî’sinde diyor ki: Pes zî cân kün, vasl-ı Canan-râ taleb Bî leb-ü gâm mîgû nâm-ı rab. Manası şudur: O halde, Canana kavuşmayı, cân-u gönülden iste Dudağını oynatmadan, Rabbinin ismini kalbinden söyle." Ben bu yazınıza kaynak dedim.Rabbim kur'anda mevlanadan bahsetmişte ben mi habersizi/z/m? 2-) Kafamıza göre rabbin emiri haram diyemeyiz. O zaman bende ilan ediyorum.Rabbin emri sigara haram. Neye göre? Kaynak ne? Delil ne? diye sorarlar... Öyle haybeden haram veya helal addedemeyiz bir şeyi.. Onca alimin fetvası da var onlara ne diyeceksiniz? Konu El Emin tarafından (04-27-2011 Saat 22:17 ) değiştirilmiştir.. |
||
04-27-2011, 22:15 | #74 |
|
|
04-27-2011, 22:18 | #75 |
Mustafa İslamoğlunun sözü çok hoşuma gitti bu konu hakkındaki ve çok doğru geldi...
''müzik bir haramın yedeği olarak kullanılıyorsa haram hükmüne dahil olur,bir helalin yedeği olarak kullanılıyorsa helal hükmüne dahil olur '' |
|
04-27-2011, 22:19 | #76 |
|
|
04-27-2011, 22:19 | #77 |
Hazret-i Ebu Bekir, iki küçük cariyenin tef çalıp şarkı söylediklerini gördü ve onları azarlayarak “Şeytanın çalgısını mı çalıyorsunuz?” dedi. (Buhari) İbni Abbas hazretleri, “Çalgı aletleri haramdır” dedi. (Beyheki) mam-ı Birgivi hazretleri buyuruyor ki: Saz dinlemekten kulaklarını korumalıdır. (Risale-i Birgivi) Çalgı çalarak veya oyun arasında Kur'an okuyan kâfir olur. (Tergib-üs-salât) Tasavvuf müziği diye bir şey yoktur. Müzik, nefsin gıdası, ruhun zehiridir, kalbi karartır. (Dürr-ül mearif) Bu kadar kaynak yeterlimi ? Devam edeyim mi ? |
|
04-27-2011, 22:19 | #78 | |
Alıntı:
Ne niyetle çıktığı nereye götürdüğüdür mesele... |
||
04-27-2011, 22:21 | #79 |
|
|
04-27-2011, 22:25 | #80 |
“ Dinle neyden, zirâ o birşeyler anlatmada
Ayrılıklardan şikâyet etmededir. Ney der ki: Beni kamışlıktan kopardıklarından beri, İniltim kadın - erkek herkesi ağlattı. Ayrılık bağrımı delik deşik eylesin, Tâ ki aşk derdini anlatabileyim.” Bu mesneviden ufak bir kısım.. Mevlan ,ney,sema üçlüsüne dair onlarca delil getiririm.. |
|
Konuyu Toplam 3 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 3 Misafir) | |
|
|