AK Gençliğin Buluşma Noktası
Köşe Yazıları Köşe yazıları burada paylaşılıyor.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 07-16-2015, 02:13   #21
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart
Alıntı:
Özgür Suriye Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Bizdeki Parlementer sistem kokuşmuş ingiliz sistemidir.

Bence 7 haziran seçimleri de bizdeki sistemin ne kadar kullanışsız ve tıkanmaya elverişli olduğunu gözler önüne sermiştir.

Başkanlık sistemi gelirse illa her şey ABD deki gibi olcak diye bişey yok. Değişik ülkelerin sistemlerine bakılarak bu sistemlerin işimize yarayacak Yönlerini kendi ülkemize aktarabiliriz.

Yine hala aynı şeyleri söylüyorsun. Ben Davutoğlu nun istifa etmesini değil kendine çeki düzen vermesini istiyorum. Ne demek beğenmiyorsan Eylül deki kongrede karşısına adayını çıkar demek? Oy Verdiğimiz partinin genel başkanını eleştiremeyecek miyiz? Bu mu senin liberalliğin.. Ama Davutoğlu da bu tutum da olursa merak etme ak parti de ak partililer de Davutoğlu na mecbur değildir!..

Ayrıca cumhurbaşkanı ülkeyi yönetmeyecekse , bakanlar kuruluna başkanlık etmeyecekse biz neden cumhurbaşkanı seçtik geçen sene? Süs olsun diye mi? Kimse direkt olarak halk Tarafından Seçilen ve ilk turda Oyların çoğunluğunu alan bir Cumhurbaşkanı'nın bir şeye karışmadan süs olarak durmasını beklemesin!
Parlamenter sistemle başkanlık sistemi arasındaki temel fark tek başlılık - çift başlılık farkıdır. Parlamenter sistemde yasama ile yürütme kuvvetleri arasında gevşek kuvvetler ayrılığı bulunduğu için sistem tek başlıdır. Misalle anlatayım: Eğer AK Parti, 7 Haziran 2015 Genel Seçiminde tek başına iktidar olsaydı hem yasamaya hem de yürütmeye tek başına hâkim olarak ülkeyi tek başlı olarak yönetecekti veya şimdi bir AK Parti - MHP koalisyonu kurulursa o koalisyon hem yasamaya hem yürütmeye hâkim olarak ülkeyi tek başlı olarak yönetebilir.

Başkanlık sisteminde ise yasama kuvveti ile yürütme kuvveti birbirinden sert biçimde ayrılmıştır. Kuvvetlerin sert biçimde ayrılığı ise çift başlılığı getirir. Bu yüzden başkanlık sisteminde gerçek anlamda iktidar olmak için hem başkanlık seçiminin hem de meclis seçiminin aynı parti tarafından kazanılması zorunludur. Başkanlık seçimini kazanan başkanın partisi, yasama seçiminde iktidarı elde edemezse, başkanın meclisten yasa geçirtme gücü olmaz, bütçe geçirtme gücü olmaz.

Başkanlık sistemine geçsek ve tek turlu genel seçimlerde şimdiki gibi meclis aritmetiğiyle karşılaşılması ihtimali her zaman mümkündür. Bana şunun cevabını verir misin? Başkanlık sistemine geçtik ve Erdoğan başkan oldu diyelim. Meclis'te Erdoğan'ın partisi olan AK Parti, 7 Haziran 2015 Genel Seçiminden sonra olduğu gibi salt çoğunluk olan 276'dan daha az sayıda milletvekili çıkardı diye varsayalım. Böyle bir durumla karşılaşıldığında, Başkan Erdoğan, 4 senelik ya da 5 senelik başkanlığı boyunca meclisten ihtiyaç duyduğu yasaları nasıl çıkarttıracak? Hadi yasaları da geçtim, Başkan Erdoğan her sene bütçe döneminde istediği bütçeyi meclisten nasıl geçirtecek? Erdoğan'ın, meclisinden yasa çıkarttıramayan, istediği bütçeyi meclisinden geçirtemeyen zavallı bir başkan durumuna düşmesini istemiyorum. Eğer başkanlık sistemine geçersek ve başkana meclisin yetkilerini gasp edecek yetkiler verilmezse, Başkan Erdoğan'ın partisi salt çoğunluğu elde edemediği durumlarda Erdoğan'ın başına gelecek olan da budur maalesef. Çünkü başkanlık sistemi, doğası gereği çift başlı (yasamada bir baş ve yürütmede bir baş) bir sistemdir ve yönetimdeki çift başın ikisini de aynı zihniyetin, aynı partinin kontrol etmediği durumlarda krizlere açık hatta Türkiye gibi sert siyasi çekişmelerin yaşandığı ülkelerde krizlere gebe bir sistem olarak karşımıza çıkar.

Ahmet Davutoğlu'nun eleştirilmesine itiraz etmiyorum ki! Onun konumunun sorgulanmasına ve kişiliğine yapılan hakarete itiraz ediyorum. Ayrıca liberal de değilim, Müslüman demokratım. AK Parti'ye göre daha liberal bir çizgideyim. Ne demek yahu Mesut Yılmaz'laşıyorsun gibi sözler?! Ahmet Davutoğlu'nu Mesut Yılmaz'laşmakla itham etmek hem doğru olmayan bir ithamdır hem de hakarettir. Ayrıyetten ondan talep edilen de kişiliksiz olma talebidir. Davutoğlu'ndan istenilen ne? Mesut Yılmaz'laşma! Tamam Mesut Yılmaz'laşmasın, zaten Mesut Yılmaz'laşmıyor da. Sonra? Mesut Yılmaz'laşma da e peki ne yap? Erdoğan'ın emirlerinden çıkmayan bir uydu ol! Var mı böyle bir şey yaa! Ahmet Davutoğlu, emanetçi bir uydu da olmaz, Erdoğan'a cephe alan bir kadir kıymet bilmez de olmaz inşaallah. Davutoğlu'na yapılacak yapıcı eleştirilere evet, ama onun konumunu sorgulayarak ona karşı yapılan hakaretamiz ve gerçekle uzaktan yakından alâkası olmayan söz ve ithamlara hayır!

Konu Cihannur tarafından (07-18-2015 Saat 17:36 ) değiştirilmiştir..
Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-16-2015, 04:35   #22
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart
Alıntı:
Özgür Suriye Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
1.5 ay olacak seçimler yapılalı ortada hala bir hükümet yok. Aslında Koalisyon kurulsa daha da kötü olacak yine karmaşa , kaos ve istikrarsızlık geri gelecek. koalisyonu kuran partiler kısa bir sürede birbirlerine çelme takmaya kalkacak ve yine erken seçime gidilecek.

Bu Yüzden en mantıklısı direkt erken seçime gitmek. Ak parti nin kaybedecek bi şeyi yok. Erken seçimde büyük ihtimalle tek başına iktidara gelir ya da en kötü senaryo olarak bugünkü tablo tekrar ortaya çıkar.

Şahsen ben ak parti ye CHP yi hükümet ortağı yapsın diye oy vermedim. Davutoğlu CHP ile koalisyon yaparsa da Davutoğlu başında durduğu sürece bir daha da ak parti ye oy vermem

AK Parti - CHP Koalisyonuna ben de karşıyım; ama AK Parti, CHP ile koalisyon kurarsa AK Parti'ye bir daha oy vermem gibi bir düşünce içinde değilim. Öncelikli tercihim AK Parti - MHP Koalisyonu. AK Parti - MHP Koalisyonu kurulabilmesi için ilkelerimizden taviz verilmeden şartlar zorlanmalı. Eğer AK Parti - MHP Koalisyonu kurulamıyorsa AK Parti - CHP Koalisyonu kurulması için uğraşılmadan erken genel seçime gidilmeli.

AK Parti - MHP Koalisyonu kurulamazsa kış gelmeden kasım ayının sonlarına doğru erken genel seçime gidilebilir. Eğer milletimiz bu sefer AK Parti'yi tek başına iktidara getirirse yeni hükümeti kurar ve yolumuza devam ederiz. Eğer milletimiz bizi tek başına iktidara getirmezse, oluşacak yeni meclis aritmetiğine göre koalisyon seçenekleri üzerinde çalışabiliriz.

Konu Cihannur tarafından (07-16-2015 Saat 04:38 ) değiştirilmiştir..
Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-16-2015, 12:07   #23
Kullanıcı Adı
Özgür Suriye
Standart
Kişilikli olmak seni onlarca kişi içerisinden seçip Başbakanlığa atayan lidere Sırtını dönmek ve onun arkasından liderlik hesapları yapmak değildir !

Kişilikli olmak vefayı da gerektirir , makamını kendisi sayesinde kazandığın lidere sadakati de...

Davutoğlu sanki uzaydan gelmiş , daha önce hiç Erdoğan ın emri altında çalışmamış gibi yazıyorsun...

Davutoğlu, Erdoğan ın senelerce danışmanlığını ve Bakanlığı'nı yapmıştır. Dışişleri Bakanı iken başbakan olan Erdoğan dan emir ve talimat alan Davutoğlu nun şimdi devletin BAŞINDA olan ve kendisini Başbakanlığa atayan Erdoğan dan Talimat alması neden kişiliksizlik olsun?!

Bu davutoğlu'nun karar ve düşüncelerinin Önemi yoktur demek değildir. Kendisinin karar ve düşünceleri elbet önemli ve değerlidir. Ama şuanki tablonun en büyük sebebi kendisinin etrafındaki dar kadro ile birlikte başına buyruk hareket edip , cumhurbaşkanı ile koordinasyonu ve iletişimi gittikçe azaltmış olmasıdır.

Erdoğan Davutoğlu na Önem verdiği , sevdiği , saydığı ve GÜVENDİĞİ için Başbakanlığa onu layik görmüştür.

Davutoğlu'ndan beklediğimiz bu güveni Boşa çıkarmamasıdır.

Bu konuyu daha fazla uzatmak istemiyorum.

Son olarak şunu yazayım: koalisyon hata olur en iyisi erken seçim. Ama illa koalisyon olacaksa paralel yapıyla mücadeleden taviz verilmeden MHP ile Olmalıdır.

CHP ile koalisyon yapmak ise hatadan öte siyaseten intihar olur Ahmet hoca için. Bir sonraki seçimde oyu yirmilere düşer ve ak parti nin Başında daha fazla kalamaz. Şimdilik koalisyon görüşmelerini takip edelim. Sonrasını ona göre konuşuruz. Şahsen ben, ak parti Nin, CHP ile koalisyon yapması durumunda bir sonraki seçimde Tereddüt etmeden oyumu MHP ye veririm.
Özgür Suriye isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-16-2015, 19:01   #24
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart
Alıntı:
Özgür Suriye Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Davutoğlu, Erdoğan ın senelerce danışmanlığını ve Bakanlığı'nı yapmıştır. Dışişleri Bakanı iken başbakan olan Erdoğan dan emir ve talimat alan Davutoğlu nun şimdi devletin BAŞINDA olan ve kendisini Başbakanlığa atayan Erdoğan dan Talimat alması neden kişiliksizlik olsun?!
AK Parti'nin genel başkanı ve başbakan olan kişi Ahmet Davutoğlu'dur. Davutoğlu'nun üzerine aldığı sorumluluk genel başkanlık ve başbakanlık sorumluluğudur. Erdoğan'ın talimatlarına göre genel başkanlık ve başbakanlık yapılamaz, böyle bir davranış tarzı doğru olmaz ve Davutoğlu'na da uymaz. Erdoğan'ın görüşleri elbette önemlidir ve dikkate alınır ama ülkeyi yönetme sorumluluğu hükümettedir. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı kimse cumhurbaşkanı olması için zorlamadı. Eğer Erdoğan isteseydi ve ömrü de varsa en az 10 yıl daha AK Parti genel başkanı olarak ve büyük ihtimalle de başbakan olarak devam edebilirdi. Cumhurbaşkanı olmayı Erdoğan seçti. Öyleyse Erdoğan, cumhurbaşkanı olmanın avantajlarını kullanırken başbakan olmamanın getirdiği bazı dezavantajlara da katlanmalıdır.

Konu Cihannur tarafından (07-24-2015 Saat 01:27 ) değiştirilmiştir..
Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-07-2015, 01:03   #25
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart
Evet, bu konudaki makalenin başlığını şimdi daha bir gururla söyleyebiliriz. 7 Haziran 2015 Genel Seçiminde AK Parti'yi % 41 oranında oyla 1. parti çıkararak Türk Siyasi Tarihi'nde AK Parti'ye 4. genel seçim 1.liğini kazandırarak Türkiye rekoru kırmasını sağlayan AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, 1 Kasım 2015 Genel Seçiminde AK Parti'nin % 49.5 oranında oyla toplamda 4. kez tek başına iktidar olmasını sağlayarak AK Partimizin bir Türkiye rekoru daha kırmasını da sağlamıştır.

Bravo Hocam! Bravo!

Konu Cihannur tarafından (11-07-2015 Saat 01:07 ) değiştirilmiştir..
Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-07-2015, 18:44   #26
Kullanıcı Adı
Özgür Suriye
Standart
7 haziran dan sonra erken seçime karşı çıkıp koalisyon kurulmasını isteyenlerin bu Zafer'imizi sahiplenmeye çok hakları olduğunu düşünmüyorum.

Maalesef Davutoğlu da koalisyona sıcak bakıyordu veya en azından dışarıdan öyle görünüyordu

Cumhurbaşkanı'mızın ve biz seçmenin koalisyon karşıtı tutumu olmasaydı belki de şuan başımızda ak parti - CHP koalisyonu olacaktı

Bu konuya eklediğim o yazının da arkasındayım

Davutoğlu kendi başına kazanmadı bu seçimi Erdoğan ın manevralarıyla kazanabildi ve ak parti ye oy verenlerin çoğu Recep Tayyip Erdoğan ın partisi diye verdi

Cihannur eski defterleri kurcalayıp zeytinyağı gibi üste çıkmaya çalışman da komik oluyor.

Erdoğan istese eylül ayındaki kongrede davutoğlunun yerine Binali Yıldırım'ı getirebilirdi o Zaman belki 49 olmazdı oyumuz muhtemelen 45-46 olurdu (belki de daha yüksek olurdu) ama bu yine büyük zafer olarak sayılır ve Davutoğlu nun esamesi okunmazdı

Ama siz hala böyle fitneyi körükleyici hareketlerde bulunursanız, ülkemiz ve partimiz için iyi olmaz

Davutoğlu Başbakan olmadan önce benim en çok Başbakan olmasını istediğim kişiydi. 2. Sırada Binali yıldırım vardı.

Hemşehrim olan Davutoğlu nu eleştirdiysek ve eleştiriyorsak bunun sebebi Başbakan olduktan sonraki bazı hal , tavır ve tutumlarıdır

7 haziran dan önce Arınç ın Cumhurbaşkanı'mıza saldırması ve davutoğlunun bu olaya tepki göstermemesi ayrıca hükümetin Cumhurbaşkanı'mızdan biraz kopuk görüntü sergilemeye başlaması ak parti ye çok oy kaybettirmişti

1 kasım dan önce ise davutoğlunun daha iyi görüntü verdiğini söyleyebilirim.

Davutoğlu da umarım 7 haziran öncesi yaptığı hatalardan ders çıkarmıştır

Konu Özgür Suriye tarafından (11-07-2015 Saat 19:03 ) değiştirilmiştir..
Özgür Suriye isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-07-2015, 20:33   #27
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart
Alıntı:
Özgür Suriye Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
7 haziran dan sonra erken seçime karşı çıkıp koalisyon kurulmasını isteyenlerin bu Zafer'imizi sahiplenmeye çok hakları olduğunu düşünmüyorum.

Maalesef Davutoğlu da koalisyona sıcak bakıyordu veya en azından dışarıdan öyle görünüyordu

Cumhurbaşkanı'mızın ve biz seçmenin koalisyon karşıtı tutumu olmasaydı belki de şuan başımızda ak parti - CHP koalisyonu olacaktı

Bu konuya eklediğim o yazının da arkasındayım

Davutoğlu kendi başına kazanmadı bu seçimi Erdoğan ın manevralarıyla kazanabildi ve ak parti ye oy verenlerin çoğu Recep Tayyip Erdoğan ın partisi diye verdi

Cihannur eski defterleri kurcalayıp zeytinyağı gibi üste çıkmaya çalışman da komik oluyor.

Erdoğan istese eylül ayındaki kongrede davutoğlunun yerine Binali Yıldırım'ı getirebilirdi o Zaman belki 49 olmazdı oyumuz muhtemelen 45-46 olurdu (belki de daha yüksek olurdu) ama bu yine büyük zafer olarak sayılır ve Davutoğlu nun esamesi okunmazdı

Ama siz hala böyle fitneyi körükleyici hareketlerde bulunursanız, ülkemiz ve partimiz için iyi olmaz

Davutoğlu Başbakan olmadan önce benim en çok Başbakan olmasını istediğim kişiydi. 2. Sırada Binali yıldırım vardı.

Hemşehrim olan Davutoğlu nu eleştirdiysek ve eleştiriyorsak bunun sebebi Başbakan olduktan sonraki bazı hal , tavır ve tutumlarıdır

7 haziran dan önce Arınç ın Cumhurbaşkanı'mıza saldırması ve davutoğlunun bu olaya tepki göstermemesi ayrıca hükümetin Cumhurbaşkanı'mızdan biraz kopuk görüntü sergilemeye başlaması ak parti ye çok oy kaybettirmişti

1 kasım dan önce ise davutoğlunun daha iyi görüntü verdiğini söyleyebilirim.

Davutoğlu da umarım 7 haziran öncesi yaptığı hatalardan ders çıkarmıştır

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, 1 Kasım 2015 Genel Seçimi kampanyasında meydanlara çıkmadı. Doğrusu da buydu. AK Parti'nin 1 genel başkanı vardır ve o genel başkanı şimdilerde Ahmet Davutoğlu'dur.

Binali Yıldırım meselesine gelince... AK Parti'nin başına Binali Yıldırım gelseydi o da kişiliğiyle ve çalışmalarıyla başarılı olurdu ve AK Parti genel başkanlığı görevini başarıyla yürütürdü. Net kanaatim bu. Ahmet Davutoğlu'nu AK Parti genel başkanlığı için mevcut şartlarda en uygun kişi, en doğru seçenek olarak görüyorum; yoksa AK Partili diğer değerli siyasetçilerimiz de başarıyla AK Parti genel başkanlığı ve başbakanlık görevini yürütebilirler. Şöyle de izah edeyim. Mesela AK Parti genel başkanlığı için en uygun kişi kim olmalıdan başlayarak şöyle bir listeleme yapayım: 1- Ahmet Davutoğlu 2- Abdullah Gül 3- Numan Kurtulmuş 4- Binali Yıldırım 5- Ali Babacan...

Bu liste böyle gider. Mesela yukarıda isimlerini yazdığım 5 değerli siyasetçi de AK Parti genel başkanlığı ve başbakanlık görevini başarıyla yürütürler. Ama dediğim gibi mevcut şartlar muvacehesinde AK Parti genel başkanlığı ve başbakanlık için en uygun kişinin Ahmet Davutoğlu olduğu kanaatindeyim ve bu kanaatimi yıllardır aynen muhafaza ediyorum.

7 Haziran 2015 Genel Seçimi sonucunu bazıları doğru değerlendiremediler. AK Parti'nin, 7 Haziran 2015 Genel Seçiminde almış olduğu % 41'lik oyu başarısızlık olarak gördüler. Oysa AK Parti'nin almış olduğu % 41'lik oy oranı ve 2. sırada yer alan ve % 25 oranında oy almış olan CHP'ye 16 puan fark atması başarıydı ve ayrıca bir de rekordu. AK Parti'nin, 7 Haziran 2015 Genel Seçiminde elde etmiş olduğu rekoru AK Parti Forum'da şöyle anlatmıştım:

Alıntı:
Cihannur Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti), 7 Haziran 2015 Genel Seçimini 1. parti olarak tamamlayarak Türkiye'de serbest ve demokratik genel seçimlerin yapılmaya başlandığı 14 Mayıs 1950 Genel Seçiminden bu yana genel seçimlerde toplamda 4 kez 1. parti olarak yeni bir Türkiye rekoruna imza atmıştır.

Türkiye'de serbest ve demokratik genel seçimlerin yapılmaya başlandığı 14 Mayıs 1950 Genel Seçiminden bu yana genel seçimleri 1. parti olarak tamamlamış partiler ve o partilerin 1.liklerinin listesi:

1. Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti): 4 Birincilik (2002, 2007, 2011 ve 7 Haziran 2015 Genel Seçimleri)
2. Demokrat Parti (DP): 3 Birincilik (1950, 1954 ve 1957 Genel Seçimleri)
3. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP): 3 Birincilik (1961, 1973 ve 1977 Genel Seçimleri)
4. Adalet Partisi (AP): 2 Birincilik (1965 ve 1969 Genel Seçimleri)
5. Anavatan Partisi (ANAP): 2 Birincilik (1983 ve 1987 Genel Seçimleri)
6. Doğru Yol Partisi (DYP): 1 Birincilik (1991 Genel Seçimi)
7. Refah Partisi (RP): 1 Birincilik (1995 Genel Seçimi)
8. Demokratik Sol Parti (DSP): 1 Birincilik (1999 Genel Seçimi)

AK Parti, 7 Haziran 2015 Genel Seçiminde elde etmiş olduğu 1.lik başarısıyla Türk Siyasi Tarihi'nde serbest ve demokratik genel seçimlerde en çok 1.lik elde etmiş siyasi parti olma rekorunu kırarak bir rekor daha elde etmiştir Allah'a şükürler olsun. Türk Siyasi Tarihi'nde AK Parti'den başka hiçbir siyasi parti 4 genel seçimden 1.likle çıkma başarısını gösterememiştir. AK Partimizi, AK Parti'nin Kurucu Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı, AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nu ve emeği geçen herkesi bu büyük başarı için tebrik eder; ilklerin, rekorların ve başarıların partisi AK Partimize daha nice nice başarılar ve nice nice rekorlar dilerim.
Bir de dünya gerçeklerine bakalım. Birleşik Krallık'ta 2015 Seçimlerinde Muhazakâr Parti % 37 oyla tek başına iktidar oldu. Hem de 2. sırada yer alarak % 30 oranında oy almış olan İşçi Partisi'ne öyle çok da değil sadece 7 puan fark atmasına rağmen bu başarıyı elde etti. Polonya seçimlerine bakalım bir de... 2015 Seçimlerinde Polonya'da 1. sırayı elde eden muhafazakâr PİS partisi % 38 oyla tek başına iktidar oldu. Yunanistan seçimlerine bakalım bir de... 20 Eylül 2015 tarihinde Yunanistan'da yapılan genel seçimde Syriza % 36 oy alarak tek parti iktidarına sadece 6 sandalye eksiği kalarak 1. parti oldu ve küçük bir partiyle koalisyon ortaklığı kurarak iktidara geldi.

Birleşik Krallık'ta 1. partinin aldığı % 37 oy başarı, Polonya'da 1. partinin aldığı % 38 oy başarı, Yunanistan'da 1. partinin aldığı % 36 oy başarı, Türkiye'de ise bütün bu ülkelerin 1. partilerinden daha çok oy alan AK Parti'nin aldığı % 41 oranındaki oy başarısızlık ha! Türkiye'nin acilen seçim sisteminde ve siyasi partiler yasasında değişikliğe gitmeye ihtiyacı var.

İşte bütün bu gerçekler sonucunda Ahmet Davutoğlu başarılıydı. Davutoğlu, 7 Haziran 2015 Genel Seçiminde % 41 oyla AK Parti'yi 1. parti çıkararak AK Parti'ye Türk Siyasi Tarihi'nde 4. kez genel seçim 1. liği kazandırarak rekor kırdırmıştı; şimdi de 1 Kasım 2015 Genel Seçiminde AK Parti'yi 4. kez tek başına iktidara taşıyarak AK Parti'nin, Türk Siyasi Tarihi'nde bir kez daha rekor kırmasını sağladı.

Başkanlık sistemini halk istemiyor. AK Parti, başkanlık sistemi diye diye 7 Haziran 2015 Genel Seçimine gitti ve % 41 oranında oy aldı. AK Parti'nin aldığı o % 41 oyun hepsini de başkanlık sistemine destek diye kabul etmek mümkün değil. 7 Haziran 2015 Genel Seçiminde AK Parti'ye oy veren o % 41'in içindeyim ve başkanlık sistemine karşıyım. Başkanlık sistemi halk oylamasına götürülürse ve oy kullanmam nasip olursa o halk oylamasında hayır oyu kullanacağım inşaallah.

Konu Cihannur tarafından (11-19-2015 Saat 13:08 ) değiştirilmiştir..
Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-07-2015, 20:52   #28
Kullanıcı Adı
Özgür Suriye
Standart
Cumhurbaşkanı 1 kasım öncesi meydanlara çıkmadı dersen yanlış olur çıktı ama daha az

Mesela İst da teröre karşı düzenlenen mitinge katılarak yüzbinlerce kişiye hitap etti

Bunun dışında çeşitli açılışlara katıldı

zaten Davutoğlu ve diğer parti Başkan'ları da 7 haziran a göre daha az miting yaptılar

Erdoğan akıllıca bir strateji izledi meydanlarda çok görünmeyerek muhalefet partilerinin kendi üzerinden halkı kutuplaştırmasına müsaade etmedi

Bu yolla daha önce CHP ye oy veren birçok insanın ak parti ye oy vermesini sağladı

Yine meseleyi partiler üstünde tutup meselenin memleket ve istikrar meselesi olduğunu söyleyerek ve teröre karşı başkomutan olarak devletin gücünü göstererek çok sayıda MHP linin ak parti ye oy vermesini sağladı


Şu yazıyı bi oku istersen

Başkanlığı biz ülkenin geleceği için istiyoruz

http://haber.star.com.tr/yazar/tamam...NxPYpl.twitter

Konu Özgür Suriye tarafından (11-07-2015 Saat 20:56 ) değiştirilmiştir..
Özgür Suriye isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-07-2015, 21:42   #29
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart
Alıntı:
Özgür Suriye Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Cumhurbaşkanı 1 kasım öncesi meydanlara çıkmadı dersen yanlış olur çıktı ama daha az

Mesela İst da teröre karşı düzenlenen mitinge katılarak yüzbinlerce kişiye hitap etti

Bunun dışında çeşitli açılışlara katıldı

zaten Davutoğlu ve diğer parti Başkan'ları da 7 haziran a göre daha az miting yaptılar

Erdoğan akıllıca bir strateji izledi meydanlarda çok görünmeyerek muhalefet partilerinin kendi üzerinden halkı kutuplaştırmasına müsaade etmedi

Bu yolla daha önce CHP ye oy veren birçok insanın ak parti ye oy vermesini sağladı

Yine meseleyi partiler üstünde tutup meselenin memleket ve istikrar meselesi olduğunu söyleyerek ve teröre karşı başkomutan olarak devletin gücünü göstererek çok sayıda MHP linin ak parti ye oy vermesini sağladı


Şu yazıyı bi oku istersen

Başkanlığı biz ülkenin geleceği için istiyoruz

http://haber.star.com.tr/yazar/tamam...NxPYpl.twitter
Kastım bellidir Özgür Suriye. Cumhurbaşkanımız Erdoğan, 1 Kasım 2015 Genel Seçimine gidilirken AK Parti'ye destek anlamında kampanya yürütmedi.

Arkadaşım ben de başkanlık sistemine Türkiye'nin geleceğini düşündüğüm için karşıyım. Halkın önemli bir bölümü gibi belki de çoğunluğu gibi o sistemin ne olduğunu bilmeyen bir insan da değilim.

Başkanlık sistemi yasama ve yürütme kuvvetlerinin birbirinden sert biçimde ayrıldığı çift başlı bir rejimdir. Bu sistemi savunanlar bir zahmet niye yasama ve yürütme kuvvetleri arasında gevşek kuvvetler ayrımını öngören tek başlı parlamenter sistemi bırakıp da yasama ve yürütme kuvvetlerinin birbirinden sert biçimde ayrıldığı başkanlık sistemini savunuyorlar anlatsalar da dinlesek. Ben medeni bir insanım. Çift başlı başkanlık sisteminin işlerlik anlamında Türkiye şartlarında tek başlı parlamenter sisteme göre daha işlevsel ve iyi bir yönetim olacağına ikna edebilecek bilgileri gösteren olursa ikna olurum; ama yok böyle bir şey!

Parlamenter sistemin yönetim istikrarı anlamında başkanlık sistemine üstünlüğünü al işte 1 Kasım 2015 Genel Seçimi sonucunda bir kez daha gördük. Türkiye'de şimdi yasama sorunu var mı? Yok! AK Parti, 1 Kasım 2015 Genel Seçiminde elde ettiği 317 milletvekiliyle 2019 Genel Seçimine kadar geçirmek istediği yasaları TBMM'den geçirtebilecek güce sahip oldu. Peki Türkiye'de şimdi bütçe sorunu var mı? Bütçe sorunu da yok! AK Parti,
AK Parti, 1 Kasım 2015 Genel Seçiminde elde ettiği 317 milletvekiliyle 2019 Genel Seçimine kadar; 2016, 2017, 2018 ve 2019 Türkiye bütçelerini istediği biçimde belirleyip TBMM'den geçirtebilecek güce sahip oldu. Yani tek başına iktidardasın, yürütme sende, yasamaya da hâkimsin, istediğin bütçeleri de istediğin gibi yasalaştırabilecek gücün de var.

Bir de başkanlık sistemine bakalım. 10 Ağustos 2014 tarihinde başkanlık sistemine geçtik ve ilk başkanımız olan AK Partili Recep Tayyip Erdoğan'ı başkan olarak seçtik diyelim. 7 Haziran 2015 Genel Seçiminde de yasamayı yani TBMM'yi belirledik ve başkanın partisi olan AK Parti'nin 258 milletvekiliyle TBMM'de azınlığa düştüğünü varsayalım. Hadi bakalım TBMM'de azınlığa düşmüş AK Parti ve onun desteklediği başkanla, çoğunluğu elde etmiş olan; CHP, MHP ve HDP ve onların karşı olduğu AK Partili başkanla yönetimde istikrarı sağla! Mümkün mü, değil elbette. Yasama sorunu var mı? Var! AK Partili Başkan Erdoğan, 2019 genel seçimine kadar istediği yasaları TBMM'den geçirtebilir mi? Kendi partisi dışındaki diğer partileri razı etmeden geçirtemez. AK Partili Başkan Erdoğan, ülkeyi yönetmek için istediği bütçeleri; 2016, 2017, 2018 ve 2019 Türkiye bütçelerini TBMM'den istediği gibi geçritebilir mi?
Kendi partisi dışındaki diğer partileri razı etmeden geçirtemez.

Çift başlı başkanlık sistemine bilerek
karşı çıkıyorum bilmeden değil. Yasama ve yürütme kuvvetleri biribirinden tamamen kopartıldığında Türkiye gibi siyasi parti yapısı bulunan ve sert kutuplaşmanın yaşandığı ülkelerde yasama ve yürütme kuvvetleri aynı zihniyetin aynı siyasi partinin elinde bulunmadığı durumlarda yönetim krizlerine açık bir siyasi ortam oluşur. Yasa çıkartamayan, bütçe geçirtemeyen bir başkan, başkan ile parlamento çoğunluğu arasında kavgalar, çekişmeler...

Başkanlık sistemini savunanlar önce kendilerini ikna etsinler. Başkanlık sistemini savunanlara soruyorum: Yasama ve yürütme kuvvetlerinin birbirlerinden tamamen ayrılmasıyla oluşacak çift başlı yönetimi destekliyor musunuz? Çift başlı yönetimin Türkiye'nin lehine olacağını mı düşünüyorsunuz? Çift başlı yönetimde başlardan birinin (mesela yürütme) bir siyasi partinin elinde olduğu (mesela AK Parti) ve başlardan diğerinin (mesela yasama) AK Parti'ye muhalefet eden siyasi partilerin elinde olduğu (mesela; CHP, MHP ve HDP) durumlarda TBMM'den rahatlıkla yasalar çıkartılabileceğini, ülke bütçesinin rahatlıkla yasalaştırılabileceğini umuyor musunuz? Çift başlı başkanlık sistemini savunanlar önce bu sorularıma cevap verip kendilerini ikna etmeliler.

Konu Cihannur tarafından (11-07-2015 Saat 21:51 ) değiştirilmiştir..
Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-07-2015, 22:33   #30
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart
Şunu da ilave etmek isterim: 7 Haziran 2015 Genel Seçiminde Ahmet Davutoğlu genel başkanlığında % 41 oy alan AK Parti'yi başarısız bulanlar oldu. AK Parti'nin, 7 Haziran 2015 Genel Seçiminde almış olduğu o % 41 oy ki Türk siyasetinde ana rakibimiz olan ana muhalefet partisi CHP'nin tarihinde serbest ve demokratik genel seçimlerde ulaştığı en yüksek oy oranıdır. CHP, 1957 ve 1977 genel seçimlerinde % 41 oranında oy almıştır ve o % 41 oy, CHP'nin serbest ve demokratik genel seçimlerdeki zirve oyudur.

CHP'nin bir de son dönemlerine bakalım. CHP, 2011 Genel Seçiminde % 26 oranında oy almış, 7 Haziran 2015 ve 1 Kasım 2015 genel seçimlerinde ise % 25 oranında oy almıştır. CHP'nin bütün hedefi % 30'a ulaşmak. CHP o kadar uçuk vaatlerle halkı kandırmaya çalışarak yaptığı kampanyada % 30 oya ulaşabilse bayram yapacak, zil takıp oynayacak; ama o kadar uğraşmasına rağmen bir türlü % 30'a ulaşamadı, ulaşamıyor.

Demek istediğim o ki 7 Haziran 2015 Genel Seçiminde AK Parti'nin almış olduğu % 41'lik oy oranını küçümsememek lazım. Elin oğlu o % 41 oranında oyun yanına bile yaklaşmayı değil de % 30 oranında oy almayı başarı olarak görüyor ama yine de bütün gücüyle çabalamasına rağmen o % 30 oya dahi ulaşamıyor.

Konu Cihannur tarafından (11-07-2015 Saat 22:42 ) değiştirilmiştir..
Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi