AK Gençliğin Buluşma Noktası
Köşe Yazıları Köşe yazıları burada paylaşılıyor.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 05-05-2016, 23:52   #31
Kullanıcı Adı
Özgür Suriye
Standart
Cihannur malesef hocanın başını senin gibiler yaktı
Özgür Suriye isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-07-2016, 01:01   #32
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart
Alıntı:
Özgür Suriye Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Cihannur malesef hocanın başını senin gibiler yaktı

Hiç alâkası yok Özgür Suriye. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun zamansız vedasına güçlü cumhurbaşkanı - güçlü başbakan formülünün yürümemesi neden oldu.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan başbakanlıktan cumhurbaşkanlığına geçerken kendine bizlerin onun yeni pozisyonu için düşündüğümüzden farklı bir rol belirlemiş. Erdoğan, başbakanlığında olduğu gibi cumhurbaşkanlığında da parti ve ülke politikasına yön veren, partiyi ve ülkeyi yöneten kişinin kendisi olmasını istedi. Genel olarak bizim düşündüğümüz ise cumhurbaşkanlığına geçişiyle birlikte Erdoğan döneminin biterek Davutoğlu döneminin başlayacağıydı. Çünkü mevcut sistemimizde ülkemizi ve milletimizi başbakanlar yönetir ve cumhurbaşkanları ise devleti temsil makamında bulunurlar.

11.5 sene civarındaki başbakanlığı Erdoğan için yeterli olmamış. Erdoğan, cumhurbaşkanı olduktan sonra da ülkeyi ve milleti yönetme arzusunu aynen devam ettirdi. Oysa 11.5 senelik iktidar onun için yeterli olmalıydı. Bak mesela ABD Başkanı Barack Obama bu sene 2. dönemini tamamlıyor ve 8 yıllık iktidarından sonra başkanlığa veda ediyor.

Erdoğan hata yaptı. Çünkü mademki iktidarını sürdürmek istiyor öyleyse cumhurbaşkanlığına geçerek sistemi zorlamasına gerek yoktu. AK Parti genel başkanlığı ve başbakanlık görevindeyken kimse ona git demedi, görevini bırak demedi. Erdoğan isteseydi en az 5-10 sene daha AK Parti genel başkanlığı ve halkımız seçtiği sürece de Türkiye Cumhuriyeti başbakanlığı görevinde bulunurdu. Böylelikle iktidarını devam ettirerek hem AK Parti'yi hem de Türkiye'yi yönetmeyi sürdürürdü.

Neyse olan oldu yapacak bir şey yok. Şimdi önümüze bakalım. 22 Mayıs 2016 tarihinden itibaren güç merkezi tamamen saraya geçecek. AK Parti'nin 3. genel başkanı ve yeni başbakan olacak kişiye düşen görev de düşük bir profil çizip Erdoğan'ın âdeta genel sekreteri bir pozisyonda bulunarak Erdoğan'ın politikalarının yürütülmesini sağlaması olacak. Ben bu durumdan memnun değilim ama vakıa bu.

Erdoğan dönemi devam ediyor ve eğer Erdoğan ve AK Parti başarırlarsa başkanlık sistemine geçilinceye kadar ya da Erdoğan cumhurbaşkanı ve AK Parti de iktidar olarak kaldığı müddetçe böyle de sürecek gibi görünüyor. 22 Mayıs 2016 tarihinden itibaren AK Parti'nin de Türkiye'nin de yönetimi saraya geçecek ve oradan yönetilecektir. Türkiye'de 22 Mayıs 2016 tarihinden sonra göreceğimiz yönetim uygulaması hukuken olmasa da fiilen yarı başkanlık sistemi uygulaması olacaktır.

Konu Cihannur tarafından (05-07-2016 Saat 01:25 ) değiştirilmiştir..
Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-09-2016, 23:41   #33
Kullanıcı Adı
Özgür Suriye
Standart
Halk tarafından seçilmiş bir cumhurbaşkanının saksı gibi kenarda süs olarak durmasını beklemek çok gerçekçi değil

Zaten anayasaya göre de cb devletin başı olduğu gibi icranın da başıdır ve istediği Zaman bakanlar kurulunu toplayabilir

Eskiden cb ları halk tarafından seçilmediği için bu yetkilerini fiilen kullanmıyorlar ya da kullanamıyorlardı

Ayrıca Erdoğan cb seçilmeden önce de ak parti başkanlık sistemini savunuyordu ve Davutoğlu bunu biliyordu ve bunu bilerek ak parti genel Başkan'ı ve Başbakan oldu

Zaten Erdoğan Davutoğlu nu Başbakan yapmadan önce ikisinin başkanlık meselesini aralarında konuşmuş olmaları ve Davutoğlu nun Erdoğan a bu konuda söz vermiş olması da çok yüksek ihtimaldir

Davutoğlu başkanlığı getirmek istemedi veya en azından oyaladı ve ayak diredi güçlü Başbakan olarak partiyi ve devleti kontrol altına almaya çalıştı , Erdoğan la birçok konuda fikir ayrılığı oluştu sonunda ak parti yönetimi Davutoğlu nun il ve ilçe Başkan'ı Atama yetkisini elinden aldı ve bunun üzerine de Davutoğlu Erdoğan la konuşup kongreyi toplayıp tekrar aday olmama kararı aldı. aday olsa da Erdoğan karşısına bir aday çıkartırsa Erdoğan ın desteklediği aday kazanır

Erdoğan tarafından Başbakan yapılan Davutoğlu güçlü Başbakan olmaya çalışacağına , Başkanlık sistemi için uğraşsaydı Erdoğan'dan sonra Davutoğlu Başkan olurdu şimdi bu şansı da azaldı

Olay budur

Davutoğlu iyi bir insandır Başbakan olmasını çok istemiştim ama iki
Başlılıkla da ülke iyi ve rahat bir şekilde yönetilemiyor

Bu kokuşmuş parlementer sistemin bozukluğudur ... Bu kadar yakın iki siyasetçi arasında bile böyle sorunlar çıkabiliyor bu sistemde ..

Ben sana bu sistemin bozukluğunu anlattığımda bana hararetle parlementer sistemi savunuyordun

Cb halk tarafından seçilmese neyse de ama artık halk tarafından seçiliyor ya bu geri alınmalı (ki bu çok zordur ve halk istemez bunu) ya da Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine uygun olarak yarı başkanlık ya da tam başkanlık sistemine geçilmeli Resmen

Şimdi zaten dediğin gibi fiilen yarı başkanlık sistemi oluştu

Konu Özgür Suriye tarafından (05-09-2016 Saat 23:47 ) değiştirilmiştir..
Özgür Suriye isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-11-2016, 01:12   #34
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart
Parlamenter sistem, başkanlık sistemine göre işlerliği daha iyi ve sağlam olan bir sistemdir. Çünkü yasama ve yürütme kuvvetlerinin birbirlerinden gevşek ayrımı söz konusu olduğu için yasamayı elde eden siyasi parti ya da siyasi partiler yürütmeyi de elde etmiş olurlar ve böylelikle tek başlı bir sistemle ülkeyi istikrarlı bir biçimde yönetebilirler.

Oysa başkanlık sistemi, yasama ve yürütme kuvvetlerinin birbirlerinden sert ayrımına dayandığı için işlerliği parlamenter sistem kadar iyi ve sağlam değildir. Çünkü sistem çift başlı olduğu için iktidarı elde etmek için sadece yürütme seçimini yani başkanlık seçimini kazanmak yeterli değildir yürütme seçiminin yanı sıra yasama seçimini de kazanmak gereklidir. Türkiye gibi yoğun siyasi kutuplaşmanın bulunduğu ülkelerde başkanlık sistemi geçerliyse ve yasama ile yürütme kuvvetleri farklı siyasi partilerin ellerindeyse yönetim krizleri hatta sistem krizleri çıkma ihtimali yüksektir.

Başkanlık sistemi yani yasama ve yürütme kuvvetlerinin birbirlerinden sert ayrımına dayanan çift başlı yönetim sistemi siyasi kutuplaşmanın sert ve yoğun olduğu Türkiye gibi ülkelere uygun bir sistem değildir. Türkiye için uygun sistem parlamenter sistemdir. Yapılacak şey de belli. Cumhurbaşkanının yetkileri azaltılarak sembolik seviyeye getirilir, 2 turlu dar bölgeli barajsız seçim sistemi yasalaştırılarak koalisyonlar olabildiğince engellenir ve böylelikle tıkır tıkır işleyen bir sisteme sahip olunur.

Konu Cihannur tarafından (05-11-2016 Saat 01:20 ) değiştirilmiştir..
Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-11-2016, 14:32   #35
Kullanıcı Adı
Özgür Suriye
Standart
Halk tarafından seçilmiş cumhurbaşkanının yetkisini azaltma fikri ak parti tabanının değil, hdp ve CHP tabanlarının görüşüdür


Yahu başkanlık sisteminde parlamento ile Başkan arasında uyumsuzluk çıkma ihtimali çok azdır ama yine de bu ihtimali ortadan kaldırmak için gerekli Bi sürü düzenleme yapılabilir

En basitinden cb ve bb lık makamları kaldırılır , yerel seçimler dışında tek seçim yapılır onda da partiler yarışır en çok oy olan partinin genel Başkan'ı Başkan olur yani böylece Meclis'in en büyük muhtemelen çoğunluk partisinin lideri Başkan olur ve böylece Meclis ile Başkan arasında uyuşmazlık olmaz

Yani şimdiki cb ve Başbakan lık yetkileri Başkan'da toplanır Meclis Te eskisi gibi devam edebilir

Başkan icra ve atamaları yaparken meclis de yasaları rahatça çıkartabilir

Ve Başkan ın seçildikleri sonra partisiyle ilişkisi kesilmez partinin genel Başkan'ı olmaya da devam eder

Konu Özgür Suriye tarafından (05-11-2016 Saat 14:35 ) değiştirilmiştir..
Özgür Suriye isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-14-2016, 02:53   #36
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart
Alıntı:
Özgür Suriye Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Yahu başkanlık sisteminde parlamento ile Başkan arasında uyumsuzluk çıkma ihtimali çok azdır ama yine de bu ihtimali ortadan kaldırmak için gerekli Bi sürü düzenleme yapılabilir

En basitinden cb ve bb lık makamları kaldırılır , yerel seçimler dışında tek seçim yapılır onda da partiler yarışır en çok oy olan partinin genel Başkan'ı Başkan olur yani böylece Meclis'in en büyük muhtemelen çoğunluk partisinin lideri Başkan olur ve böylece Meclis ile Başkan arasında uyuşmazlık olmaz.

Başkanlık sisteminde yasama ve yürütmenin belirlenmesi için iki ayrı seçim yapılır. Yasama seçimiyle meclis üyeleri belirlenir yürütme seçimiyle de başkan belirlenir. Başkanlık seçimini AK Partili bir başkan kazanıp meclis seçiminde ise çoğunluğu CHP elde ettiği zaman ya da tam tersi durumda başkanlık seçimini CHP'li bir başkan kazanıp meclis seçiminde ise çoğunluğu AK Parti elde ettiği zaman yönetimde resmen çift başlılık oluşur. AK Partili bir başkan ve CHP'li meclis çoğunluğu ya da CHP'li bir başkan ve AK Partili meclis çoğunluğu oluştuğu durumlarda hadi bakalım kolaysa ülkenin istikrarlı ve uyumlu bir biçimde yönetilmesinin formülünü bul!
Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-22-2016, 22:28   #37
Kullanıcı Adı
Özgür Suriye
Standart
Çok başlılık felakettir. Devletin başında çok başlılık kriz demektir. Baba ile oğul arasında bile olsa bu böyledir. Mesela bir şirketi yönetirken iki ortak anlaşamayıp farklı kararlar alsalar şirket verimli bir şekilde yönetilemez.

Halk tarafından seçilen ilk Cumhurbaşkanı olan Erdoğan ile eski başbakan Davutoğlu arasında da özellikle gittikçe artan bir şekilde uyuşmazlık ve fikir ayrılıkları ortaya çıktı. Bu da devletin yönetimini zorlaştırdı , ülke ekonomisine patinaj yaptırdı ve bi sürü atamayı aksattı.

Bu iki başlılık şimdi Binali Yıldırım ın başbakan olmasıyla en azından bir süreliğine fiilen ortadan kalktı. Ama bunun kesin çözümü başkanlık sistemidir. Çünü yarın yine cumhurbaşkanları ve başbakanlar arasında sorun çıkmayacağının garantisi yok !

Yine parlemanto filan diye başlama Cihannur. Bunun çok çözümü var. Amerika daki sistemi kopya etmek zorunda değiliz. Şuan bizdeki parlementer sistem batık ve çürük bir sistemdir.


Cumhurbaşkanı ile başbakanın yetkileri net bir şekilde ayrılmıyor bu sistemde. anayasada cumhurbaşkanı nın kabineye başkanlık etme yetkisi varsa (ki var) o zaman bakanlara ve başbakan a talimat verme yetkisi de var demektir sonuçta süs olsun diye kabineye başkanlık etme yetkisi konulmamış anayasaya.

sen güçsüz ve yetkisiz cumhurbaşkanı ve güçlü başbakan istiyorsun , ben direk halk tarafından seçildiği için güçlü ve yetkili bir cumhurbaşkanı istiyorum bu yaptığımız tartışma bile bu sistemin ne kadar bozuk olduğunu gösteriyor. cumhurbaşkanı ile başbakanın konumları net değil.

yarın bi gün chp'li birisi 2. turda da olsa cumhurbaşkanı seçilse başbakan ak partili olsa , ya da tam tersi olsa cumhurbaşkanı ak partili olsa chp'li birisi de koalisyonla da olsa başbakan olsa ne olacak ?

cumhurbaşkanı kabineyi toplamak istediğinde ne olacak ? böyle bir yetkisi var sonuçta. başbakan hayır ben gelmem mi diyecek ? derse anayasayı çiğnemiş olur. kabine cb başkanlığında toplansa bile chp'li bakanlar cumhurbaşkanının talimatlarını yerine getirirler mi ?

farklı partiden olmalarını bırak aynı partiden hatta başbakanı cumhurbaşkanı seçmiş/atamış olduğu halde yine Erdoğan ve Davutoğlu arasında yönetimde bazı sorun ve uyuşmalıklar çıktı ortaya. Davutoğlu'nu suçlamak için yazmıyorum, bu sistemde baba cumhurbaşkanı olsa oğul başbakan olsa yine aralarında sorun çıkabilir.

saçma sapan bir sistem bu.

o yüzden başkanlık sistemi çok daha iyidir.

(parlemanto örneği verme lütfen yine bunu 50 kez açıkladım ama anlamak istemiyorsun. gerekli düzenlenlemerle başkan ile parlemanto çoğunluğunun aynı partiden olması çok rahat bir şekilde sağlanabilir. ki bunun için özel bir düzenleme yapılmasa bile türkiye şartlarında genelde aynı partiden olurlar)

Rahat anlaman için tekrar net bir şekilde söylüyorum:

en basitinden cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık makamları kaldırılıp, genel seçimler şimdiki gibi yapılıp ve seçimde partiler yarışıp parlamento da çoğunluğu sağlayan (ya da en fazla milletvekiline sahip) partinin genel başkanı ülkenin başkanı olur ve kendi kabinesini kurar. yani parlemantonun (meclisin) en büyük muhtemelen çoğunluk partisi ile başkanın aynı partiden olması GARANTİLENMİŞ olur.

gerekli düzenlemerle (dar bölge seçim sistemi gibi) koalisyon ihtimali de ortadan kaldırılabilir.

şimdiki sistemde hem koalisyon riski var bunun üstüne bir de başbakan ve cumhurbaşkanı anlaşmazlığı riski var.

Konu Özgür Suriye tarafından (05-22-2016 Saat 23:11 ) değiştirilmiştir..
Özgür Suriye isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-23-2016, 19:01   #38
Kullanıcı Adı
berhudarol
Standart
Uzun bir tartışma olmuş, foruma yeni üye oldum ama bir çok seçim ve hükümetler görmüş biri olarak şunu diyebilirim ki Türkiye lider ve takım çemberi ekseninde siyaset hayatını sürdürür bu kültürümüzde binlerce yıldır olan bir kodlama.

Diğer yandan liderin kendine has bir imzası ve izi olmalı yada olduğunu hissettirmeli ki karizma ve duruş tamamlansın.
Bu bakımdan Recep Tayyip Erdoğan nın eline şu siyasi camiada su dökecek parti başkanı yok.

Ahmet hocanın atladığı ya da eksiği olduğu nokta budur, bu yaradılıştan gelen bir özellik olduğu için bir eğer yoksa çalışıp çabalayarak ancak bir nebze edinilebilir.

Ahmet Hocanın ilk kürsü konuşmalarına bir de son kürsü konuşmalarını izleyin ses tonu mimik duruş ifade vurgu vb. noktalarda bambaşka olduğunu göreceksiniz, ancak ekranda bir uzun adam duruşu var eskilerin tabiri ile kapı gibi, birde Ahmet hocanın duruşu var.

Bunlar basit gibi görünebilir ama vatandaş ekrana yüzünü döndüğünde milletimizin bu binlerce yıldır yazılmış kişilik kodları bu noktada devreye giriyor.

Konuyu dağıtmamayı ummakla beraber Cumhuriyet dönemi siyasetimizin tıkandığı ya da kırılma yaşadığı kliklerin %99 u bir çok partinin x bir konuyu bir neticeye bağlayamamasından mütevelliddir.

bknz.80 öncesi CB seçemeyen meclis.
berhudarol isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-12-2016, 20:00   #39
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart
Özgür Suriye arkadaşım sen neyi savunduğunun farkında mısın? Hem çok başlılık felakettir diyorsun hem de tek başlı parlamenter sistemi bırakıp çift başlı başkanlık sistemini savunuyor ve çift başlı başkanlık sistemine geçelim diyorsun.

Bakın arkadaşım, siz ve başkanlık sistemini savunanlar şunu anlamalılar: Başkanlık sistemi yasama ve yürütme kuvvetlerini birbirinden ayıran bir sistem yani sert kuvvetler ayrımı sistemi olduğu için çift başlı bir yönetim sistemidir. Lütfen yazdıklarımı dikkatlice okuyun:

Başkanlık sistemi = Sert kuvvetler ayrımı = Çift başlı sistem = Yasama 1 baş ve Yürütme 1 baş.

Dikkat çekmek için üstte kalın harflerle yazdım. Savunduğun sistem olan başkanlık sistemi tek başlı bir sistem değil çift başlı bir sistemdir. Bunun böyle olduğunu anla artık.

Bana diyorsun ki yasama ve yürütmenin tek elde toplanmasını başkanlık sisteminde de sağlayacak uygulamalara gidilinebilir. İnsaf ya! Yasama ve yürütmenin tek elde toplanabildiği sistem olarak parlamenter sistem var zaten. Sen aslında gerçekte parlamenter sistemi savunuyorsun da başkanlık sistemini savunduğunu zannediyorsun.

Benim önerdiğim sisteme itirazın olmaması gerekir. Bak kısaca tekrar anlatayım: 1- Cumhurbaşkanını halk seçer, 2- Cumhurbaşkanının yetkileri semboliktir ve cumhurbaşkanı ülkenin yönetiminde yol gösterici, uyarıcı olarak görev yapar ve devlet kurumlarının etkili biçimde işlemesinde etkili olur,
3- Koalisyonları engelleyip yönetimde istikrarla temsilde adaleti sağlamak için 2 turlu dar bölgeli barajsız seçim sistemi uygulanır. 4- Ülkeyi seçimleri kazanan parti ve başbakan yönetir. Cumhurbaşkanı, başbakanın yönetimini engelleyebilecek güce ve yetkilere sahip değildir. Ülke, başbakan ve partisi tarafından tek başlı olarak rahat rahat yönetilir.

AK Parti'nin ve başkanlık sistemini savunan pek çoklarının yaptıkları bariz hatalardan biri şu: Suyun 100 derecede kaynaması gibi her ülkede her toplum için en uygun yönetim sisteminin başkanlık sistemi olduğunu iddia eder minvalde konuşuyorlar. Oysa gerçek bu değil. Başkanlık sistemi her ülkeye her topluma uygun bir yönetim sistemi değildir. Başkanlık sistemi sert ve yoğun kutuplaşmanın olduğu, çoklu siyasi parti yapısına sahip olan siyaseten çoklu bölünmüş ülkeler için uygun bir sistem değildir. Bizim ülkemiz de böyle bir siyasi durumda olduğu için başkanlık sistemi Türkiyemiz için de uygun bir sistem değildir.

Başkanlık sistemi dünyada hiçbir ülkede başarıyla uygulanamaz demiyorum. Başkanlık sistemi kutuplaşma seviyesinin düşük olduğu, sert kutuplaşma olmayan, oyların çoğunlukla merkeze yakın iki siyasi partide konsolide olduğu ülkelerde uygulanabilir. Ç
ift başlı başkanlık sistemi mesela Kuzey Avrupa ülkeleri olan Norveç, Danimarka ve İsveç gibi ülkelerde uygulanabilir ve verimli de olabilir; ama Türkiye gibi yoğun ve sert kutuplaşmanın olduğu, çoklu siyasi parti yapısına sahip olan ve uzlaşmaya yatkın olmayan ülkelerde krizlere yol açacak bir sistemdir ve faydadan çok zarar getirir.

Konu Cihannur tarafından (07-12-2016 Saat 20:37 ) değiştirilmiştir..
Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-22-2017, 22:57   #40
Kullanıcı Adı
Özgür Suriye
Standart
Evet farkındayım ben başkanlık sistemini yani tekbaşlılığı savunuyorum.

Şimdiki sistemde hem Başbakan hem de Cumhurbaşkanı vardır ikisinin de yetkisi çok ve karışıktır , net değildir. Başbakan ile cumhurbaşkanının ufak bir anlaşmazlığında ülke felakete sürüklenebilir. Bu sistem kaostur.

İnşaAllah , bu kokuşmuş sistemden 16 Nisan da kurtulacağız.
Özgür Suriye isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta