AK Gençliğin Buluşma Noktası
AK Parti Forum AR-GE Ak Parti Forum Araştırma ve Geliştirme.


Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 09-01-2010, 21:21   #1
Kullanıcı Adı
anchor_et
Standart btp nin hayır gerekçelerine birzahmet cevap verelim
aşağıya btp nin neden hayır başlıklı kapsamlı yayınını copy paste yapıyorum. burada yazanların bir çoğunun doğruluğunu geçerliliğini,iftira olup olmadığını bilemiyorum.. bana kalsa adamların tek bir doğru cümlesi yok ama bu ithamlara cevap verilmeli diye düşünüyorum.. konuyuda doğru yere açıp açmadığımı tam kestiremiyorum.. bilgili arkadaşlardan aşaüıdaki ithamlara cevap rica ediyorum. çok çok teşekkürler şimdiden..

ooOOoo

AKP’nin referandum paketine neden“HAYIR” diyeceğiz?
Önümüze konulan Anayasa paketi, milletin ve devletin menfaatlerini koruyan ve peşkeşlerin bir kısmına “dur” diyen Yüksek Yargı’nın (Anayasa Mahkemesi ve Danıştay’ın) elini kolunu bağlıyor.
Böylece hem hükümetin peşkeşlerinin önündeki yargı denetimi ortadan kalkıyor.
Hem de demokrasinin vazgeçilmezi olan “kuvvetler ayrılığı” prensibi ortadan kaldırılıp; yerine “kuvvetler birliği” prensibi getiriliyor. Yani hükümet “tek güç” haline geliyor.
Bugüne kadarki icraatlarında görüldüğü üzere, AKP hükümetin şahsında bu tek güç, maalesef ABD’nin, AB’nin, İsrail ve IMF’nin ülkemiz ve bölgemiz üzerindeki emellerine hizmet edecektir. Bir yandan “Şark Projesi” sürdürülecek, diğer yandan “Sevr” uygulanacaktır. Öte yandan ise BOP ve Arz-ı Mev’ud planları icraata geçirilecektir.
Neticede Türkiye, hızla federasyona ve etnik bölünmelere sürüklenecektir. “Özerkliği, federatif yapılanmayı ve ayrılmayı referanduma götürelim” diyenler, AKP hükümetinin açtığı zeminde istediklerine kavuşacaklardır.
AKP’nin referandum paketinde milletimize yönelik bu sinsi oyunlar saklıdır.
Devlet ve milletimiz üzerinde oynanan bu “büyük oyun”u bozmak için AKP’nin paketine Hayır diyoruz, hayırda yarışıyoruz!
12 EYLÜL’DE “HAYIR” DEYİN, HAYIRLISI OLSUN…
AKP’nin yapısını değiştirmeye ve Türk milletine elini-kolunu bağlatmaya çalıştığı Anayasa Mahkemesi ve Danıştay’ın engel olduğu bazı icraatları aktaralım:
Örnek 1) AKP, Suriye sınırındaki yeraltında 4 trilyon dolarlık petrol rezervi bulunan ve 2 Kıbrıs büyüklüğünde olan tarıma elverişli mayınlı araziyi İsraillilere 49 yıllığına devretmeye kalkıştı. Anayasa Mahkemesi “hayır veremezsiniz” dedi. (23 Temmuz 2009)
Örnek 2) AKP hükümeti, Türk milletinin katrilyonlarca dolarlık maden yataklarını, vatan topraklarımızın yüzde 20’ye varan kısmını, ormanları, limanlarını ve hatta otoyolları ecnebiler ve içerdeki komisyoncularına özelleştirme adı altında peşkeş çekiyor. Anayasa Mahkemesi “hayır böyle özelleştirme olmaz” diyor, iptal ediyor. (Anayasa Mahkemesi, 14 Mart 2005, 11 Nisan 2007, 7 Mayıs 2007). Danıştay “hayır bu peşkeşlere geçit veremeyiz, diyor durduruyor (Danıştay 8. Daire, 04 Mayıs 2005).
Örnek 3) AKP hükümeti, yılda 15. 6 katrilyon TL devlete gelir getiren ve katma değer üreten TÜPRAŞ’ı Yahudi Sami Ofer’e rekabet ve şeffaf ihale şartlarına aykırı olarak sümen altından peşkeş çekiyor. Anayasa Mahkemes’i, özelleştirmeyi iptal ediyor, Danıştay durduruyor. (Danıştay 6. Dairesi, 6 Ocak 2006; Danıştay 10. Dairesi, 24 Haziran 2004; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 3 Ocak 2006)
Örnek 4) AKP hükümeti İstanbul’un gözbebeği ve iş merkezi Galataport’u ihale-mihale yapmadan sümen altından Yahudî Sami Ofer grubuna devretti. Danıştay, “Galataport’u Yahudi Ofer’e böyle pazarlıksız veremezsin” dedi. (Danıştay 6. Dairesi, 6.1.2006).
Örnek 5) AKP hükümeti, özelleştirme adı altında asgari değeri 4-5 milyar dolar olan Seydişehir Alüminyum’u ecnebi bir firma ve ortakçısına, Başbakan’ın hemşehrisi olan CE-KA’ye kelepir fiyatına 305 milyon dolara devretti. Kasadaki, eski parayla 15 Trilyon TL’yi de alıcı şirketin hesabına aktardı. Hammadde ve satışa hazır ürünleri de verdi. Fiyatı 202 milyon Dolara geldi. Bu peşkeşin yanında da, devlete yıllık getirisi 200-250 milyon TL olan ve sadece demirbaş değeri 1.5 milyar doları bulan Oymapınar Barajını, yanı sıra Antalya limanını, silolarını, 1304 adet lojmanı, 7 adet ruhsatlı maden ocağını promosyon olarak verdi, hibe etti. Danıştay bu peşkeşi durdurdu. (Danıştay 13. Dairesi, 29.06.2006; Danıştay 13. Dairesi, 8.2.2008)
Örnek 6) Hükümet “Tekel'i şakır şakır yabancıya sattık, işçilerini de ya kapının önüne koyalım ya da 4C çuvalına sokarak köle gibi çalışsınlar” hükmüne vardı, Danıştay durdurdu. (Danıştay 12. Dairesi, 1 Mart 2010) “Şeker fabrikalarını da Tekel gibi yabancıya satalım, nasıl olsa işçilerini 4C yaparız” dediler, Danıştay onu da durdurdu. (Danıştay 13. Dairesi, 23.01.2010)
Kendilerine bu peşkeşlerin çekildiği ecnebiler, ortakçıları ve Yahudi Sami Ofer, referandumda evet diyorlar, evet çıkması için çabalıyorlar. Dört gözle bekliyorlar. Çünkü referandumda evet çıkarsa, Danıştay ve Anayasa Mahkemesi’nin eli-kolu bağlanmış olacak, devre dışına alınmış olacak; böylece ecnebiler ve yerli ortakçıları katrilyonlarca dolarlık işletme, vatan toprağı ve madenlerimize çöreklenecekler.
Referanduma evet demek, bütün bu peşkeşlere DUR diyen Danıştay ve Anayasa Mahkemesi’nin elini kolunu bağlamaktır. Peşkeşlere evet demektir. Bunlar milletin malıdır, alınteridir, dışından tırnağından artırıp ortaya çıkarttığı en kârlı işletmelerdir, Bunlar ecnebiye verilemez, yandaşlara peşkeş çekilemez. İşte referandumun can alıcı noktası budur.
O nedenle AKP’nin Anayasa paketine HAYIR!
Ayrıca;
1) Anayasanın 125.maddesinde yapılan değişiklikle idarenin eylem ve işlemlerinin yargı denetimi sınırlanmış hatta ortadan kaldırılmak istenmiştir. Maddedeki hiçbir surette ‘yerindelik denetimi’ yapılamaz, şeklindeki gerekçeyle neredeyse İdare, denetlenemez anlamına gelebilecek bir uygulama içine çekilmiştir. Danıştay’ın eli kolu bağlanmış olmaktadır.
2) Bu Anayasa tek bir partinin, hatta sadece Başbakan’ın ve danışmanlarının dayatması ile hazırlanmıştır. Toplumsal mutabakat yoktur. Nasıl ki bu hükümetin mutfağı Atlantik ötesidir, anayasa paketi de ABD mutfağında hazırlanmıştır. Milletin mutfağında değil… Nitekim Erdoğan, İzmir meydanından referandum paketini tanıtırken “Biz burada ABD’deki sistem, AB üyesi ülkelerdeki sistem ne ise onu aynen aldık getirdik ve bunu şimdi halkımıza takdim ediyoruz” diyor.
3) Başbakanın ‘demokratikleşme’ diye bir derdi yoktur. Nasıl mı?
* HSYK’nın yapısını değiştiriyorlar ama Adalet Bakanı Müsteşarını Kurul içinde tutmaya devam ediyorlar. Yani Yargı’yı Yürütmenin kontrolünde tutmak istiyorlar!
* %10’luk Seçim barajı antidemokratik değil mi? Niçin kaldırmıyorlar?
* 12 Eylül’ün hatırası YÖK olduğu gibi duruyor!
* Milletvekili “kürsü” dışındaki dokunulmazlıklarının kaldırılması demokratikleşmenin gereğidir. Niçin dokunulmazlıkları kaldırmıyorlar?
* Yüksek Askeri Şura’nın bir kısım kararları yargı denetimine açılırken, Cumhurbaşkanının tek başına yapacağı işlemler yargı denetimi dışında tutulmaya devam edilmek istenmektedir.
* Oluşturulan Kamu Görevlileri Hakem Kurulunun kararları yargı denetimine kapalı tutuluyor.
Acaba bunun neresi demokrasidir? Hani İdare’nin tüm eylem ve işlemleri yargı denetimine açılıyordu?
4) Başbakan anayasa değişikliğiyle 12 Eylül 1980 ihtilalinden güya hesap soracağını söylüyor. Bu doğru değildir. Türk Ceza Kanunu’nun 7. maddesine göre bu asla mümkün değildir. Ayrıca açılan davaların tümü zaman aşımından zaten düşecektir.
* Başbakan şayet darbelerden hesap soracak ise 28 Şubatçıları hesaba çeksin. Ya da 27 Nisan e-muhtırasını veren Genelkurmay Başkanına dava açsın!
* 12 Eylül 1980 de getirilen %10 luk seçim barajını kaldırsın.
* 12 Eylülün simgesi YÖK’ü kaldırsın.
5) Anayasa Mahkemesi ve HSYK’ yı 12 yıllığına iktidarın seçeceği kişilere teslim ederek, 10 yıllık yolsuzlukla malul iktidarın yargı önünde hesap vermesinin önünü kapatarak krallık rejimine gidişin önünü açmaktadır.
6) Anayasa değişiklik kanunun 9.maddesiyle Anayasanın 84.maddesinin son fıkrası kaldırılmıştır. Bu şekilde örneğin terör yanlısı olduğundan partisi kapatılan ve aynı gerekçe ile milletvekilliği düşenlerin tekrar meclise dönmesinin yolu açılmıştır.
7) Dış güçlerin dayatması ile yapılan Islahat Fermanları Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanmasına ve yıkılmasına zemin hazırladı. Yugoslavya 1989’da Anayasa değişikliğine zorlandı, iki sene sonra kan gövdeyi götürdü ve 5 parçaya bölündü. Türkiye de aynı bölünme, federasyon ve özerklik zeminine çekiliyor. Bu bölünmenin önüne geçmek için, birlik, bütünlük ve kardeşlik için Hayır diyoruz.
8) AKP, 8 yıllık icraatlarına referandum ile güvenoyu istiyor. Zinayı ve domuz eti satışını serbest bırakan, kiliseler açan; çiftçiye, köylüye, memura, işçiye, Türk insanına değil, ecnebilere, Yahudi Sami Ofer’lere iş – aş oluşturan AKP icraatlarını tasvip etmiyoruz.
Bunun için Hayır diyoruz
9) Değişiklik paketinde 26 madde, yönetmelik ve kararnamelerle düzenlenebilecek düzeyde kişi hak ve hürriyetleriyle ilgili… Asıl 2 madde ise Yüksek Yargı ile ilgili… Yani her türlü yemek çeşidinin ve tatlının bulunduğu sofrada, zehir karıştırılmış aş gibi!
Bu zehirli aşa Hayır diyoruz!
70 milyon insanımız da böyle zehirli bir pakete ancak HAYIR der, hayır diyor…
HAYIRDA YARIŞALIM, TÜRKİYE KURTULSUN…
BAĞIMSIZ TÜRKİYE PARTİSİ

 

anchor_et isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 09-01-2010, 21:55   #2
Kullanıcı Adı
İntifada
Standart
Alıntı:
Örnek 1) AKP, Suriye sınırındaki yeraltında 4 trilyon dolarlık petrol rezervi bulunan ve 2 Kıbrıs büyüklüğünde olan tarıma elverişli mayınlı araziyi İsraillilere 49 yıllığına devretmeye kalkıştı. Anayasa Mahkemesi “hayır veremezsiniz” dedi. (23 Temmuz 2009)


şimdi bu tarih doğrumu önce onu merak ediyorum?
benmi beceriksizim bilmiyorum ama bu tarihle ilgili arşivlerde birşey bulamadım...

Şimdi mayınlı arazi meselesine gelelim...Önce şunu söyliyeyim anayasa paketiyle bu konunun alakası nedir merak içindeyim...

Şimdi gelelim iftiraya...Mayınlı arazi olayını biliyoruz hepimiz uzun uzadıya onun tarihini yazmaya gerek duymuyorum...Ama bu israilli firmaya verilme konusunda bilgileri verelim...

Bakın o dönem konuyla ilgilenen tarım bakanının söyledikleri...

KİM DİYOR İSRAİLLİ FİRMAYI?

KİM demiş yabancı şirkete verilecek diye. Öyle bir şey var mı? Böyle bir şey yok ki, ihale açık. Tüm şirketler bu ihaleye katılabilir. Türkiye’nin menfaatine uygun bir şekilde bunu az masrafla, az süreyle yapıyorsa, projesini getiriyorsa o kazanacak. Kim diyor İsrail’e verileceğini? Burada ne şahıs, ne ülke, ne şirket tarif ediliyor. Bunların hiçbirisi doğru değildir. O ikinci süreçtir. Bu anda böyle bir düzenleme yapmak, mayınların temizlenmesine karar vermek, Türkiye’nin çıkarına hangileri var? Zaten açık ve şeffaf olacak. Gizli ve kapaklı şey yok.’ Eker, mayından temizlenecek alanla Ceylanpınar karşılaştırması da yaparak, ‘Bu alan Ceylanpınar kadar yok. Ceylanpınar 1 milyon 700 bin civarında. Burada kullanılacak alan 180 bin kadar’ dedi.




Bakın buda o dönemda sayın başbakanımızın söyledikleri...

Genel Kurul kürsüsünden, televizyon ekranlarından ve gazete sayfalarından partisine ve kendisine yönelik olarak ağza alınmayacak iddialar ortaya atıldığını söyleyen Erdoğan, “Bu tasarının mayın temizleme işin doğrudan İsrail’e verildiği ve yabancıların sınıra yerleşeceğini söyleyecek ve vatana ihanet olduğunu söyleyecek kadar ileri gidiyorlar. Bunu söyleyenlere sesleniyorum. Yasa tasarını okudunuz mu? Okuduysanız okuduğunuz anladınız mı? İsrailli firmalar neresinde. Soruyorum, tasarını neresinde İsrail var” dedi. Tasarının ikinci maddesine göre mayın temizleme işinin 4 Ocak 2002 tarih ve 4374 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümlerine göre Maliye Bakanlığınca hizmet satın almak ile yaptırılacağının ifade edildiği belirten Erdoğan, satın alma yolu yapılmaması halinde ise tarımsal faaliyetlerde kullandırılması karşılığında, kullanım süresinden en fazla indirimi yapmak suretiyle verileceğinin öngörüldüğünün altını çizdi. Erdoğan, “Bunun neresinde İsrail, İsrailli firmalar ve 44 yıl 49 yıl var. Burada taban söylendi. ‘En fazla indirene’ kaydı var. Yap işlet devret anlayışı bu. Hizmet satın alma yöntemi ile bu iş yaptırılır” dedi.



Şimdi meclisten geçen tasarıyı yazıyorum buraya...

Buna göre, mayın temizleme işini, Maliye Bakanlığı değil, Milli Savunma Bakanlığı yaptıracak; bu usulle gerçekleşmezse, Maliye Bakanlığı devreye girecek ve hizmet satın alarak yaptıracak.

Milli Savunma Bakanlığınca mayın temizleme; Kamu İhale Kanununa tabi olmayan; savunma, güvenlik veya istihbarat alanlarıyla ilişkili olduğuna veya gizlilik içinde yürütülmesi gerektiğine ilgili bakanlıkça karar verilen, mevzuatı uyarınca sözleşmenin yürütülmesinde özel güvenlik önlemleri alınması gereken veya devlet güvenliğine ilişkin temel menfaatlerin korunmasını gerektiren durumlarla ilgili mal ve hizmet alımları ile yapım işlerine ilişkin Kamu İhale Kanununun istisna hükmüne göre yaptırılacak.

Mayın temizleme bu usulle olmazsa Kamu İhale Kanuna göre Maliye Bakanlığınca hizmet satın alınarak yaptırılacak. Mayından temizlenen alanlardaki Hazine taşınmazların tasarrufu, Maliye Bakanlığına geçecek. Maliye Bakanlığı, ihale komisyonlarının oluşum ve çalışmasına ilişkin usulleri, esasları belirleyecek.

Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma, Maliye, Tarım ve Köyişleri bakanlıkları temsilcilerinden oluşacak ortak komisyon, yapılacak işin muayene ve kabulünün yanı sıra ihale şartnamesini de hazırlayacak. Komisyonların görevleri ve çalışmasına ilişkin usulleri bu komisyonca belirlenecek.

Mayın temizleme bu iki usulle de olmazsa; Devlet İhale ve Kamu İhale kanunlarına tabi olmadan, Hazineye ait ya da Maliye Bakanlığınca idare edilen mayından temizlenecek alanlar ile müstakil kullanılamayan ve bu taşınmazlarla bütünlük oluşturan Hazineye ait diğer taşınmazların, tarımsal faaliyetlerde kullandırılması karşılığında ihale edilecek. Mayın temizleme ihalesi, kullanım süresinden en fazla indirimi teklif edene verilecek.

Temizlenecek mayınlı alanların öncelik sırası, Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma, Dışişleri ve Maliye bakanlıklarının mutabakatı ile belirlenecek. (AA)



Bakın yasa tasarısı her şeyi açık ve net bir şekilde ortaya koyuyor...
Eğer kullanılan usülde başarılı olunamazsa en son çare oalrak ihale yoluna başvuruluyor...


Anayasa mahkemesi neyi durdurdu biliyormusunuz?Bu en son çare olan ihale yoluna durdurma getirdi...


Yani ortada öyle ak aprti israile memleketi satıyor diye birşey yok...
Kaldı ki hangi mantıkla ihale yasası kaldırıldı oda tartışılır...
Bir tek israili almayacaklardı ihaleye...

  Alıntı ile Cevapla
Alt 09-01-2010, 22:01   #3
Kullanıcı Adı
Cihan_ŞümuL
Standart
konu 3 kere açılacak kadar önemli imiş:
Cihan_ŞümuL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-01-2010, 22:06   #4
Kullanıcı Adı
İntifada
Standart
Alıntı:
Örnek 2) AKP hükümeti, Türk milletinin katrilyonlarca dolarlık maden yataklarını, vatan topraklarımızın yüzde 20’ye varan kısmını, ormanları, limanlarını ve hatta otoyolları ecnebiler ve içerdeki komisyoncularına özelleştirme adı altında peşkeş çekiyor. Anayasa Mahkemesi “hayır böyle özelleştirme olmaz” diyor, iptal ediyor. (Anayasa Mahkemesi, 14 Mart 2005, 11 Nisan 2007, 7 Mayıs 2007). Danıştay “hayır bu peşkeşlere geçit veremeyiz, diyor durduruyor (Danıştay 8. Daire, 04 Mayıs 2005).
farazi bir yazı...
btp ile mhp aynı ağızdan konuşur olmuş...
sırf yer doldurmak için yazılmış araştırılması ve yorumlanması epey fazla olabilir bu maddenin...
mesela yazan arkadaşlardan bir örnek alalım hangi maden zelleştirildi?ne kadara özelleştirildi?nasıl özellştirildi?kime özellştirildi?ve kar oranları...
bunları talep etme hakkımız var...

Vede en can alıcı soru...Referandumla alakası nedir?
  Alıntı ile Cevapla
Alt 09-01-2010, 22:15   #5
Kullanıcı Adı
TYH
Standart
başbakanımızın bopstar olması tek sebep bence
  Alıntı ile Cevapla
Alt 09-01-2010, 22:30   #6
Kullanıcı Adı
İntifada
Standart
Alıntı:
anchor_et Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster


Örnek 3) AKP hükümeti, yılda 15. 6 katrilyon TL devlete gelir getiren ve katma değer üreten TÜPRAŞ’ı Yahudi Sami Ofer’e rekabet ve şeffaf ihale şartlarına aykırı olarak sümen altından peşkeş çekiyor. Anayasa Mahkemes’i, özelleştirmeyi iptal ediyor, Danıştay durduruyor. (Danıştay 6. Dairesi, 6 Ocak 2006; Danıştay 10. Dairesi, 24 Haziran 2004; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 3 Ocak 2006)

Bi kere şunu bilelim sami oferin kendi açıklamasında biliyoruz ki tüpraşta payı yüzde 4...

danıştayın durdurduğu 14.7 sini zorlunun 1,3 milyar dolarla kazandığı ihaleydi...

Ama şimdi koç shell ortaklığında ,ihaleyi 4 milyar 140 milyon dolarla kazandılar...Bu en yüksek ikinci özelleştirme geliridir...Devlet kasasına iyi para girmiştir...Ayrıca tüpraş özelleştirildiği günden beri türkiyenin en büyük firmalarından olmuştur...Her yıl zirvededir...
Ülkeye hem özelleştirilmesinden para gelmiştir...
Hem vergi geliri sağlamaktadır...
Hemde ihracatçılarımızın işine yarayacak kaliteli aramalını üreterek ülkeden döviz çıkışını engellemiştir...



bunun referandumla alakası nedir?
  Alıntı ile Cevapla
Alt 09-01-2010, 22:30   #7
Kullanıcı Adı
İntifada
Standart
Alıntı:
TYH Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
başbakanımızın bopstar olması tek sebep bence

komik olduğunumu zannediyorsun?
  Alıntı ile Cevapla
Alt 09-01-2010, 22:57   #8
Kullanıcı Adı
Mavera
Standart
hepsi farazi söylemlerle hazirlanmis yazidir ve cogunun anayasa degisikligiyle alakasi bile yoktur..
yazida sadece anayasa mahkemesi ve hsyk nin egemenlik altina alinacagindan dem vurulmus bence asil olmasi gerekende budur yani halkin egemenligi oraya hakim olmalidir..
ama gerzek adamlar bilmiyor ki ak parti kendi basina secmeyecek aksine meslek gruplarinin belirleyecegi adamlar meclis ve cumhurbaskani tarafindan secilecekdir ama hayirda yarisalim diyerek hadisleri kendilerine alet eden bu güruhta biliyorki ülkemizde bir yargi oligarsisi vardir ve bu oligarsinin kirilmasi hsyk ve anayasa mahkemesinden baslar...
yok erdogan yüce divandan kendini kurtaracak, yok mal satislarini arttirmak icin degisiklik yapiyor gibi farazi, ici bos söylemlerle milletin aklini bulandirmaya calisanlar ancak kendi kücük kitlelerine hitap ederler..
özellestirmeye karsi cikarak komunist bir sistem hayal eden bu grub dini ve milliyetciligi kullanip kendilerince milli bir partiymis ayagi yapiyor!..
ama kendileride biliyorki kendi hayirlarini kendi teskilatlari bile kabul etmeyecek o acidan bu sahsi ve partisini dikkate almaya gerek bile yok..
o bol keseden sallamaya, her gözüne kestirdigi müridi kendine es almaya, sahte diplomasiyla prof gecinmeye baksin!
Mavera isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-01-2010, 22:58   #9
Kullanıcı Adı
EpiVaTeS
Standart
Önce iş sonra aş...
Bizim Haydar Fena Baş...
EpiVaTeS isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-01-2010, 23:05   #10
Kullanıcı Adı
İntifada
Standart
Dİğer konuların cevapları hem çok uzun hemde referandum paketiyle alakası yok...
Hem pek bilgimde yok diğer maddelerle alakalı ve şu an araştırmaya üşeniyorum...
O konualrdada ısrarcı olursanız cevaplarını veririz...
Gelelim paketle alakalı eleştirilerine sahte şeyh haydar efendinin...



Alıntı:
1) Anayasanın 125.maddesinde yapılan değişiklikle idarenin eylem ve işlemlerinin yargı denetimi sınırlanmış hatta ortadan kaldırılmak istenmiştir. Maddedeki hiçbir surette ‘yerindelik denetimi’ yapılamaz, şeklindeki gerekçeyle neredeyse İdare, denetlenemez anlamına gelebilecek bir uygulama içine çekilmiştir. Danıştay’ın eli kolu bağlanmış olmaktadır.


şimdi önce bir millete 125ç madde ne onu bir anlatalım...
Yüksek askeri şurada keyfi atılan askerleri bilirsiniz...
Artık yüksek askeri şura kararlarına karşı yargı yolu açık hale getirilmiştir...

Şimdi sahte prof sahte şeyh haydar efendinin oyununa gelmemek için yerindelik kelimesini cümle içinde kullanıyorum...Yanlış anlamayın benim cümlem değil değişen maddedeki cümle...

Yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olup, hiç bir surette yerindelik denetimi şeklinde kullanılamaz.


açıklayıcı oldumu?yoksa birde bunumu açıklayalım...

idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olup
yani hukuka göre denetim yapılır mahkemenin keyfine göre yerindelik denetimi yok...
Yani hukuka tabilik var mahkemenin keyfine değil...


Alıntı:

2)
Bu Anayasa tek bir partinin, hatta sadece Başbakan’ın ve danışmanlarının dayatması ile hazırlanmıştır. Toplumsal mutabakat yoktur. Nasıl ki bu hükümetin mutfağı Atlantik ötesidir, anayasa paketi de ABD mutfağında hazırlanmıştır. Milletin mutfağında değil… Nitekim Erdoğan, İzmir meydanından referandum paketini tanıtırken “Biz burada ABD’deki sistem, AB üyesi ülkelerdeki sistem ne ise onu aynen aldık getirdik ve bunu şimdi halkımıza takdim ediyoruz” diyor.
saçma...
o parti orada milleti temsil etmektedir...
Millet kendisi için en doğru kararı ak aprtinin verceğini verdiğini oylarla söylemiştir...
Kaldı ki hükümetimizin görüşme talepleride olmuştur...Ama muhalefet kendine güvenememiştir...Vekillerini bile oylamaya göndermemiştir..

Sen onu bunu bırak seni 298 şubatta buraya yollayan kimdi haydar efendi ondan haber ver...
Alıntı:


3)
Başbakanın ‘demokratikleşme’ diye bir derdi yoktur. Nasıl mı?
* HSYK’nın yapısını değiştiriyorlar ama Adalet Bakanı Müsteşarını Kurul içinde tutmaya devam ediyorlar. Yani Yargı’yı Yürütmenin kontrolünde tutmak istiyorlar!
* %10’luk Seçim barajı antidemokratik değil mi? Niçin kaldırmıyorlar?
* 12 Eylül’ün hatırası YÖK olduğu gibi duruyor!
* Milletvekili “kürsü” dışındaki dokunulmazlıklarının kaldırılması demokratikleşmenin gereğidir. Niçin dokunulmazlıkları kaldırmıyorlar?
* Yüksek Askeri Şura’nın bir kısım kararları yargı denetimine açılırken, Cumhurbaşkanının tek başına yapacağı işlemler yargı denetimi dışında tutulmaya devam edilmek istenmektedir.
* Oluşturulan Kamu Görevlileri Hakem Kurulunun kararları yargı denetimine kapalı tutuluyor.
Acaba bunun neresi demokrasidir? Hani İdare’nin tüm eylem ve işlemleri yargı denetimine açılıyordu?
Adalet bakanı müsteşarını lk defa ak parti sokmuyor eski yapıdada bu vardır...Bütün adalet konularını özenti olarak aldığımız avrupadada bu böyledir...
sadece cevap verilebilir ciddiyetteki bence adalet bakanı müsteşarı konusu diğerleri bilindik eleştiriler googlede ara bul...



Alıntı:
4) Başbakan anayasa değişikliğiyle 12 Eylül 1980 ihtilalinden güya hesap soracağını söylüyor. Bu doğru değildir. Türk Ceza Kanunu’nun 7. maddesine göre bu asla mümkün değildir. Ayrıca açılan davaların tümü zaman aşımından zaten düşecektir.
* Başbakan şayet darbelerden hesap soracak ise 28 Şubatçıları hesaba çeksin. Ya da 27 Nisan e-muhtırasını veren Genelkurmay Başkanına dava açsın!
* 12 Eylül 1980 de getirilen %10 luk seçim barajını kaldırsın.
* 12 Eylülün simgesi YÖK’ü kaldırsın.


saçma...yasayla korumaya alınmış birşeyde zaman aşımı işlemez...
Alıntı:
5) Anayasa Mahkemesi ve HSYK’ yı 12 yıllığına iktidarın seçeceği kişilere teslim ederek, 10 yıllık yolsuzlukla malul iktidarın yargı önünde hesap vermesinin önünü kapatarak krallık rejimine gidişin önünü açmaktadır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi; iki üyeyi Sayıştay Genel Kurulunun kendi başkan ve üyeleri arasından, her boş yer için gösterecekleri üçer aday içinden, bir üyeyi ise baro başkanlarının serbest avukatlar arasından gösterecekleri üç aday içinden yapacağı gizli oylamayla seçer. Türkiye Büyük Millet Meclisinde yapılacak bu seçimde, her boş üyelik için ilk oylamada üye tam sayısının üçte iki ve ikinci oylamada üye tam sayısının salt çoğunluğu aranır. İkinci oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki aday için üçüncü oylama yapılır; üçüncü oylamada en fazla oy alan aday üye seçilmiş olur.


Cumhurbaşkanı; üç üyeyi Yargıtay, iki üyeyi Danıştay, bir üyeyi Askerî Yargıtay, bir üyeyi Askerî Yüksek İdare Mahkemesi genel kurullarınca kendi başkan ve üyeleri arasından her boş yer için gösterecekleri üçer aday içinden; en az ikisi hukukçu olmak üzere üç üyeyi Yükseköğretim Kurulunun kendi üyesi olmayan yükseköğretim kurumlarının hukuk, iktisat ve siyasal bilimler dallarında görev yapan öğretim üyeleri arasından göstereceği üçer aday içinden; dört üyeyi üst kademe yöneticileri, serbest avukatlar, birinci sınıf hâkim ve savcılar ile en az beş yıl raportörlük yapmış Anayasa Mahkemesi raportörleri arasından seçer.


hani nerede?recep tayyip erdoğan atıyor zanneder duyan...
insaf...buyrun yukarıda kim ne kadar üye atıyor yazıyor...Okuyun...

Alıntı:
6) Anayasa değişiklik kanunun 9.maddesiyle Anayasanın 84.maddesinin son fıkrası kaldırılmıştır. Bu şekilde örneğin terör yanlısı olduğundan partisi kapatılan ve aynı gerekçe ile milletvekilliği düşenlerin tekrar meclise dönmesinin yolu açılmıştır.
iyide haydar reyiz

Partisinin temelli kapatılmasına beyan ve eylemleriyle sebep olduğu Anayasa Mahkemesinin temelli kapatmaya ilişkin kesin kararında belirtilen milletvekilinin milletvekilliği, bu kararın Resmî Gazetede gerekçeli olarak yayımlandığı tarihte sona erer. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı bu kararın gereğini derhal yerine getirip Genel Kurula bilgi sunar.

çıkarılan madde bu haydar başı rahatsız eden ne ki acaba?

Alıntı:
7) Dış güçlerin dayatması ile yapılan Islahat Fermanları Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanmasına ve yıkılmasına zemin hazırladı. Yugoslavya 1989’da Anayasa değişikliğine zorlandı, iki sene sonra kan gövdeyi götürdü ve 5 parçaya bölündü. Türkiye de aynı bölünme, federasyon ve özerklik zeminine çekiliyor. Bu bölünmenin önüne geçmek için, birlik, bütünlük ve kardeşlik için Hayır diyoruz.
martaval...

Alıntı:
8) AKP, 8 yıllık icraatlarına referandum ile güvenoyu istiyor. Zinayı ve domuz eti satışını serbest bırakan, kiliseler açan; çiftçiye, köylüye, memura, işçiye, Türk insanına değil, ecnebilere, Yahudi Sami Ofer’lere iş – aş oluşturan AKP icraatlarını tasvip etmiyoruz.
Bunun için Hayır diyoruz

puhahaha meydanı boş bulmuş atıyor...
ayıptır adam ayıptır...

Alıntı:
9) Değişiklik paketinde 26 madde, yönetmelik ve kararnamelerle düzenlenebilecek düzeyde kişi hak ve hürriyetleriyle ilgili… Asıl 2 madde ise Yüksek Yargı ile ilgili… Yani her türlü yemek çeşidinin ve tatlının bulunduğu sofrada, zehir karıştırılmış aş gibi!
Bu zehirli aşa Hayır diyoruz!
70 milyon insanımız da böyle zehirli bir pakete ancak HAYIR der, hayır diyor…
ulan 70 milyonun kaçı sana bu güne kadar sana evet dedide senin hayır dediğine hayır versin

HAYIRDA YARIŞALIM, TÜRKİYE KURTULSUN…
BAĞIMSIZ TÜRKİYE PARTİSİ


ahlaksızlar...
ayetidemi alet ettiniz lanetliğinize...
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.




boşanma avukatı webmaster blog çarşamba pasta

çarşamba koltuk yıkama çarşamba webtasarım