04-29-2008, 01:19 | #11 | |
Burdur Müftüsü: Hz. Muhammed Çanakkale'de Savaştı!
Alıntı:
|
||
04-29-2008, 01:29 | #12 | ||
Burdur Müftüsü: Hz. Muhammed Çanakkale'de Savaştı!
Alıntı:
Niye o kadar alındın yoksa sen burdur müftüsümüsün yada evliyasın galiba. |
|||
04-29-2008, 01:35 | #13 | |||
Burdur Müftüsü: Hz. Muhammed Çanakkale'de Savaştı!
Alıntı:
|
||||
04-29-2008, 01:39 | #14 |
Burdur Müftüsü: Hz. Muhammed Çanakkale'de Savaştı!
Bunları konuyu savunmak adına söylemiyorum ama sorulan sorulara cevap vermek isterim.
Birinci soru: Yüce Allah, Hz. Peygamber, erenler ve veliler, iki yüzyıldan beri yenilip duran Osmanlı Devleti’ne ve ordularına neden böyle yardım etmediler? Rusya ile savaşlarda, hele Balkan Savaşı’nda acaba neden hiç yardımcı olmadılar? Sarıkamış’ta, Süveyş’te Filistin’de, Kudüs’te, Suriye’de, ırak’ta, Bağdat’ta, Musul’da niye hiç yardıma koşmadılar? Geçmişte, yaptıklarından dolayı Allah tarafından helak edilmiş birçok toplum var. Ama her kötü toplum böyle bir gazaba uğramamıştır. Bugün "İsrail hala varlığını koruyorsa, Allah hiçbir ülkeyi helak etmemiştir" demek doğru değildir. Allah'ın, dünyada sınava soktuğu insanlara her daim yardım etmesi, olayların seyrini değiştirmesi beklenemez. Eğer müdahale etseydi, dünya, bir sınav yeri olmaktan çıkardı. Soru İki: Allah’ın taraf olduğu bir savaş 9 ay sürer mi? yani İngilizler ve Fransızlar yüce Allah’a 9 ay kafa tutabilecek kadar güçlü müydüler? Bunu düşündürmek allah’a saygısızlık, kudretine inançsızlık olmuyor mu? Bence bu çok yanlış ve sakıncalı bir düşünce. Yüce Allah, Uhud Savaşında da taraftı. Üstelik, Peygamber Efendimizin de bizzat yer aldığı bir savaşta bırakın savaşın uzun sürmesini, müslümanlar yenildi. Bu yenilgiye bakıp müşrikleri üstün kılmak, (haşa) Allah güçsüzdür demek imkansızdır. Üç: Menkıbelerde anlatılan onca mucizeye rağmen, 3 yıl sonra yenildik, İngilizler ve Fransızlar 1918 Kasımında Gelibolu’yu Çanakkale’yi ve düşmanın ele geçirmemesi için yüz bine yakın şehit verdiğimiz İstanbul’u işgal ettiler. Yenilginin sebebini şu ayetle açıklamak istiyorum; "Onların (müşriklerin) başına (Bedir’de) iki mislini getirdiğiniz bir musibet (Uhud’da) sizin başınıza geldiğinde, “Bu nereden başımıza geldi?” dediniz, öyle mi? De ki: “O (musibet), kendinizdendir.” Şüphesiz Allah’ın gücü her şeye hakkıyla yeter." (4/165) |
|
04-29-2008, 01:42 | #15 | |
Burdur Müftüsü: Hz. Muhammed Çanakkale'de Savaştı!
Alıntı:
|
||
04-29-2008, 01:50 | #16 | |
Burdur Müftüsü: Hz. Muhammed Çanakkale'de Savaştı!
Alıntı:
Böyle evliyaların ve Yüce Peygamberimizin savaşa gelip savaştığını vs inandırıcı bulmuyorum..İnandığım tek şey var..Türk milleti o savaşları iman gücüyle,imanlarının kuvvetiyle kazandılar..Kimisinin rüyasına yüce Peygamberimiz ve bazı değerli evliyalarımız girmiş olabilir kesinlikle inanırım..Evliyalar günümüzdede bazı insanların karşısına çıkabiliyorlar,yine efendimiz bazı insanların rüyasına girebiliyor..Türk milletinde olan iman gücü,Allah'a olan güvenleri ve şehit olma arzuları onları korkusuz kılmış,silahsız dahi olsa korkmadan düşmanın karşısına çıkmışlardır.. Yalnız< Osmanlıyı veya şimdiki filistini falan kıyaslamak doğru olmaz..Çünkü Her kavmin,her milletin her insanın veya topluluğun kaderi farklıdır..Kimi müminler acı çekerek haksız yere ezilmişler ve öldürülüp yok edilmişler,kimileride Türk milleti gibi kazanmışlardır..Bu dünyada kaybedenler diğer tarafta mükafatlandırılır.. Bence hakkında emin olmadığımız konuları tartışmak doğru değil..Herkes kendince bir yorumda bulunmuş..Dinde bence,sence diye kavramlar olmaz..Dinde tek doğru vardır her zaman..Yanlış bir kelam eder günaha girersiniz.. Dini konularda tartışma olmaz,dinin doğruları kesindir tartışılmaz..Dikkat etmek lazım.. ;) |
||
04-29-2008, 02:05 | #17 | |
Burdur Müftüsü: Hz. Muhammed Çanakkale'de Savaştı!
Alıntı:
Biz Türk milleti olarak bazı konuları gerçekten abartıyoruz.. Aklımıza sokulan sonradan uydurulma olaylarla, kafamız karıştırılıyor. Halbuki, olağan dışı olaylarla değilde Kuran ı Kerime dayalı yaşam tarzı ile dinimize sarılsak, hem dinimizi yaşar, hemde gündelik hayatımıza ayak uydururuz. Osmanlıda Kanuni sultan Sülayman devrine kadar, İslam dininin esaslarına sadık kalınmış, din dünya işlerine karıştırılmamış. Bu dönemden sonra ise dış güçlerinde etkisyle İslam dini gündelik yaşama karıştırılmış, hurafeler sokulmuş. Duraklamaya neden olmuştur... Mesela; “Şeyhülislam’’ fetva vermedikçe bir ismi, nüfus kâğıdınıza yazdıramıyor ve vaktiyle mezarlıktır, diyerek herhangi bir yerde yetişen yemişi yiyemiyor ve fizik deneyi yapamıyordunuz.” “1774’de Ruslarla yapılan Kaynarca Barış Antlaşmasını imzaya giden Osmanlı delegeleri, Rus delegelerinin geçeceği yollara ‘Ayetler Yazılı Birtakım Kağıtları’ gömerek, güya, oradan geçecek Rus delegelerinin dilleri tutulacağına inanıyorlardı. Diğer taraftan bir kısım Din Adamlarımız da sandıklardaki çamaşırları, güveler yemesin diye, Ayeti Kerime yazılı kâğıtları sandıklara koymanın faydasını halka inandırabilmişti.” (Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk’ün sohbetlerinden) “Kırım Savaşı sonrasında, Üsküdar’daki Selimiye Kışlası’nda hasta ve yaralı askerlere peçesiz kadınların bakmakta olduğu duyulunca, “Dinci Müslümanlar” telaşa kapıldılar 1855 Şubat’ında, Boğaz’ın iki yanını sarsan bir “deprem” olunca da bunun nedeninin, “mahrem” yerlerini açan kadınlar olduğuna inanalar oldu.” (162, Alan Palmer’den) “Yıldız Sarayı’ndaki 1309 ve 1311 numaralı kayıtlara göre; “Veba” hastalığının yok edilmesi için “Buhari’nin okutulması, salat ve selamın”okutulması ve 9,10 yaşlarındaki çocukların akşam ile yatsı namazları arasında, minarelere çıkarılıp, ya da yüksek yerlerde “Rahman Suresinin” okutulması yetkililerce önerilmiştir.” (162, Mustafa Çoşturoğlu’ndan) “Balkan Savaşı kaybedilmek üzeredir. Savaşı yöneten subaylar da çağın bilimselliğinden uzak olarak, savaş sırasında yitirdikleri yollarını, “...Müslümanların kitabı olan Kuran’ı(n) ortasından bir iple bağlamış (lar), bu ipe bir anahtar geçirmiş (ler) Mukaddes Kitabı çeviriyor (lar), sonra bırakıyor (lar)” Kuran’ın durduğu yönü saptayarak, gidecekleri yönü tayin etmeye çalışıyorlardı” (162, Rahmi Apak, “Yetmişlik Bir Subayın Hatıraları”ndan) Yıl 1912’dir, Balkan Savaşıbütün hızı ile devam etmektedir. Osmanlı Ordusu yenilmek üzeredir; ordunun yenilgiden kurtulması için, Şeyhülislam’’ makamının düşündüğü tedbir nedir? Çok kolay, 4444 kere dua okunacaktır. Biraz aklı ve mantığı olan bir insan, bu duruma nasıl evet diyebilir? |
||
04-29-2008, 02:20 | #18 | |
Burdur Müftüsü: Hz. Muhammed Çanakkale'de Savaştı!
Alıntı:
|
||
04-29-2008, 02:22 | #19 |
Burdur Müftüsü: Hz. Muhammed Çanakkale'de Savaştı!
Ben Evliyalarin savasa gelip savastigina sonuna kadar inaniyorum.
|
|
04-29-2008, 02:37 | #20 |
Burdur Müftüsü: Hz. Muhammed Çanakkale'de Savaştı!
Savaş sırasında imanının gücüyle Peygamber Efendimizle beraber savşıyormuş gibi hissetmiş olabilir tabii ecdadımız...
Bu onun dinine bağlılığından, takvasından dolayıdır... Ne uğruna savaştığının o kadar farkındadır ki artık tamamen ona odaklanmıştır...Çünkü kendi topraklarında kendi dinini yaşayabilmek uğruna savaşmaktadır.... Bu bağlamda kendini Peygamber Efendimizle ya da Evliyalarla omuz omuza düşmanla savaşırken hissetmesi doğaldır...Bunun Peygamber Efendimizi rüyada görmekten bir farkı yoktur... Tabi ki bu o sırada Peygamber Efendimizin orda bulundğu anlamına gelmez....Acizane benim fikrim... |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|