Anketler Tüm anketlerimizi burada paylaşıyoruz. |
Anketimiz: Çözüm Sürecini ve Dolayısıyla PKK Terörünün Bitirilmesini Destekliyor musunuz? | |||
Evet, Kürt sorunu çözüme ulaştırılsın, PKK terör örgütü etkisiz hâle getirilsin ve böylelikle düşük yoğunluklu savaş sona erdirilsin. | 35 | 92.11% | |
Hayır, Kürt sorunu da bu sorundan kaynaklanan etnik terör de bitirilmesin, düşük yoğunluklu savaş sürsün, insanlar ölmeye ve analar ağlamaya devam etsinler. | 2 | 5.26% | |
Ulusalcıların, laikçilerin ve faşistlerin kara propagandalarının etkisi altındayım ve bu yüzden kararsızım. | 1 | 2.63% | |
Katılımcı sayısı: 38. Sizin bu Ankette oy kullanma yetkiniz bulunmuyor |
03-15-2013, 23:40 | #41 |
Ülkücüler de barış sürecini destekliyor!
Anayasa referandumu öncesinde “Evet” çağrısı yaparak özellikle İç Anadolu'daki ülkücü seçmen üzerinde etkili olan Bağımsız Ülkücü Hareket Platformu'ndan, şimdi de barış ve çözüm süreciyle ilgili ezber bozan açıklamalar yapılıyor. MHP'nin, Kürt sorununun çözümüne yönelik girişimlere karşı takındığı tutumu eleştiren platformda, hükümetin başlattığı çözüm sürecine destek olunması görüşü ağırlık kazanıyor. Platformun kurucularından ve ileri gelenlerinden ülkücü hareketin tanınmış ismi Adnan Baran, önlerine koydukları hedefleri Taraf'a anlattı. HERKES ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMALI 30 yıldır akan kanın Türkler ve Kürtler arasında yaşanan bir sorundan kaynaklanmadığını belirten Adnan Baran, her şeyden önce sorunun Türkiye'deki bütün farklı kimlikleri ezen egemen sistemdenden kaynaklandığının altını çiziyor. Baran şunları söylüyor: “Bu zamana kadar çözüm adına yapılanlar hiçbir problemi çözemediği gibi aksine çözümsüzlüğün kaynağı oldu. İktidar büyük bir risk alarak şimdiye kadar denenmemiş bir şeyi yapmaya çalışıyor. Hiçbir siyasi kaygı taşımadan akan kanın durması adına herkes üzerine düşeni yapmalıdır.” ÜLKE BÖLÜNMEYECEKSE RAZIYIZ PKK ve Abdullah Öcalan Türkiye'de ülkücü hareket açısından en hassas olunan konuların başında geliyor. Dolayısıyla ülkücülerin Abdullah Öcalan'la yapılan görüşmeler konusunda ikna olması kolay değil. Bağımsız Ülkücü Hareket Platformu da çözüme katkı sunarken bu hassasiyetin üzerinde dikkatle duruyor. Adnan Baran bu konuda şunları söylüyor: “İlkesel olarak herkes bu sorun bitsin istiyor. 30 yıldır ‘bebek katili' denilen kişinin muhatap alınması, özellikle ülkücü tabanda çok da olumlu karşılanmıyor. Neticede ülke bölünmeyecek, akan kan duracak, birlik ve beraberlik sağlanacaksa, ‘eh buna da razıyız' diyenlerinin oranı hiç de küçümsenecek gibi değil.” Bağımsız Ülkücü Hareket Platformu bugüne kadar MHP'de Devlet Bahçeli yönetimine yönelik pek çok eleştiride bulundu. Bu eleştirilerin başında “statükoculuk” geliyor. Adnan Baran, MHP'nin akan kanı durduracak çözüm sürecinde yine aynı tavrı sergilediğini belirterek şunları söylüyor: “Sayın Bahçeli ve ekibinin siyasi söylemi yıllardır hep terör üzerinden olmuştur. Terörün çözümü konusundaki önerilerinin ne olduğunu pek kimse bilmez. Zaten bu konuda somut tek bir önerileri de yok. Ama çözümsüzlük konusunda kimse bunlarla yarışamaz. Sorunları sümen altı etmenin çözüm olmadığını anlamış değiller. Bu ve benzeri söylemler Anadolu insanında pek de karşılık bulmuyor. Olmazını söylediğin bir şeyin olurunu söyleyemiyorsan kimse seni ciddiye almaz. Halkını tehdit gören bu sistem korkutarak ayakta kalmış. PKK da bu düzenin ürünüdür. Barış ve kardeşlik ikliminin yeşerdiği yerde ulusalcı elitlerin de etkinlikleri sona erecektir. Ne acı ki, milletin savunucusu olan MHP basiretsiz yöneticiler eliyle çözüm konusunda sorumlu değil sorunlu bir yerde duruyor.” PKK VE BDP İÇİN SINAV Sistemin ceberrut uygulamalarının PKK'nın yaptığı eylemleri meşru göstermeyeceğini belirten Baran, PKK ve BDP için de şunları söylüyor: “Bize göre ister devlet eliyle isterse örgüt eliyle yapılsın zulüm zulümdür. Bu süreç aynı zamanda PKK ve BDP için bir samimiyet testi de olacaktır. Eğer gerçekten amaç Kürt halkının hakları ise bu süreci provoke etmemeleri gerekir. Öncelikle silahları bırakıp meşru yoldan mücadele etme konusunda samimi olduklarını görmek gerekiyor. Ondan sonra af, anadilde eğitim de dâhil olmak üzere her şey medeni ölçüler içerisinde özgürce konuşulup tartışılmalı.” Baran, anayasadaki vatandaşlık tanımıyla ilgili de, “Türklük bir ırka mensup insanların ortak tanımı. Bu tanım ülke insanının tamamı tarafından içselleştirilmediği için önemli bir problem. Mevlana'nın dediği gibi yeni şeyler söylemek lazım cancağzım” diyor. Kaynak Haber 7 15.03.2013 |
|
03-16-2013, 01:54 | #42 | ||||
Alıntı:
Dilin kemiği yok. Senin yaptığın gibi yapıp sana da her türlü şeyi söyleyebilirler; en ağır hakaretleri yapıp en ağır küfürleri edebilirler. Bunlar doğru şeyler değil. Önemli olan şey söylediklerimizin doğru olmasıdır. Söylemiş olduğun yalanlarını ve atmış olduğun iftiralarını, forumumuzda yazmış olduğum bazı önceki mesajlarımı buraya alıntılayarak apaçık ve reddedilemez gerçeklikle kesin olarak çürüteyim inşaallah. Terennüm'ün Mülahazalarım başlıklı konusunda yazmış olduğum bazı mesajlarım şunlardır: 27.07.2012 tarihli ve 17:52 zamanlı mesajım: Alıntı:
27.07.2012 tarihli ve 18:12 zamanlı mesajım: Alıntı:
Alıntı:
Yukarıdaki alıntılardan son alıntı yaptığım mesajımın son cümlesinde şunları yazmışım: "PKK'ya destek veren vatan haini Kürtçüler vatandaşlıktan çıkartılıp sınır dışı edilmelidirler." Ben böyle diyorum, sen de kalkmış bana saçma sapan sözlerle kuru iftiralar atıyorsun. Yukarıdaki mesajlarımı ve AK Parti Forum'da bu konuyla ilgili olarak yazmış olduğum diğer pek çok mesajlarımı okuyunca, yalan ve iftira olduğu apaçık ve kesin olan sözlerin için üzüntü duymalısın. Evet, bu sürece barış süreci denilmesi çözüm süreci denilmesinden çok daha yakışmaktadır ve çözüm süreci başarıya ulaşırsa inşaallah bu durum devletimizin Kürt Halkı'yla barışması anlamına gelecektir. Barış, terör örgütü PKK'yla olmayacak; barış, meşru hakları gasp edilmiş olan Kürt Halkı'yla olacaktır. Kürt Halkı millete değil ama devlete küsmüştür. Çünkü CHP Zihniyeti'nin baskı ve zulümleri sebebiyle Kürt Halkı'nın kimliği yok sayılmış; Kürtlük reddedilmiş ve Kürtler Türklük altında asimile edilmeye çalışılmışlardır. AK Parti, 100 yıllık yanlışa son vererek Kürtlüğü reddeden; ret, inkâr ve asimilasyon politikalarına son verdi. Son 10 yılda Kürt kardeşlerimize pek çok haklar verildi şükürler olsun. Şimdi ise sıra bu meselenin tamama erdirilmesine ve devletin Kürt Halkı'yla barışmasına geldi. Asıl meselemiz PKK meselesi değildir; asıl meselemiz CHP Zihniyeti tarafından Kürtlerin haklarının gasp edilmiş olması sonucunda yaşamakta olduğumuz Kürt meselesidir. Bataklık, Kürt sorunudur; PKK ise Kürt sorunu bataklığında üremiş olan sivrisinek topluluğudur. Kürt sorunu büyük oranda çözüme ulaştırılırsa (bataklık kurutulursa) böylelikle PKK terör örgütü de ya tamamen etkisiz hâle getirilecek ya da onun etkinliği minimize edilmiş (bataklık kurutulduğu için sivrisinekler de doğal olarak ortadan kalkmış) olacaktır inşaallah. Asıl meseleyi PKK meselesi olarak görenler ya hiç tarih bilmeyen ve bu yüzden bu konuda bilgisiz olanlar ya da akılsız kimselerdir. Çünkü PKK, 1984'ten sonra çatışmalı süreci başlatmış bir örgüttür ve PKK'dan önce de pek çok Kürt isyanı yaşanmıştır. Kürt sorununu çözmeden sadece PKK'yı bitirmenin palyatif bir tedbir olduğu ve yarınlarda yine Kürt sorunundan kaynaklanan bir isyanın patlak vermesi kuvvetle muhtemeldir. Yeryüzünde biraz siyaset bilip, biraz da bu konunun tarihi geçmişini bilip de, "Asıl mesele PKK'dır; PKK'yı yok edelim o zaman her şey yoluna girecek ve 10 sene sonra 20 sene sonra PKK benzeri bir terör örgütüyle karşılaşmayacağız." diyebilecek aklı başında 1 insan gösteremezsin. Çünkü aklı olup da Kürt sorununun tarihini az çok bilenler Kürt sorununu çözmeden PKK'yı bitirmenin sadece kirleri halının altına süpürmek anlamında palyatif bir tedbir olduğunu bilirler. Diğer yorumlarına da cevap vereceğim inşaallah. Konu Cihannur tarafından (04-14-2013 Saat 12:36 ) değiştirilmiştir.. |
|||||
03-17-2013, 21:18 | #43 |
Valla bravo barış ve kardeşlik tohumlarınınz gayette başarılı artık APO kardeşinizde daha bir mutlu mesut yaşarsınız. |
|
03-18-2013, 04:55 | #44 | |
Alıntı:
Merakımdan soruyorum şu yapılanlar ile düşmanlığın dahada artacağına mı yoksa barışın mı geleceğine inanıyorsunuz siz binlerce insanın katiline özgürlük derseniz tek bir etnik kökene ayrı statü verelim derseniz nasıl barış gelir nasıl kardeşlik gelir şu resmi görüpte samimiyetle rahatsız olmuyorum aksine sonuna kadar desteklerim diyorsanız diyebileceğim hiç ama hiçbirşey yok. |
||
03-18-2013, 20:00 | #45 |
Mesele orda başlıyor işte hükümet diyor ki bebek katili şerefsize af veya özgürlük söz konusu olamaz ama barış görüşmesi(sözde) yapılan güruhta öcalana özgürlük kürtlere statü verilmeden barış gelmez diyor hatta bunu sadece bdp liler değil bazı Akp lilerde söylüyor peki bu işin içinden nasıl çıkmayı düşünüyor insanlar ?
|
|
03-18-2013, 22:31 | #46 | |
Alıntı:
1- Kürt Sorununun Tespiti: Nasıl ki İngiltere'nin İrlandalı sorunu ve İskoç sorunu, İspanya'nın Katalan sorunu ve Basklı sorunu, Fransa'nın Korsikalı sorunu, Sri Lanka'nın Tamil sorunu ve dünyanın diğer bazı ülkelerinde de çoğunlukta olan etnik kimliklerinin azınlıkta olan etnik kimlikleriyle yaşadıkları sorunlar olduğu gibi, Kürt sorunu da Türkiye'nin bir etnik sorunudur. Kürt kimliği ve Kürt Halkı reddedilemeyeceği gibi Kürt sorunu da reddedilemez. 2- Kürt Sorununun Çözümü: Nasıl ki İngiltere, İrlandalı sorununu demokratikleşmeyle büyük oranda çözüme ulaştırdıysa, nasıl ki İspanya, Katalan sorununu ve Basklı sorununu demokratikleşmeye büyük oranda çözüme ulaştırdıysa, nasıl ki Fransa, Korsikalı sorununu demokratikleşmeyle büyük oranda çözüme ulaştırdıysa, Türkiye de Kürt sorununu demokratikleşmeyle büyük oranda çözüme ulaştıracaktır inşaallah. Türkiye'nin önünde Kürt sorununun çözümünde 2 yol yoktur; 1 yol vardır. Türkiye; Çin Komünist Diktatörlüğü, Kuzey Kore Komünist Diktatörlüğü türü komünist ve faşist bir diktatörlük değildir. Türkiye, demokratik ve özgürlükçü bir ülkedir. Türkiye ve Türk Milleti, demokrasiyi ve özgürlüğü benimsemektedir. Bu yüzden Kürt sorunu faşizan yöntemlerle Kürtleri bastırarak, öldürerek çözümsüzlüğe itilmeyecek, elden gelen tüm çaba gösterilerek demokrasinin ve özgürlüğün arttırılmasıyla bu soruna barışçı bir çözüm getirilecektir inşaallah. Konu Cihannur tarafından (03-18-2013 Saat 22:45 ) değiştirilmiştir.. |
||
03-19-2013, 17:29 | #47 |
Cihannur bunu hakaret olarak algılama ama senin vereceğin hiçbir cevabın benim nezlimde bir değeri yok çünkü hep aynı laflar hep aynı metinler hep aynı kelamlar bazen acaba botlarla mı tartışıyorum diye düşünmüyor değilim Adamlar ülkenin 4 bir yanında bölücübaşı itinin resimleri altında gösteri yaptılar statü verilmezse öcalan iti serbest kalmaz ise barış sekteye uğrar diye meydan okudular devlete sen gelmiş hala barış diyosun kardeşlik diyosun tamil diyosun korsika diyosun bask diyosun içimden sadece He Cihannur He demek geçiyor bilesin.
Sadece şu resimlerden şu durumlardan öcalan adisinin,şerefsizinin git gide nelson mandela vari bir kahramana akil adama dönüştürülme çabasından rahatsız değilseniz sözüm yok artık çünkü söz bitti artık yaşayıp görme vakti , günü gelince gerekirse hesap verme ve hesap sorma zamanını beklemekten ibaret artık herşey. Konu Shaguj tarafından (03-19-2013 Saat 17:56 ) değiştirilmiştir.. |
|
03-19-2013, 22:59 | #48 | |
Alıntı:
Mademki Türkiye'de on yıllar boyunca varlıkları reddedilmiş, hakları gasp edilmiş olan Kürtler ve Kürt Halkı var, öyleyse nasıl ki İngiltere'nin İrlandalı sorunu ve İskoç sorunu, İspanya'nın Katalan sorunu ve Basklı sorunu, Fransa'nın Korsikalı sorunu, Sri Lanka'nın Tamil sorunu ve dünyanın diğer bazı ülkelerinde de çoğunlukta olan etnik kimliklerinin azınlıkta olan etnik kimlikleriyle yaşadıkları sorunlar olduğu gibi, Türkiye'nin de bir Kürt sorunu vardır. Ne yaparsan yap Kürt sorunu gerçekliğini fikren aklî ve mantıkî olarak reddedemezsin. Kürt sorunu gerçekliğini kabul ettikten sonra Türkiye'nin önünde bu sorunu çözmek için sadece 1 yol kalıyor o yol da demokratikleşmedir. Türkiye; Çin Komünist Diktatörlüğü, Kuzey Kore Komünist Diktatörlüğü gibi komünist ve faşist bir diktatörlük değildir. Komünist ve faşist bir diktatörlük olmadığımıza göre, İngiltere gibi, Fransa gibi, İspanya gibi demokratik bir ülke olduğumuza göre, onlar nasıl ki kendi etnik sorunlarını demokratikleşmeyle büyük oranda çözdülerse, biz de kendi etnik sorunumuz olan Kürt sorununu demokratikleşmeyle çözeceğiz inşaallah. Konu Cihannur tarafından (03-19-2013 Saat 23:06 ) değiştirilmiştir.. |
||
03-24-2013, 14:24 | #49 |
Sezen Aksu'nun Gözyaşları Çözüm İçin Aktı
Siyaset sahnesinde Kürt sorununa çözüm sürecinin konuşulduğu Ankara'da, sanat sahnesinde ise Sezen Aksu'nun gözyaşları konuştu. Sezen Aksu, Ermeni Ara Dinkjiyan'ın udu eşliğinde Ahmet Kaya'nın 'Ağladıkça' isimli şarkısını seslendirirken gözyaşlarını tutamadı. Aksu, şarkıyı bölen hıçkırıklarının sebebini, "Hâlâ bu kadar ilkel olduğumuza ağlıyorum. İnsanı insandan bu kadar ayırabildiğimiz için, kanı kandan üstün tuttuğumuz için, günahlarımıza ağlıyorum. Allah affetsin hepimizi." şeklinde açıkladı. Sezen Aksu, 4. Avea Sıradışı Müzik Konserleri kapsamında dün Ankara'da, müzik hayatının farklı dönemlerde ortak çalışmalar yaptığı piyanist/besteci Fahir Atakoğlu ve Ermeni Ara Dinkjian ile ilk defa aynı sahneyi paylaştı. Aksu sahneye çıkmadan önce, birlikte ortak eserleri bulunan Fahir Atakoğlu ve Ara Dinkjian, Ankaralı sanatseverlere bol alkış alan mini bir konser verdiler. "KOCAMAN BİR AİLEYİZ DİYE ŞÜKREDİYORUM" Alkışlar altında sahneye çıkan Sezen Aksu ise seyircilere teşekkür ederek, "Biz, Fahir, Ara bu şarkıları zaten hep bir araya geldiğimizde seslendiriyoruz; ama sizlerin karşısında bu şarkıları söylemek bana, bize çok iyi geliyor. Hatta öyle iyi geliyor ki, Allah'a her gün, iyi ki varsınız diye şükrediyorum. Bu ilişki benim hayatımı, yani herkes için zor olan bu hayatı başkalarına nazaran daha kolay atlatmamı sağladı. Her şeye rağmen ayakta durmamı sağladı. O yüzden sizlere büyük bir şükran besliyorum. Büyük bir şefkat de besliyorum. Birbirimize el veriyoruz, birbirimizin sırtını sıvazlıyoruz. Sizlerle, hiç kimsenin dayatması olmadan, kan bağı olmadan oluşmuş kocaman bir aileyiz. Ben daha ne yapayım, her gün şükredeceğim, başka yapacak bir şey yok." dedi. "UMARIM, CİĞERİNİZİ SÖKEN AŞKLAR YAŞARSINIZ" Şarkılarının arasında seyircilerle sohbet eden Sezen Aksu, hayatına en anlam katan duygunun 'Aşk' olduğunu söyledi. Aşıkken evlat sevgisi kadar yüce duygular yaşadığını, bazen de aşk yüzünden çok acı çektiğini anlatan Aksu, "Özellikle Allah, sevdiklerimi aldığında öyle büyük acılar yaşadım ki... Tabi biz o küçücük aklımızla öyle sorguluyoruz neden diye, arkasındaki büyük sebebi göremiyoruz; ama onca acıya rağmen ben bu büyük aşkları yaşadığım için hep şükrettim Allah'a. Umarım sizler de böyle uğruna canınızı verebileceğiniz, aşktan ciğerinizin söküldüğünü hissettiğiniz, sizi âdeta süründüren büyük aşklar yaşarsınız." sözleriseyircilerin hem kahkahasına hem de alkışına sebep oldu. ESPRİ ÜZERİNE ESPRİ Aksu'nun, annesi ile babasının bu sene evliliklerinin 60'ıncı yıldönümünü kutlayacağını belirterek, "Bense, tamam, belki bir yastıkta aynı kocayla 60 yılı dolduramadım; ama toplamda 60 yıla varabilirim." sözleri de salonu kahkahalarla doldurdu. Annesinin fizikçi olduğunu anımsatan Aksu, "Dünyayı var eden moleküler yapı 16 milyar yıl önce var edildi. Fizikte yoktan hiçbir şey var olmaz, var olan şey de yok olmaz prensibine göre, yeni doğan bir bebekle aynı şartlara sahibim. İkimizin de hücreleri 16 milyar yıllık." diyerek, "Bunu yazın bir yere, hepinize iyi gelecek." diye konuştu. "VİCDAN, İLAHİ BİR TAKİPTİR" Konserini sürdüren Aksu, "Tanrı'nın Gözyaşları" isimli şarkısının, "Her insan meyillidir ihanete, cinayete. Her insan merhametli ve zalimdir. Bir yandan gücün suç ortaklığında. Bir yandan sızlar vicdan, ilahi bir takiptir" şeklindeki sözlerini de şiir olarak okudu. "AĞLADIKÇA'YI AĞLAYARAK SESLENDİRDİ" Programında kendi eserlerinin yanı sıra farklı sanatçıların şarkılarını da seslendiren Aksu, Ahmet Kaya'nın, "Ağladıkça" isimli eserini, Fahir Atakoğlu ve Ermeni Ara Dinkjiyan ile seslendirirken gözyaşlarına hâkim olamadı. Ahmet Kaya'nın "Ağladıkça" isimli eserini seslendiren Sezen Aksu, gözyaşları nedeniyle şarkının sözleri arasında, sık sık Fahir Atakoğlu'nun piyano solosunun doldurduğu aralar vermek zorunda kaldı. Şarkının sonunda, "Sahnede hiç bu denli kontrolünü kaybetmediğini" belirten Aksu, "Ama neden ağladığımı açıklamak istiyorum. Ay'a gittik, Mars'a, oraya buraya... hâlâ bu kadar ilkel olduğumuza, bu kadar zaaflarımıza yenik düştüğümüze ağlıyorum. İnsanı insandan bu kadar ayırabildiğimiz için, kanı kandan üstün tuttuğumuz için. Allah yaratmış işte yahu. Sen istesen de istemesen de herkes var. Herkes var ve herkes olmalı. Günahlarımıza ağlıyorum valla, Allah affetsin hepimizi." dedi. Aksu'nun bu sözleri üzerine seyircilerin birçoğu ayakta alkışa kalkarken, salonda Sezen Aksu ile birlikte birlikte gözyaşı döküldü. Uzun bir süre devam eden alkışların arasından bazı seyirciler, "Sen Ağlama Sezen" diye bağırdılar. Gözyaşlarını silen Aksu, "Anlamıyorum ben de. İnsanın yüzde 70'i su derler, ama benim yüzde yüzüm 100 herhalde, boşalttım boşalttım bitmiyor. Böyle sudan müteşekkil bir insanım ben." diye yanıt verdi. Gözyaşlarını silen Sezen Aksu, hâlen kendini alkışlayan seyircilere, "Gelip de bunu dışarıda anlatırsanız, sizinle selamı sabahı keserim valla. Hepinizi keşfederim. Benim adım Sezen, kapı kapı gezer hepinizi hissederim. Kim dışarıda konuşursa onu bulurum evinde." deyince, salonu bu kez kahkahalar doldurdu. SARİ GYALİN Sezen Aksu, programının sonuna doğru Sarı Gelin türküsünün bir nakaratını da Ermenice, "Sari Gyalin" şeklinde seslendirdi. Aksu'ya Ermeni udi sanatçı Ara Dinkjiyan da eşlik etti. Türkçe ve Ermenice seslendirilen halk türküsüseyircilerden bol alkış aldı. Kaynak Sabah 20.03.2013 |
|
03-24-2013, 14:44 | #50 |
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|